Kış aylarının gelmesiyle birlikte metabolizmamızın yavaşlaması, hareketlilik durumumuzun azalması, D vitamininden az yararlanmamız, gece atıştırmalıklarının artmasına bağlı olarak kilo artışı yaşıyoruz. Kalın giysilerin kiloları gizlemesi nedeniyle bu durumu fark etmesek de yeni kıyafet alırken eski giydiğimiz bedendeki kıyafetlere sığamamamız ve kendimizi kalınlaşmış hissetmemiz ile birlikte ’’ Acil kilo vermeliyim’’ sinyalleri beynimizde çalmaya başladı.
Peki, acil kilo verelim tamam ama hızlı kilo verelim mi?
Hepimiz bir anda tüm fazla kilolarımızdan kurtulup fit bir vücuda kavuşmak isteriz. Bunu yaparken de popüler olan diyetlere internet, dergi, kitap vs. aracılığıyla düşük kalorili diyetlere ulaşma eğiliminde oluruz. ‘’Ekmeği kestim hiç ekmek yemeyeceğim diyetteyim, sadece sebze yiyeceğim, diyetteyim sıfır yağ kullanıyorum ‘’ v.b hatalı diyet uygulamalarında aynı zamanda kalori de çok düşük olduğu için vücudun çalışması için gerekli olan makro ve mikro besin ögelerini yeterli miktarda alamamış oluyoruz. Bu da beraberinde birçok sağlık problemini getiriyor:
Merkezi sinir sistemine etkisi: Baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, yorgunluk
Kardiyovasküler sisteme etkisi: Kardiyak aritmi, hipotansiyon
Gastro-intestinal sisteme etkisi: Bulantı, kusma, diyare, konstipasyon, abdominal rahatsızlık, safra taşı
Genito-üriner sisteme etkisi: Menstruasyon (adet) düzensizliği, böbrek taşları
Diğer etkiler: Soğuğa intolerans, kuru cilt, saç dökülmesi ve incelmesi, uyuşukluk, proteinüri, mineral-elektrolit dengesinde bozukluk, bazal metabolizmada azalma
Şöyle düşünelim,
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ‘ne göre aylık 2-6 kilogramlık kayıp sağlık açısından ideal kabul edilmektedir. Bir anda hızlı bir şekilde kilo kaybı vaat eden diyetlerde ise ayda 10 kilo gibi rakam söz konudur. Bu vaatte bulunan çok düşük kalorili diyetler ise üstte bahsetmiş olduğum sağlık problemlerine yol açmaktadır. Tamam hızlı bir şekilde kilo kaybetmek isteriz, ama bununla birlikte sağlığımızdan olduktan sonra ne faydası var? Sağlığı bir kenara koyalım, bu duruma ek olarak, bahsedilen hızlı kilo kaybı çoğunlukla vücuttan su kaybı ile ilişkilidir ve normal beslenmeye dönüldüğünde geri alınmaktadır. Bu da bazal metabolizma hızının yavaşlamasına neden olmaktadır. Bozulmuş metabolizma hızının da etkisiyle, tekrar diyete başlandığında ağırlık kaybı daha yavaş seyreder. Oluşan bu ‘’kilo al ver al ver’’ döngüsü uzun dönemde şişmanlıkla sonuçlanır. Bu döngüye Yo-Yo etkisi denilmekte ve bu etkiyi yaşayanlarda hipertansiyon ve safra kesesi hastalıkları sık görülmektedir.
Oysa sağlıklı bir diyet programı size özel olup hayatınızla uyum sağlayarak, diyeti Yunancadaki kelime anlamından da yola çıkarak yaşam şekli olarak görmek sağlıklı bir şekilde hedef kiloya ulaşıp ömür boyu korumamızı sağlar.
Özetle popüler çok düşük kalorili diyetler hızlı kilo kaybı sağlamasına karşın , ‘’kalıcı kilo kontrolü’’ sağlamadığı gibi bu tür diyet uygulayan bireyleri birçok ‘’sağlık problemiyle’’ karşı karşıya bırakmaktadır. Kalıcı ve sağlıklı bir şekilde kilo kaybetmek istiyorsak mutlaka bir uzman eşliğinde bunu sağlamamız gerekmektedir.
Dengeli diyetlerle kilo verme kişiye özgü olmalı, yaşam boyu sürdürülebilmelidir!
Peki, acil kilo verelim tamam ama hızlı kilo verelim mi?
Hepimiz bir anda tüm fazla kilolarımızdan kurtulup fit bir vücuda kavuşmak isteriz. Bunu yaparken de popüler olan diyetlere internet, dergi, kitap vs. aracılığıyla düşük kalorili diyetlere ulaşma eğiliminde oluruz. ‘’Ekmeği kestim hiç ekmek yemeyeceğim diyetteyim, sadece sebze yiyeceğim, diyetteyim sıfır yağ kullanıyorum ‘’ v.b hatalı diyet uygulamalarında aynı zamanda kalori de çok düşük olduğu için vücudun çalışması için gerekli olan makro ve mikro besin ögelerini yeterli miktarda alamamış oluyoruz. Bu da beraberinde birçok sağlık problemini getiriyor:
Merkezi sinir sistemine etkisi: Baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, yorgunluk
Kardiyovasküler sisteme etkisi: Kardiyak aritmi, hipotansiyon
Gastro-intestinal sisteme etkisi: Bulantı, kusma, diyare, konstipasyon, abdominal rahatsızlık, safra taşı
Genito-üriner sisteme etkisi: Menstruasyon (adet) düzensizliği, böbrek taşları
Diğer etkiler: Soğuğa intolerans, kuru cilt, saç dökülmesi ve incelmesi, uyuşukluk, proteinüri, mineral-elektrolit dengesinde bozukluk, bazal metabolizmada azalma
Şöyle düşünelim,
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ‘ne göre aylık 2-6 kilogramlık kayıp sağlık açısından ideal kabul edilmektedir. Bir anda hızlı bir şekilde kilo kaybı vaat eden diyetlerde ise ayda 10 kilo gibi rakam söz konudur. Bu vaatte bulunan çok düşük kalorili diyetler ise üstte bahsetmiş olduğum sağlık problemlerine yol açmaktadır. Tamam hızlı bir şekilde kilo kaybetmek isteriz, ama bununla birlikte sağlığımızdan olduktan sonra ne faydası var? Sağlığı bir kenara koyalım, bu duruma ek olarak, bahsedilen hızlı kilo kaybı çoğunlukla vücuttan su kaybı ile ilişkilidir ve normal beslenmeye dönüldüğünde geri alınmaktadır. Bu da bazal metabolizma hızının yavaşlamasına neden olmaktadır. Bozulmuş metabolizma hızının da etkisiyle, tekrar diyete başlandığında ağırlık kaybı daha yavaş seyreder. Oluşan bu ‘’kilo al ver al ver’’ döngüsü uzun dönemde şişmanlıkla sonuçlanır. Bu döngüye Yo-Yo etkisi denilmekte ve bu etkiyi yaşayanlarda hipertansiyon ve safra kesesi hastalıkları sık görülmektedir.
Oysa sağlıklı bir diyet programı size özel olup hayatınızla uyum sağlayarak, diyeti Yunancadaki kelime anlamından da yola çıkarak yaşam şekli olarak görmek sağlıklı bir şekilde hedef kiloya ulaşıp ömür boyu korumamızı sağlar.
Özetle popüler çok düşük kalorili diyetler hızlı kilo kaybı sağlamasına karşın , ‘’kalıcı kilo kontrolü’’ sağlamadığı gibi bu tür diyet uygulayan bireyleri birçok ‘’sağlık problemiyle’’ karşı karşıya bırakmaktadır. Kalıcı ve sağlıklı bir şekilde kilo kaybetmek istiyorsak mutlaka bir uzman eşliğinde bunu sağlamamız gerekmektedir.
Dengeli diyetlerle kilo verme kişiye özgü olmalı, yaşam boyu sürdürülebilmelidir!
