Evlilik sınırlarının bir çeşit ihlali olan aldatma ister açıkça var olan ister varsayılan bir durum olsun, ilişki içerisinde verilen sözlerin bozulması ve hayallerin yıkılması anlamına gelmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi aldatma, evlilik hayatının bozulmasının ve boşanmanın nedenleri arasında önemli bir yere sahiptir. Her zaman boşanma ile sonuçlanmasa da aldatma daima ilişkileri etkilemektedir ve çoğu çift için bu etki olumsuz ve acı verici olmaktadır.
Erkeklerin eşlerinin kendilerini cinsel olarak aldattıklarından şüphelenmeleri ya da evlilik dışı ilişkinin varlığından haberdar olmaları, kimi zaman aile içi şiddet ve cinsel zorlamaya zemin hazırlayabilmektedir.
Aldatma, saldırganlık gösterme gibi davranışsal sonuçların yanında üzüntü, öfke, kaygı, utanç, intikam, incinme, kıskançlık, mahcubiyet gibi sıkıntı verici çeşitli duyguların kombinasyonunu beraberinde getirmektedir. Aldatılan eşte, terkedilme tehdidi, ayrılma kaygısı, genellenmiş kaygı gibi duyguları uyarmakta ve eski korkuların yeniden ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir ve eşe kaderinin kontrolünün kendisinin elinde olmadığını hissettirerek gurur kırıcı olmaktadır. Aldatmada ortaya çıkan acı verici duygular kimileri için başlangıçta yoğun olsa da zaman içerisinde yok olmakta, kimileri içinse kişilerin kendilik kavramında kalıcı yaralar bırakmaktadır. Ancak ne olursa olsun aldatma deneyiminin yaşattığı acının tamamen silinemediği, geçmişte bir yerlerde gizlendiği ve bu olayı sindirmiş görünen kişilerde bile tetikleyici durumların eski acıları hatırlatabildiği söylenebilir.
Aldatmanın öğreniliş şekli, olayın ilişki üzerinde yaratacağı etkide rol oynuyor görünmektedir. Buna göre, eşi aldatma durumunda yakalama ve bir başka kişiden aldatma ilişkisinin varlığını öğrenme ilişki kalitesinde en olumsuz sonuçları yaratan ve affedilmesi en güç olan öğrenme türleridir. Bunlarla kıyaslandığında ilişkiye dair sorular sorarak aldatmanın varlığını öğrenmek ilişki kalitesine daha az zarar vermektedir ancak bu şekilde öğrenme de aldatan kişinin kendiliğinden durumu itiraf etmesine göre daha zarar vericidir. Aldatma ilişkisini öğrenme şeklini ilişkiyi bitiren bir sebep olarak değerlendirmeye gelince, eşin kendiliğinden itirafı ilişkiyi en az bitiren öğrenme türüdür. Eşi yakalamadan sonra üçüncü bir kişinin söylemesiyle öğrenme, genellikle ilişkiyi en çok bitirici etkisi olan öğrenme türüdür.
Aldatma ilişkisinin öğrenilmesi aldatılan kişinin dışında daha geniş bir çevrede sorunların ortaya çıkmasına da zemin hazırlayabilmektedir. Örneğin çocuklarda, geniş ailede, arkadaşlarda, aldatma ilişkisindeki kişilerde ciddi ızdıraplara yol açabilmektedir. Çocuklar aldatmanın varlığını açıkça öğrenmeseler bile evdeki iklimin değişimini farkederek bu duruma tepki verebilmektedir.
Aldatma aldatılan eş üzerinde olduğu gibi aldatan taraf üzerinde de olumsuz durumlara yol açabilmektedir. Aldatan eş hem etiketlendiğinden hem de ciddi boyutta yargılanmayla karşılaştığından kayıp ve utanç duygularını bir arada yaşamaktadır.
Erkeklerin eşlerinin kendilerini cinsel olarak aldattıklarından şüphelenmeleri ya da evlilik dışı ilişkinin varlığından haberdar olmaları, kimi zaman aile içi şiddet ve cinsel zorlamaya zemin hazırlayabilmektedir.
Aldatma, saldırganlık gösterme gibi davranışsal sonuçların yanında üzüntü, öfke, kaygı, utanç, intikam, incinme, kıskançlık, mahcubiyet gibi sıkıntı verici çeşitli duyguların kombinasyonunu beraberinde getirmektedir. Aldatılan eşte, terkedilme tehdidi, ayrılma kaygısı, genellenmiş kaygı gibi duyguları uyarmakta ve eski korkuların yeniden ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir ve eşe kaderinin kontrolünün kendisinin elinde olmadığını hissettirerek gurur kırıcı olmaktadır. Aldatmada ortaya çıkan acı verici duygular kimileri için başlangıçta yoğun olsa da zaman içerisinde yok olmakta, kimileri içinse kişilerin kendilik kavramında kalıcı yaralar bırakmaktadır. Ancak ne olursa olsun aldatma deneyiminin yaşattığı acının tamamen silinemediği, geçmişte bir yerlerde gizlendiği ve bu olayı sindirmiş görünen kişilerde bile tetikleyici durumların eski acıları hatırlatabildiği söylenebilir.
Aldatmanın öğreniliş şekli, olayın ilişki üzerinde yaratacağı etkide rol oynuyor görünmektedir. Buna göre, eşi aldatma durumunda yakalama ve bir başka kişiden aldatma ilişkisinin varlığını öğrenme ilişki kalitesinde en olumsuz sonuçları yaratan ve affedilmesi en güç olan öğrenme türleridir. Bunlarla kıyaslandığında ilişkiye dair sorular sorarak aldatmanın varlığını öğrenmek ilişki kalitesine daha az zarar vermektedir ancak bu şekilde öğrenme de aldatan kişinin kendiliğinden durumu itiraf etmesine göre daha zarar vericidir. Aldatma ilişkisini öğrenme şeklini ilişkiyi bitiren bir sebep olarak değerlendirmeye gelince, eşin kendiliğinden itirafı ilişkiyi en az bitiren öğrenme türüdür. Eşi yakalamadan sonra üçüncü bir kişinin söylemesiyle öğrenme, genellikle ilişkiyi en çok bitirici etkisi olan öğrenme türüdür.
Aldatma ilişkisinin öğrenilmesi aldatılan kişinin dışında daha geniş bir çevrede sorunların ortaya çıkmasına da zemin hazırlayabilmektedir. Örneğin çocuklarda, geniş ailede, arkadaşlarda, aldatma ilişkisindeki kişilerde ciddi ızdıraplara yol açabilmektedir. Çocuklar aldatmanın varlığını açıkça öğrenmeseler bile evdeki iklimin değişimini farkederek bu duruma tepki verebilmektedir.
Aldatma aldatılan eş üzerinde olduğu gibi aldatan taraf üzerinde de olumsuz durumlara yol açabilmektedir. Aldatan eş hem etiketlendiğinden hem de ciddi boyutta yargılanmayla karşılaştığından kayıp ve utanç duygularını bir arada yaşamaktadır.