Baş ağrısı toplumun büyük kesiminde görülebilen ve insanların büyük çoğunluğunun, hayatlarının değişik dönemlerinde karşılaştığı ve çare aradığı bir problemdir. Baş ağrısı yaşayan kişileri en çok endişelendiren şey bu ağrıya sebep olabilecek faktörler ve özellikle beyin tümörü korkusudur. Baş ağrı yaşayan kişiler sıklıkla “beynimde bir tümör mü var?”korkusuna kapılırlar. Ancak baş ağrısı nadiren ciddi bir hastalığın özellikle beyin tümörünün belirtisi olarak ortaya çıkmaktadır. Belirtiler topluluğu şeklinde görülen migrende çoğu kez özellikleri olan bir baş ağrısı vardır. Kişiyi fazla rahatsız eden bir özellik olan migren, çok şiddetli baş ağrısının diğer bir ismi olarak algılanmaktadır. Migreni olan kişileri en fazla rahatsız eden ve bazı günlük işlerini ve görevlerini aksatabilen veya tam engelleyen temel özellik baş ağrısıdır. Bu bakımdan migren, en basit şekilde tekrarlayıcı bir baş ağrısı olarak tanımlanabilir.
Hava şartları, baş ağrısını ve migreni tetikleyen çevresel faktörlerden en önemlisidir. Basınç, ısı, nem ve rüzgar gibi hava özelliklerinin ani değişimi veya bu özelliklerden birkaçının ani değişimi ağrıyı başlatabilir. Hava basıncında ani düşme, bulutların kalınlaşması, nem artışı, ısıdaki değişimler ve rüzgarın şiddetlenmesi, diğer hava özelliklerinden daha çok migren ataklarını tetiklemekte ve var olan ağrıyı kötüleştirmektedir. Aksine, yüksek hava basıncı ile birlikte olan kuru hava ve parlak güneş ışığı baş ağrısını yatıştırabilmektedir.
Sıcak, ılık, çok kuru dağ ve çöl rüzgarları, ağız ve burun boşluğundaki ıslak yüzeyleri kurutup, hava yollarını uyardığı için baş ağrısına neden olabilmektedir. Atmosfere eklenen ozon, karbonmonoksit ve diğer kimyasal maddelerle de baş ağrısı daha şiddetli bir hal alır. Ilık ve sakin günlerde, kirlilikler havada toplanır ve hareketsiz bulutlarda asılı kalır. Kimyasal maddeler baş ağrısını direkt olarak tetikleyebilir veya karbonmonoksitin yaptığı gibi, kandaki oksijeni azaltarak dolaylı olarak baş ağrısına yol açabilir. Beynin düşük oksijen seviyesini hissetmesi ile kan desteğini devam ettirebilmek için kan damarlarında genişleme başlar, bu genişleme ile beyinde basınç artar ve baş ağrısı oluşur.
Bir hastanın bir ayda ikiden fazla atağı oluyorsa mutlaka düzenli bir tedaviye alınmalıdır. Her gün ilaç alınarak migren ortadan kaldırılmaya çalışılmalı, bir ayda iki defadan daha az ağrı çekenler de doktora gitmelidir. Migren hastalarının beşte birinden auralı diye tabir edilen bir baş ağrısı görülmektedir. Bu hastalarda bir tarafı görememe, gözünde ışık çakma, çizgiler görme gibi belirtiler oluyor ve bu belirtilere sahip olanların doğum kontrol hapı, östrojen içeren ilaçlar kullanması ya da sigara içmesi durumunda topluma göre 15 kat daha fazla felç riski ortaya çıkmaktadır. Auralı migreni olan bir kadın hem doğum kontrol hapı kullanır hem de sigara içerse bu risk 30 katına kadar çıkabilmektedir. Bu yüzden migrenin tipinin ayırt edilmesi önemlidir. Özellikle auralı migrene sahip olanlar ayda bir ya da iki ayda bir ağrı çekmektedir. Sık ağrı çekmedikleri için “Doktora gitmeme gerek yok” diye düşünmemelilerdir. Bu hastalığın tespiti için doktora başvurmak gerekir.
Peki, Migrenden Korunmak İçin Ne Yapmalıyız?
•oğuk ve rüzgarlı havalarda başınızı bere, atkı gibi koruyucu bir şeyler ile örtünmeniz gerekir.
•Sabah banyo yapıp sokağa çıkmamalı, gece banyo yapıp saçınızı iyice kurutmalısınız. Banyo yapıp dışarı çıkarsanız başınız, soğuğu ve esintiyi daha çok hissedecektir.
•Rüzgarda durulmamalı, başa doğrudan gelen rüzgarı önlemek büyük önem taşımaktadır.
•Ev veya araçta klimayı doğrudan yüzünüze üfletmemelisiniz ve çok şiddetli çalıştırmamalısınız.
•Migreninizi lodos tetikliyorsa o gün dışarı çıkmamaya çalışın, kapıyı bile açıp o havayı içeri aldığınızda evinizde lodosun etkisini yaşama şansınız vardır.
•Araba yolculuğunda pencereyi, esintiyi hissedeceğiniz şekilde açmamalısınız. Kapalı ortam migren için tetikleyici olabilir, örneğin sigara gibi.. Fakat arabada içeri hava girsin diye doğrudan yüzünüze esecek şekilde camı açmamalısınız.
•Saç kurutma makinesi ılık ayarda kullanılmalıdır, ne çok sıcak ne de çok soğuk olmalıdır. Vücut ısısına yakın olmalı ve hızlı üflememelidir.
Hava şartları, baş ağrısını ve migreni tetikleyen çevresel faktörlerden en önemlisidir. Basınç, ısı, nem ve rüzgar gibi hava özelliklerinin ani değişimi veya bu özelliklerden birkaçının ani değişimi ağrıyı başlatabilir. Hava basıncında ani düşme, bulutların kalınlaşması, nem artışı, ısıdaki değişimler ve rüzgarın şiddetlenmesi, diğer hava özelliklerinden daha çok migren ataklarını tetiklemekte ve var olan ağrıyı kötüleştirmektedir. Aksine, yüksek hava basıncı ile birlikte olan kuru hava ve parlak güneş ışığı baş ağrısını yatıştırabilmektedir.
Sıcak, ılık, çok kuru dağ ve çöl rüzgarları, ağız ve burun boşluğundaki ıslak yüzeyleri kurutup, hava yollarını uyardığı için baş ağrısına neden olabilmektedir. Atmosfere eklenen ozon, karbonmonoksit ve diğer kimyasal maddelerle de baş ağrısı daha şiddetli bir hal alır. Ilık ve sakin günlerde, kirlilikler havada toplanır ve hareketsiz bulutlarda asılı kalır. Kimyasal maddeler baş ağrısını direkt olarak tetikleyebilir veya karbonmonoksitin yaptığı gibi, kandaki oksijeni azaltarak dolaylı olarak baş ağrısına yol açabilir. Beynin düşük oksijen seviyesini hissetmesi ile kan desteğini devam ettirebilmek için kan damarlarında genişleme başlar, bu genişleme ile beyinde basınç artar ve baş ağrısı oluşur.
Bir hastanın bir ayda ikiden fazla atağı oluyorsa mutlaka düzenli bir tedaviye alınmalıdır. Her gün ilaç alınarak migren ortadan kaldırılmaya çalışılmalı, bir ayda iki defadan daha az ağrı çekenler de doktora gitmelidir. Migren hastalarının beşte birinden auralı diye tabir edilen bir baş ağrısı görülmektedir. Bu hastalarda bir tarafı görememe, gözünde ışık çakma, çizgiler görme gibi belirtiler oluyor ve bu belirtilere sahip olanların doğum kontrol hapı, östrojen içeren ilaçlar kullanması ya da sigara içmesi durumunda topluma göre 15 kat daha fazla felç riski ortaya çıkmaktadır. Auralı migreni olan bir kadın hem doğum kontrol hapı kullanır hem de sigara içerse bu risk 30 katına kadar çıkabilmektedir. Bu yüzden migrenin tipinin ayırt edilmesi önemlidir. Özellikle auralı migrene sahip olanlar ayda bir ya da iki ayda bir ağrı çekmektedir. Sık ağrı çekmedikleri için “Doktora gitmeme gerek yok” diye düşünmemelilerdir. Bu hastalığın tespiti için doktora başvurmak gerekir.
Peki, Migrenden Korunmak İçin Ne Yapmalıyız?
•oğuk ve rüzgarlı havalarda başınızı bere, atkı gibi koruyucu bir şeyler ile örtünmeniz gerekir.
•Sabah banyo yapıp sokağa çıkmamalı, gece banyo yapıp saçınızı iyice kurutmalısınız. Banyo yapıp dışarı çıkarsanız başınız, soğuğu ve esintiyi daha çok hissedecektir.
•Rüzgarda durulmamalı, başa doğrudan gelen rüzgarı önlemek büyük önem taşımaktadır.
•Ev veya araçta klimayı doğrudan yüzünüze üfletmemelisiniz ve çok şiddetli çalıştırmamalısınız.
•Migreninizi lodos tetikliyorsa o gün dışarı çıkmamaya çalışın, kapıyı bile açıp o havayı içeri aldığınızda evinizde lodosun etkisini yaşama şansınız vardır.
•Araba yolculuğunda pencereyi, esintiyi hissedeceğiniz şekilde açmamalısınız. Kapalı ortam migren için tetikleyici olabilir, örneğin sigara gibi.. Fakat arabada içeri hava girsin diye doğrudan yüzünüze esecek şekilde camı açmamalısınız.
•Saç kurutma makinesi ılık ayarda kullanılmalıdır, ne çok sıcak ne de çok soğuk olmalıdır. Vücut ısısına yakın olmalı ve hızlı üflememelidir.