zeberus1234
Üye
Arslan Bey
ARSLAN BEYAnadolu’da Selçuklu Sultanlýðý’ný kuran Oðuz Türkmenleridir. Bu gün Anadolu’yu dolduran Türklerin atalarý da Oðuzlardýr. Oðuzlar X. yüzyýlda Müslümanlýðý kabul edince, Türkmen adý ile anýldýlar.
Oðuzlarýn ana yurdu, ormanlarla kaplý olan Tanrý Daðý’dýr. Oðuzlar bu daða “Gökmen Adaðý” derlerdi. Atalarýmýz Orta Asya’da bulunan bu ilk Türk yurduna (Ortaçað), doðusuna (Hatay), batý illerine de (Horasan) adýný vermiþlerdi. Oðuzlar, Ortaç Elinde 34 boy olarak yaþamakta idiler. Sað tarafa düþen on iki kabileye (Bozoklar), sol taraftaki on iki kabileye (Üçoklar) denilmekteydi. Bozoklar, Oðuz Atanýn (Günhan), (Ayhan), (Yýldýzhan) adý oðullarýndan türediler. Üçoklar ise Oðuz Atanýn (Gökhan), (Daðhan), (Denizhan) oðullarýndan çoðaldýlar.
Oðuzlarýn Üçok’larýndan (Kýnýk) boyu baþbuðlarýndan Selçuk, XI. yüzyýlda Büyük Selçuklu Ýmparatorluðunu kurmaya muvaffak oldu. Selçuk’un babasý Dakak, Uygur Türkleri ülkesinde yaþamakta idi. Ölümünden sonra oðlu Selçuk, Uygur Hükümdarý Beyðu Han’ýn hizmetine girerek subaþýlýk rütbesine kadar yükseldi. Fakat Han’ýn karýsý, Selçuk’u öldürtmek istediðinden, o maiyetindeki Oðuzlarla beraber Seyhun Nehri kenarýnda bulunan Cent þehrine gelerek yerleþti.
Selçuk, civarýndaki kavimlerle muharebeye giriþerek az zamanda bir þöhret kazandý. Cesur olduðu kadar kuvvetli bir ahlaka da sahipti. Onda devlet kuruculuðu vasfý da bulunduðundan kýsa bir zamanda Horasan Elleri Türkmenleri, Selçuk’un etrafýnda toplandýlar. Selçuk’un han seçilmesi hakkýnda þu tarihî rivayet vardýr:Günlerden bir gün, Oðuz Beyleri, okdanlýklarýndan birer ok çýkartýp bir yere toplandýlar. Bir çocuðun gözlerini baðlayarak bu oklardan bir tanesini ona çektirdiler. Bu ok, baþbuðlardan Selçuk’a aitti. Selçuk’u han seçtiler. Onu Oðuz töresince bir ak keçeye oturtup dokuz defa havaya kaldýrýp ordugahta dolaþtýrdýlar. Sonra, önünde diz çöküp bakýr kaplarla kýmýz içtiler. Bütün Baþbuðlar:“Selçuk, devletin kutlu olsun! Seni han tanýdýr.” Diye and içtiler.
Ozanlar kopuzlarýyla Oðuzname’den parçalar okudular. Ýþte bu suretle Selçuk, Selçuklu Devletini kurmuþ oldu.Selçuk’un (Arslan, Mikail, Musa, Yunus) adýnda dört oðlu vardý. Selçuk bu oðullarýndan en fazla Mikail’i seviyordu. Mikail bir kale muhasarasýnda þehit düþtü. Bundan sonra Selçuk’un Mikail’in oðullarý olan (Çakýr) ile (Tuðrul)’a karþý sevgisi fazlalaþtýr. Fakat oðullarýndan en ulusu Arslan Bey’di.
O sýralarda Samanoðullarý hükümdarý, Selçuk’tan yardým istedi. Selçuk da oðlu Arslan Bey’i bir kuvvetin baþýnda bunlara gönderdi. Arslan Bey, çok cesur ve yiðit bir kumandandý. Yaptýðý savaþlarda büyük muvaffakiyetler gösterdi. Maveraünnehir’in asayiþini bozan kavimleri birer ikiþer maðlup ederek sindirdi. Bir müddet sonra Selçuk Han, 1030 tarihinde yüz yedi yaþýnda olduðu halde vefat etti. Artýk devletin idaresi Arslan Bey’e kalmýþtý. Fakat Arslan Bey’in kuvvetlerinden, o devirde devlet kurmuþ olan Samanoðullarý, Karahanlýlar ve bilhassa Gazneliler korkmaya baþladýlar. Gazneli Mahmut, kendi devletine bir tehlike olarak gördüðü Arslan Bey’le dostluk içinde geçinmenin çarelerini aramaya baþladý.Bir gün Gazneli Mahmut, Arslan Bey’e bir elçi gönderdi. Arslan Bey de bu elçiye lazým gelen saygýyý gösterdi. Elçi, Arslan Bey’e, Gazneli Mahmut’un selamýný söyledikten sonra þunlara teblið etti:Gazne Sultaný diyorlar ki, biz daima Hindistan’a doðru sefer ediyoruz. Bize birçok Müslüman devletler yardým etmek dileðinde bulunuyorlar. Hayret ettiðim þudur ki, hiçbir gün Selçuk Oðullarýndan bir bölük olsun bizimle birlikte cenge iþtirak etmiyor. Eðer sizler de Hindistan seferlerine iþtirak etme arzusu gösterirseniz, Gazne’ye gelip benimle görüþürsünüz!. Arslan Bey elçiye þu sözü verdi:Eðer sultanýnýz, biz Selçuk Oðullarýndan faydalanmak arzu ediyorlarsa, biz kavgadan hiçbir zaman kaçmayýz. Derhal Hint seferlerine iþtirak ederiz. Bu hususu görüþmek üzere Gazne’ye geleceðim!Hakikaten, bir müddet sonra, Arslan Bey, yavuz delikanlýlardan oluþmuþ ve her türlü teçhizatý tamamlanmýþ olan 10.000 kiþilik Türkmen alayý ile Horasan’dan kalkýp bu günkü Kabil þehri civarýnda bulunan Gazne þehrine gitti. Gazneli Mahmut bu büyük kuvvetin baþkentine yaklaþtýðýný duyunca korktu. Bu kuvvetler, Gazne civarýnda ordugah kurup konakladýlar. Bundan telaþa düþen Gazneli Mahmut Arslan Bey’e hemen bir adamý ile þöyle bir haber gönderdi:Hind’e henüz bir seferimiz yoktur. Kuvvetlerinizi geri çekiniz Yalnýz kumandanlarýnýzý sarayýmda misafir edeceðim.Arslan Bey, Sultanýn bu arzusunu kabul ederek kuvvetlerini geri çekip yalnýz 300 yiðitle Gazne þehrine girdi. Küheylan atlar üzerinde birbirinden güzel bu yiðit delikanlýlarýn Gazne sokaklarýndan geçiþi büyük heyecan uyandýrdý. Oðuzlar simaca pek güzel insanlardý. Beyaz tenli, al yanaklý ve kumral saçlý, iri vücutlu idiler. Oðuzlar, Türk kavimleri içinde en cesurlarý ve en zekileriydi. Oðuzlarýn güzelliði dillere destan, hele ahlaklarý bütün Asya kavimlerince hürmete þayandý.Arslan Bey, yanýnda oðlu Kutulmuþ olduðu halde Gazne Sultaný’nýn muhteþem sarayýna gitti. Saray aðalarý, Arslan’ý karþýlayarak Sultan Mahmut’un huzuruna çýkardýlar.
Bu saray o devirde, dünyanýn en zengin saraylarýndan biriydi. Gazneli Mahmut, sarayýnda devrinin en yüksek alim ve sanatkarlarýný toplamýþ, meþhur Þair Firdevsî bile Gazne sarayýnda Þehname’sini yazýp bitirmiþti. Sultan Mahmut, altýn bir taht üzerinde oturmuþ, vezirleri de saðýnda ve solunda el pençe divan durmakta idiler.
Arslan Bey, salona girince gayet terbiyeli bir tavýrla ilerleyerek eðilip yeri öptü. Arslan’ýn bu terbiyeli hali Sultan Mahmut’un çok hoþuna gitti. Bunun üzerine Arslan Bey’e ikramlarda bulundu. Kendi tahtýnýn yanýna altýndan bir kürsü konulmasýný emretti. Derhal sultanýn yanýna alýn kürsü konuldu. Gazneli Mahmut, misafirini yanýna oturttu. Bir müddet Arslan’la görüþtükten sonra dernek kurulmasýný emretti. Birçok vezirler ve aðalar yerlerine oturarak, divan toplantýsý yapýldý. Gazneli Mahmut, Arslan Bey’in de bu dernekte bulunmasýndan dolayý hoþlandý. Biraz sonra Gazneli Mahmut, seçkin misafirine dönerek dedi ki: Eðer ihtiyacýmýz olursa bize ne kadar askerle yardým edebilirsiniz? Arslan Bey, yanýnda bulunan okdanlýktan bir ok çýkartýp Sultana gösterdikten sonra: Her zaman bu oku oymaðýma gönderirseniz size derhal 10,000 sipahi gönderebilirim! diye cevap verdi. Bu vaadden son derece bahtiyarlýk duyan Sultan: Tekrar asker istersem? Diye sordu. Arslan ikinci bir ok çýkardý: Bu ok da 10,000 askere muadildir. Sultan Mahmut hayretle: Daha istersem? diye sordu. Arslan Bey, bir üçüncü ok çýkardý: Bu da 10,000 askere iþarettir. Sultan Mahmut’un gözleri açýldý ve divanda bulunanlar hayretlerini gizleyemediler. Sultan Mahmut misafirini sonuna kadar yoklamak kararýnda idi: Bu askerler kafi gelmezse? O zaman Arslan Bey, omuzunda asýlý olan yayý çýkararak vakur bir sesle: Ne zaman bu yayý oymaðýmýza gönderirseniz, dedi; derhal 30,000 asker emrinize gelir! Bu sözleri duyan Sultan’ýn tavrý derhal deðiþti. Ýçine bir korku ile beraber bir de kin düþtü. Dernekte bulunanlarýn da tavýrlarý deðiþti. Sevgi ile baþlayan bu görüþme bir kinle sona erdi. Biraz sonra Arslan Bey oðlu Kutulmuþ’u alarak sultanýn huzurundan ayrýldý. Gazneli Mahmut, vezirlerine döndü ir adam ki üç ok ve bir yayla 60,000 kiþiyi silah erzak ve mühimmatý ile toplayabiliyor; onu küçümsememek lazýmdýr. Vezirler hep bir aðýzdan cevap verdiler: Bu adam, devletimiz için büyük tehlikedir. Bunun üzerine Gazneli Mahmut, Arslan Bey hakkýnda kötü þeyler düþünmeye baþladý: Mademki Arslan elimize düþmüþtür; onu sað býrakmayalým. Sultanýn fikri vezirler tarafýndan hemen benimsendi. Ýçlerinden biri: Arslan ve kumandanlarýný bir nehre atýp boðalým! diye bir teklifte bulundu. Önce Gazneli Mahmut, kendisine misafir gelen bir adamýn boðulmasýna rýza göstermedi; fakat:Arslan’ý yakalayýp, Hint hududundaki “Kalincer” kalesine hapsedebiliriz dedi ve gerekli emri verdi. Zavallý Arslan Bey, misafir kaldýðý bu sarayýn altýn yaldýzlý bir odasýnda oðlu ile beraber uykuda bulunuyordu. Sabaha karþý birden bire odasýnýn içine ellerinde kýlýçlarýyla on tane saray muhafýzý girerek uykuda bulunan Arslan ve oðlunun üzerine saldýrdýlar. Ýkisini de kýskývrak baðladýlar.Arslan Bey, ne olduðunu ve neye uðradýðýný bilemedi. Tanrý misafiri bulunduðu bu sarayda bir hýyanete kurban gittiðini anladýysa da iþ iþten geçmiþ bulunuyordu. Gazneli muhafýzlar, onu, elleri baðlý olduðu halde, Hint hududundaki bir dað üzerinde bulunan kalýn duvarlý Kalincer kalesinin karanlýk bir odasýna hapsettiler.
Selçuk’un büyük oðlu Arslan Bey, Gazneli Mahmut’un hilesinin kurbaný olarak bu karanlýk taþ odada ömrünü tamamladý. Fakat Türkler, Gaznelilerden bunun intikamýný almaya ant içtiler. Nihayet Selçuk’un torunlarýndan Çakýr ile Tuðrul beyler, Gazneli Mahmut’un oðlu Mesud’u “Dandanakan” sahrasýnda maðlup ederek, Gazneli Devletini tarihten sildiler. Gazneli Mahmut, Arslan’ýn oðlu Kutulmuþ’u serbest býrakmýþtý. Kutulmuþ’u da saltanat kavgasý yüzünden Alpaslan öldürttü. Fakat Kutulmuþ’un oðlu Süleyman, Anadolu Selçuklu Devletini kurmaya muvaffak olarak Oðuz Türkmenlerinin Anadolu’da ebediyen yaþamalarýný saðlamýþ oldu.
ARSLAN BEYAnadolu’da Selçuklu Sultanlýðý’ný kuran Oðuz Türkmenleridir. Bu gün Anadolu’yu dolduran Türklerin atalarý da Oðuzlardýr. Oðuzlar X. yüzyýlda Müslümanlýðý kabul edince, Türkmen adý ile anýldýlar.
Oðuzlarýn ana yurdu, ormanlarla kaplý olan Tanrý Daðý’dýr. Oðuzlar bu daða “Gökmen Adaðý” derlerdi. Atalarýmýz Orta Asya’da bulunan bu ilk Türk yurduna (Ortaçað), doðusuna (Hatay), batý illerine de (Horasan) adýný vermiþlerdi. Oðuzlar, Ortaç Elinde 34 boy olarak yaþamakta idiler. Sað tarafa düþen on iki kabileye (Bozoklar), sol taraftaki on iki kabileye (Üçoklar) denilmekteydi. Bozoklar, Oðuz Atanýn (Günhan), (Ayhan), (Yýldýzhan) adý oðullarýndan türediler. Üçoklar ise Oðuz Atanýn (Gökhan), (Daðhan), (Denizhan) oðullarýndan çoðaldýlar.
Oðuzlarýn Üçok’larýndan (Kýnýk) boyu baþbuðlarýndan Selçuk, XI. yüzyýlda Büyük Selçuklu Ýmparatorluðunu kurmaya muvaffak oldu. Selçuk’un babasý Dakak, Uygur Türkleri ülkesinde yaþamakta idi. Ölümünden sonra oðlu Selçuk, Uygur Hükümdarý Beyðu Han’ýn hizmetine girerek subaþýlýk rütbesine kadar yükseldi. Fakat Han’ýn karýsý, Selçuk’u öldürtmek istediðinden, o maiyetindeki Oðuzlarla beraber Seyhun Nehri kenarýnda bulunan Cent þehrine gelerek yerleþti.
Selçuk, civarýndaki kavimlerle muharebeye giriþerek az zamanda bir þöhret kazandý. Cesur olduðu kadar kuvvetli bir ahlaka da sahipti. Onda devlet kuruculuðu vasfý da bulunduðundan kýsa bir zamanda Horasan Elleri Türkmenleri, Selçuk’un etrafýnda toplandýlar. Selçuk’un han seçilmesi hakkýnda þu tarihî rivayet vardýr:Günlerden bir gün, Oðuz Beyleri, okdanlýklarýndan birer ok çýkartýp bir yere toplandýlar. Bir çocuðun gözlerini baðlayarak bu oklardan bir tanesini ona çektirdiler. Bu ok, baþbuðlardan Selçuk’a aitti. Selçuk’u han seçtiler. Onu Oðuz töresince bir ak keçeye oturtup dokuz defa havaya kaldýrýp ordugahta dolaþtýrdýlar. Sonra, önünde diz çöküp bakýr kaplarla kýmýz içtiler. Bütün Baþbuðlar:“Selçuk, devletin kutlu olsun! Seni han tanýdýr.” Diye and içtiler.
Ozanlar kopuzlarýyla Oðuzname’den parçalar okudular. Ýþte bu suretle Selçuk, Selçuklu Devletini kurmuþ oldu.Selçuk’un (Arslan, Mikail, Musa, Yunus) adýnda dört oðlu vardý. Selçuk bu oðullarýndan en fazla Mikail’i seviyordu. Mikail bir kale muhasarasýnda þehit düþtü. Bundan sonra Selçuk’un Mikail’in oðullarý olan (Çakýr) ile (Tuðrul)’a karþý sevgisi fazlalaþtýr. Fakat oðullarýndan en ulusu Arslan Bey’di.
O sýralarda Samanoðullarý hükümdarý, Selçuk’tan yardým istedi. Selçuk da oðlu Arslan Bey’i bir kuvvetin baþýnda bunlara gönderdi. Arslan Bey, çok cesur ve yiðit bir kumandandý. Yaptýðý savaþlarda büyük muvaffakiyetler gösterdi. Maveraünnehir’in asayiþini bozan kavimleri birer ikiþer maðlup ederek sindirdi. Bir müddet sonra Selçuk Han, 1030 tarihinde yüz yedi yaþýnda olduðu halde vefat etti. Artýk devletin idaresi Arslan Bey’e kalmýþtý. Fakat Arslan Bey’in kuvvetlerinden, o devirde devlet kurmuþ olan Samanoðullarý, Karahanlýlar ve bilhassa Gazneliler korkmaya baþladýlar. Gazneli Mahmut, kendi devletine bir tehlike olarak gördüðü Arslan Bey’le dostluk içinde geçinmenin çarelerini aramaya baþladý.Bir gün Gazneli Mahmut, Arslan Bey’e bir elçi gönderdi. Arslan Bey de bu elçiye lazým gelen saygýyý gösterdi. Elçi, Arslan Bey’e, Gazneli Mahmut’un selamýný söyledikten sonra þunlara teblið etti:Gazne Sultaný diyorlar ki, biz daima Hindistan’a doðru sefer ediyoruz. Bize birçok Müslüman devletler yardým etmek dileðinde bulunuyorlar. Hayret ettiðim þudur ki, hiçbir gün Selçuk Oðullarýndan bir bölük olsun bizimle birlikte cenge iþtirak etmiyor. Eðer sizler de Hindistan seferlerine iþtirak etme arzusu gösterirseniz, Gazne’ye gelip benimle görüþürsünüz!. Arslan Bey elçiye þu sözü verdi:Eðer sultanýnýz, biz Selçuk Oðullarýndan faydalanmak arzu ediyorlarsa, biz kavgadan hiçbir zaman kaçmayýz. Derhal Hint seferlerine iþtirak ederiz. Bu hususu görüþmek üzere Gazne’ye geleceðim!Hakikaten, bir müddet sonra, Arslan Bey, yavuz delikanlýlardan oluþmuþ ve her türlü teçhizatý tamamlanmýþ olan 10.000 kiþilik Türkmen alayý ile Horasan’dan kalkýp bu günkü Kabil þehri civarýnda bulunan Gazne þehrine gitti. Gazneli Mahmut bu büyük kuvvetin baþkentine yaklaþtýðýný duyunca korktu. Bu kuvvetler, Gazne civarýnda ordugah kurup konakladýlar. Bundan telaþa düþen Gazneli Mahmut Arslan Bey’e hemen bir adamý ile þöyle bir haber gönderdi:Hind’e henüz bir seferimiz yoktur. Kuvvetlerinizi geri çekiniz Yalnýz kumandanlarýnýzý sarayýmda misafir edeceðim.Arslan Bey, Sultanýn bu arzusunu kabul ederek kuvvetlerini geri çekip yalnýz 300 yiðitle Gazne þehrine girdi. Küheylan atlar üzerinde birbirinden güzel bu yiðit delikanlýlarýn Gazne sokaklarýndan geçiþi büyük heyecan uyandýrdý. Oðuzlar simaca pek güzel insanlardý. Beyaz tenli, al yanaklý ve kumral saçlý, iri vücutlu idiler. Oðuzlar, Türk kavimleri içinde en cesurlarý ve en zekileriydi. Oðuzlarýn güzelliði dillere destan, hele ahlaklarý bütün Asya kavimlerince hürmete þayandý.Arslan Bey, yanýnda oðlu Kutulmuþ olduðu halde Gazne Sultaný’nýn muhteþem sarayýna gitti. Saray aðalarý, Arslan’ý karþýlayarak Sultan Mahmut’un huzuruna çýkardýlar.
Bu saray o devirde, dünyanýn en zengin saraylarýndan biriydi. Gazneli Mahmut, sarayýnda devrinin en yüksek alim ve sanatkarlarýný toplamýþ, meþhur Þair Firdevsî bile Gazne sarayýnda Þehname’sini yazýp bitirmiþti. Sultan Mahmut, altýn bir taht üzerinde oturmuþ, vezirleri de saðýnda ve solunda el pençe divan durmakta idiler.
Arslan Bey, salona girince gayet terbiyeli bir tavýrla ilerleyerek eðilip yeri öptü. Arslan’ýn bu terbiyeli hali Sultan Mahmut’un çok hoþuna gitti. Bunun üzerine Arslan Bey’e ikramlarda bulundu. Kendi tahtýnýn yanýna altýndan bir kürsü konulmasýný emretti. Derhal sultanýn yanýna alýn kürsü konuldu. Gazneli Mahmut, misafirini yanýna oturttu. Bir müddet Arslan’la görüþtükten sonra dernek kurulmasýný emretti. Birçok vezirler ve aðalar yerlerine oturarak, divan toplantýsý yapýldý. Gazneli Mahmut, Arslan Bey’in de bu dernekte bulunmasýndan dolayý hoþlandý. Biraz sonra Gazneli Mahmut, seçkin misafirine dönerek dedi ki: Eðer ihtiyacýmýz olursa bize ne kadar askerle yardým edebilirsiniz? Arslan Bey, yanýnda bulunan okdanlýktan bir ok çýkartýp Sultana gösterdikten sonra: Her zaman bu oku oymaðýma gönderirseniz size derhal 10,000 sipahi gönderebilirim! diye cevap verdi. Bu vaadden son derece bahtiyarlýk duyan Sultan: Tekrar asker istersem? Diye sordu. Arslan ikinci bir ok çýkardý: Bu ok da 10,000 askere muadildir. Sultan Mahmut hayretle: Daha istersem? diye sordu. Arslan Bey, bir üçüncü ok çýkardý: Bu da 10,000 askere iþarettir. Sultan Mahmut’un gözleri açýldý ve divanda bulunanlar hayretlerini gizleyemediler. Sultan Mahmut misafirini sonuna kadar yoklamak kararýnda idi: Bu askerler kafi gelmezse? O zaman Arslan Bey, omuzunda asýlý olan yayý çýkararak vakur bir sesle: Ne zaman bu yayý oymaðýmýza gönderirseniz, dedi; derhal 30,000 asker emrinize gelir! Bu sözleri duyan Sultan’ýn tavrý derhal deðiþti. Ýçine bir korku ile beraber bir de kin düþtü. Dernekte bulunanlarýn da tavýrlarý deðiþti. Sevgi ile baþlayan bu görüþme bir kinle sona erdi. Biraz sonra Arslan Bey oðlu Kutulmuþ’u alarak sultanýn huzurundan ayrýldý. Gazneli Mahmut, vezirlerine döndü ir adam ki üç ok ve bir yayla 60,000 kiþiyi silah erzak ve mühimmatý ile toplayabiliyor; onu küçümsememek lazýmdýr. Vezirler hep bir aðýzdan cevap verdiler: Bu adam, devletimiz için büyük tehlikedir. Bunun üzerine Gazneli Mahmut, Arslan Bey hakkýnda kötü þeyler düþünmeye baþladý: Mademki Arslan elimize düþmüþtür; onu sað býrakmayalým. Sultanýn fikri vezirler tarafýndan hemen benimsendi. Ýçlerinden biri: Arslan ve kumandanlarýný bir nehre atýp boðalým! diye bir teklifte bulundu. Önce Gazneli Mahmut, kendisine misafir gelen bir adamýn boðulmasýna rýza göstermedi; fakat:Arslan’ý yakalayýp, Hint hududundaki “Kalincer” kalesine hapsedebiliriz dedi ve gerekli emri verdi. Zavallý Arslan Bey, misafir kaldýðý bu sarayýn altýn yaldýzlý bir odasýnda oðlu ile beraber uykuda bulunuyordu. Sabaha karþý birden bire odasýnýn içine ellerinde kýlýçlarýyla on tane saray muhafýzý girerek uykuda bulunan Arslan ve oðlunun üzerine saldýrdýlar. Ýkisini de kýskývrak baðladýlar.Arslan Bey, ne olduðunu ve neye uðradýðýný bilemedi. Tanrý misafiri bulunduðu bu sarayda bir hýyanete kurban gittiðini anladýysa da iþ iþten geçmiþ bulunuyordu. Gazneli muhafýzlar, onu, elleri baðlý olduðu halde, Hint hududundaki bir dað üzerinde bulunan kalýn duvarlý Kalincer kalesinin karanlýk bir odasýna hapsettiler.
Selçuk’un büyük oðlu Arslan Bey, Gazneli Mahmut’un hilesinin kurbaný olarak bu karanlýk taþ odada ömrünü tamamladý. Fakat Türkler, Gaznelilerden bunun intikamýný almaya ant içtiler. Nihayet Selçuk’un torunlarýndan Çakýr ile Tuðrul beyler, Gazneli Mahmut’un oðlu Mesud’u “Dandanakan” sahrasýnda maðlup ederek, Gazneli Devletini tarihten sildiler. Gazneli Mahmut, Arslan’ýn oðlu Kutulmuþ’u serbest býrakmýþtý. Kutulmuþ’u da saltanat kavgasý yüzünden Alpaslan öldürttü. Fakat Kutulmuþ’un oðlu Süleyman, Anadolu Selçuklu Devletini kurmaya muvaffak olarak Oðuz Türkmenlerinin Anadolu’da ebediyen yaþamalarýný saðlamýþ oldu.