Yatağa koyduğunuzda hemen uykuya dalan, gece nadiren uyanıp birkaç saniye içinde yeniden mışıl mışıl uyumaya başlayan bir çocuğu kim istemez. Ancak anne babalar her zaman bu kadar şanslı olmayabiliyor. Uzmanlar doğru tanı konulduğu takdirde sorunun üstesinden gelmenin mümkün olduğunu söylüyor
Çocukların 2 yaşına kadar yaşamlarının 13 ayını uykuda geçirdiklerini biliyor muydunuz? 2-5 yaş arası çocukların yaşamlarının yarısı uykuda geçerken, daha ileri yaştaki çocuklarda ve ergenlerde ise bu süre yüzde 40 ı buluyor. Ancak çocukların yüzde 25 i geçici veya uzun süreli uyku sorunu yaşıyor. Bu sorun kendini uykuya dalma güçlüğü, uykuda yürüme, gece altını ıslatma şeklinde gösterebileceği gibi yaşam boyu etkileri sürecek olan horlama, uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu, narkolepsi şeklinde de görülebiliyor. Uyku bozukluklarının sadece gece uykuyu değil, çocukların gündüz fonksiyonlarını, davranışlarını ve okul başarılarını da olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekiyor. Çocuklarda uyku bozuklukları Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu na (DEHB) benzer yakınmalar ile ortya çıkıyor. İşte bu noktada ayırıcı tanı büyük önem taşıyor, aksi takdirde uyku bozukluğu sorunu olan çocuklara DEHB tanısı konulabiliyor. Tanıdaki yanlışlık da beraberinde esas hastalığın tedavisindeki gecikmeyle birlikte bu çocuklara gereksiz yere "amfetamin" türevi ilaçlar verilmesine yol açıyor.
Öğrenmeyi Etkiliyor
Çocuklarda gece uyku kalitesinin gündüz ruh halini, öğrenme becerilerini ve davranışlarını ne kadar etkilediği artık açıkça biliniyor. Okul problemleri olan çocuklarda uykuda solunum bozuklukları, huzursuz bacak sendromu ve periodik bacak hareketi bozukluğu (PLMD) daha sık görülüyor.
Uykuda solunum bozuklukları ve periyodik bacak hareketleri bozukluğu tanılarının uyku çalışmasıyla konulduğunu belirtiyor. Çalışma sırasında çocuun kendini güvende hissetmesini sağlamak amacıyla aileden bir kişinin çocuğun yanında kalması sağlanıyor. Vücuduna çeşitli elektrotlar yapıştırılan ve kemerler bağlanan çocuk uyku sırasında takip ediliyor. Uyku çalışması çocuğa herhangi bir ağrı veya sıkıntı vermiyor.
Sabaha kadar uykusu izlendikten sonra tanı çocuklarda uyku bozuklukları konusunda deneyimi olan bir uzman tarafından değerlendiriliyor. Doğru tanı konulmasında, yakınmaları ve uyku çalışmasının sonuçlarını çocuklarda uyku bozukluğu konusunda deneyimi olan bir uzmanın değerlendirmesi büyük önem taşıyor. Uyku laboratuvarında teknisyen gözetiminde yapılan uyku çalışmaları tanı koymada geçerli olan tek yöntem olma özelliğini sürdürüyor. Toplumda sık karşılaşılan yanlış bir düşünce de, uyku sorunlarının çocuğun büyümesiyle kendiliğinden geçeceğine inanılması.
Bu hastalıkların kendiliğinden geçmediği aksine kronik bir seyir izlediği uyarısında bulunuyor. Örneğin Amerika'da yapılan bir araştırmada uyku problemleri yaşayan 3 yaş grubu çocukların bu sorunu bebeklik döneminden itibaren yaşadıkları belirlenmiş. Ayrıca üniversite öğrencileri arasında yapılan bir başka çalışmada da, bu gençlerin çocukluk çağından itibaren uyku problemleri
yaşadıkları ortaya konmuş.
Uyku Bozuklukları
Çocuklarda uyku bölünmesine neden olan ve DEHB ile en sık karıştırılan hastalıkları şöyle sıralanabilir:
1. Obstrüktif (tıkayıcı) uyku sendromu
Uyku sırasında tekrarlayan havayolu daralması veya tıkanıklığına bağlı olarak uykunun birkaç saniye süreyle sık aralıklarla bölünmesi olarak tanımlanıyor. Çocuklarda uyku sırasında oksijen seviyesinde ciddi düşüş ve karbondioksit düzeyinde artış olabileceği gibi solunum hızında da artma izlenebiliyor.
Belirtileri: Obstrüktif uyku apnesi olan çocuklarda sıklıkla horlama görülüyor. Gürültülü solunum, ağzı açık uyuma, nefes alıp vermek için aşırı çaba harcanması uyku apnesinin tipik belirtilerini oluşturuyor. Uyku sırasında apne denilen birkaç saniye süreyle nefes durmaları olabiliyor, ancak bu şart görülmüyor. Boynunu arkaya doğru aşırı germe gibi tuhaf uyuma pozisyonları gelişebiliyor. Bu pozisyon genel olarak çocuğun farkında olmadan nefes yolunu açık tutmaya yönelik aldığı bir tedbir aslında. Uyku sırasında aşırı hareket etme, sık sık uyanma, göğüste ve ensede aşırı terleme gelişebiliyor. Uyku terörü, uykuda yürüme, diş gıcırdatma, gece altını ıslatma ortaya çıkıyor. Bu çocuklar sabahları uyanmakta güçlük çekiyorlar. Uyandıklarında ise genel olarak huzursuz oluyor, baş ağrısından yakınıyorlar.
Nedeni: Uyku apnesi en sık bademciklerin ve geniz etinin büyüklüğüne bağlı olarak gelişiyor. Ancak astım, alerji, reflü, yarık damak tamiri, obezite, ortodontik bozukluklar, nörolojik ve genetik hastalıklarla birlikte de gelişebiliyor.
Nelere yol açıyor? Gün içinde hiperaktivite, dikkat eksikliği, dürtüsel davranışlar, öğrenme bozuklukları, okul başarısında düşüklük, davranış bozuklukları, sosyal problemler, aşırı düzeyde utangaçlık veya saldırgan, hırçın tutumlar görülebiliyor.
Nasıl tedavi ediliyor? Tedavide çocukların önemli bir kısmında bademciklerin ve geniz etinin alınması yeterli oluyor. Obezlerde, nörolojik ve genetik hastalığı olanlarda ise CPAP denilen ve havayolunu açık tutmaya yarayan hava kompresörleri kullanmak gerekebiliyor. Yine ortodontik tedavi bazı çocuklarda gerekli oluyor. Uygun tedavi yöntemleriyle yüzde 75-100 arasında başarı elde ediliyor. Tedaviye başlandıktan 4-6 hafta sonra semptomların devam etmesi durumunda uyku çalışması tekrarlanıyor ve ek tedave yöntemlerine başvuruluyor.
2. Huzursuz bacak sendromu
Akşam saatlerinde dinlenme sırasında karıncalanma, elektriklenme gibi bacaklarda ortaya çıkan, rahatsız edici hislerle karakterize bir tablo. Huzursuz Bacak Sendromu na sıklıkla Periodik Bacak Hareketi Bozukluğu da eşlik ediyor. Periodik Bacak Hareketi Bozukluğu ayaklarda, dizde kalçada ve nadiren kollarda tekrarlayan sıçramalar olarak kendini gösteriyor. Uyku bölünmesine neden olduğu için gündüz semptomları Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozuklğu ile sıklıkla karışabiliyorlar. Tanısı uyku çalışması ile konuyor.
Belirtileri: Sıklıkla bacaklarda karıncalanma, elektriklenme, bacak kemiklerinde kaşıntı, bacakların içinde baloncukların dolaşması gibi son derece zengin bir tanımlama yelpazesine sahip. Bacaklarda tanımlanan hisler yürüme ve hareketle geçiyor. Ancak hareket durduğunda tipik olarak tekrar ortaya çıkıyor. Dolayısıyla huzursuz bacak sendromu sıklıkla uykuya dalma güçlüğüne yol açıyor. Çocuklarda büyüme ağrıları, uykuya direnç gösterme ve uykuyu dalma güçlükleriyle karışabiliyor. Bu çocuklar uyku sırasında aşırı hareket ediyor ve sık sık uyanıyorlar. Sabahları ise zor ve yorgun kalkıyorlar.
Nedeni: Vücuttaki dopamin metabolizmasındaki bir bozukluğa bağlı olarak ortaya çıkıyor. Sıklıkla anne veya babadan geçiyor. Serum ferritin düzeyinin düşük olması, kronik böbrek yetmezliğinde görülen üre yüksekliği de bu hastalığa neden olabiliyor.
Nelere yol açıyor? Obstrüktif uyku apne sendromuna benzer şekilde davranış ve öğrenme bozuklukları, okul problemleri ortaya çıkıyor.
Nasıl tedavi ediliyor? Gerek huzursuz bacak sendromu, gerekse periodik bacak hareketi bozukluğunda ilaç tedavisi öneriliyor. Çok düşük dozda uygulanan çeşitli ilaçlar (Dopamin agonistler gibi) yardımıyla yakınmalar geçiyor. demir eksikliği veya böbrek yetmezliğine bağlı gelişmiş ise bu hastalıkların tedavisi ile Huzursuz Bacak Sendromu kontrol altına alınbiliyor.
3. Hiperaktivite
DEHB genel olarak dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüsel davranmayla karakterize bir tablo olarak nitelendiriliyor. Buna sıklıkla öğrenme güçlükleri, okul performansında düşüklük ve sosyal ilişkilerinde sorunlar eşlik ediyor. DEHB olan çocuklarda ek olarak uyku bozukluklarının sıklıkla görülebilir. Yapılan çalışmalarda, bu çocuklarda uyku problemlerinin 5 kat daha fazla olduğu tespit edilmiş. Bu çocuklarda uyku bozukluğunun tedavisiyle DEHB tablosunun hafiflediği, semptomların azaldığı belirlenmiş.
Belirtileri: Yaşıtlarına göre aşırı hareketlilik, dürtüsel davranma, dikkat eksikliği görülüyor. Sık görülen uyku sorunları ise uyku saati geldiğinde yatmamak için direnme, uykuya dalma güçlüğü, sık uyanma, horlama, uyku sırasında aşırı hareket etme ve gece altını ıslatma yer alıyor.
Nelere yol açıyor? DEHB öğrenme güçlükleri, okul performansında düşüklük ve sosyal ilişkilerde sorunlara neden oluyor.
Nasıl tedavi ediliyor? Hiperaktivite sorununda davranışsal yöntemlerin yanı sıra sıklıkla amfetamin türevi uyarıcı ilaçlarından da yararlanılıyor. Uygun tedaviyle sorunların üstesinden gelebilmek mümkün olabiliyor.
Bunlara dikkat edin!
- Uyku bozuklukları sadece gece uykuyu değil gündüz fonksiyonlarını, davranışları ve okul başarısını da etkiliyor.
- Davranış, öğrenme ve okul problemleri yaşayan bütün çocuklar uyku bozuklukları açısından sorgulanmalı. Ayrıca kilo alma problemi olan çocukların uyku bozukluğu açısından mutlaka araştırılmaları öneriliyor.
- DEHB tanısı konan her çocuk altta yatan veya eşlik eden uyku bozukluğu açısından mutlaka araştırılmalı. Özellikle ilaç tedavisi başlanacak olan çocuklarda uyku çalışması asla atlanmaması gereken bir basamak.
- Uyku bozuklukları kendiliğinden geçmez. Belirli tedavi yöntemleriyle kısa sürede uyku bozukluklarından kurtulmak mümkün.
- Nörolojik ve genetik hastalıklarda uykuda solunum bozuklukları sık görülüyor. Tedavi ile bu çocukların gündüz davranışlarında da önemli düzelmeler sağlanıyor.
Uyku bozukluğu nelere yol açıyor?
- Dikkat toplamada güçlük
- Aşırı hareketlilik n Gündüz aşırı uyku hali
- Dürtüsellik
- Huysuzluk
- Hırçınlık
- Okul performansında düşüklük
- Öğrenme bozuklukları
- Sosyal ilişkilerde sorunlar
- Kalp yetmezliği, yüksek tansiyon
- Patolojik derecede utangaçlık
- Derin uyku sırasında salgılanan büyüme hormonu uyku bölünmesinden olumsuz etkileniyor. Bu çocuklar büyümede kullanacakları enerjiyi gece uykuda solumak için kullanmak zorunda kalıyor. Bu nedenle büyüme ve gelişme geriliği görülüyor.
Çocukların 2 yaşına kadar yaşamlarının 13 ayını uykuda geçirdiklerini biliyor muydunuz? 2-5 yaş arası çocukların yaşamlarının yarısı uykuda geçerken, daha ileri yaştaki çocuklarda ve ergenlerde ise bu süre yüzde 40 ı buluyor. Ancak çocukların yüzde 25 i geçici veya uzun süreli uyku sorunu yaşıyor. Bu sorun kendini uykuya dalma güçlüğü, uykuda yürüme, gece altını ıslatma şeklinde gösterebileceği gibi yaşam boyu etkileri sürecek olan horlama, uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu, narkolepsi şeklinde de görülebiliyor. Uyku bozukluklarının sadece gece uykuyu değil, çocukların gündüz fonksiyonlarını, davranışlarını ve okul başarılarını da olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekiyor. Çocuklarda uyku bozuklukları Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu na (DEHB) benzer yakınmalar ile ortya çıkıyor. İşte bu noktada ayırıcı tanı büyük önem taşıyor, aksi takdirde uyku bozukluğu sorunu olan çocuklara DEHB tanısı konulabiliyor. Tanıdaki yanlışlık da beraberinde esas hastalığın tedavisindeki gecikmeyle birlikte bu çocuklara gereksiz yere "amfetamin" türevi ilaçlar verilmesine yol açıyor.
Öğrenmeyi Etkiliyor
Çocuklarda gece uyku kalitesinin gündüz ruh halini, öğrenme becerilerini ve davranışlarını ne kadar etkilediği artık açıkça biliniyor. Okul problemleri olan çocuklarda uykuda solunum bozuklukları, huzursuz bacak sendromu ve periodik bacak hareketi bozukluğu (PLMD) daha sık görülüyor.
Uykuda solunum bozuklukları ve periyodik bacak hareketleri bozukluğu tanılarının uyku çalışmasıyla konulduğunu belirtiyor. Çalışma sırasında çocuun kendini güvende hissetmesini sağlamak amacıyla aileden bir kişinin çocuğun yanında kalması sağlanıyor. Vücuduna çeşitli elektrotlar yapıştırılan ve kemerler bağlanan çocuk uyku sırasında takip ediliyor. Uyku çalışması çocuğa herhangi bir ağrı veya sıkıntı vermiyor.
Sabaha kadar uykusu izlendikten sonra tanı çocuklarda uyku bozuklukları konusunda deneyimi olan bir uzman tarafından değerlendiriliyor. Doğru tanı konulmasında, yakınmaları ve uyku çalışmasının sonuçlarını çocuklarda uyku bozukluğu konusunda deneyimi olan bir uzmanın değerlendirmesi büyük önem taşıyor. Uyku laboratuvarında teknisyen gözetiminde yapılan uyku çalışmaları tanı koymada geçerli olan tek yöntem olma özelliğini sürdürüyor. Toplumda sık karşılaşılan yanlış bir düşünce de, uyku sorunlarının çocuğun büyümesiyle kendiliğinden geçeceğine inanılması.
Bu hastalıkların kendiliğinden geçmediği aksine kronik bir seyir izlediği uyarısında bulunuyor. Örneğin Amerika'da yapılan bir araştırmada uyku problemleri yaşayan 3 yaş grubu çocukların bu sorunu bebeklik döneminden itibaren yaşadıkları belirlenmiş. Ayrıca üniversite öğrencileri arasında yapılan bir başka çalışmada da, bu gençlerin çocukluk çağından itibaren uyku problemleri
yaşadıkları ortaya konmuş.
Uyku Bozuklukları
Çocuklarda uyku bölünmesine neden olan ve DEHB ile en sık karıştırılan hastalıkları şöyle sıralanabilir:
1. Obstrüktif (tıkayıcı) uyku sendromu
Uyku sırasında tekrarlayan havayolu daralması veya tıkanıklığına bağlı olarak uykunun birkaç saniye süreyle sık aralıklarla bölünmesi olarak tanımlanıyor. Çocuklarda uyku sırasında oksijen seviyesinde ciddi düşüş ve karbondioksit düzeyinde artış olabileceği gibi solunum hızında da artma izlenebiliyor.
Belirtileri: Obstrüktif uyku apnesi olan çocuklarda sıklıkla horlama görülüyor. Gürültülü solunum, ağzı açık uyuma, nefes alıp vermek için aşırı çaba harcanması uyku apnesinin tipik belirtilerini oluşturuyor. Uyku sırasında apne denilen birkaç saniye süreyle nefes durmaları olabiliyor, ancak bu şart görülmüyor. Boynunu arkaya doğru aşırı germe gibi tuhaf uyuma pozisyonları gelişebiliyor. Bu pozisyon genel olarak çocuğun farkında olmadan nefes yolunu açık tutmaya yönelik aldığı bir tedbir aslında. Uyku sırasında aşırı hareket etme, sık sık uyanma, göğüste ve ensede aşırı terleme gelişebiliyor. Uyku terörü, uykuda yürüme, diş gıcırdatma, gece altını ıslatma ortaya çıkıyor. Bu çocuklar sabahları uyanmakta güçlük çekiyorlar. Uyandıklarında ise genel olarak huzursuz oluyor, baş ağrısından yakınıyorlar.
Nedeni: Uyku apnesi en sık bademciklerin ve geniz etinin büyüklüğüne bağlı olarak gelişiyor. Ancak astım, alerji, reflü, yarık damak tamiri, obezite, ortodontik bozukluklar, nörolojik ve genetik hastalıklarla birlikte de gelişebiliyor.
Nelere yol açıyor? Gün içinde hiperaktivite, dikkat eksikliği, dürtüsel davranışlar, öğrenme bozuklukları, okul başarısında düşüklük, davranış bozuklukları, sosyal problemler, aşırı düzeyde utangaçlık veya saldırgan, hırçın tutumlar görülebiliyor.
Nasıl tedavi ediliyor? Tedavide çocukların önemli bir kısmında bademciklerin ve geniz etinin alınması yeterli oluyor. Obezlerde, nörolojik ve genetik hastalığı olanlarda ise CPAP denilen ve havayolunu açık tutmaya yarayan hava kompresörleri kullanmak gerekebiliyor. Yine ortodontik tedavi bazı çocuklarda gerekli oluyor. Uygun tedavi yöntemleriyle yüzde 75-100 arasında başarı elde ediliyor. Tedaviye başlandıktan 4-6 hafta sonra semptomların devam etmesi durumunda uyku çalışması tekrarlanıyor ve ek tedave yöntemlerine başvuruluyor.
2. Huzursuz bacak sendromu
Akşam saatlerinde dinlenme sırasında karıncalanma, elektriklenme gibi bacaklarda ortaya çıkan, rahatsız edici hislerle karakterize bir tablo. Huzursuz Bacak Sendromu na sıklıkla Periodik Bacak Hareketi Bozukluğu da eşlik ediyor. Periodik Bacak Hareketi Bozukluğu ayaklarda, dizde kalçada ve nadiren kollarda tekrarlayan sıçramalar olarak kendini gösteriyor. Uyku bölünmesine neden olduğu için gündüz semptomları Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozuklğu ile sıklıkla karışabiliyorlar. Tanısı uyku çalışması ile konuyor.
Belirtileri: Sıklıkla bacaklarda karıncalanma, elektriklenme, bacak kemiklerinde kaşıntı, bacakların içinde baloncukların dolaşması gibi son derece zengin bir tanımlama yelpazesine sahip. Bacaklarda tanımlanan hisler yürüme ve hareketle geçiyor. Ancak hareket durduğunda tipik olarak tekrar ortaya çıkıyor. Dolayısıyla huzursuz bacak sendromu sıklıkla uykuya dalma güçlüğüne yol açıyor. Çocuklarda büyüme ağrıları, uykuya direnç gösterme ve uykuyu dalma güçlükleriyle karışabiliyor. Bu çocuklar uyku sırasında aşırı hareket ediyor ve sık sık uyanıyorlar. Sabahları ise zor ve yorgun kalkıyorlar.
Nedeni: Vücuttaki dopamin metabolizmasındaki bir bozukluğa bağlı olarak ortaya çıkıyor. Sıklıkla anne veya babadan geçiyor. Serum ferritin düzeyinin düşük olması, kronik böbrek yetmezliğinde görülen üre yüksekliği de bu hastalığa neden olabiliyor.
Nelere yol açıyor? Obstrüktif uyku apne sendromuna benzer şekilde davranış ve öğrenme bozuklukları, okul problemleri ortaya çıkıyor.
Nasıl tedavi ediliyor? Gerek huzursuz bacak sendromu, gerekse periodik bacak hareketi bozukluğunda ilaç tedavisi öneriliyor. Çok düşük dozda uygulanan çeşitli ilaçlar (Dopamin agonistler gibi) yardımıyla yakınmalar geçiyor. demir eksikliği veya böbrek yetmezliğine bağlı gelişmiş ise bu hastalıkların tedavisi ile Huzursuz Bacak Sendromu kontrol altına alınbiliyor.
3. Hiperaktivite
DEHB genel olarak dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüsel davranmayla karakterize bir tablo olarak nitelendiriliyor. Buna sıklıkla öğrenme güçlükleri, okul performansında düşüklük ve sosyal ilişkilerinde sorunlar eşlik ediyor. DEHB olan çocuklarda ek olarak uyku bozukluklarının sıklıkla görülebilir. Yapılan çalışmalarda, bu çocuklarda uyku problemlerinin 5 kat daha fazla olduğu tespit edilmiş. Bu çocuklarda uyku bozukluğunun tedavisiyle DEHB tablosunun hafiflediği, semptomların azaldığı belirlenmiş.
Belirtileri: Yaşıtlarına göre aşırı hareketlilik, dürtüsel davranma, dikkat eksikliği görülüyor. Sık görülen uyku sorunları ise uyku saati geldiğinde yatmamak için direnme, uykuya dalma güçlüğü, sık uyanma, horlama, uyku sırasında aşırı hareket etme ve gece altını ıslatma yer alıyor.
Nelere yol açıyor? DEHB öğrenme güçlükleri, okul performansında düşüklük ve sosyal ilişkilerde sorunlara neden oluyor.
Nasıl tedavi ediliyor? Hiperaktivite sorununda davranışsal yöntemlerin yanı sıra sıklıkla amfetamin türevi uyarıcı ilaçlarından da yararlanılıyor. Uygun tedaviyle sorunların üstesinden gelebilmek mümkün olabiliyor.
Bunlara dikkat edin!
- Uyku bozuklukları sadece gece uykuyu değil gündüz fonksiyonlarını, davranışları ve okul başarısını da etkiliyor.
- Davranış, öğrenme ve okul problemleri yaşayan bütün çocuklar uyku bozuklukları açısından sorgulanmalı. Ayrıca kilo alma problemi olan çocukların uyku bozukluğu açısından mutlaka araştırılmaları öneriliyor.
- DEHB tanısı konan her çocuk altta yatan veya eşlik eden uyku bozukluğu açısından mutlaka araştırılmalı. Özellikle ilaç tedavisi başlanacak olan çocuklarda uyku çalışması asla atlanmaması gereken bir basamak.
- Uyku bozuklukları kendiliğinden geçmez. Belirli tedavi yöntemleriyle kısa sürede uyku bozukluklarından kurtulmak mümkün.
- Nörolojik ve genetik hastalıklarda uykuda solunum bozuklukları sık görülüyor. Tedavi ile bu çocukların gündüz davranışlarında da önemli düzelmeler sağlanıyor.
Uyku bozukluğu nelere yol açıyor?
- Dikkat toplamada güçlük
- Aşırı hareketlilik n Gündüz aşırı uyku hali
- Dürtüsellik
- Huysuzluk
- Hırçınlık
- Okul performansında düşüklük
- Öğrenme bozuklukları
- Sosyal ilişkilerde sorunlar
- Kalp yetmezliği, yüksek tansiyon
- Patolojik derecede utangaçlık
- Derin uyku sırasında salgılanan büyüme hormonu uyku bölünmesinden olumsuz etkileniyor. Bu çocuklar büyümede kullanacakları enerjiyi gece uykuda solumak için kullanmak zorunda kalıyor. Bu nedenle büyüme ve gelişme geriliği görülüyor.