Ahmet Haşim (1884-1933)

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
52
Yaş
36
Coin
256,936
Ahmet Haşim (1884-1933) Hayatı Hakkında
Ahmet Haşim (1884-1933) Hayatı
Ahmet Haşim (1884-1933)

Fecr-i Ati anlayışını döneminde Milli Edebiyatın çokça revaçta olmasına rağmen değiştirmemiştir.Ne şiir ne de dil anlayışında sapma olmamıştır.Ancak dilde sadeleşme fikrini nesirlerinde kullandığı sade dilde görürüz.Hatta bu dil bazen milli edebiyatın dilinden bile sadedir.
Ahmet Haşim , şiir görüşlerini şöyle açıklar; Şair ne bir hakikat habercisi ne bir belagatli insan ne de bir kanun koyucusudur.Şairin lisanı nesir gibi anlaşılmak için değil, duyulmak için vücuda getirilmiş,musiki ile söz arasında sözden ziyade musikiye yakın bir dildir.Şiir nesre çevrilemeyen bir nazımdır.Şiir hikaye değil sessiz bir şarkıdır.
Görüldüğü gibi Haşim,şiirde anlamın değil söyleyişin önemli olduğunu söylemiş ve şiirlerini bir ses güzelliği oluşturmak için yazmıştır
O “Şiirde anlam aramak kanaryayı eti için kesmeye benzer.”der . Serbest müstezatı kulanmış,aruzu ahengin kaynağı görmüş ve heceyi hiç kullanmamıştır.
Konu olarak akşam,gurup,şafak,gece,mehtap,yıldızlar,göller orman- lar yer alır.Şiiri sembolist sayılmasa da söyleyiş olarak anlatım olarak onu çağrıştırır. En azından Haşim’in şiirinde sembol kullanımı çoktur. Fakat gerçekten kaçış,hayale,akşam vakitlerine ,yalnızlığa ve bezginliğe sığınış onu sembolizme yaklaştırır.Aslında bütün bunların kökeninde onun yüzünü çirkin bulması vardır.Bu nedenle insanlardan kaçar. Yazar çirkin yaratıldığını düşünmektedir.
***O her şeyi hayal havuzunun sularında seyretmiş ve onları renkli bir akış olarak görmüştür. Ayrıca şiirde musikiye değer vermesi de onu sembolizme yaklaştırır.Kelimelerde musiki araması onu sözcük seçiminde titizliğe götürür.Beğendiği sözcükler genellikle Arapça ve Farsça kelimelerdir onları çekinmeden şiirlerinde kullanır.
Haşim, nesneleri değil nesnelerin kendisinde bıraktığı izlenimi anlatması,renklere değer vermesi onu birazda empresyonistliğe götürür.
Dilinin yabancı sözcük ve tamlamalarla yüklü olması onun şiirlerinin günümüzde bile anlaşılmamasına neden olmuştur.


Eserleri:
Haşim’in ilk kitabı Göl Saatleri’dir.Diğer kitabı ise Piyale ’dir.
Nesir alanında Haşim anlaşılmak için yazar.Dili sade,söyleyişi konuşma havasındadır.Edebiyatımızda en güzel seyahatnamelerden birini Frankfurt Seyahatnamesi’ni ortaya koyan şairin ayrıca değişik deneme sohbet ve diğer nesirlerini bir araya getirdiği Gurabahane-i Laklakan ve Bize Göre adlı eseri vardır.
***Ahmet Haşim hiç roman yazmamıştır.
Diğer Fecr-i Ati sanatçıları daha sonra Milli Edebiyata katıldıkları için onları Milli Edebiyat sanatçılarının içinde göreceğiz.
 

Similar threads

  • Soru
Ahmet Haşim (1884-1933) Hayatı Hakkında Ahmet Haşim (1884-1933) Hayatı Ahmet Haşim (1884-1933) Fecr-i Ati anlayışını döneminde Milli Edebiyatın çokça revaçta olmasına rağmen değiştirmemiştir.Ne şiir ne de dil anlayışında sapma olmamıştır.Ancak dilde sadeleşme fikrini nesirlerinde kullandığı sade...
Cevaplar
0
Görüntüleme
24
  • Soru
Ahmet Haşim hayatı özet, Ahmet Haşim’in hayatı kısaca, Servet-i Fünun akımının tanınmış şairlerinden olan Ahmet Haşim ülkemizde edebiyat alanında sembolizm akımının önde gelen isimlerindendir. 1884 senesinde Bağdat’ta dünyaya gelmiştir. Ailesi ise Bağdat’ın tanınmış ve köklü ailelerindendir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
38
  • Soru
Ahmet Haşim Edebi Kişiliği Madde Madde Ahmet Haşim 1884 tarihinde doğmuşturAhmet Haşim Bağdat'ta dunyaya gelmiştirAhmet Haşim 4 Haziran 1933 yılında İstanbul'da hayatını kaybetmiştirAhmet Haşim Sembolizmin onculerinden olan şairlerimizdendir Ahmet Haşim'in Maddeler Halinde Edebi Kişiliği...
Cevaplar
0
Görüntüleme
41
  • Soru
Ahmet Haşim (Ahmet Haşim Kimdir? - Ahmet Haşim Hakkında) Şair ve edebiyatçı (1883-1933). Birçok bilim adamı ve şair yetiştirmiş soylu bir Irak Türk ailesinin çocuğudur. 1885'te Bağdat'tan İstanbul'a gelerek Galatasaray Lisesi'ne girdi (o zaman Galatasaray Sultanisi deniyordu). Okulda hayli...
Cevaplar
0
Görüntüleme
22
  • Soru
Şair ve edebiyatçı (1883-1933). Birçok bilim adamı ve şair yetiştirmiş soylu bir Irak Türk ailesinin çocuğudur. 1885'te Bağdat'tan İstanbul'a gelerek Galatasaray Lisesi'ne girdi (o zaman Galatasaray Sultanisi deniyordu). Okulda hayli yabancılık çekti. İçe dönük ve hayalci bir çocuktu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
19
Üst Alt