Yanık olgusunda oldukça önemli olan bir kavram, yanığın genişliğini belirlemek için kullanılan "Dokuzlar Kuralı"dır. Bu kural, vücut yüzeyinin farklı bölgelerinin yanık genişliğini belirlemeye yardımcı olur. Örneğin; baş ve boyun bölgesi %9, kol bölgesi %9, gövde ön ve arka yüzü %18, bacaklar ise %18'lik dilimlerle hesaplanır. Bu şekilde vücuttaki farklı bölgelerin yanıklardan etkilenme oranları belirlenmiş olur.

Yanıkların tedavisi sırasında yanık oluşmuş bölgelerde meydana gelen kabarcıklar, yüzeydeki derinin altında biriken sıvılar nedeniyle oluşan şişliklerdir ve genellikle "bül" olarak adlandırılırlar. Fakat bu kabarcıkların patlatılması önerilmez çünkü bu durum, enfeksiyon riskini artırabilir ve ağrıya sebep olabilir. Yanık bül patlatılmamalı, özel steril küvetlerde antiseptik suyla yıkanarak temizlenmeli ve gerçek yanık bölgeleri belirlenmelidir. Ellerde bulunan büllerin patlatılması, şiddetli ağrıya neden olabileceğinden dolayı yapılmamalıdır.

Yanıkların genişliği ve yanık yüzdesinin hesaplanması tedavi sürecinde oldukça önemlidir. Yanık yüzdesi, hastanın vücut ağırlığı ile yanık genişliğinin çarpılması ile elde edilir. Bu hesaplama sonucu belirlenen yanık yüzdesi, hastaya verilmesi gereken sıvı miktarını belirler ve tedavi planının oluşturulmasında büyük rol oynar. Yanık tedavisi, yanığın derecesine, genişliğine ve cilt tabakalarına ne kadar derinlemesine zarar verdiğine göre farklılık göstermektedir.

Yanık tedavisinde eksizyon ve greftleme gibi cerrahi müdahaleler de gerekebilir. Yanıktan birkaç gün sonra bu işlemler gerçekleştirilir. Özellikle yanık sonrası oluşan skar dokusunun alınması ve bu bölgenin greftleme ile iyileştirilmesi işlemine "eskarektomi" denir. Hastanın genel durumunun stabil hale gelmesi ve hayati fonksiyonlarının kontrol altına alınması beklenerek bu tür cerrahi müdahaleler gerçekleştirilir.

Yanıkların çeşitleri arasında termal yanıklar, radyasyon yanıkları, kimyasal yanıklar ve elektrik yanıkları bulunmaktadır. Bu yanık çeşitleri, cildin ne şekilde hasar gördüğüne, yanığın kaynağına ve derinliğine göre sınıflandırılır. Birinci derece yanıklar (yüzeysel), ikinci derece yanıklar (kısmi kalınlık) ve üçüncü derece yanıklar (tam kalınlık) olmak üzere farklı seviyelerde sınıflandırılırlar. Bu sınıflandırmalar tedavi sürecinde uygulanacak yöntemleri belirlemede önem taşır.