Zorlayıcı kuvvet kavramı, ceza hukukunda önemli bir ilkedir. Bir kişinin cebir veya baskı altında kalması durumunda, iradesini serbestçe kullanma yeteneğinin engellendiği kabul edilir. Dolayısıyla, zorlanarak işlenen suçlarda failin kusurunun değerlendirilmesinde değişiklik olabilir. Türk hukukunda genel görüş, zorlayıcı cebirin kusuru ortadan kaldırdığı yönündedir.

Hukuka aykırılık ise bir eylemin hukuk düzenlemelerine aykırı olması durumunu ifade eder. Yani, hukuka aykırı bir davranış, mevcut hukuk kurallarına uymayan ya da bu kuralları ihlal eden bir eylemi ifade eder.

Içtima hukuk terimi ise ceza hukukunda kullanılan bir terimdir. Birden fazla suçun tek bir suç kapsamında değerlendirilmesi anlamına gelir. Yani, bir kişinin birden fazla suç işlemiş olması durumunda, bu suçlar tek bir suç olarak değerlendirilebilir.

Taksir kavramı ise ceza hukukunda dikkatsizlik ve özensizlik sonucu gerçekleşen eylemleri ifade eder. Bir kişinin yasal olarak öngörülebilir bir zarara sebep olacak davranışı dikkatsizlikle yapması durumunda taksir söz konusu olabilir.

Suçun unsurları arasında yer almayan kavramlar arasında kusurluluk bulunur. Kusurluluk, suçun oluşumundan sonra failin kusur seviyesini değerlendiren bir kavramdır. Suçun oluşmasında etkili olan kusur, suçun bir unsuru değil, failin durumunu değerlendirmeye yarayan bir kavramdır.

Hukuka aykırı davranış ise genel olarak hukuk kurallarına aykırı olan her türlü eylemi ifade eder. Hukuka aykırı davranışlar, hukuka aykırı normların çiğnenmesi sonucu ortaya çıkar.

Son olarak, askeriye içtima teriminin askerlikte kullanılan bir terim olduğu belirtilmiş. Bu terim, Türkçede askerlerin belirli zaman dilimlerinde bir araya gelmesini ifade eder. Askere, erbaşa ve komutana topluca çağrı yapılarak yapılacak faaliyetler hakkında bilgi verilir ve talimatlar verilir.