Atatürk’ün Çıkardığı Gazeteler Nelerdir
Atatürk, “Minber”, “İrade-i Milliye” ve “Hakimiyet-i Milliye” olmak üzere üç gazete çıkarmıştır. Yaptıklarını ve yapacaklarını halka duyurarak kamuoyu oluşturmak isteyen Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı andan itibaren basından destek almış ve basının gücünü en etkili şekilde kullanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca bir asker, komutan, diplomat, politikacı ve devlet adamı değildi. O, bir düşünürdü de... Atatürk’ün bu yönünü O’nun yazdıklarından, söylediklerinden, okuduklarından anlayabiliyoruz. Zaten Atatürk’ün düşünür yönü O’nu gazeteciliğe yöneltmiştir. Düşüncelerini ve yaptıklarını halka duyurmak için basının ne kadar önemli olduğunu bilen Atatürk, bu gerçeği daha Harbiye öğrencisiyken fark etmiştir. Bu önem Mustafa Kemal önderliğindeki siyasal eylem boyunca kendini göstermiştir. Böylece iç ve dış kamuoyuyla bağ kuran Mustafa Kemal’in yaptıkları, yapmak istedikleri daha iyi anlaşılmıştır.
Atatürk, hayatının her döneminde basına verdiği önemi belli etmiştir. Örneğin, 1 Mart 1922’de TBMM’yi açarken yapmış olduğu konuşmada şöyle demiştir: “Basın milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve doğru yolu göstermede, bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, özetle bir milletin saadet hedefi olan müşterek istikamette yürümesini teminde basın, başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.”
Mustafa Kemal’in gazeteciliğe olan ilgisi daha öğrencilik yıllarında başlamıştır. Henüz Harbiye öğrencisiyken yönetimin siyaset alanındaki yanlışlarını ve aksaklıklarını belirtmek amacıyla eleştiri niteliğindeki yazılar yayınlamak için el yazısıyla bir gazete çıkarmıştır. Bu gazetenin yazılarını bizzat kendisi yazan Mustafa Kemal, Mektepler Müfettişi İsmail Paşa’nın takibine de uğramıştır. Harp Okulu’ndaki veteriner dershanelerinden birine giren Mustafa Kemal ve arkadaşları, çıkardıkları gazetenin yazılarıyla uğraşmaya başladıkları sırada, okul müdürü Rıza Bey tarafından suçüstü yakalanmıştır. Kendilerine önemli bir ceza verilmemiş, “izinsizlik” suçuyla yetinilmiştir.
Minber
Atatürk’ün ilk gazete çıkarma girişimi İstanbul’da yayınlanan “Minber”dir. Minber, Mustafa Kemal’in isteği üzerine yayın hayatına girmiştir. Gazeteyi 1918 yılında en yakın arkadaşı Ali Fethi Okyar ile birlikte çıkarmıştır.
1918’de Ahmet İzzet Paşa hükümeti tarafından Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. Mustafa Kemal, başında olduğu Yıldırım Orduları Grubu ve 7. Ordu Karargahı lağvedildiği için Suriye’den İstanbul’a dönmüştür ve ülkenin içinde bulunduğu konular hakkında konuşma ve yazma gereği hissetmektedir. Oysa Mustafa Kemal’in asker kimliği politik olaylara girmesini ve aktif rol üstlenmesini engellemektedir.
Fethi Okyar, anılarında Minber gazetesinin yayınlanması hakkında şunları söylemiştir:
“Mustafa Kemal Paşa, ‘memleketi perişan eden ve muhalefet adı altında irtikap eden taarruz ve tahripler daha çok gazeteler vasıtasıyla oluyor. Bunlara karşı milleti uyandırmak için en iyi vasıta aynı yolla karşılık vermek, yani bir gazete çıkarmaktır. Benim maaşımdan biriktirdiğim biraz param var, onu koymaya hazırım. Ben askerim imtiyaz alamam, ama sen alabilirsin. Hakikatleri halka, hatta düşmanlarımıza anlatabilmek için hadi gel beraberce gazete çıkaralım.’ dedi. Gazete çıkarmayı hiç düşünmüyordum ama, mensup olduğum İttihat ve Terakki için öylesine çirkin ve haksız ve dolayısıyla vatan ve devlet için öylesine tehlikeli neşriyat başlamıştı ki, bunları cevapsız bırakmak mümkün değildi.”
1 Kasım 1918’de yayın hayatına başlayan Minber gazetesi günlük olarak yayınlanır ve 51 sayı çıkar. Gazetenin başında Fethi Bey vardır, imtiyaz sahibi ve sorumlu müdürü ise Dr. Rasim Ferit’dir.
Minber, Fethi Bey’in eski partisi İttihat ve Terakki’ye olan haksız saldırıları önlemek ve doğruları yazmak, Tevfik Paşa’nın parlamentoda güvenoyu almasını engelleyici yazılar yazmak, Fethi Bey tarafından yeni kurulan Osmanlı Hürriyetperver Avam Fırkası’nın sözcülüğünü yapmak için yayın hayatına girmiştir.
Gazetenin başyazılarını çoğunlukla Mustafa Kemal, değişik adlarla ya da imzasız yazmıştır. Ayrıca Minber’in hemen hemen her sayısında Mustafa Kemal’le ilgili haberler yer almıştır. 17 Kasım 1918 tarihli gazetede Yıldırım Orduları Grubu Kumandanlığından yeni dönen Mustafa Kemal’le bir de röportaj yapılmıştır. Bu röportajda Mustafa Kemal şöyle demiştir; “... en iyi siyasetin her türlü anlamıyla en çok kuvvetli olmakta bulunduğunu kabul ederim. En çok kuvvetli olmak tabirinden amacımın, yalnız silah kuvveti olduğunu zannetmeyiniz. Bilakis asker olmama rağmen bence kuvvet kendisini oluşturan etkenlerin sonuncusudur.Benim amacım manen, ilmen, ahlaken ve teknik yönden kuvvetli olmaktır. Bu saydığım özelliklerden yoksun olan bir milletin bütün fertlerinin en son silahlarla donatıldığını varsaysak bile kuvvetli olduğunu kabul etmek doğru olmaz.”
İrade-i Milliye
Atatürk ikinci gazetesini Sivas Kongresi’nden sonra çıkarmıştır. 4 Eylül 1919 günü başlayan ve 11 Eylül’de sona eren Sivas Kongresi’nin ardından Mustafa Kemal çevresindekilerden yeni çıkaracağı gazete için güvenilir bir yazı işleri müdürü bulmalarını ister. Aranan yazı işleri müdürü bulunur ve gazete çok kısa bir süre içinde çıkarılır. Heyet-i Temsiliye adına Mustafa Kemal tarafından kurulmuş olan gazetenin imtiyazı Selahattin Ulusalerk’e aittir. Gazetenin yazı işleri müdürü ise Mazhar Müfit Kansu’dur. Gazetenin adı ve başlık altı Mustafa Kemal tarafından tespit edilmiştir; “İrade-i Milliye” (Metalip ve Amali Milliye’nin Müdafiidir).
Başlangıçta haftada bir sonraları haftada iki ve günlük olarak yayınlanan gazetede Sivas Kongresi zabıtlarını, Mustafa Kemal’in bildirilerini, konuşmalarını yayınlanmıştır. Bir amaç için çıkartılan gazetenin nüshaları birçok şehrin çeşitli dairelerine resmi mühürlü zarflar içinde gönderilmiştir.
Hakimiyet-i Milliye
Mustafa Kemal Paşa, Heyet-i Temsiliye üyeleriyle birlikte Ankara’ya geldiğinde burada alınacak kararların millete duyurulması için bir gazeteye ihtiyaç duyduğunu söylemiştir ve burada verdiği ilk direktif de “bir gazete çıkaracağız” olmuştur.
Ankara’da doğru dürüst bir matbaa bulunmadığı için Konya’dan getirtilen baskı makinesi meclis bahçesindeki bir binaya yerleştirilmiş ve iki hafta içinde gazete çıkartılmıştır. Bu gazetenin adını da Mustafa Kemal vermiştir; “Hakimiyet-i Milliye”. İlk sayının gazete başlığının altında ise “mesleği milletin iradesini hakim kılmaktır” diye yazmaktadır. 10 Ocak 1920 günü yayınlanan gazetenin ilk başyazısını Mustafa Kemal yazmıştır.
Gazete Anadolu’da kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nin yayın organıdır. Gazetenin yazı işleri müdürü Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’dur. Gazetenin daha sonraki yazı işleri müdürleri arasında Hüseyin Ragıp Baydur, Nafi Atıf Kansu ve Ziya Gevher Etili gibi isimler de vardır.
Başlangıçta haftada iki gün yayınlanan gazete 18 Temmuz 1920’den sonra haftada üç gün, 6 Şubat 1921’den sonra da günlük olarak çıkarılmıştır. Gazete 1934 yılına kadar Hakimiyet-i Milliye adıyla, o tarihten sonra da “Ulus” adıyla çıkmaya devam etmiştir.
Atatürk, “Minber”, “İrade-i Milliye” ve “Hakimiyet-i Milliye” olmak üzere üç gazete çıkarmıştır. Yaptıklarını ve yapacaklarını halka duyurarak kamuoyu oluşturmak isteyen Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı andan itibaren basından destek almış ve basının gücünü en etkili şekilde kullanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca bir asker, komutan, diplomat, politikacı ve devlet adamı değildi. O, bir düşünürdü de... Atatürk’ün bu yönünü O’nun yazdıklarından, söylediklerinden, okuduklarından anlayabiliyoruz. Zaten Atatürk’ün düşünür yönü O’nu gazeteciliğe yöneltmiştir. Düşüncelerini ve yaptıklarını halka duyurmak için basının ne kadar önemli olduğunu bilen Atatürk, bu gerçeği daha Harbiye öğrencisiyken fark etmiştir. Bu önem Mustafa Kemal önderliğindeki siyasal eylem boyunca kendini göstermiştir. Böylece iç ve dış kamuoyuyla bağ kuran Mustafa Kemal’in yaptıkları, yapmak istedikleri daha iyi anlaşılmıştır.
Atatürk, hayatının her döneminde basına verdiği önemi belli etmiştir. Örneğin, 1 Mart 1922’de TBMM’yi açarken yapmış olduğu konuşmada şöyle demiştir: “Basın milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve doğru yolu göstermede, bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, özetle bir milletin saadet hedefi olan müşterek istikamette yürümesini teminde basın, başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.”
Mustafa Kemal’in gazeteciliğe olan ilgisi daha öğrencilik yıllarında başlamıştır. Henüz Harbiye öğrencisiyken yönetimin siyaset alanındaki yanlışlarını ve aksaklıklarını belirtmek amacıyla eleştiri niteliğindeki yazılar yayınlamak için el yazısıyla bir gazete çıkarmıştır. Bu gazetenin yazılarını bizzat kendisi yazan Mustafa Kemal, Mektepler Müfettişi İsmail Paşa’nın takibine de uğramıştır. Harp Okulu’ndaki veteriner dershanelerinden birine giren Mustafa Kemal ve arkadaşları, çıkardıkları gazetenin yazılarıyla uğraşmaya başladıkları sırada, okul müdürü Rıza Bey tarafından suçüstü yakalanmıştır. Kendilerine önemli bir ceza verilmemiş, “izinsizlik” suçuyla yetinilmiştir.
Minber
Atatürk’ün ilk gazete çıkarma girişimi İstanbul’da yayınlanan “Minber”dir. Minber, Mustafa Kemal’in isteği üzerine yayın hayatına girmiştir. Gazeteyi 1918 yılında en yakın arkadaşı Ali Fethi Okyar ile birlikte çıkarmıştır.
1918’de Ahmet İzzet Paşa hükümeti tarafından Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. Mustafa Kemal, başında olduğu Yıldırım Orduları Grubu ve 7. Ordu Karargahı lağvedildiği için Suriye’den İstanbul’a dönmüştür ve ülkenin içinde bulunduğu konular hakkında konuşma ve yazma gereği hissetmektedir. Oysa Mustafa Kemal’in asker kimliği politik olaylara girmesini ve aktif rol üstlenmesini engellemektedir.
Fethi Okyar, anılarında Minber gazetesinin yayınlanması hakkında şunları söylemiştir:
“Mustafa Kemal Paşa, ‘memleketi perişan eden ve muhalefet adı altında irtikap eden taarruz ve tahripler daha çok gazeteler vasıtasıyla oluyor. Bunlara karşı milleti uyandırmak için en iyi vasıta aynı yolla karşılık vermek, yani bir gazete çıkarmaktır. Benim maaşımdan biriktirdiğim biraz param var, onu koymaya hazırım. Ben askerim imtiyaz alamam, ama sen alabilirsin. Hakikatleri halka, hatta düşmanlarımıza anlatabilmek için hadi gel beraberce gazete çıkaralım.’ dedi. Gazete çıkarmayı hiç düşünmüyordum ama, mensup olduğum İttihat ve Terakki için öylesine çirkin ve haksız ve dolayısıyla vatan ve devlet için öylesine tehlikeli neşriyat başlamıştı ki, bunları cevapsız bırakmak mümkün değildi.”
1 Kasım 1918’de yayın hayatına başlayan Minber gazetesi günlük olarak yayınlanır ve 51 sayı çıkar. Gazetenin başında Fethi Bey vardır, imtiyaz sahibi ve sorumlu müdürü ise Dr. Rasim Ferit’dir.
Minber, Fethi Bey’in eski partisi İttihat ve Terakki’ye olan haksız saldırıları önlemek ve doğruları yazmak, Tevfik Paşa’nın parlamentoda güvenoyu almasını engelleyici yazılar yazmak, Fethi Bey tarafından yeni kurulan Osmanlı Hürriyetperver Avam Fırkası’nın sözcülüğünü yapmak için yayın hayatına girmiştir.
Gazetenin başyazılarını çoğunlukla Mustafa Kemal, değişik adlarla ya da imzasız yazmıştır. Ayrıca Minber’in hemen hemen her sayısında Mustafa Kemal’le ilgili haberler yer almıştır. 17 Kasım 1918 tarihli gazetede Yıldırım Orduları Grubu Kumandanlığından yeni dönen Mustafa Kemal’le bir de röportaj yapılmıştır. Bu röportajda Mustafa Kemal şöyle demiştir; “... en iyi siyasetin her türlü anlamıyla en çok kuvvetli olmakta bulunduğunu kabul ederim. En çok kuvvetli olmak tabirinden amacımın, yalnız silah kuvveti olduğunu zannetmeyiniz. Bilakis asker olmama rağmen bence kuvvet kendisini oluşturan etkenlerin sonuncusudur.Benim amacım manen, ilmen, ahlaken ve teknik yönden kuvvetli olmaktır. Bu saydığım özelliklerden yoksun olan bir milletin bütün fertlerinin en son silahlarla donatıldığını varsaysak bile kuvvetli olduğunu kabul etmek doğru olmaz.”
İrade-i Milliye
Atatürk ikinci gazetesini Sivas Kongresi’nden sonra çıkarmıştır. 4 Eylül 1919 günü başlayan ve 11 Eylül’de sona eren Sivas Kongresi’nin ardından Mustafa Kemal çevresindekilerden yeni çıkaracağı gazete için güvenilir bir yazı işleri müdürü bulmalarını ister. Aranan yazı işleri müdürü bulunur ve gazete çok kısa bir süre içinde çıkarılır. Heyet-i Temsiliye adına Mustafa Kemal tarafından kurulmuş olan gazetenin imtiyazı Selahattin Ulusalerk’e aittir. Gazetenin yazı işleri müdürü ise Mazhar Müfit Kansu’dur. Gazetenin adı ve başlık altı Mustafa Kemal tarafından tespit edilmiştir; “İrade-i Milliye” (Metalip ve Amali Milliye’nin Müdafiidir).
Başlangıçta haftada bir sonraları haftada iki ve günlük olarak yayınlanan gazetede Sivas Kongresi zabıtlarını, Mustafa Kemal’in bildirilerini, konuşmalarını yayınlanmıştır. Bir amaç için çıkartılan gazetenin nüshaları birçok şehrin çeşitli dairelerine resmi mühürlü zarflar içinde gönderilmiştir.
Hakimiyet-i Milliye
Mustafa Kemal Paşa, Heyet-i Temsiliye üyeleriyle birlikte Ankara’ya geldiğinde burada alınacak kararların millete duyurulması için bir gazeteye ihtiyaç duyduğunu söylemiştir ve burada verdiği ilk direktif de “bir gazete çıkaracağız” olmuştur.
Ankara’da doğru dürüst bir matbaa bulunmadığı için Konya’dan getirtilen baskı makinesi meclis bahçesindeki bir binaya yerleştirilmiş ve iki hafta içinde gazete çıkartılmıştır. Bu gazetenin adını da Mustafa Kemal vermiştir; “Hakimiyet-i Milliye”. İlk sayının gazete başlığının altında ise “mesleği milletin iradesini hakim kılmaktır” diye yazmaktadır. 10 Ocak 1920 günü yayınlanan gazetenin ilk başyazısını Mustafa Kemal yazmıştır.
Gazete Anadolu’da kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nin yayın organıdır. Gazetenin yazı işleri müdürü Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’dur. Gazetenin daha sonraki yazı işleri müdürleri arasında Hüseyin Ragıp Baydur, Nafi Atıf Kansu ve Ziya Gevher Etili gibi isimler de vardır.
Başlangıçta haftada iki gün yayınlanan gazete 18 Temmuz 1920’den sonra haftada üç gün, 6 Şubat 1921’den sonra da günlük olarak çıkarılmıştır. Gazete 1934 yılına kadar Hakimiyet-i Milliye adıyla, o tarihten sonra da “Ulus” adıyla çıkmaya devam etmiştir.