Uygun bir ağız hijyeni, düşünüldüğünden çok daha kıymetlidir. Hastalık mikrobu taşıyan mikroorganizmalar ve onların toksinleri, kan dolaşımınızda gezindiği vakit yalnızca ağzınıza değil daha ziyade ortama olumsuz tesir edip, vücudunuzda ikincil enfeksiyonlara ve kronik iltihaplanmalara sebebiyet verebilirler.
Ağız mikroplarının yalnızca ağız kesimine değil tüm vücudumuza tesir edebildiği ve önemli meselelere yol açtığı gerçeği yıllardır biliniyor. Diş tabipleri de ağızda bulunan bakterilerin diş etlerinizden kan dolaşımınıza ve oradan da kalbinize geçebildiği konusunda hemfikirdir. Bu nedenle diş eti iltihabıolan ve yüksek orantıda kalp kapakçığı iltihabı riski taşıyan hastalara antibiyotik yazıyorlar.
Gelgelelim görünen o ki nadir görülen kalple ilgili oluşabilecek meseleler ve ilişkilendirme, buzdağının sırf görünen yüzüdür. Kimi araştırmalar, bu ağız mikroplarının (virüsler ve bakteriler) muayyen kanser çeşitleriyle ilişkili olabileceğini, dişlerin ve diş etlerinin sağlıklı kalmasının ne kadar değerli olduğunu gösteriyorlar.
GÜZEL OLMAYAN AĞIZ SIHHATI NELERİ TESIRLER?
İnsan papilloma virüsü (HPV – Human Papillomavirus), uzunca bir vade tedavi edilmezse rahim ağzı kanserine yol açabilecek kimi tansiyonlar; vajinal, vulvar, penil, anal ve orofarinks kanserleriyle (boğaz, bademcik ve lisanla alakalı kanserler) irtibatlıdır.
Bu duruma ait çok tesirli olmadığı düşünülen bir tavsiye ise evlatları, ismi çıkmış HPV aşısı yapmaktır zira tehlikeli yan tesirleri ve öteki sorunları de mevcuttur. Kanser Tedbire Araştırmaları Derneği’nin yürüttüğü yeni çalışmalardan elde edilen sonuca nazaran:
“Diş meseleleri ve diş eti illetlerini içeren berbat ağız paklığı, ağız HPV enfeksiyonu için bağımsız bir risk faktörü ve buna bağlı olarak ağız kanserlerinin gelişmesine ek sağlıyor.”
Bu çalışmada yan alan ağız sıhhati beğenilmeyen durumda olan iştirakçilerin HPV enfeksiyon orantısı, sağlıklı ağızlara sahip olanlara nazaran yüzde 56 daha ziyade çıkmıştır. Hastalık denetim ve tedbire merkezleri, orofarinksin rolünün yaklaşık yüzde 60’ının HPV ile alakalı olduğunu belirtti. Ama son araştırmalarda bu sayı yüzde 80’e yükseldi.
Araştırmacılar, düzgün ağız hijyeninin HPV enfeksiyonunu önlemeye, münasebetiyle orofarinks ve öbür kanser cinslerinin riskini azaltmaya yardımcı olabildiğini vurguluyor. İnsan papilloma virüsü, sahiden de 100’den ziyade virüsün bir öbeğidir. Bu 100 virüsün yaklaşık 40’ı cinsî yolla bulaşıyor ve bunlardan 15’i de çoğunlukla rahim ağzı kanseri ve genital siğillerle bağlı olan tiptendir.
Şunu kesinlikle belirtmek lazım; HPV virüsü taşıyan hatunların yüzde 90’ından ziyadesi, enfeksiyonu doğal yollarla iki yıl içinde temizliyor ve rahim ağzı hücreleri bir noktada olağana dönüyor. Sırf HPV virüsü uzun yıllar durduğu devir (yani kronik bir hale dönüştüğü vakit) anormal rahim ağzı hücreleri kansere dönüşüyor.
Bu nedenle nizamlı olarak smear testi yaptırmak, rahim ağzı kanserinin yol açtığı ölümlerin önünü kesecektir. HPV aşısından çok daha tesirli olan smear testi, rastgele bir anormalliği bulmak ve tedavi etmek için kâfi vadeyi sağlar.
VİRÜSLER TÜM KANSER ÇEŞITLERINDE AKTIF BİR ROL OYNARLAR
Enteresandır ki HPV kanserle bağlantılı tek virüs değildir; tüm kanserlerin yüzde 15-20’sine virüsler sebep olur. Pek çok virüs, bağışıklık sisteminize zulmederek ve/veya genlerinizi değiştirerek kanseri tetikler. Aşağıda belirtilen virüsler, malûm başlı kanserlerin oluşmasında oynadıkları aktif rollerle tanınır:
EBV (Epstein-Barr virüsü), nazofarenks kanseri, aşikâr lenfomalar ve mide kanseri riskinizi artırıyor,
Hepatit B ve C, karaciğer kanserine yol açıyor,
HIV, saldırgan rahim ağzı kanseri, lenfoma, akciğer kanseri, karaciğer kanseri, anal kanseri, orofarinks, cilt kanseri ve kaposi sarkomuna yol açarken uçuk virüs 8 ise kaposi sarkomuna yol açan acilen çabucak tüm vakaları içinde barındırıyor.
KALIN BAĞIRSAK KANSERİNE YOL AÇAN BAKTERİLER AĞIZDAKİLERLE TIPKI BULUNDU!
Yaygın olarak diş plaklarında bulunan ve anaerop (oksijensiz teneffüs yapan), çubuk halinde bir bakteri olan fusobakteriyum, önemli sıhhat dertlerine neden oluyor. Fusobakteriyum, ağzınızda çoğalarak başka çeşitlerle birlikte kümelenebilir. Harvard ve Case Western Reserve Üniversitesindeki yapılan yeni araştırmalar, fusobakteriyumla önemli sıhhat sorunları arasında bir alaka kuruyor.
Tüm bu araştırmalar, bakteriyel dengesizliklerin ve kalın bağırsaktaki bakteriyel bozulmaların vücudunuzda iltihaplanmayı destekleyebileceğini ve kanser hücrelerini harekete geçirebileceğini su götürmez bir halde gösteriyor. Bu nedenle ağzınızdaki bakteri, bağırsağınızdaki bakteri kadar ilgi ve dikkati hak ediyor.
Birbirleriyle temaslı olmaları şaşırtıcı değil ve bağırsağınızdaki mikrobiyal çeşitliliği geliştirdikçe ağzınızdaki mikrobiyal çeşitlilik de ona nazaran gelişir.
Ağzımızın vücudumuzdaki sistemin birinci basamağıdır ve ağız sıhhati teğe bir olarak bir çok organı ve umum vücut sıhhatimizi etkilemekte, ilgilendirmektedir. Sağlıklı bir ağız sağlıklı bir bünyenin başlangıcıdır bu unutulmamalıdır. Kanser ve ağızdaki mikroplar arasındaki bu yakın bağlantıyı öğrendikten sonra diş doktorunuzu en yakın hengamda ziyaret etmek en sahih hareket olacaktır.
Ağız mikroplarının yalnızca ağız kesimine değil tüm vücudumuza tesir edebildiği ve önemli meselelere yol açtığı gerçeği yıllardır biliniyor. Diş tabipleri de ağızda bulunan bakterilerin diş etlerinizden kan dolaşımınıza ve oradan da kalbinize geçebildiği konusunda hemfikirdir. Bu nedenle diş eti iltihabıolan ve yüksek orantıda kalp kapakçığı iltihabı riski taşıyan hastalara antibiyotik yazıyorlar.
Gelgelelim görünen o ki nadir görülen kalple ilgili oluşabilecek meseleler ve ilişkilendirme, buzdağının sırf görünen yüzüdür. Kimi araştırmalar, bu ağız mikroplarının (virüsler ve bakteriler) muayyen kanser çeşitleriyle ilişkili olabileceğini, dişlerin ve diş etlerinin sağlıklı kalmasının ne kadar değerli olduğunu gösteriyorlar.
GÜZEL OLMAYAN AĞIZ SIHHATI NELERİ TESIRLER?
İnsan papilloma virüsü (HPV – Human Papillomavirus), uzunca bir vade tedavi edilmezse rahim ağzı kanserine yol açabilecek kimi tansiyonlar; vajinal, vulvar, penil, anal ve orofarinks kanserleriyle (boğaz, bademcik ve lisanla alakalı kanserler) irtibatlıdır.
Bu duruma ait çok tesirli olmadığı düşünülen bir tavsiye ise evlatları, ismi çıkmış HPV aşısı yapmaktır zira tehlikeli yan tesirleri ve öteki sorunları de mevcuttur. Kanser Tedbire Araştırmaları Derneği’nin yürüttüğü yeni çalışmalardan elde edilen sonuca nazaran:
“Diş meseleleri ve diş eti illetlerini içeren berbat ağız paklığı, ağız HPV enfeksiyonu için bağımsız bir risk faktörü ve buna bağlı olarak ağız kanserlerinin gelişmesine ek sağlıyor.”
Bu çalışmada yan alan ağız sıhhati beğenilmeyen durumda olan iştirakçilerin HPV enfeksiyon orantısı, sağlıklı ağızlara sahip olanlara nazaran yüzde 56 daha ziyade çıkmıştır. Hastalık denetim ve tedbire merkezleri, orofarinksin rolünün yaklaşık yüzde 60’ının HPV ile alakalı olduğunu belirtti. Ama son araştırmalarda bu sayı yüzde 80’e yükseldi.
Araştırmacılar, düzgün ağız hijyeninin HPV enfeksiyonunu önlemeye, münasebetiyle orofarinks ve öbür kanser cinslerinin riskini azaltmaya yardımcı olabildiğini vurguluyor. İnsan papilloma virüsü, sahiden de 100’den ziyade virüsün bir öbeğidir. Bu 100 virüsün yaklaşık 40’ı cinsî yolla bulaşıyor ve bunlardan 15’i de çoğunlukla rahim ağzı kanseri ve genital siğillerle bağlı olan tiptendir.
Şunu kesinlikle belirtmek lazım; HPV virüsü taşıyan hatunların yüzde 90’ından ziyadesi, enfeksiyonu doğal yollarla iki yıl içinde temizliyor ve rahim ağzı hücreleri bir noktada olağana dönüyor. Sırf HPV virüsü uzun yıllar durduğu devir (yani kronik bir hale dönüştüğü vakit) anormal rahim ağzı hücreleri kansere dönüşüyor.
Bu nedenle nizamlı olarak smear testi yaptırmak, rahim ağzı kanserinin yol açtığı ölümlerin önünü kesecektir. HPV aşısından çok daha tesirli olan smear testi, rastgele bir anormalliği bulmak ve tedavi etmek için kâfi vadeyi sağlar.
VİRÜSLER TÜM KANSER ÇEŞITLERINDE AKTIF BİR ROL OYNARLAR
Enteresandır ki HPV kanserle bağlantılı tek virüs değildir; tüm kanserlerin yüzde 15-20’sine virüsler sebep olur. Pek çok virüs, bağışıklık sisteminize zulmederek ve/veya genlerinizi değiştirerek kanseri tetikler. Aşağıda belirtilen virüsler, malûm başlı kanserlerin oluşmasında oynadıkları aktif rollerle tanınır:
EBV (Epstein-Barr virüsü), nazofarenks kanseri, aşikâr lenfomalar ve mide kanseri riskinizi artırıyor,
Hepatit B ve C, karaciğer kanserine yol açıyor,
HIV, saldırgan rahim ağzı kanseri, lenfoma, akciğer kanseri, karaciğer kanseri, anal kanseri, orofarinks, cilt kanseri ve kaposi sarkomuna yol açarken uçuk virüs 8 ise kaposi sarkomuna yol açan acilen çabucak tüm vakaları içinde barındırıyor.
KALIN BAĞIRSAK KANSERİNE YOL AÇAN BAKTERİLER AĞIZDAKİLERLE TIPKI BULUNDU!
Yaygın olarak diş plaklarında bulunan ve anaerop (oksijensiz teneffüs yapan), çubuk halinde bir bakteri olan fusobakteriyum, önemli sıhhat dertlerine neden oluyor. Fusobakteriyum, ağzınızda çoğalarak başka çeşitlerle birlikte kümelenebilir. Harvard ve Case Western Reserve Üniversitesindeki yapılan yeni araştırmalar, fusobakteriyumla önemli sıhhat sorunları arasında bir alaka kuruyor.
Tüm bu araştırmalar, bakteriyel dengesizliklerin ve kalın bağırsaktaki bakteriyel bozulmaların vücudunuzda iltihaplanmayı destekleyebileceğini ve kanser hücrelerini harekete geçirebileceğini su götürmez bir halde gösteriyor. Bu nedenle ağzınızdaki bakteri, bağırsağınızdaki bakteri kadar ilgi ve dikkati hak ediyor.
Birbirleriyle temaslı olmaları şaşırtıcı değil ve bağırsağınızdaki mikrobiyal çeşitliliği geliştirdikçe ağzınızdaki mikrobiyal çeşitlilik de ona nazaran gelişir.
Ağzımızın vücudumuzdaki sistemin birinci basamağıdır ve ağız sıhhati teğe bir olarak bir çok organı ve umum vücut sıhhatimizi etkilemekte, ilgilendirmektedir. Sağlıklı bir ağız sağlıklı bir bünyenin başlangıcıdır bu unutulmamalıdır. Kanser ve ağızdaki mikroplar arasındaki bu yakın bağlantıyı öğrendikten sonra diş doktorunuzu en yakın hengamda ziyaret etmek en sahih hareket olacaktır.
