Bizler yaşadığımız hayatın zorluklarına odaklanır, çoğu zaman güç durumlarla sadece kendimiz baş etmemiz gerektiğini düşünürüz. Bunların hep bizim başımıza geldiğine inanır ve zorlukların üstesinden geldiğimiz zaman iyi şeyler yaşamayı hak ettiğimize inanırız. Durum böyle olunca aile hayatında ve sosyal yaşantımızda güzel anları ıskaladığımız çok olur. İş yerinde sıkıntıların çözülmesi, beklenilen terfinin alınması, ödenmesi gereken borçların bitmesi gibi geleceğe dair beklentiler uzar gider. Hepsi için kendimize zaman tanırız ancak bitmeyen bir kısır döngünün içerisinde yer aldığımızı çoğu zaman unuturuz. Anları yaşayamadığımız gibi, anı yaşama becerisinde bizden daha iyi olan çocuklarımızı da kendimiz gibi yapmaya çalışırız. Oysa onlar küçük bir oyundan mutlu olup, bir renkten ilham alabilirler. Havadaki bahar kokusunu hissedip heyecan duyabilirler. Onların bu duyguları harekete geçtiğinde bizler gibi yapılması gereken işler için erteleme girişiminde bulunmazlar. Bu nedenle onlar coşkulu biz ise düşünceliyizdir. Bu nedenle onlar her an harekete geçmeye hazır biz ise ertelemeye eğilimliyizdir. Bu nedenle onlar keyif aldıkları şeyleri tutkuyla yaparken biz 'bir an önce bitsin' beklentisi ile hareket ederiz. Açıklamaya çalıştığım ve birçoğumuzun zaman zaman hissettiği bu durumu yaşadığını düşünenlere bir kaç önerim olacak.
Aile Yaşantısını Derinden Hissetmeye Çalışın
Bu durum sizin işinizden, gelirinizden, yaşınızdan ve diğer tüm durumlardan bağımsız olarak sadece sahip olduğunuz ailenize olan sevginiz ve onlara verdiğiniz değere odaklanmayı içerir. Koşulsuz sevdiğiniz çocuğunuzu/çocuklarınızı düşünün. Onların bu hayatta sizin için ne kadar değerli olduğunu... ve şimdi de sıklıkla gündeminizde olan konuları (yapılması gereken işler, dersler, ödevler, gelecek planları...vs) düşünün. Fark ettiniz mi son günlerdeki gündemlerinizin neler olduğunu? Evet aile yaşantınızda temel prensipleriniz (ödevler, görevler, sorumluluklar..vs) mutlaka olsun ancak paylaşımlarınız sıklıkla yapılması gereken işler üzerinden olmasın. Hayata dair, mutluluğa dair, sanata dair, farklı hayatlara yönelik gözlemlere dair paylaşımlarınız olsun. Bir şarkı üzerine, dünyada görmek istediğiniz yerler üzerine, insanların davranışlarının nedenleri üzerine de konuşabilin. Duygusal bağı arttırmanın ve güven duygusu oluşturmanın temelinde sağlıklı paylaşımlar yatmaktadır. Bu paylaşımlar için sorunsuz hayat, bitirilmiş işler ve hedeflerin yerine getirilmesini beklemeyin. Aile yaşantınızda gülmek, konuşmak, sarılmak ve anı paylaşmak için kendinize engeller koymayın. O anda paylaşın, konuşun, düşünün ve aile olmayı derinden hissedin. Güzel anların tadını çıkarın.
Mizah Duygusunu Yerleştirin
Ailelerde tanımlanmamış ancak yerleşmiş roller vardır. Yani her ailenin mutlaka bir kuralcısı, problem çözücüsü, komiği, beceriklisi, ve otoriteri vardır. Aslında bir kişide bu rollerden birkaçı toplanmıştır ve ailede öyle tanınıyordur bu kişiler. Bu rollerden en önemlilerinden biri de mizahı aile içi etkileşimde kullanabilen komiklerdir. Burada 'komik olmak', yaptıkları ile herkesi güldürebilmenin ötesinde bir şey ifade etmektedir aslında. Mizahı hayatına yerleştirebilmek; olaylara farklı yönden bakabilmeyi, kötü durumlarda bile gülünebilecek bir şey bulabilmeyi ve en önemlisi de problem çözme becerisini hayata geçirebilmeyi içerir. Bu nedenlerden dolayı aile içinde birinin bu rolü üstlenmesi gerekir. Anne ya da baba olarak kendinizi değerlendirin. Yatkınlığı olan kişi mizahı kullanma yönteminin uygulayıcısı olabilir. Günlük hayatında yaşadığı problemi anlattığında ona bir çizgi film kahramanı üzerinden hikaye anlatarak ya da çok üzgün gördüğünüzde komik bir anıyı hatırlatarak yüzünün gülmesini sağladığınızda hangi çocuk bu durumda kendini iyi hissetmez ki?
Küçük Yaşlardan İtibaren Aile Rutinleri Oluşturun Aileyi bir arada tutan ve birlikte düzenli olarak gerçekleştirilen ve yapıldığında herkesin keyif aldığı, üzerinden yıllar geçse bile gülümsenerek hatırlanan anlardır aile rutinleri. Her hafta aile büyükleri ile yemek yemek, ayda bir kere konsere ya da tiyatroya gitmek, yağmurlu günlerde yapılan yürüyüş, pazar sabahları dışarıda kahvaltı yapmak, akşam yatmadan önce birlikte söylenen bir şarkı...vs. gibi aile rutinlerinizin olup olmadığını gözden geçirin. Eğer bu konuda çok fazla bir örneğinizin olmadığını düşünüyorsanız yeni rutinler oluşturmaya ve bunları sürekli hale getirmeye çalışın.
Bağ Kurmada Araçların Gücüne İnanın
Çocuğunuz ile birlikteyken onunla kurduğunuz fiziksel temasınız, ona sarılmanız, onu öpmeniz, ona söylediğiniz güzel sözler, kullandığınız sevgi sözcükleriniz ve ona ayırdığınız zaman çok kıymetli. Ancak çocukların daha fazlasına ihtiyaçları var bu nedenle araçların gücünü yok saymayın. Bahsi geçen araçlar oyuncaklar, izlemekten keyif aldığı çizgi filmler ya da videolar olabilir. Oyuncak tercihi, hayranlık duyduğu çizgi film karakteri sizin için önemli bir ipucu olabilir. Daha büyük yaşlarda ise ilgi duyduğu sanat, spor dalları, oynamaktan hoşlandığı bilgisayar oyunları ya da hayranlık duyduğu popüler kişiler de olabilir. Bu yönde çocuğumuzun ilgisinin ne olduğunu iyi takip edin. Bu konuda beğenmediğiniz yönler ile ilgili yorum yapmamaya çalışın, sadece dahil olun. Sevdiği şey ile ebeveyninin de ilgilendiğini görmesi, yani sizi onun hayatına uzaktan müdahale eden kişi olarak değil de onun hayatına bu yolla dahil olan kişi olarak bilmesi, kendisine yakın hissettirir. Paylaşımlarınız için başlangıç noktası oluşturabilir.
Aile Yaşantısını Derinden Hissetmeye Çalışın
Bu durum sizin işinizden, gelirinizden, yaşınızdan ve diğer tüm durumlardan bağımsız olarak sadece sahip olduğunuz ailenize olan sevginiz ve onlara verdiğiniz değere odaklanmayı içerir. Koşulsuz sevdiğiniz çocuğunuzu/çocuklarınızı düşünün. Onların bu hayatta sizin için ne kadar değerli olduğunu... ve şimdi de sıklıkla gündeminizde olan konuları (yapılması gereken işler, dersler, ödevler, gelecek planları...vs) düşünün. Fark ettiniz mi son günlerdeki gündemlerinizin neler olduğunu? Evet aile yaşantınızda temel prensipleriniz (ödevler, görevler, sorumluluklar..vs) mutlaka olsun ancak paylaşımlarınız sıklıkla yapılması gereken işler üzerinden olmasın. Hayata dair, mutluluğa dair, sanata dair, farklı hayatlara yönelik gözlemlere dair paylaşımlarınız olsun. Bir şarkı üzerine, dünyada görmek istediğiniz yerler üzerine, insanların davranışlarının nedenleri üzerine de konuşabilin. Duygusal bağı arttırmanın ve güven duygusu oluşturmanın temelinde sağlıklı paylaşımlar yatmaktadır. Bu paylaşımlar için sorunsuz hayat, bitirilmiş işler ve hedeflerin yerine getirilmesini beklemeyin. Aile yaşantınızda gülmek, konuşmak, sarılmak ve anı paylaşmak için kendinize engeller koymayın. O anda paylaşın, konuşun, düşünün ve aile olmayı derinden hissedin. Güzel anların tadını çıkarın.
Mizah Duygusunu Yerleştirin
Ailelerde tanımlanmamış ancak yerleşmiş roller vardır. Yani her ailenin mutlaka bir kuralcısı, problem çözücüsü, komiği, beceriklisi, ve otoriteri vardır. Aslında bir kişide bu rollerden birkaçı toplanmıştır ve ailede öyle tanınıyordur bu kişiler. Bu rollerden en önemlilerinden biri de mizahı aile içi etkileşimde kullanabilen komiklerdir. Burada 'komik olmak', yaptıkları ile herkesi güldürebilmenin ötesinde bir şey ifade etmektedir aslında. Mizahı hayatına yerleştirebilmek; olaylara farklı yönden bakabilmeyi, kötü durumlarda bile gülünebilecek bir şey bulabilmeyi ve en önemlisi de problem çözme becerisini hayata geçirebilmeyi içerir. Bu nedenlerden dolayı aile içinde birinin bu rolü üstlenmesi gerekir. Anne ya da baba olarak kendinizi değerlendirin. Yatkınlığı olan kişi mizahı kullanma yönteminin uygulayıcısı olabilir. Günlük hayatında yaşadığı problemi anlattığında ona bir çizgi film kahramanı üzerinden hikaye anlatarak ya da çok üzgün gördüğünüzde komik bir anıyı hatırlatarak yüzünün gülmesini sağladığınızda hangi çocuk bu durumda kendini iyi hissetmez ki?
Küçük Yaşlardan İtibaren Aile Rutinleri Oluşturun Aileyi bir arada tutan ve birlikte düzenli olarak gerçekleştirilen ve yapıldığında herkesin keyif aldığı, üzerinden yıllar geçse bile gülümsenerek hatırlanan anlardır aile rutinleri. Her hafta aile büyükleri ile yemek yemek, ayda bir kere konsere ya da tiyatroya gitmek, yağmurlu günlerde yapılan yürüyüş, pazar sabahları dışarıda kahvaltı yapmak, akşam yatmadan önce birlikte söylenen bir şarkı...vs. gibi aile rutinlerinizin olup olmadığını gözden geçirin. Eğer bu konuda çok fazla bir örneğinizin olmadığını düşünüyorsanız yeni rutinler oluşturmaya ve bunları sürekli hale getirmeye çalışın.
Bağ Kurmada Araçların Gücüne İnanın
Çocuğunuz ile birlikteyken onunla kurduğunuz fiziksel temasınız, ona sarılmanız, onu öpmeniz, ona söylediğiniz güzel sözler, kullandığınız sevgi sözcükleriniz ve ona ayırdığınız zaman çok kıymetli. Ancak çocukların daha fazlasına ihtiyaçları var bu nedenle araçların gücünü yok saymayın. Bahsi geçen araçlar oyuncaklar, izlemekten keyif aldığı çizgi filmler ya da videolar olabilir. Oyuncak tercihi, hayranlık duyduğu çizgi film karakteri sizin için önemli bir ipucu olabilir. Daha büyük yaşlarda ise ilgi duyduğu sanat, spor dalları, oynamaktan hoşlandığı bilgisayar oyunları ya da hayranlık duyduğu popüler kişiler de olabilir. Bu yönde çocuğumuzun ilgisinin ne olduğunu iyi takip edin. Bu konuda beğenmediğiniz yönler ile ilgili yorum yapmamaya çalışın, sadece dahil olun. Sevdiği şey ile ebeveyninin de ilgilendiğini görmesi, yani sizi onun hayatına uzaktan müdahale eden kişi olarak değil de onun hayatına bu yolla dahil olan kişi olarak bilmesi, kendisine yakın hissettirir. Paylaşımlarınız için başlangıç noktası oluşturabilir.