Son konular

Abdulehad

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
56
Yaş
36
Coin
256,936
ABDULEHAD

Hindistan evliyasından İsmi, Abdulehad bin Zeynelabidin'dir Hazreti Omer'in neslindendir 1520 (H927) senesinde doğdu 1598 (H1007) senesinde Serhend'de vefat etti Kabri şehrin dışında kuzey tarafındadır İmamı Rabbani hazretleri, Abdulehad'ın yedi oğlundan dorduncusudur

Abdulehad genc yaşta Hindistan'ın buyuk alimi AbdulkuddUs'un ilim meclisinde ve sohbetlerinde bulunup, tasavvufta manevi dereceler kazandı Devamlı hizmet ve sohbetinde kalmayı arzu ettiğini bildirince AbdulkuddUs hazretleri ona; Once lazım olan din bilgilerini oğren İlim deryasında balık gibi yuz, bir sahilden diğer sahile gec, sonra yine bize gel Bu yola bel bağla ki, ilimsiz vilayet, velilik; tuzu az yemeğe benzerbuyurdu

Abdulehad bu sozleri dinledikten sonra, hocası AbdulkuddUs'un yaşlı olduğunu, donuşunde vefat etmiş olabileceğini ve bir daha da ona kavuşamayacağını duşunerek; Korkarım ki, sonra, bu aziz ve yuksek sohbeti bulamamdedi Bunun uzerine; Eğer beni bulamazsan, oğlum Rukneddin'in sohbetine devam et ve arayacağını onda arabuyurdu Sabredeyim, bakalım yuksek keremleri ne gosterirsozu gereğice, zahiri ilimleri tahsil icin oradan ayrıldı Daha tahsili bitmeden, hocası AbdulkuddUs hazretleri vefat etti Tahsilini tamamladıktan sonra, hocası AbdulkuddUs'un işareti uzerine, Şeyh Rukneddin'in yanına gitti O da babasının işaretine uyarak, Abdulehad'a buyuk bir alaka gosterip tasavvufta yetiştirdi Kadiriyye ve Ceştiyye tarikatlarından icazet, diploma verdi

Abdulehad hazretleri, hocası AbdulkuddUs'un en başta gelen talebelerinden Şeyh Celal Tehaniseri'nin sohbetlerine de devam etti Onun meclisinde iken, Kadiri tarikatının o zaman en buyuk alimi olan Şah Kemal ile goruşup sohbette bulundu Bu goruşmeleri senelerce devam etti ve bu sohbetlerden cok faydalar elde etti Şah Kemal ile goruşmesi ve tanışması Şeyh Celal Tehaniseri'nin bir sohbeti sırasında olmuştu Birgun Şah Kemal Şeyh Celal Tehaniseri'nin sohbetine gelmiştiAbdulehad, Şah Kemal'in ustun hallerini gorunce, onunla tanışıp dost olmak istedi Sohbetten sonra dışarı cıkınca goruşup tanıştı Abdulehad'a; Benim ismim Kemal'dir Pail'de otururum, evim oradadır Eğer sohbetimizin sırrını anlamak isterseniz, oraya buyurun da sohbet edelimdedi Pail, Serhend şehrine bağlı, yirmiyirmi beş kilometre mesafede bir kasaba idi

Şah Kemal, Abdulkadir Geylani hazretlerinin tarikatı silsilesinden olan Şeyh Fudayl'a talebe olmuş, tasavvufda yuksek haller sahibi bir zat idi Tasavvuf halleriyle kendinden gecmiş bir vaziyette, tenha yerlerde ve sahralarda dolaşırdı Suya, yemeğe, yatmaya ve konuşmaya ihtiyacı olunca, bulunduğu ıssız ve kurak sahralardan ansızın bir şehir gorunur, orada bulunanlar Şah Kemal'e hurmet ve ikram gostererek, arzu ettiği şeyleri istemeden getirir, ziyafetler verirlerdi Şah Kemal getirilen yemeklerden yer, sularından icer, gece de yanlarında kalırdı Sabahleyin ortalık aydınlanmaya başlayınca, o gorunen şehir ve insanlar gozden kaybolur, yine sahrada yalnız kalırdı

İmamı Rabbani hazretleri, babası Abdulehad'ın, hocası Şah Kemal'den şoyle bahsettiğini nakletmiştir:

Şeyh tasavvufun ince meselelerini anlatmak istediğinde, dinleyenlerin ilimdeki seviyelerine gore konuşur, sırları cozebilecekleri derecede anlatırdı

İmamı Rabbani de Şeyh Kemal hakkında; Keşf, gozum acıldığı zaman, Gavsı Sekaleyn Abdulkadiri Geylani'den sonra, Kadiri tarikatı buyukleri arasında Şeyh Kemal gibisini az gordumbuyurmuştur

Abdulehad Serhend'e gelince, oradan Şah Kemal'in bulunduğu Pail kasabasına gitti Orada Şah Kemal ile sohbetler yapıp aralarında muhabbet ve dostluk meydana geldi Şah Kemal de colukcocuğuyla Pail'den Serhend'e gelir, gunlerce kalıp Abdulehad ile sohbet ederlerdi Abdulehad Şah Kemal'in sohbetlerinde sayısız faydalar elde edip, şaşılacak hallere ve kerametlere şahid oldu Şah Kemal 1 (H981) senesinde, seksen yaşında vefat edince Serhend'in Kihtel kasabasında defn edildi

Abdulehad, ilim ve marifette yukselmek icin yaptığı seyahatler sırasında, pekcok ilim ve marifet sahibinin sohbetinde bulundu Sonra memleketine donup, vefatına kadar Serhend'de kaldı Omru insanlara faydalı olmakla gecti Geceleri taat ve ibadetle gecirir, Allah icin ağlar, gozyaşı dokerdi Cok talebesi ve sevenleri vardı TevazUsundan dolayı kendini hic kimseden farklı gormez ve hic birinin kendisine hizmet etmesini kabUl etmezdi Ekseriya, evinin ihtiyaclarını pazardan kendisi taşır, kimsenin taşımasına musaade etmezdi Omrunu ResUli ekreme oyle bir bağlılık ile gecirdi ki, bir sunneti bile terk etmezdi Sunnet olan taatları ve duaları yapar, tasavvuf ehlinin, azimetle, en iyi olduğu bildirilenle amel etmesi husUsuna da dikkat ederdi

Gunduzleri, kendisinden ilim oğrenmek isteyen talebelere ders verirdi Bu hususta yazılmış olan uzun ve zor kitapları, en ince noktalarına kadar gayet guzel acıklayıp izah ederdi Her ilimde, bilhassa fıkıh ve usUl ilminde eşsiz bir alimdi Zamanın alimleri ve buyukleri onu kendilerine hoca ve ustad kabUl ederek cok istifade ederlerdi Şoyle nakledilmiştir ki; Abdulehad hazretleri usUl ilminde meşhUr bir eser olan UsUli Pezdevi'nin derin manalarındaki incelikleri acık bir şekilde anlatırdı

Okuyarak, calışarak elde edilen bilgilerle, manevi bilgileri birleştirmişti

Te'arrUf, AvarifulMe'arif ve FusUsulHıkem ve bunlar gibi evliyanın buyukleri tarafından yazılmış olan kitapları okur ve cok guzel izah ederdi Pekcok şevk ve zevk sahibi, onun yanında bu kitapların okunmasından ve dinlemekten haz alırdı Uzaktan yakından sohbetine gelerek, okunan kitapları ve Abdulehad'ın yaptığı izahları dinlerlerdi Onun anlatışının ve sohbetinin bereketiyle maksatlarına kavuşurlardı Şeyhi Ekber Muhyiddin Arabi'nin bildirdiği ince manaları anlamakta eşsiz idi Allahu tealanın ihsanı ile, yaratılışının yuksekliğinden ve cok yuksek maksatlı olmasından, dinin emirlerine tam uyar, İslamiyete uymayan hallere ve sozlere değer vermezdi İmamı Rabbani hazretleri; Pederim ve ustadım, sebebi hayatım ve saadetim; abdestte, taharette ve namazda, pek ziyade dikkat gosterir, edeplere riayet ederdi Ben bunları babamdan gorerek oğrendim Herbir edebe, butun incelikleri ile riayeti kitablardan oğrenmek kolay değildirbuyurmuştur

Bir gun, sadık dostlarından birisi Abdulehad'ın odasına girmişti İceri girer girmez, Abdulehad hazretlerini, uzuvları kopmuş ve kesilmiş, yere uzanmış bir halde gordu İceri giren kimse, bu işi yapan, ya hırsız yahut da duşmandır diye duşundu Sonra korkarak ve bağırarak, buyuk bir uzuntu ile dışarı cıktı Bir başkasına bu durumu bildirdi Hemen ikisi birden odaya girdiler Bir de baktılar ki, Abdulehad hazretleri, rahat ve sağlam bir şekilde murakabe eder bir halde oturuyor Ağlayarak ayaklarına kapandılar Onlara; Ben hayatta kaldığım muddetce bu sırrı kimseye soylemeyin!buyurdu Bu halin sebebini sorduklarında da; Oyle bir şey idi ki, onu anlatacak soz bulamambuyurdular Fakat hali ile sanki Mevlana Celaleddini RUmi'nin şu beytlerini terennum ediyordu

Duşmanız kendimize, o yar bizi cekiyor
Gark olmuşuz denize, bizi dalga cekiyor
Onun aşıklarına, Azrail'in yolu yok,
Dostun aşıklarını, sevda aşkı cekiyor
Susamışlar figan eder,
Gizlice yuz can verir, dildari peyda cekiyor
Yeter, aşıkların katlinin sırrını soylersem,
Munkirleri kızdırıp, inkarını cekiyor

Abdulehad, evliyanın meşhUrlarından olan ve oğlu İmamı Rabbani'nin hocası Bakibillah hazretleri ile goruşmeyi cok arzu ettiği halde, goruşemeden vefat etmişti Bunu, İmamı Rabbani hazretleri şoyle anlatmıştır:

Babamın bu buyuk arzUsunu vefatından sonra, Muhammed Bakibillah hazretlerine arzettim Biz de onları gormeyi cok isterdik Serhend'e gitseydik onlardan bir şey oğrenirdikbuyurdu

İmamı Rabbani hazretleri yine şoyle anlatmıştır:

Babamın bana; Ehli beytin sevgisinin, iman ve husni hatimeye yani son nefeste iman ile gitmeye buyuk tesiri olurdediğini hatırlayınca, can verme anlarında bunu kendisine sordum Allahu tealaya hamd ve şukurler olsun, o muhabbetle ve sevgiyle doluyum, nimet deryasında yuzuyorumbuyurdu Beyt:

İlahi! Fatıma evladı hurmetine,
Son sozum kelimei tevhid eyle
 
Üst Alt