Aşılar yararlı mı, yoksa zararlı mı?

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
56
Yaş
36
Coin
256,936
Grip aşıları dahil tüm aşıların, aşılanan kişiyi ömür boyu etkileyecek derin zararları vardır Yeni üretilen bir aşının yan etkilerine yönelik araştırmalar kısa vadeli sonuçlar verir Dolayısıyla yan etkilerinin 210 yıl sonra ortaya çıkabileceği gözardı edilmektedir
Çocuklarımıza yapılacak bir aşı eğer kısırlığa yol açıyorsa, bu, 1520 yıl sonra çok acı bir şekilde anlaşılacaktır AIDS virüsü çocuk felci aşılamasından 1012 yıl sonra, otizm 24 yıl sonra, kaskemik ve bağ dokusu hastalıkları 46 yıl sonra; sinir sistemi hastalıkları 210 yıl sonra ve GuillainBarre sendromu hemen veya birkaç yıl sonra ortaya çıkmıştı Aşının yan etkileri aşıdan hemen sonra ortaya çıkmayabilir Aşının sebep olacağı bir hastalık 2030 ve hatta 50 yıl sonra ortaya çıkabilmektedir

Her ilacın kutusunda hangi maddeleri içerdiğine dair bir prospektüs bulundurma zorunluluğu vardır Fakat uygulanan bir aşı partiler halinde gönderilmekte ve tek bir prospektüs taşımaktadır Dolayısıyla hastanın prospektüsü inceleme imkanı yoktur

Grip aşılarının Bilinen İçeriği

1Alüminyum hydroxide, alüminyum fosfat, amonyum sülfat, amphotericinB
2Domuz dokuları, At kanı, Tavşan beyni, Köpek böbreği, Maymun böbreği
3Civciv embriosu, TavukKaz yumurtası, Sığır serumu, Betapropiolacton
4Doğmamış sığır serumu, Formaldehyde, Formalin jelatin, Köpekbalığı karaciğeri yağı
5İnsan fetusu ( 3 GEBELİK AYINDA BAŞINDAN DOĞUMA KADARKİ EVREDE ANA RAHMİNDEKİ CANLIYA VERİEN AD)
6Maymun böbrek hücreleri
7Yıkanmış Koyun kanı
8 Monosodyum Glukomat
9 Polioksidonyum (Sentetik proteinler ve nano materyaller içerir Bunlar gende değişiklik yaptığı gibi fenotipte de değişmeler yapmaktadır)
10 İNSAN SPERMİ
11 Etilen gliserol (antifriz)
12 Antibiyotikler
13 Skualen

Tüm aşılarda etki arttırıcı ve koruyucu olarak kullanılan maddeler bellidir ve hemen hemen aynıdır Çoğunun özellikleri araştırılmamıştır ve etkileri tam olarak bilinmemektedir Bu maddelerin deride kabarcıklar, beyin zarı iltihabı, kan yapısında bozulma, sinir iltihabı gibi rahatsızlıklara sebep olduğu tespit edilmiştir

İmmünolojist Hugh Fudenburg’un ifade ettiğine göre son 10 yılda art arda 5 grip aşısı olan kişilerin alzheimer olma ihtimalleri 10 kat artıyor Bunun sebebi ise kullanılan aluminyum ve civadır (thimerosal)

Formaldehid kanserojen olma özelliğinden dolayı mobilya üretiminde bile yasaklanmıştır

****Thimoresal, çocuklarda konsantrasyon problemi, öğrenme zorluğu, konuşma bozukluğu, havale, epilepsi, hiperaktivite, sürekli ve yüksek sesle ağlama ve daha bilinmeyen bir çok probleme yol açmaktadır****

Alüminyum hidroksit kas ve kemik gelişimi bozuklukları ve felçlere sebep olabilir

Skualen, Körfez Savaşı sırasında Amerikan askerlerine verilen şarbon ilaçlarında mevcuttu ve ALS gibi immün sistemi tahrip eden çok ağır hastalıklara yol açtığı tespit edilmiştir

Dr J f Graetz aşının yanetkileri nedeniyle hastalananların hemen hemen hepsinde farklı derecede beyin tahribatı olduğunu tespit etmiştir

Aşılar ve içerdiği katkılar sebebiyle ölümle sonlanabilen şiddetli alerji, tansiyonda ani düşme, ateş, havale, eklem iltihabı, kas ağrıları, deri döküntüleri, lenf bezlerinde büyüme, kronik yorgunluk, kronik baş ağrıları, bütün vücut kıllarında dökülme, kapanmayan yaralar, hafıza kaybı, sara nöbetleri, felç, kansızlık, ruhsal ve sinirsel problemler, nefes darlığı, kronik ishal, gece terlemesi ve daha pek çok rahatsızlık ortaya çıkmaktadır

AŞI DENEN ŞEY KORUR MU?
Dr G Buckwald’a göre: Herhangi bir aşının (domuz gribi aşısı da dahil) hastalıklara karşı koruyucu olduğunu ispat eden herhangi bir veri yoktur Yani hiçbir aşı korumaz Aksine her aşı bağışıklık sistemine karşı açılan bir savaş, büyük hastalıklara hatta ölüme açılan bir kapıdır

PEKİ BU ISRARIN SEBEBİ NE?

Tüm bunlar karşısında neden aşılama üzerinde bu kadar ısrar edilmektedir sorusu akla geliyor Günümüzde bütün aşıların üretiminde genetik klonlama ve rekombinant
DNA teknolojisi kullanılmaktadır Kullanılacak DNA parçası, maymun ve domuz da dahil olmak üzere herhangi bir organizmadan alınabilir DNA parçasında genleri manipüle edilir ve bu şekilde rekombine edilmiş DNA parçası aşılarda kullanılır Aşılardaki Rekombinant DNA insan DNA’sına ‘sıçramakta’ ve kalıcı olarak yerleşmekte, özelliklerini değiştirmekte ve bozmaktadır

Ayrıca aşı üretiminde, tavuk embriyosu, tavşan beyin hücresi, maymun böbrek hücresi, buzağı ve domuz doku hücresi kullanılmakta ve bu dokuların hücre ve proteinleri aşının içeriğinde kalmaktadır Bu doku kalıntıları çeşitli virüsler ve kanser hücreleri taşıyabilir Bu şekilde kanser ve benzeri ağır hastalıklar aşılar vasıtasıyla yayılabilir

MAYMUNLAŞMAK VE DOMUZLAŞMAK !

Aşı, enjeksiyon, ağız, burun, vajina mukozası veya genetiği degiştirilmiş besinler yolu ile hücre çekirdeğine ulaşmakta, yumurta ve sperm hücreleri dahil hücre genomuna yerleşmektedir Tavuk, buzağı, tavşan, maymun ve domuz DNA’sı aşı ile kalıcı olarak insan genomuna karışmaktadır Bu demektir ki insan, tavuklaşacak, sığırlaşacak,
tavşanlaşacak, maymunlaşacak veya domuzlaşacak ve gelecek nesilde bu hayvanların fiziksel ve ruhsal özellikleri gibi fenotipik değişiklikler görünür hale gelecektir Kuran’ı Kerim’de Maide Suresi 60 ayette bu durum şu şekilde bildirilmiştir:

De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır

Yakın zamanda domuz endometrimundan (rahim iç zarı) insanda kullanılabilecek özellikte kök hücre elde edildi Bu, ilaç üreticileri için çok sevindirici bir buluştu Çünkü ilaç üretimindeki zorluklar ve maliyetler bir anda ortadan kalkmış oluyordu Domuz rahmini kürtaj ederek hemen hemen bedava, istendiği kadar kök hücre elde edilebilir

Ancak kök hücrenin hedef hücrelere nasıl aktarılacağı araştırma konusuydu Öyle görünüyor ki en kolay ve en etkili yol bulunmuştur: Domuz gribi aşısı burun mukozası yoluyla, yani hipofize giden en kısa yol ile verilmektedir Hipofiz, bütün iç salgı bezlerini yöneten, bütün hormonların üretiminde ve hormonlar vasıtasıyla bütün süreçlerde
rol alan en önemli salgı bezidir Bu yolla fenotipik değişimler çok kısa zamanda gerçekleşmektedir

GENETİK YAPIYI DEĞİŞTİRMEK NE DEMEK ?
Bu komplo teorisi gibi görünebilirdi Ancak modern tıpta ve biyoteknolojide “Bugün hastalıkları ve belirtilerini ilaçlarla tedavi etmek yerine hastaların Genetik Yapısının Değiştirilmesi ya da eksik olan genin verilmesi tercih edilir temel prensibine karşı her teori zayıf kalır

Halbuki Kur’anı Kerim’de sadece aşılarda bulunan Genetik Müdahalelere değil genetik yapının değiştirilmesine dair her türlü müdahaleye karşı Nisa suresi 118 ve 119 ayetlerde şöyle buyurulmaktadır:

“Allah o şeytana lânet etti ve o da, “Andolsun ki senin kullarından elbette belirli bir pay alacağım dedi Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar Yine onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse şüphesiz o, apaçık bir hüsrana düşmüştür

HASTALIĞI ÜRETEN DE İLAÇ ÜRETEN DE AYNI !!!
İlaç şirketleri, 20 yüzyılda keşfettikleri “Hasta olanlara zaten ilaç satılıyor Yeni hedef kitlemiz hasta olmayanlar prensibi ile ‘koruyucu hekimlik’ adı altında sağlıklı bireylere aşı, biyolojik aktif maddeler ve vitaminler satıyor İlginç olan şu ki, her ilaç firması sadece ilaç değil, GM tohumlar, tarım ilaçları, aromalar ve katkı maddeleri de üretiyor Yani hastalık üreten maddeler de “tedavi için sunulan maddeler de aynı şirketler tarafından üretiliyor Ancak daha ilginci şu ki, milyarlarca insan şifa umuduyla hastalık
üreticilerinden “ilaç satın almaya devam ediyor

İçeriğinde domuz hücrelerinin bulunması fıkhi olarak aşının durumunu ortaya koymaktadır Fakat bazı din adamları ‘zaruret’ halini ileri sürerek, henüz ortaya çıkmamış, hatta belki hiçbir zaman da oluşmayacak bir salgını ‘zaruret’ kabul etmektedir Hatta bu zaruret halini belirlemede Dünya Sağlık Örgütü gibi İslam dışı otoritelerin, İslam kaynaklı olmayan görüşlerini temel almaktadır

KORUNMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ ???
Prof Dr A Rasim Küçükusta aşı hakkında şöyle diyor: “Domuz gribi ağır bir hastalık değildir Belirtileri diğer grip türlerine göre daha hafiftir Hastaların ateş düşene kadar evde istirahat etmeleri yeterlidir Hastalık kendiliğinden geçer Ayrıca hastaların, iştahı gelene kadar yemek yememesi, bol miktarda limon suyu, greyfurt suyu içmesi, sarımsak ve soğan yemesi daha kısa zamanda iyileşmelerini sağlar

AŞILARIN ETKİLİ OLMA İHTİMALİ VAR MI ???
Bugüne kadar 863 tür grip virüsü belirlenmiştir Bu 863 türden sadece 3 zincire karşı aşı geliştirilmiştir İlaç şirketleri tarafından her yıl bu 863 türden biri için aşı geliştirildiği ve bu aşının da o türe karşı ortalama olarak %30 oranında koruma sağlayabileceği biliniyor Ancak bu yıl 863 grip türünden hangisinin aktif olacağını doğal olarak kimse bilemiyor Üstelik her sene başında tesadüfen seçilen türün, aşı üretildikten sonra mutasyon geçirmiş olma olasılığı yüksektir Dolayısıyla aşı büyük ihtimalle hiçbir olumlu etki göstermeyecektir Çünkü bu durumda aşı tamamen başka bir virüse karşı üretilmiş olacaktır

Bu durum çok komik olabilirdi, trajik olmasaydı Öyle görünüyor ki birisi insanlarla açıkça alay ediyor

Ünlü Amerikalı çocuk doktoru Henry Bieler’e göre “Aşıların hastalıklar üzerinde hiçbir olumlu etkisi yoktur çünkü hastalıkların asıl sebebi mikroplar değildir Hastalıkların sebebi toxemia (vücutta toksik madde toplanması) ve toxemia’nın hücre düzeyinde sebep olduğu bozulma ile mikropların çoğalması ve aktifleşmesine uygun ortam oluşmasıdır Toxemia’nın sebepleri arasında ise işlenmiş et ürünlerini, pastörize
sütü, gıda katkı maddelerini, aşıları, ilaç ve deterjan tüketimini, tarım ilaçlarını sayabiliriz

Dr G Buchwald 40 yılı aşan araştırmaları sonunda aşının bir faydası olmadığını ama pek çok zararı olduğunu tespit etmiştir O şöyle diyor: “Aşı korumaz, Aşı yardım etmez, Aşı tahrip eder

DÜNYA AŞILARA KARŞI MESAFELİ
2 Kasım 2000’de Amerikalı Doktorlar ve Cerrahlar Birliği (AAPS) St Louis’deki 57 toplantılarında çocuk aşılarının zorunlu olmasının kaldırılması için oy birliği ile karar aldı Bu karara bir tane bile hayır diyen çıkmadı ABD Kongresi üyesi Dr Ron Paul’un ifade ettiği üzere “1997’de geliştirilen Domuz Gribi aşısından ölenlerin sayısı 25, gripten ölenlerin sayısı sadece 1 idi

İngiltere’deki doktorlar şu anda ciddi bir korku içindeler Tahminlerine göre bugün kullanılan grip aşısı Amerika’da 1976 yılında yaşanan grip salgınında kullanılan aşının analogudur (eşi)

AŞILAR BİRÇOK AĞIR HASTALIĞA SEBEP OLUYOR… 1976’da Amerika’da kullanılan grip aşısının sonuçları:

* Aşıdan ölenlerin sayısı gripten ölenlerin sayısından daha fazlaydı

* 500 kişide GuillainBarre sendromu tesbit edildi

* GuillainBarre sendromuna yakalanma riski 8 kat arttı

* Grip aşısının GuillainBarre sendromuna sebep oldugu ispat edildikten 10 gün sonra aşılama durduruldu

* Amerikan hükümeti tazminatlar için milyonlarca dolar ödemek zorunda kaldı

Aşıların sebep olduğu belirtilen bazı rahatsızlıklar şöyledir:

Çocuk Felci Aşısı: AIDS’e

Tetanos: Beyin iltihabı’na

Hepatit B: Multiple Skleroz’a (MS)

Kızamık: Kalın bağırsak iltihabı, Beyin iltihabı’na

Kabakulak: Şeker hastalığı, Kramplı hastalıklar, Nörölöjik hastalıklar’a

Karma Aşılar: Ani çocuk ölümleri’ne

Grip Aşısı: GuillainBarre sendrom’una, genetik ve fenotipik değişimlere sebep olmaktadır

DÜŞÜNÜN VE KARAR VERİN

Kendinize ve ailenize yaptırılacak her aşı için geniş bilgi toplayın İçindekileri ve etkilerini öğrenin Aşı olup olmamak konusunda SADECE SİZ karar verebilirsiniz Unutmayın; aşıların sonuçları karşısından
TEK SORUMLU SİZ OLACAKSINIZ
 
Üst Alt