“Sana sütümü helal etmem, hakkımı helal etmem” şeklinde söylenen sözler bize bir sorumluluk gerektirir mi?
Cevap: Değerli Ziyaretçimiz, Anne babanın, asi olan bir çocuğuna sana sütümü ve ya hakkımı helal etmiyorum sözleri, çocuğa karşı bir korkutmadan ibarettir. Anne babanın sadece kendi istek ve dileklerinin yapılması için evlatları üzerinde haksız yere manevi baskı kurmaları ve de onların kişiliklerine saygı göstermemeleri kesinlikle doğru değildir. Esas olarak bu sözler bir hüküm de ifade etmemektedir.
Diğer taraftan evlatların, anne babaya karşı dini vazifelerinden birisi de, meşru işlerde anne babaya karşı asi olmamak ve sürekli onlara saygı göstermektir. Anne babalar tarafından çocuğa, sana hakkımı helal etmem şeklinde korkutmalar söz konusu olmasa dahi, çocukların anne babalarına karşı saygı göstermesi hürmet etmeleri dini bir vazifedir.
Anne babaya karşı sorumluluk:
“ (Rabbin), anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf! “ bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle” (İsra, 17/23)
Bu ayeti kerime ile sabittir.
Cevap: Değerli Ziyaretçimiz, Anne babanın, asi olan bir çocuğuna sana sütümü ve ya hakkımı helal etmiyorum sözleri, çocuğa karşı bir korkutmadan ibarettir. Anne babanın sadece kendi istek ve dileklerinin yapılması için evlatları üzerinde haksız yere manevi baskı kurmaları ve de onların kişiliklerine saygı göstermemeleri kesinlikle doğru değildir. Esas olarak bu sözler bir hüküm de ifade etmemektedir.
Diğer taraftan evlatların, anne babaya karşı dini vazifelerinden birisi de, meşru işlerde anne babaya karşı asi olmamak ve sürekli onlara saygı göstermektir. Anne babalar tarafından çocuğa, sana hakkımı helal etmem şeklinde korkutmalar söz konusu olmasa dahi, çocukların anne babalarına karşı saygı göstermesi hürmet etmeleri dini bir vazifedir.
Anne babaya karşı sorumluluk:
“ (Rabbin), anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf! “ bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle” (İsra, 17/23)
Bu ayeti kerime ile sabittir.