<
haberci
Meraklı Üye
Ümit Yenişehirli yazdı: Bürokrat evlerinden TOKİ'ye
Ümit Yenişehirli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından detayları açıklanan 500 bin konut projesinin bir ilk olduğuna dikkat çekerek tarihteki zayıf konut politikalarını anlatan bir yazı kaleme aldı.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük konut seferberliği için düğmeye basıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milyonların merakla beklediği 500 bin sosyal konut projesinin detaylarını açıkladı.
Buna göre 3 milyon lirayı bile bulmayacak toplam fiyat ve aylık 6.750 TL'den başlayan taksitlerle ev sahibi olunabilecek.
Ayrıca fahiş kiralara karşı ilk kez "kiralık konut" modeli de hayata geçirilecek.
Yeni kampanya, AK Parti iktidarları dönemindeki konuta erişimin tabana yayılıp, kolaylaştırılması politikalarının yeni bir boyutunu oluşturuyor.
TEK PARTİ İKTİDARI, SADECE BÜROKRAT VE MEMURLARA EV YAPIYORDU
Geçmişe bakıldığında ise devletin konut politikaları, Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren, geniş halk kitlelerini değil, sadece tek parti iktidarının üst düzey bürokratik kadrosu ile – hiyerarşik seviyelerine göre - memur kitlesinin ihtiyaçlarına göre kurgulanmıştı.
Ankara'nın başkent ilan edilmesiyle birlikte tek parti CHP yönetiminin, merkezî bürokrasisini kurma amacı doğrultusunda, şehrin imar edilmesi süreci başlamıştı. İletişim Yayınları'nın Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi'nde yer alan bilgilere göre, Ankara'ya o kadar önem veriliyordu ki, buraya yapılan harcama bütün Türkiye'deki belediyelerin 1927'de 28, 1931'de ise 23 katıydı. Rejimin önceliği, devletin otoritesini temsil eden "cesametli" resmi binalar ile bunların içinde çalışacak olanlara konut inşa etmekti. Öyle ki, Mart 1925'te çıkartılan bir kanunla Ankara'da bir defada 4 milyon metrekare arazi istimlak edilmişti. Bu dönemde mağaza ve işyerleri 2,5, evler 1,5 misli artarken, çoğunluğunda memurların oturduğu apartmanlar ise tam 5 misli artmıştı.
YETİMLERE KOL KANAT GERECEKTİ, LOJMAN VE KOOPERATİF EVİ YAPTI
Halkın konut sahibi olması için şehirlere finans desteği sağlamak, bir yandan da yetimlere kol kanat germek amacıyla 20 milyon lira sermayeyle kurulduğu ilan edilen Emlak ve Eytam Bankası ise 1926'dan itibaren uzun yıllar boyunca kaynaklarının yüzde 90'a yakın bölümünü yalnızca Ankara'ya hasretmişti. Daha sonra adı, Türkiye Emlak ve Kredi'ye dönüştürülecek olan bu banka, devlet memurlarına, piyasa gerçekleriyle alakası olmayan fevkalade uygun şartlarda konut kredisi dağıtmıştı.
ÖNCE LOJMAN SONRA DÜŞÜK TAKSİTLİ KOOPERATİF APARTMANI
CHP'nin tek parti iktidarı süresince, kamunun konut yapmaktan anladığı, sadece ve sadece memurları "bir şekilde" dönemine göre gayet modern ve buna ters orantılı olarak da fevkalade uygun maliyetli konutlarla buluşturmaktı. Bu çerçevede; memurlara konut tazminatı veriliyor, memur kooperatifleri için maaşlara ilaveten aylık ek ödeme sağlanıyor, lojman olarak yapılan siteler bir süre sonra içindekilere devrediliyordu.
Ayrıca, memurların kooperatif kurabilmesi için her ay, aylıklarının yarısı kadar ve ileri tarihte ödenmek üzere avans verme sistemi de başlatılmıştı. 1925 yılı bütçesinden itibaren de memurların konut kooperatifi kurması için, bütçe kanununa doğrudan para konularak, bu kaynak, faizsiz ya da çok düşük faizle önceliği askeriye mensupları olmak üzere memurlara verilmeye başlanmıştı. Kamu çalışanları bu yöntemle çok uygun şartlarda bireysel konut sahibi olabilmekteydi.
27 MAYIS DARBESİNDE HALKTAN ALYANS TOPLAYIP SUBAYLARA LOJMAN YAPMIŞLARDI
27 Mayıs 1960 kanlı darbesini yapan cunta ise dönemin basınının yayınlarının da yardımıyla, "Demokrat Parti Hükümeti'nin Hazine'yi boşalttığını, elde altın kalmadığını" ileri sürerek, halka alyansları ve diğer altın yüzükleri ile mücevherlerini bağışlaması çağrısı yapmıştı. Başlatılan "alyans kampanyası"yla TSK'nın silah ve mühimmat ihtiyacının karşılanacağı iddia edilmekteydi.
Cuntacılar, halktan toplanılan alyansların yerine vatandaşa, adına "devrim alyansı" dedikleri bakır ya da ucuz metalik yüzükler veriyordu. Aradan 2,5 yıla yakın bir süre geçip, toplanan alyanslarla silah ve mühimmat alındığına dair resmi makamlardan bir açıklama yapılmazken, Ankara'nın Yücetepe semtinde yapılan askeri lojmanların halktan toplanan bu alyanslarla inşa edildiği konuşulmaya başlanmıştı. Bu tür söylentileri 1962 Haziranı'nda TBMM gündemine getiren Adalet Partisi Maraş Senatörü Nedim Evliya, halkın yeni yapılan lojmanlar için "alyans, yüzük küpe evleri" dediğini aktardıktan sonra, kampanyadaki en büyük sıkıntılardan birinin, resmi kayıt ve makbuzların çok az ya da hiç bulunmaması olduğunu dile getirmişti.
MEMURA AYRICALIK GECEKONDULAŞMAYA YOL AÇTI
Bu dönemde dar gelirli kesimi oluşturan işçiler ile küçük esnafa yönelik olarak ise hiçbir düzenleme yapılmamıştı. Bu durum; kent merkezlerinde konut sorunun, peşi sıra da etkileri günümüze kadar devam eden plansız ve kaçak yapılaşmanın, kısacası gecekondulaşma sorununun en temel sebeplerinden birisi olmuştu.
Türkiye'deki konut politikaları, başlangıcındaki geniş halk yığınlarının aleyhine ilerleyen sürecin ardından, 1950'lerden başlayarak 1980'lere kadar ise devletin fazla planlı olmayan, bozuk ekonomik dengeler nedeniyle de kamu otoritesinin piyasayı belirleyici olamadığı bir ivmede seyretmişti. Dönem, müteahhit sistemi ile bireylerin çoğunlukla Hazine arazilerinde önceleri yasal olmayan biçimde sahiplendikleri sonrasında ise imar aflarıyla "meşru" hale getirilen bir sisteme oturmuştu. Bütün bu yıllar içinde gecekondulaşma da hız kesmeden devam etmişti.
VE TOKİ'Lİ YILLAR…
12 Eylül 1980 darbesinin ardından işbaşına gelen ANAP Hükümeti, 1984 yılında Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı adıyla TOKİ'yi kurmuştu. Başbakan Turgut Özal kurumun; dar ve orta gelirli vatandaşların nitelikli konut ihtiyacını karşılamak için genel idare dışında, özellikle sosyal konut üretimine yoğunlaşmasını amaçlamaktaydı. TOKİ, 1984-2002 yılları arasında konut teknolojisi ve konut finansmanının geliştirilmesinde etkili olmuştu. Bu dönemde 43 bin 145 konut üretilirken, yaklaşık 940 bin konuta da kredi desteği sağlanmıştı. Ancak bir süre sonra genel ekonomik dengelerin bozulması üzerine TOKİ'nin fonlarının genel bütçeye dahil edilmesi nedeniyle kurumun konut üretimi giderek gerilemişti.
TOPLU KONUTTA AK PARTİ FARKI
3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından işbaşına gelen Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümetleri, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hem Başbakanlık hem de Cumhurbaşkanlığı döneminde TOKİ'nin dar ve orta gelirli kesime uygun şartlarda konut sağlaması çalışmalarına çok büyük önem vermesiyle bu alanda büyük bir ilerleme kaydedilmişti. Toplu Konut İdaresi önce Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'na, 2004 yılında Başbakanlığa, 2018 yılında da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlamıştı.
TOKİ Başkanı M. Levent Sungur, geçtiğimiz Aralık ayında, 2002 yılından 2024 yılının sonuna kadar 1 milyon 495 bin 526 konut inşa ettiklerini söylemişti. Öte yandan, 6 Şubat depremi sonrasında bölgede, bugüne kadar 250 bin konut TOKİ tarafından depremzede hak sahiplerine teslim edilirken, 20025 sonuna kadar ise bu sayının 452 bin 983'e ulaşması öngörülüyor.
- Dr. Ali Tosun, "Türkiye'de Konut Politikaları ve TOKİ'nin Rolü", Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi, Yıl 2024, Cilt: 7 Sayı: 2
Doç. Dr. İbrahim İnci - Kübra Aslan, "27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi Sonrası Alyansa Kampanyası", Tarih İncelemeleri Dergisi, Yıl 2021, Cilt: 36, Sayı: 1
Ümit Yenişehirli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından detayları açıklanan 500 bin konut projesinin bir ilk olduğuna dikkat çekerek tarihteki zayıf konut politikalarını anlatan bir yazı kaleme aldı.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük konut seferberliği için düğmeye basıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milyonların merakla beklediği 500 bin sosyal konut projesinin detaylarını açıkladı.
Buna göre 3 milyon lirayı bile bulmayacak toplam fiyat ve aylık 6.750 TL'den başlayan taksitlerle ev sahibi olunabilecek.
Ayrıca fahiş kiralara karşı ilk kez "kiralık konut" modeli de hayata geçirilecek.
Yeni kampanya, AK Parti iktidarları dönemindeki konuta erişimin tabana yayılıp, kolaylaştırılması politikalarının yeni bir boyutunu oluşturuyor.
TEK PARTİ İKTİDARI, SADECE BÜROKRAT VE MEMURLARA EV YAPIYORDU
Geçmişe bakıldığında ise devletin konut politikaları, Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren, geniş halk kitlelerini değil, sadece tek parti iktidarının üst düzey bürokratik kadrosu ile – hiyerarşik seviyelerine göre - memur kitlesinin ihtiyaçlarına göre kurgulanmıştı.
Ankara'nın başkent ilan edilmesiyle birlikte tek parti CHP yönetiminin, merkezî bürokrasisini kurma amacı doğrultusunda, şehrin imar edilmesi süreci başlamıştı. İletişim Yayınları'nın Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi'nde yer alan bilgilere göre, Ankara'ya o kadar önem veriliyordu ki, buraya yapılan harcama bütün Türkiye'deki belediyelerin 1927'de 28, 1931'de ise 23 katıydı. Rejimin önceliği, devletin otoritesini temsil eden "cesametli" resmi binalar ile bunların içinde çalışacak olanlara konut inşa etmekti. Öyle ki, Mart 1925'te çıkartılan bir kanunla Ankara'da bir defada 4 milyon metrekare arazi istimlak edilmişti. Bu dönemde mağaza ve işyerleri 2,5, evler 1,5 misli artarken, çoğunluğunda memurların oturduğu apartmanlar ise tam 5 misli artmıştı.
YETİMLERE KOL KANAT GERECEKTİ, LOJMAN VE KOOPERATİF EVİ YAPTI
Halkın konut sahibi olması için şehirlere finans desteği sağlamak, bir yandan da yetimlere kol kanat germek amacıyla 20 milyon lira sermayeyle kurulduğu ilan edilen Emlak ve Eytam Bankası ise 1926'dan itibaren uzun yıllar boyunca kaynaklarının yüzde 90'a yakın bölümünü yalnızca Ankara'ya hasretmişti. Daha sonra adı, Türkiye Emlak ve Kredi'ye dönüştürülecek olan bu banka, devlet memurlarına, piyasa gerçekleriyle alakası olmayan fevkalade uygun şartlarda konut kredisi dağıtmıştı.
ÖNCE LOJMAN SONRA DÜŞÜK TAKSİTLİ KOOPERATİF APARTMANI
CHP'nin tek parti iktidarı süresince, kamunun konut yapmaktan anladığı, sadece ve sadece memurları "bir şekilde" dönemine göre gayet modern ve buna ters orantılı olarak da fevkalade uygun maliyetli konutlarla buluşturmaktı. Bu çerçevede; memurlara konut tazminatı veriliyor, memur kooperatifleri için maaşlara ilaveten aylık ek ödeme sağlanıyor, lojman olarak yapılan siteler bir süre sonra içindekilere devrediliyordu.
Ayrıca, memurların kooperatif kurabilmesi için her ay, aylıklarının yarısı kadar ve ileri tarihte ödenmek üzere avans verme sistemi de başlatılmıştı. 1925 yılı bütçesinden itibaren de memurların konut kooperatifi kurması için, bütçe kanununa doğrudan para konularak, bu kaynak, faizsiz ya da çok düşük faizle önceliği askeriye mensupları olmak üzere memurlara verilmeye başlanmıştı. Kamu çalışanları bu yöntemle çok uygun şartlarda bireysel konut sahibi olabilmekteydi.
27 MAYIS DARBESİNDE HALKTAN ALYANS TOPLAYIP SUBAYLARA LOJMAN YAPMIŞLARDI
27 Mayıs 1960 kanlı darbesini yapan cunta ise dönemin basınının yayınlarının da yardımıyla, "Demokrat Parti Hükümeti'nin Hazine'yi boşalttığını, elde altın kalmadığını" ileri sürerek, halka alyansları ve diğer altın yüzükleri ile mücevherlerini bağışlaması çağrısı yapmıştı. Başlatılan "alyans kampanyası"yla TSK'nın silah ve mühimmat ihtiyacının karşılanacağı iddia edilmekteydi.
Cuntacılar, halktan toplanılan alyansların yerine vatandaşa, adına "devrim alyansı" dedikleri bakır ya da ucuz metalik yüzükler veriyordu. Aradan 2,5 yıla yakın bir süre geçip, toplanan alyanslarla silah ve mühimmat alındığına dair resmi makamlardan bir açıklama yapılmazken, Ankara'nın Yücetepe semtinde yapılan askeri lojmanların halktan toplanan bu alyanslarla inşa edildiği konuşulmaya başlanmıştı. Bu tür söylentileri 1962 Haziranı'nda TBMM gündemine getiren Adalet Partisi Maraş Senatörü Nedim Evliya, halkın yeni yapılan lojmanlar için "alyans, yüzük küpe evleri" dediğini aktardıktan sonra, kampanyadaki en büyük sıkıntılardan birinin, resmi kayıt ve makbuzların çok az ya da hiç bulunmaması olduğunu dile getirmişti.
MEMURA AYRICALIK GECEKONDULAŞMAYA YOL AÇTI
Bu dönemde dar gelirli kesimi oluşturan işçiler ile küçük esnafa yönelik olarak ise hiçbir düzenleme yapılmamıştı. Bu durum; kent merkezlerinde konut sorunun, peşi sıra da etkileri günümüze kadar devam eden plansız ve kaçak yapılaşmanın, kısacası gecekondulaşma sorununun en temel sebeplerinden birisi olmuştu.
Türkiye'deki konut politikaları, başlangıcındaki geniş halk yığınlarının aleyhine ilerleyen sürecin ardından, 1950'lerden başlayarak 1980'lere kadar ise devletin fazla planlı olmayan, bozuk ekonomik dengeler nedeniyle de kamu otoritesinin piyasayı belirleyici olamadığı bir ivmede seyretmişti. Dönem, müteahhit sistemi ile bireylerin çoğunlukla Hazine arazilerinde önceleri yasal olmayan biçimde sahiplendikleri sonrasında ise imar aflarıyla "meşru" hale getirilen bir sisteme oturmuştu. Bütün bu yıllar içinde gecekondulaşma da hız kesmeden devam etmişti.
VE TOKİ'Lİ YILLAR…
12 Eylül 1980 darbesinin ardından işbaşına gelen ANAP Hükümeti, 1984 yılında Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı adıyla TOKİ'yi kurmuştu. Başbakan Turgut Özal kurumun; dar ve orta gelirli vatandaşların nitelikli konut ihtiyacını karşılamak için genel idare dışında, özellikle sosyal konut üretimine yoğunlaşmasını amaçlamaktaydı. TOKİ, 1984-2002 yılları arasında konut teknolojisi ve konut finansmanının geliştirilmesinde etkili olmuştu. Bu dönemde 43 bin 145 konut üretilirken, yaklaşık 940 bin konuta da kredi desteği sağlanmıştı. Ancak bir süre sonra genel ekonomik dengelerin bozulması üzerine TOKİ'nin fonlarının genel bütçeye dahil edilmesi nedeniyle kurumun konut üretimi giderek gerilemişti.
TOPLU KONUTTA AK PARTİ FARKI
3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından işbaşına gelen Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümetleri, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hem Başbakanlık hem de Cumhurbaşkanlığı döneminde TOKİ'nin dar ve orta gelirli kesime uygun şartlarda konut sağlaması çalışmalarına çok büyük önem vermesiyle bu alanda büyük bir ilerleme kaydedilmişti. Toplu Konut İdaresi önce Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'na, 2004 yılında Başbakanlığa, 2018 yılında da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlamıştı.
TOKİ Başkanı M. Levent Sungur, geçtiğimiz Aralık ayında, 2002 yılından 2024 yılının sonuna kadar 1 milyon 495 bin 526 konut inşa ettiklerini söylemişti. Öte yandan, 6 Şubat depremi sonrasında bölgede, bugüne kadar 250 bin konut TOKİ tarafından depremzede hak sahiplerine teslim edilirken, 20025 sonuna kadar ise bu sayının 452 bin 983'e ulaşması öngörülüyor.
- Dr. Ali Tosun, "Türkiye'de Konut Politikaları ve TOKİ'nin Rolü", Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi, Yıl 2024, Cilt: 7 Sayı: 2
Doç. Dr. İbrahim İnci - Kübra Aslan, "27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi Sonrası Alyansa Kampanyası", Tarih İncelemeleri Dergisi, Yıl 2021, Cilt: 36, Sayı: 1