Adet Öncesi Gerginlik Sendromu Nedir?

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
57
Yaş
36
Coin
256,936
Adet kanaması yaklaşırken kadınların %75'inde değişen hormon düzeylerine bağlı olarak bazı şikayetler ortaya çıkar.

Bu kadınların yarısında yakınmalar hafiftir. Diğer yarısında ise depresyon da dahil olmak üzere çok daha ciddi şikayetler ortaya çıkar.

Premenstrüel şikayetler fizyolojik ya da psikolojik olabilir ve kültürel farklılıklardan etkilenebilir.

PMS bulguları veren kadınların hemen hemen hepsinde memelerde hassasiyet ve hafif geçici kilo artışı saptanır. Diğer belirtiler ise sindirim sitemi bozuklukları, başağrısı, döküntüler, kas ve eklem ağrıları, halsizlik, diş eti kanamaları, çarpıntı, denge bozuklukları, sıcak basmaları, ses ve kokulara aşırı hassasiyet, ajitasyon, uykusuzluk olarak sayılabilir.

Adet kanamasının ağrılı ya da fazla olması yani dismenore PMS olarak değerlendirilmez.

Duygusal hipersensitivite PMS de çok sık görülür. Depresyondan endişeye ve aşırı sinirliliğe kadar pek çok değişik duygu durumu olabilir.

Bazı kadınlarda hafif hafıza kaybı görülebilir. Konsantrasyon bozukluğu PMS'de nadir olmayan bir durumdur. Bazı kadınlarda görülen depresyon hali, huzursuzluk ve gerginlik tablosuna premenstrüel disforik bozukluk (PMDD) adı verilir.

PMS nedenlerini bulmaya yönelik çalışmalar bu tablonun altında yatan faktörleri tam olarak ortaya koyamamıştır. Ancak bazı teoriler mevcuttur. Ovülasyonu (Yumurtlamayı) baskılayan bazı hormonların verilmesi halinde PMS belirtilerinde gerileme olmaktadır. Buna göre üreme hormonları PMS'ye neden olabilir ancak bu rolün ne olduğu açıklanamamıştır.

PMS'nin bu hormonlar ile sinirlerde iletimi sağlayan bazı maddelerin ortak hareket etmesi sonucu ortaya çıktığı yönünde güçlü bulgular vardır. En çok suçlanan maddeler GABA ve serotonin adı verilenlen hormonlardır.

Bazı araştırmacılar ise kalsiyum ve magnezyum dengesindeki bozukluğun PMS tablosuna yol açtığına inanmaktadırlar. Bu iki mineralin vücuttaki dağılımı sinir hücreleri arasındaki iletişimi etkileyerek tabloya neden olabilir.

PMS'yi yaratan bir diğer neden de stress hormonlarıdır. Bu hormonların fazlalığı şikayetlerin daha yoğun yaşanmasına neden olabilir.

Yaş arttıkça şikayetlerin şiddeti azalmakta ancak çocuk sayısı ile birlikte şiddet artmaktadır. Annesinde PMS olan kadınlarda da şikayetlere daha sık rastlanmaktadır.

PMS bazı hastalıkların da şiddetini arttırabilir. Örneğin migreni olan kadınlarda atakların büyük bir kısmı adet öncesi döneme rastlamaktadır.

Yine şeker hastalarında kan şekeri düzeyleri ve insülin ihtiyacı adet öncesi dönemde değişiklikler gösterir.

Astım atakları daha sık görülür ve pek çok kronik hastalık alevlenmeler gösterir.

Bu dönemde kişinin çevresi ile olan uyumu bozulur işte veya evde ilişkide bulunduğu kişiler ve çocukları ile arası bozulabilir. Ergenlik dönemindeki genç kızlarda intihara olan eğilim artabilir. Yeme bozukluklarına rastlanabilir.

PMS tanısı pozitif bulgulara dayanmaz. Tanı için en güvenilir yol 2-3 ay süre ile şikayetleri kaydetmek ve şiddetlerini skorlamaktır. Şikayetler fiziksel ve ruhsal olarak ayrılmalı ve ne zaman başlayıp ne zaman bittiği düzenli şekil de kaydedilmelidir.

PMS nedeni tam olarak bilinmediği için tedavisi de kesin değildir. Bu konuda çok değişik tedavi yaklaşımları mevcuttur.

Diyet:- Azar azar ve sık sık yemek yemenin şikayetleri azalttığı yönünde raporlar vardır. Adet öncesi dönemde taze meyve ve sebze tüketilmesi, kırmızı et ve donmuş yağlardan uzak durulması, içinde katkı maddesi içeren besinlerin tüketilmemesi bazen yararlı olabilmektedir. Aynı şekilde kafein ve alkol tüketiminin azaltılması da faydalı olabilmektedir.

Egzersiz:- Yapılan bir çalışmada egzersiz yapmayan kadınlarda PMS'ye daha sık rastlandığı bulunmuştur. Her gün yapılan 30 dakikalık bir yürüyüş yararlı olabilir.

Kalsiyum ve Magnezyum:- Günlük 1200mg kalsiyum alımının 3 ay sonunda şikayetleri yarı yarıya azalttığını bildiren bir çalışma vardır. Bazı kadınlarda ise magnezyum desteğinden fayda sağlanmışıtr.

Vitaminler: A, E ve B6 vitaminlerinin PMS'ye neden olduğu ileri sürülmüş olsa da kesin olarak kanıtlanmış bir bulgu yoktur.

Diğer tedavi seçenekleri arasında seretonin metabolizması ile ilgili ilaçlar, hormon ilaçları, antidepresan ve anksiyete gibi psikiyatrik ilaçlar, idrar söktürücüler, erkeklik hormonları sayılabilir ancak bunlardan hiçbirinin kesinleşmiş faydası yoktur.
 
Üst Alt