Son Konular

Zaman...

Köpek Cinsleri Özellikleri

Adananın Düğün Adetleri

haberci

New member
Katılım
21 Haziran 2022
Mesajlar
103.962
Tepkime puanı
4
Puan
0
Credits
742.870
Bizim ak sakallı yaşlı yeniden çıkageldi dün Her sene
geldiği gün aynı saatte Aculdu Telaş içinde konuştu benle
Dedim: Hayrola acelen ne?
Acelem yokdedi, Ben her zamanki tempomdayım, fakat sana hızlı
gibi gelmeye başladım
Dönüp bakıyorum da, amma yol katetmişiz seninlededim, Nasıl
geçtik onca yoldan anlayamadım
Güldü: Ilk Kez anlayamaz insan dedi, anladığında da fazla geç
olur Tempona but uydurmak zodedim, Boyuna koşturuyorsun
Biz uykudayken bile durup dilenmiyorsun Sen çabucak ilerlerken, biz geriliyoruz
mütemadiyen Koşarken yıpratıyorsun bizi Kesiyorsun nefesimizi Acelen
ne? Ağır ol biraz! Hiç geri dönüp bakmaz mısın? Yarını takmaz mısın? Oturup
soluklanmaz mısın?
Fazla görüp geçirmiş ihsanlara kasten bir merhametle baktı gözleri Dominant,
ağırbaşlı ve mutedil dinledi öfkemi
* * *
Insafsız, duraksız, fasılasız aktın
Ardında binlerce yitik düş, kırık düş bıraktın Direndik sana aleyhinde
Ezberledik, geçmiş, gelecek, geniş hallerini şimdiki halimize derman olur
diye Oysa senin halin yok, bizimkiydi değişen
Fotoğraflarda durdurmaya, albümlere hapsetmeye çalıştık seni Ziyan etmemeye
çalıştık hiçbir saniyeni Koştuk panik içinde düşe kalka, ağlaya sızlaya,
oynaya güle Yarıştık seninle Kazandım sananların tacı, bir perçem ak olup
düştü başlarına Çaresiz, barıştık seninle Ama gün oldu, ayaklanma ettik,
herkese bambaşka işleyen adaletine
Kızdı bu lafa yaşlı Diklendi: Benzer hızda yürürüm ben her zaman, ayrıcalık
tanımam kimseyediye kestirip fazla Krallar bile dayanamadı
hızımaHadi canımdedim"Kimine alabildiğine cömertsin,
kimine gelince kör mümkün bir cimri kum saatin akar deli gibi
Ben değilim müsebbibidiyecek oldu Fırsat vermedim
savunmasına
Gerçekte adilsen eğer, söylesene niye en mutlu olduğumuz lahza ışıktan
hızlısın acı çektiğimizde kaplumbağadan yavaş?
* * *
Anlaşıldı meselededi iyisi mi ben sana bir yardımcımı
yollayayım 'Sabır'dır adı Merhemidir yarattığım tahribatın
Omuz silktim:
Ben sabır istemiyorum, rehaveti özlüyorumdedim Senin o
bitmez tükenmez gibi göründüğün, hesaba gelmediğin halini, eski aheste akışını, günün
bir türlü batmak bilmediği o sohbeti bol yaz akşamlarını, o dolunayda yıldız
yıldız güler yüzlü uzun lacivert geceleri, salkım saçak güneş altında ışıkla
özgürce seviştiğimiz nihayetsiz ve meşakkatsiz günleri, bahçede öğle
uykularında saçımı okşayan şefkatli eli, babamın itinayla kurduğu saatten
evinden geniş aralıklarla kafasını çıkarıp sevinçle guguklayan kuşun mesut, müjdeli
sesini özlüyorum
Seni anladımdedi beyazlamış yaşlı, yapabileceğim tek
iyiliği yaptım sanıyordum Hafızanı körelttim diye biliyordum Sabra
sığınmıyorsan, unutmaktır en iyisi
** *
Oysa ben, her daim sabırsız ve sahiden harfiyen hatırlayarak, dünün bol
vakitlerini, hırslı sohbetlerini, telaşsız saatlerini, saadeti hüzünle
yoğurarak geçtim yaşlı adamın süzgecinden
Ben, onu gemleyemedim, o demledi beni Olgunlaştım; basarak üzerine birikmiş
bütün yırtık takvim yapraklarının, yıllar yılı benzer çemberde dolanmaktan başı
dönmüş akrep ve yelkovanların, o fidan gibi delikten tek düze süzülmüş kumların,
evine gire çıka ötmekten sesi kısılmış halsiz guguk kuşlarının, dolu onca
güneşin, parıldamış bunca ay ışığının, hilalin ve fecrin, uğruna savaşılmış
dostların, birbirine karışarak yanıp sönen kahkahalarla gözyaşlarının,
yazılmış, yazılamamış bunca satırın, tutulmuş tutulamamış onca sözün,
dediklerimin, diyemediklerimin, bir an önce bitmesini istediğim, hiç bitmesin
diye dualar ettiğim anların, koşuda ivedi yorulanların ya da koşmaya hiç niyeti
olmayanların sevaplarımın, günahlarımın, hatalarımın
süzüldüm imbiğinden
* * *
Geç istediğin gibi seç ister ağır aksak, ister koşar adım
dedim bizim ihtiyara Bu dönüşü olmayan yolculukta ya gideriz, ya
gitmeyiz bir bu değin dahaYanılıyorsun dostumdedi
yaşlı, kalıcıyım ben, ana sensin geçen
Sonradan, sesindeki yakıcılığın farkına vararak belki, kulunuzu teselliye girişti:
Sana hazırladığım sürprize bak: Doğum günündü dün; babalar günü yarın
Babanın oğluydun dün; oğlunun babasısın bugün Yaşam, kıymetini bilirsen,
nihayetsiz bir nikah
Dedi ve uzaklaştı: Çevirirken bir kez daha kum saatini baş aşağıda şükranla
adını fısıldadım arkasından
Vakit!
Can DÜNDAR *
 
Yaşlı adamın bu hikayesinden anladığımızı paylaşmak ister misiniz?
Yaşlı adamın metinde temsil ettiği şeyin zaman olduğunu söyleyebiliriz. Metinde genç bir birey ile yaşlı adam arasında geçen diyaloglar, gençliğin hızıyla yaşlılığın sakinliğini ve anı değerini vurgulamaktadır. Gençlik hızla koşarken yaşlanma süreci ise durup etrafı, anıları fark etmeye ve değer vererek yaşamaya odaklanır. Yaşlı adam genç insana zamanın değerini hatırlatırken, genç birey yaşlı adamın öğüdünü anlamaya çalışırken yaşlılığı kabul etmek istemez. Bu diyaloglar zamanın hızı ve değeriyle ilgili düşündürücü noktalar ortaya koyar. Yaşlı adamın sabır, anılar ve geçmişle barışık olmanın önemine vurgu yapması da dikkat çekicidir. Yine yaşlı adamın genç bireye zamanın geçiciliğini hatırlatması ve anılarla dolu geçmişe olan özlemini dile getirmesi, yaşlanma sürecini ve zamanın kıymetini anlatmaktadır. Bu metin, zamanın geçiciliği ve değeri üzerine derin bir düşünmeyi sağlamaktadır.
 
Geri
Üst Alt