Anne karnında kalp tedavisiDoğumsal kalp hastalıkları en sık görülen doğumsal anomaliler arasında yer alıyor. Öyle ki her 1000 bebekten 8`i kalp hastası. Bu hastalıkların birçoğu bebeğin doğumundan sonra erken dönemde tedavi ediliyor. Bazı kalp hastalıklarının tedavisi ise anne karnında yapılan bir ameliyatla gerçekleştiriliyor.
Her yıl 12 bin doğumsal kalp hastası bebek doğuyor. Rakamlar gerçekten yüksek. Ancak günümüzde girişimsel kardiyolojik yöntemler ve ameliyatlarla artık en ağır doğumsal kalp hastalıkları bile başarıyla tedavi edilebiliyor. Doğumsal kalp hastalığının oluşumunda akraba evliliği, hamileliğin erken dönemlerinde geçirilen enfeksiyonlar, radyasyon, kromozom anomalileri, annenin diyabet hastası olması ve hamilelik sırasında yanlış ilaç ve alkol kullanımı gibi faktörler etkili. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Özlem Pata, “ En önemli risk faktörleri arasında kardeş, anne ve babada doğumsal kalp hastalığı olması sayılabilir.” diyerek şöyle devam ediyor: “Kardeşte doğumsal kalp hastalığı olduğu durumlarda bebekte hastalığın ortaya çıkma olasılığı %2 olurken anne ve babada doğumsal kalp hastalığı olduğu durumlarda bu oran sırasıyla %3 ve % 6 düzeylerine kadar çıkabilmektedir. Bu nedenle ailesinde doğumsal kalp hastalığı bulunan hastaların ve riskli gebe adaylarının doğum öncesi uygun şekilde, prenatal danışma alması gerekmektedir. Son yıllarda gebelerdeki Down sendromu riskini değerlendirmede kullanıma giren ve 11-14 haftalar arasında uygulanan ense kalınlığı testi, sadece kromozom anormallikleri ve erken doğumsal kusurların saptanmasında değil, doğumsal kalp hastalıkları riskini değerlendirmede de çok önem göstermektedir.”
Özellikle ense kalınlığı artmış fetüslerde doğumsal kalp hastalığı görülme sıklığı % 6`lara kadar çıkabiliyor. Acıbadem Sağlık Grubu Pediatrik Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Arda Saygılı ise önemli bir riskin altını çizerek şöyle diyor: “Rutin, incelemelerde fetüsle ilgili önemli bir bozukluk olduğunda; kalp hastalığı görülme olasılığı artmaktadır. Özellikle ense kalınlığı, kromozom anormalliklerinin habercisi olduğundan bugün rutin olarak hesaplanarak risk öğrenilmektedir. Kalınlık miktarı belirli sayıların üzerine çıktıkça kromozom anomalisi saptanmasa bile, kalp hastalığı riski artmaktadır.”
Her hamileye fetal ekokardiyografi yapılmalı !
Her 1000 bebekten 5-8`i kalp hastalıklarıyla dünyaya geliyor. Doğumla birlikte kaybedilen bebeklerin yüzde 3`ünün, yeni doğan döneminde kaybedilen bebeklerin yüzde 15`inin sebebi doğumsal kalp hastalığı. Doğumsal kalp hastalıkları bilinmeyen nedenlerle oluşuyor. Doç. Dr. Saygılı, “Genetik faktörlerin dış faktörlerle etkileşimi sonucu kalbin normal gelişim sürecinin bozulması sonucu kalp hastalıkları gelişmektedir.” diyerek şöyle devam ediyor: “Bu nedenle bazı hekimler bütün fetüslerin yani risk faktörü taşımayan gebeliklerin dahi fetal kardiyolojik olarak incelenmesini önermektedirler. Ancak bunu gerçekleştirmek teknik ve pratik olarak mümkün olmadığından bu risk faktörlerinden herhangi birisi varsa fetal ekokardiyografi ile kalp hastalığı olasılığı araştırılmalıdır.” Doç. Dr. Özlem Pata “ Risk faktörü taşımayan gebelerin ise 19- 23. haftalarda artık rutine giren ayrıntılı ultrasonografi yaptırması önerilmektedir. Bu dönemde yapılan ultrasonografide kardiyak incelemeye de özellikle dikkat edilmeli en ufak kuşku duyulan durumlarda pediatrik kardiyologtan konsültasyon istemekten çekinilmemelidir.” diyor.
Fetal ekokardiyografi ile anne karnındaki doğmamış bebeğin kalbinin yapısı ultrasonografide olduğu gibi ses dalgaları kullanılarak inceleniyor. Bu inceleme ile kalbin boşluklarının, kulakçıklar ve karıncıkların, büyük damarların ve kapakcıkların normal boyutlarda gelişip gelişmediği, birbirileri ile doğru ilişkili olup olmadıklarını görmek mümkün. Kalbin anatomik yapısı yanında, kalbin fonksiyonları ve kalp atımlarını görme olanağını bu cihaz tanıyor.
Doç. Dr. Saygılı cihazla ilgili şunları söylüyor: “Kalbin fonksiyonları, kulakçıklar arasında ve büyük damarlar arasındaki doğal olarak var olan açıklıkların, kapaklarının hareketlerinin, kalbin atımlarının normal olup olmadığını, kanın kalpte dolaşırken herhangi sorunla karşı karşıya olup olmadığı, darlık, yetersizlik, normal olmayan açıklıklar olup olmadığını detaylı öğrenmemizi sağlar. Bu esnada doppler tekniği ile ses dalgalarından yararlanılarak kalp ve damarlardaki kan akımı ölçülmektedir. Günümüzde ayrıca dört boyutlu ekokardiyografi ile kalp yapısı hakkında daha ayrıntılı bilgiler almak mümkündür.
Fetal Kardiyografi Bebeğe Zarar Vermez
Fetal ekokardiyografi genel olarak 16 - 24 haftada yapılabiliyor. Aileler bu cihazın bebeğe zarar vermesinden endişe ediyor. Ekokardiyografi işleminin anne ya da fetusa herhangi bir zararı yok. Yaklaşık 20 - 45 dakikayı bulan kısa süren bir inceleme fetal ekokardiyografi alanında uzmanlaşmış çocuk kardiyoloji uzmanı tarafından gerçekleştiriliyor.
Anne Karnında Tedavi Gerçekleştirilebiliyor
Doğumsal kalp hastalıklarının anne karnında tanısının konulmasının büyük avantajlarından biri, doğumdan sonra acil müdahale yapılmasına olanak vermesi. Böylelikle ileri teknolojik destek ile tıbbi tedavi gerektirecek bebeklerin yaşama şansı yükseliyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yüksek Riskli Gebelik Ünitesi Sorumlusu Doç. Dr. Arda Lembet, “Bu aşama öncesinde yüksek riskli gebelik uzmanı, pediatrik kardiyolog, yeni doğan uzmanı, pediatrik kalp cerrahı ve tıbbı genetik uzmanı tarafından değerlendirilen ve konsulte edilen aile, bebek ve tüm aile açısından detaylı tüm karar aşamalarına varmış olacaktır. Öte yandan anne karnında saptanan ve doğum sonrası tedavisi ve cerrahi olarak düzeltilmesi pek mümkün olmayan durumlarda da aileye gebeliği sonlandırma seçeneği sunulmaktadır.”
Ancak sadece doğum sonrası değil anne karnında da bazı kalp hastalıklarını tedavi etmek mümkün. Günümüzde fetal kalp hastalıklarının anne karnında tedavi edilebilir en önemli grubunu ritm bozuklukları oluşturuyor. Kalpte yapısal bir bozukluğun olmadığı ve sadece ciddi ritm bozukluğu olan hastalarda anne karnındaki bebeğe ya direkt ya da anne yolu ile verilecek ilaçlar ile fetusta kalp yetersizliği oluşması engelleniyor ve hatta anne karnında oluşabilecek kayıplar önlenebiliyor.
Doç. Dr. Saygılı, “Anne karnında girişimsel işlem için temel koşul, doğru tanı kadar ve doğru endikasyondur.” diyerek şöyle devam ediyor: “Multidisipliner yaklaşımla kalp kapakçıklarının darlıklarında girişimsel yöntemle veya cerrahi ile ortak müdahaleler yapmak mümkündür. Girişimsel işlem, annenin ve bebeğin anestezisini takiben doğrudan fetal kalp boşluğuna iğne ile girilerek daha sonra çok küçük çaplı balonlu kateterin daralmış bölgede şişirilmesi ile darlığın açılması tekniği ile gerçekleştirilir. Emin ellerde başarılı sonuçlar bildirilmiştir. Bu işlemler, deneyimli, uzmanlaşmış multidisipliner ekipler gerektiren oldukça riskli işlemlerdir.”
Alıntı.
Her yıl 12 bin doğumsal kalp hastası bebek doğuyor. Rakamlar gerçekten yüksek. Ancak günümüzde girişimsel kardiyolojik yöntemler ve ameliyatlarla artık en ağır doğumsal kalp hastalıkları bile başarıyla tedavi edilebiliyor. Doğumsal kalp hastalığının oluşumunda akraba evliliği, hamileliğin erken dönemlerinde geçirilen enfeksiyonlar, radyasyon, kromozom anomalileri, annenin diyabet hastası olması ve hamilelik sırasında yanlış ilaç ve alkol kullanımı gibi faktörler etkili. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Özlem Pata, “ En önemli risk faktörleri arasında kardeş, anne ve babada doğumsal kalp hastalığı olması sayılabilir.” diyerek şöyle devam ediyor: “Kardeşte doğumsal kalp hastalığı olduğu durumlarda bebekte hastalığın ortaya çıkma olasılığı %2 olurken anne ve babada doğumsal kalp hastalığı olduğu durumlarda bu oran sırasıyla %3 ve % 6 düzeylerine kadar çıkabilmektedir. Bu nedenle ailesinde doğumsal kalp hastalığı bulunan hastaların ve riskli gebe adaylarının doğum öncesi uygun şekilde, prenatal danışma alması gerekmektedir. Son yıllarda gebelerdeki Down sendromu riskini değerlendirmede kullanıma giren ve 11-14 haftalar arasında uygulanan ense kalınlığı testi, sadece kromozom anormallikleri ve erken doğumsal kusurların saptanmasında değil, doğumsal kalp hastalıkları riskini değerlendirmede de çok önem göstermektedir.”
Özellikle ense kalınlığı artmış fetüslerde doğumsal kalp hastalığı görülme sıklığı % 6`lara kadar çıkabiliyor. Acıbadem Sağlık Grubu Pediatrik Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Arda Saygılı ise önemli bir riskin altını çizerek şöyle diyor: “Rutin, incelemelerde fetüsle ilgili önemli bir bozukluk olduğunda; kalp hastalığı görülme olasılığı artmaktadır. Özellikle ense kalınlığı, kromozom anormalliklerinin habercisi olduğundan bugün rutin olarak hesaplanarak risk öğrenilmektedir. Kalınlık miktarı belirli sayıların üzerine çıktıkça kromozom anomalisi saptanmasa bile, kalp hastalığı riski artmaktadır.”
Her hamileye fetal ekokardiyografi yapılmalı !
Her 1000 bebekten 5-8`i kalp hastalıklarıyla dünyaya geliyor. Doğumla birlikte kaybedilen bebeklerin yüzde 3`ünün, yeni doğan döneminde kaybedilen bebeklerin yüzde 15`inin sebebi doğumsal kalp hastalığı. Doğumsal kalp hastalıkları bilinmeyen nedenlerle oluşuyor. Doç. Dr. Saygılı, “Genetik faktörlerin dış faktörlerle etkileşimi sonucu kalbin normal gelişim sürecinin bozulması sonucu kalp hastalıkları gelişmektedir.” diyerek şöyle devam ediyor: “Bu nedenle bazı hekimler bütün fetüslerin yani risk faktörü taşımayan gebeliklerin dahi fetal kardiyolojik olarak incelenmesini önermektedirler. Ancak bunu gerçekleştirmek teknik ve pratik olarak mümkün olmadığından bu risk faktörlerinden herhangi birisi varsa fetal ekokardiyografi ile kalp hastalığı olasılığı araştırılmalıdır.” Doç. Dr. Özlem Pata “ Risk faktörü taşımayan gebelerin ise 19- 23. haftalarda artık rutine giren ayrıntılı ultrasonografi yaptırması önerilmektedir. Bu dönemde yapılan ultrasonografide kardiyak incelemeye de özellikle dikkat edilmeli en ufak kuşku duyulan durumlarda pediatrik kardiyologtan konsültasyon istemekten çekinilmemelidir.” diyor.
Fetal ekokardiyografi ile anne karnındaki doğmamış bebeğin kalbinin yapısı ultrasonografide olduğu gibi ses dalgaları kullanılarak inceleniyor. Bu inceleme ile kalbin boşluklarının, kulakçıklar ve karıncıkların, büyük damarların ve kapakcıkların normal boyutlarda gelişip gelişmediği, birbirileri ile doğru ilişkili olup olmadıklarını görmek mümkün. Kalbin anatomik yapısı yanında, kalbin fonksiyonları ve kalp atımlarını görme olanağını bu cihaz tanıyor.
Doç. Dr. Saygılı cihazla ilgili şunları söylüyor: “Kalbin fonksiyonları, kulakçıklar arasında ve büyük damarlar arasındaki doğal olarak var olan açıklıkların, kapaklarının hareketlerinin, kalbin atımlarının normal olup olmadığını, kanın kalpte dolaşırken herhangi sorunla karşı karşıya olup olmadığı, darlık, yetersizlik, normal olmayan açıklıklar olup olmadığını detaylı öğrenmemizi sağlar. Bu esnada doppler tekniği ile ses dalgalarından yararlanılarak kalp ve damarlardaki kan akımı ölçülmektedir. Günümüzde ayrıca dört boyutlu ekokardiyografi ile kalp yapısı hakkında daha ayrıntılı bilgiler almak mümkündür.
Fetal Kardiyografi Bebeğe Zarar Vermez
Fetal ekokardiyografi genel olarak 16 - 24 haftada yapılabiliyor. Aileler bu cihazın bebeğe zarar vermesinden endişe ediyor. Ekokardiyografi işleminin anne ya da fetusa herhangi bir zararı yok. Yaklaşık 20 - 45 dakikayı bulan kısa süren bir inceleme fetal ekokardiyografi alanında uzmanlaşmış çocuk kardiyoloji uzmanı tarafından gerçekleştiriliyor.
Anne Karnında Tedavi Gerçekleştirilebiliyor
Doğumsal kalp hastalıklarının anne karnında tanısının konulmasının büyük avantajlarından biri, doğumdan sonra acil müdahale yapılmasına olanak vermesi. Böylelikle ileri teknolojik destek ile tıbbi tedavi gerektirecek bebeklerin yaşama şansı yükseliyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yüksek Riskli Gebelik Ünitesi Sorumlusu Doç. Dr. Arda Lembet, “Bu aşama öncesinde yüksek riskli gebelik uzmanı, pediatrik kardiyolog, yeni doğan uzmanı, pediatrik kalp cerrahı ve tıbbı genetik uzmanı tarafından değerlendirilen ve konsulte edilen aile, bebek ve tüm aile açısından detaylı tüm karar aşamalarına varmış olacaktır. Öte yandan anne karnında saptanan ve doğum sonrası tedavisi ve cerrahi olarak düzeltilmesi pek mümkün olmayan durumlarda da aileye gebeliği sonlandırma seçeneği sunulmaktadır.”
Ancak sadece doğum sonrası değil anne karnında da bazı kalp hastalıklarını tedavi etmek mümkün. Günümüzde fetal kalp hastalıklarının anne karnında tedavi edilebilir en önemli grubunu ritm bozuklukları oluşturuyor. Kalpte yapısal bir bozukluğun olmadığı ve sadece ciddi ritm bozukluğu olan hastalarda anne karnındaki bebeğe ya direkt ya da anne yolu ile verilecek ilaçlar ile fetusta kalp yetersizliği oluşması engelleniyor ve hatta anne karnında oluşabilecek kayıplar önlenebiliyor.
Doç. Dr. Saygılı, “Anne karnında girişimsel işlem için temel koşul, doğru tanı kadar ve doğru endikasyondur.” diyerek şöyle devam ediyor: “Multidisipliner yaklaşımla kalp kapakçıklarının darlıklarında girişimsel yöntemle veya cerrahi ile ortak müdahaleler yapmak mümkündür. Girişimsel işlem, annenin ve bebeğin anestezisini takiben doğrudan fetal kalp boşluğuna iğne ile girilerek daha sonra çok küçük çaplı balonlu kateterin daralmış bölgede şişirilmesi ile darlığın açılması tekniği ile gerçekleştirilir. Emin ellerde başarılı sonuçlar bildirilmiştir. Bu işlemler, deneyimli, uzmanlaşmış multidisipliner ekipler gerektiren oldukça riskli işlemlerdir.”
Alıntı.