Alerji hastaları, burun akıntısı, tıkanıklık, kaşıntı ve hapşırmanın yanı sıra karın ağrısı şişkinlik ishal ve reflünün alerjen kaynaklı olduğunu bilirler, ancak alerji her zaman böyle tipik belirtilerle kendini göstermez. Bazen alerjik reaksiyonlar yorgunluğa, baş ağrısına ve hatta depresyona neden olabilir. Alerjik hastalıklardan özellikle alerjik rinit ve gıda alerjileri ile gıda intoleransının yorgunluk ve depresyonu tetiklediği bilinen bir gerçektir.
Metal alerjisine bağlı olarak oluşan kronik yorgunluk son zamanlarda giderek artmaktadır. Metal alerjenine uzun süre maruz kaldıklarında ortaya çıkar. Metal alerjileri kronik eklem veya kas ağrısı ve şişkinliğe neden olur, uzun süre devam eden metal alerjileri yorulmaya ve enerji kaybına yol açar. Ayrıca fibromiyalji (nedeni bilinmeyen ağrı) ve kronik yorgunluk sendromu, metal aşırı duyarlılığı bulunan kişilerde de görülebilir.
Alerji mevsiminin başlaması ile birlikte azalan uyku devamlı uyuma isteği ve genel bir yorgunluk hissi arasında bir ilişki olabilir mi? İlkbahar ve sonbahar aylarında alerjenlerin artması ile birlikte geceleri uykumuzu tam alamıyorsak sonrasında gün içinde uyuklama ile birlikte kendimizi yorgun hissediyorsak alerjik hastalığımıza bağlı olarak bu sorunları yaşıyor olabiliriz. Gün içinde devamlı kendini yorgun hissetmek ile alerji semptomları arasında bir ilişki olduğunu düşünmemiz gerekli midir? Gün boyunca kendinizi zinde hissetmek için bir bir bardak çay veya bir fincan daha kahveye içmeniz gerekiyorsa bunların nedeni alerji olabilir mi?
Tamda bu soruların cevabı, uyku ve alerji arasındaki ilişkiye bağlı olabilir. Yorgunluğun bir çok nedeni olabilir anemi (kansızlık) hipotroidi, fibromiyalji depresyon vs sayılabilir. Bunun dışında alerjik rinite bağlı olarak yorgunluk sendromu çok sık karşımızı çıkar. Alerjik hastaların yaklaşık üçte birinde burun tıkanıklığı ve burundan nefes alamama gibi şikayetler görülür bunun bir sonucu olarak hastaların uyku güçlüğü çektiğini biliyoruz.
Alerjisi olanlarda, özellikle semptomları iyi kontrol edilmediğinde, uyku sorunları daha fazla görülmektedir. Alerjik rinit ile uyku apnesi durumu arasında bir ilişki olduğu açıkça görülmektedir. Geceleri uykuda nefesin durması ile kendini gösteren uyku apne sendromu sık sık uyanmaya yol açar ve buna bağlı olarak gece tam bir uyku olmadan yorgun olarak uyanmamıza yol açar. Gece iyi uyuyamayan kişilerde gün boyunca kendilerini yorgun ve uykusuz hisseder.
6 ay veya daha uzun süre aşırı tükenme yaşadıysanız, günlük aktivitenizde azalma olduysa ve doktorunuz tarafından nedeni tanımlanamamışsa, kronik yorgunluk sendromunuz olabilir. Alerjik hastalıklarla kronik yorgunluk sendromu arasında ilişki olduğu birçok araştırmacı tarafından ortaya konulmuştur. Kronik yorgunluğun altında birçok hastalığın olabileceği bilinse de alerjik hastalığı olan hastaların kendilerini yorgun hissettiği ve alerjik hastalıkların kronik yorgunluk sendromu için bir risk taşıdığı gösterilmiştir.
İş ve okul hayatını ciddi şekilde etkilen alerjik hastalıklar özellikle yetişkinlerde ev tozu ve küf alerjisi varsa işyerinde ciddi sorunlara yol açabilir. İşyerlerinde karşılaşmış oldukları alerjenlerden korunamadıklarında işyerinde devamlı kendilerini hasta ve yorgun hissedebilirler. Ev tozu alerjisi tanısı alan bir hastanın çalıştığı ortamda yerlerin halı kaplama olmasına bağlı olarak her işyerine gittiğinde şikayetlerinin artığını ve işyerinde veriminin düştüğünü görüyoruz.
İşyerlerinde özellikle büyük toplu çalışılan ve yeterli uygun havalandırma sistemi olmayan yerlerde çalışanlarda ev tozu ve küf gibi alerjenlerin çalışma hayatında ciddi sorunlara yol açtığı görülmektedir.
Küf mantarları bitkilerin çürümesi ile her tarafa yayılabilir. Özellikle sonbahar aylarında küflerin artması kendimiz yorgun hissetmemize yol açabilir. Tabii ki sonbaharda görülen grip salgınları ve da az güneş ışığına maruz kalmakta depresyon ve yorgunluk belirtilerinin artmasına yol açar.
Kronik yorgunluk şikayetlerin ortaya çıkmasında gıda alerjileri de önemlidir. Gıda alerjileri düzelen hastaların yorgunluk şikayetlerinin azaldığı gösterilmiştir. Özellikle kendini rahatsız eden gıdalardan uzak durmak hastaların kendini daha iyi hissetmesine yol açtığı ve kendilerinin daha huzurlu hissettiği çalışmalarda gösterilmiştir.
Kronik yorgunluk sendromu tanısı konulan ama altında bir hastalık bulunamayan hastaların alerji testlerinde daha yüksek oranda pozitif bulunması kronik yorgunluğun alerjik hastalıklarla ilişkisi olabileceğini göstermektedir. Kronik yorgunluğu sendromu olan hastalarda inek sütüne intoleransın daha fazla görüldüğü ve diyetten çıkarıldığında hayat kalitesinin arttığı gösterilmiştir.
Alerjik hastalıklar kendini alışılmış şikayetlerle ortaya koysa bile bazen uzun süre devam ettiğinde başka şikayetlerle kendini gösterebilir. Bu yüzden alerjik hastalıkların erken dönemde tanısı önemlidir. Alerjik hastalıklarda tüm kronik hastalıklar gibi ciddi sorunlara yol açmadan tedavi edilmelidir.
Mevsimsel veya tüm yıl devam eden alerjilerinizi kontrol etmek için doğru tedaviye ulaşmak gece daha iyi nefes almanızı ve daha kaliteli dinlenmenizi sağlar. Alerjik hastalıklarda görülen bu kısır döngüyü kırmak için başarılı bir tedavi daha iyi bir uyku ve sonuçta bu ekstra kahveye ihtiyacınız olmadan yaşamınızı sağlayacaktır!
Metal alerjisine bağlı olarak oluşan kronik yorgunluk son zamanlarda giderek artmaktadır. Metal alerjenine uzun süre maruz kaldıklarında ortaya çıkar. Metal alerjileri kronik eklem veya kas ağrısı ve şişkinliğe neden olur, uzun süre devam eden metal alerjileri yorulmaya ve enerji kaybına yol açar. Ayrıca fibromiyalji (nedeni bilinmeyen ağrı) ve kronik yorgunluk sendromu, metal aşırı duyarlılığı bulunan kişilerde de görülebilir.
Alerji mevsiminin başlaması ile birlikte azalan uyku devamlı uyuma isteği ve genel bir yorgunluk hissi arasında bir ilişki olabilir mi? İlkbahar ve sonbahar aylarında alerjenlerin artması ile birlikte geceleri uykumuzu tam alamıyorsak sonrasında gün içinde uyuklama ile birlikte kendimizi yorgun hissediyorsak alerjik hastalığımıza bağlı olarak bu sorunları yaşıyor olabiliriz. Gün içinde devamlı kendini yorgun hissetmek ile alerji semptomları arasında bir ilişki olduğunu düşünmemiz gerekli midir? Gün boyunca kendinizi zinde hissetmek için bir bir bardak çay veya bir fincan daha kahveye içmeniz gerekiyorsa bunların nedeni alerji olabilir mi?
Tamda bu soruların cevabı, uyku ve alerji arasındaki ilişkiye bağlı olabilir. Yorgunluğun bir çok nedeni olabilir anemi (kansızlık) hipotroidi, fibromiyalji depresyon vs sayılabilir. Bunun dışında alerjik rinite bağlı olarak yorgunluk sendromu çok sık karşımızı çıkar. Alerjik hastaların yaklaşık üçte birinde burun tıkanıklığı ve burundan nefes alamama gibi şikayetler görülür bunun bir sonucu olarak hastaların uyku güçlüğü çektiğini biliyoruz.
Alerjisi olanlarda, özellikle semptomları iyi kontrol edilmediğinde, uyku sorunları daha fazla görülmektedir. Alerjik rinit ile uyku apnesi durumu arasında bir ilişki olduğu açıkça görülmektedir. Geceleri uykuda nefesin durması ile kendini gösteren uyku apne sendromu sık sık uyanmaya yol açar ve buna bağlı olarak gece tam bir uyku olmadan yorgun olarak uyanmamıza yol açar. Gece iyi uyuyamayan kişilerde gün boyunca kendilerini yorgun ve uykusuz hisseder.
6 ay veya daha uzun süre aşırı tükenme yaşadıysanız, günlük aktivitenizde azalma olduysa ve doktorunuz tarafından nedeni tanımlanamamışsa, kronik yorgunluk sendromunuz olabilir. Alerjik hastalıklarla kronik yorgunluk sendromu arasında ilişki olduğu birçok araştırmacı tarafından ortaya konulmuştur. Kronik yorgunluğun altında birçok hastalığın olabileceği bilinse de alerjik hastalığı olan hastaların kendilerini yorgun hissettiği ve alerjik hastalıkların kronik yorgunluk sendromu için bir risk taşıdığı gösterilmiştir.
İş ve okul hayatını ciddi şekilde etkilen alerjik hastalıklar özellikle yetişkinlerde ev tozu ve küf alerjisi varsa işyerinde ciddi sorunlara yol açabilir. İşyerlerinde karşılaşmış oldukları alerjenlerden korunamadıklarında işyerinde devamlı kendilerini hasta ve yorgun hissedebilirler. Ev tozu alerjisi tanısı alan bir hastanın çalıştığı ortamda yerlerin halı kaplama olmasına bağlı olarak her işyerine gittiğinde şikayetlerinin artığını ve işyerinde veriminin düştüğünü görüyoruz.
İşyerlerinde özellikle büyük toplu çalışılan ve yeterli uygun havalandırma sistemi olmayan yerlerde çalışanlarda ev tozu ve küf gibi alerjenlerin çalışma hayatında ciddi sorunlara yol açtığı görülmektedir.
Küf mantarları bitkilerin çürümesi ile her tarafa yayılabilir. Özellikle sonbahar aylarında küflerin artması kendimiz yorgun hissetmemize yol açabilir. Tabii ki sonbaharda görülen grip salgınları ve da az güneş ışığına maruz kalmakta depresyon ve yorgunluk belirtilerinin artmasına yol açar.
Kronik yorgunluk şikayetlerin ortaya çıkmasında gıda alerjileri de önemlidir. Gıda alerjileri düzelen hastaların yorgunluk şikayetlerinin azaldığı gösterilmiştir. Özellikle kendini rahatsız eden gıdalardan uzak durmak hastaların kendini daha iyi hissetmesine yol açtığı ve kendilerinin daha huzurlu hissettiği çalışmalarda gösterilmiştir.
Kronik yorgunluk sendromu tanısı konulan ama altında bir hastalık bulunamayan hastaların alerji testlerinde daha yüksek oranda pozitif bulunması kronik yorgunluğun alerjik hastalıklarla ilişkisi olabileceğini göstermektedir. Kronik yorgunluğu sendromu olan hastalarda inek sütüne intoleransın daha fazla görüldüğü ve diyetten çıkarıldığında hayat kalitesinin arttığı gösterilmiştir.
Alerjik hastalıklar kendini alışılmış şikayetlerle ortaya koysa bile bazen uzun süre devam ettiğinde başka şikayetlerle kendini gösterebilir. Bu yüzden alerjik hastalıkların erken dönemde tanısı önemlidir. Alerjik hastalıklarda tüm kronik hastalıklar gibi ciddi sorunlara yol açmadan tedavi edilmelidir.
Mevsimsel veya tüm yıl devam eden alerjilerinizi kontrol etmek için doğru tedaviye ulaşmak gece daha iyi nefes almanızı ve daha kaliteli dinlenmenizi sağlar. Alerjik hastalıklarda görülen bu kısır döngüyü kırmak için başarılı bir tedavi daha iyi bir uyku ve sonuçta bu ekstra kahveye ihtiyacınız olmadan yaşamınızı sağlayacaktır!