Ataturk'un oğrenim hayatı ile ilgili anıları nelerdir?,ataturkun oğrenim hayatı ile anısı
Gunumuz Turkcesine uyarlanmış olarak Ataturk'un butun eğitim hayatına dair kendisinin anlatmış olduğu anıları
Cocukluğuma ilişkin ilk hatırladığım şey, okula gitmek meselesiyle ilgilidir Bundan dolayı annemle babam arasında aşırı bir mucadele vardı Annem ilahilerle okula başlamamı ve mahalle okuluna gitmemi istiyordu Gumruk Dairesinde memur olan babam o zaman yeni acılan Şemsi Efendi Okuluna devam etmem ve yeni yontem uzerine okumamdan yanaydı
Sonunda babam işi ustaca bir bicimde cozumledi Oncelikle alışılmış torenle mahalle okuluna başladım
Boylece annemin gonlu yapılmış oldu Birkac gun sonra da mahalle okulundan cıktım Şemsi Efendi Okuluna yazıldım
Az zaman sonra babam oldu Annemle birlikte dayımın yanına yerleştik Dayım koy hayatı yaşıyordu Ben de bu hayata karıştım Bana gorevler veriyor, ben de bunları yapıyordum Başlıca gorev tarla bekciliği idi Kardeşimle birlikte bakla tarlasının ortasındaki bir kulubede oturduğumuz ve kargaları kovmakla uğraştığımızı unutamam Ciftlik hayatının oteki işlerine de karışıyordum
Boylece biraz vakit gecince annem, okulsuz kaldığım icin kaygılanmaya başladı Sonunda Selanikte bulunan teyzemin evine gitmeme ve okula devam etmeme karar verildi: Selanikte liseye yazıldım Okulda Kaymak Hafız isminde bir oğretmen vardı
Bir gun sınıfımızda ders verirken başka bir cocukla kavga ettim Cok gurultu oldu Oğretmen beni yakaladı Cok dovdu Butun bedenim kan icinde kaldı Buyukannem zaten okulda okumama karşıydı, hemen okuldan cıkardı
Yakınımızda Binbaşı Kadri Bey isminde bir kişi oturuyordu Oğlu Ahmet Bey askeri ortaokula devam ediyor ve okul giysisi giyiyordu Onu gordukce ben de boyle giysi giymeye hevesleniyordum Sonra sokaklarda subaylar goruyordum Bu aşamaya ulaşmak icin izlenmesi gereken yolun askeri ortaokula girmek olduğunu anlıyordum
O sırada annem Selanike gelmişti Askeri ortaokula girmek istediğimi soyledim Annem askerlikten cekiniyordu Asker olmama zorla engel olmaya calışıyordu
Kabul sınavı zamanı ona sezdirmeden kendi kendime askeri ortaokula giderek sınav verdim Boylece anneme karşı oldu bitti olmuş oldu
Ortaokulda en cok matematiğe ilgi duydum
Az zamanda bize bu dersi veren oğretmen kadar, belki de daha cok bilgi sahibi oldum Derslerin ustunde işlerle ilgileniyordum Yazılı sorular yazıyordum, matematik oğretmeni de yazılı olarak cevap veriyordu
Oğretmenimin ismi Mustafa idi Bir gun bana dedi ki; Oğlum, senin de ismin Mustafa benim de Bu boyle olmayacak Arada bir fark bulunmalı, bundan sonra adın Mustafa Kemal olsun!
O zamandan beri adım gercekten Mustafa Kemal kaldı Oğretmen sert bir adamdı Sınıfta birinci, ikinci tanımıyordu Bir gun bize:
Aranızda kimler kendine guveniyorsa kalksınlar onları calıştırma danışmanı yapacağım dedi, oncelikle duraksadım Ayağa oyleleri kalktı ki ben kalkmamayı yeğledim Bunlardan birinin danışmanlığı altına girdim Goruşmenin sonunda dayanma gucum son noktaya geldi Ayağa kalkarak;
Ben bundan iyi yaparım dedim Bunun uzerine oğretmen beni calıştırma danışmanı yaptı, eski danışmanı benim danışmanlığım altına verdi
Askeri ortaokulu bitirdiğim zaman merakım oldukca ileri gitmişti Manastır Askeri Lisesinde matematik pek kolay geldi Bununla uğraşmayı surdurdum Ancak Fransızcada geri idim Oğretmen benimle cok uğraşmıyor, acı uyarılarda bulunuyordu Bu uyarılar benim cok gucume gitti İlk ev izni zamanında cozum aradım İki, uc ay gizlice Frerler Okulunun ozel sınıfına devam ettim Boylece okul derslerine oranla fazla derecede Fransızca oğrendim
O zamana kadar edebiyatla cok ilişkim yoktu, Merhum Omer Naci, Bursa Lisesinden kovulmuş, bizim sınıfa gelmişti Daha o zaman şairdi Benden okuyacak kitap istedi Butun kitaplarımı gosterdim Hicbirini beğenmedi Bir arkadaşın kitaplarımdan hicbirini beğenmemesi gucume gitti Şiir ve edebiyat diye bir şey olduğunu o zaman oğrendim Ona calışmaya başladım Şiir bana cazip gorundu Ancak yazı (kompozisyon) oğretmeni diye yeni gelen bir kişi, bana şiirle uğraşmayı yasakladı
Bu meşgale bicimi seni askerlikten uzaklaştırır dedi Bununla birlikte guzel yazı yazma isteği bende kalıcı oldu
Lisede iken direncle calışıyorduk Sınıfta birinci, ikinci olmak icin hepimizde guclu bir gayret vardı Sonunda liseyi bitirdim Harp Okuluna gectim Burada da matematiğe ilgim devam ediyordu Birinci sınıfta temiz genclik duşlerine tutuldum Dersleri aksattım Yılın nasıl gectiğinin hic farkında olmadım Ancak dersler kesilince kitaplara sarıldım
İkinci sınıfa gectikten sonra askerlik derslerine ilgi duydum Şiir yazmaya ilişkin lise oğretmeninin koyduğu yasağı unutmuyordum Ancak guzel soylemek ve yazmak isteği kalıcı idi Ders aralarında kompozisyon alıştırmaları yapıyorduk Saati elimize alıyor Bu kadar dakika sen, bu kadar dakika ben soyleyeceğim diye yarışma ve tartışmalar duzenliyorduk
Harp Okulu yıllarında siyaset duşunceleri baş gosterdi Duruma ilişkin henuz etkili bir duşunce oluşturamıyorduk Sultan Hamit Donemi idi Namık Kemal Beyin kitaplarını okuyorduk Kovuşturma sıkı idi Coğunlukla ancak koğuşta yattıktan sonra okuma imkanı buluyorduk Bu gibi yurtsevercesine eserleri okuyanlara karşı kovuşturma yapılması, işlerin icinde bir kotuluk bulunduğunu sezdiriyordu, Ancak bunun ic yuzu gozlerimiz onunde butunuyle netleşmiyordu
Kurmay sınıflarına gectik Alışılmış derslere cok iyi calışıyordum Bunların ustunde olarak bende ve bazı arkadaşlarda yeni duşunceler acığa cıktı Ulkenin yonetiminde ve siyasetinde bozukluklar olduğunu keşfetmeye başladık
Binlerce kişiden oluşan Harp Okulu oğrencisine bu keşfimizi anlatmak isteğine kapıldık Okulun oğrencileri arasında okunmak uzere okulda el yazısıyla gazete kurduk
Sınıf icinde kucuk teşkilatımız vardı Ben Yonetim Kurulunda idim Gazetenin yazılarını coğunlukla ben yazıyordum
O zaman okullar mufettişi İsmail Paşa vardı Bu işlerimizi keşfetmiş, izlettiriyormuş Okulun muduru Rıza Paşa isminde bir kişiydi Bu kişinin, padişah katında İsmail Paşa tarafından yanlışı ortaya cıkarılmış;
Okulda boyle oğrenci var Ya farkında olmuyor ya gormezden geliyor denilmiş Rıza Paşa konumunu korumak icin inkar etmiş
Bir gun, gazetenin gereken yazılarından birini yazmakla uğraşıyorduk Veteriner dersliklerinden birine girmiş, kapıyı kapamıştık, kapı arkasında birkac nobetci duruyordu Rıza Paşaya haber vermişler, sınıfı bastı Yazılar masa uzerinde ve on tarafta duruyordu Gormemezlikten geldi Ancak dersten başka şeylerle uğraşmak nedeniyle tutuklanmamızı buyurdu Cıkarken:
Yalnız izinsizlikle yetinebilir dedi Sonra hicbir ceza uygulamasına gerek olmadığını soylemiş Boyle davranmasında kendine yuklenen eksikliği ortaya cıkarmak cabasının etkisi olmakla beraber iyi niyet de inkar edilemezdi
Kurmay Subaylar Grubu sınıflarının sonuna kadar bu işlere devam ettik Yuzbaşı olarak okuldan cıktıktan sonra İstanbulda gecireceğimiz sure icinde bu işlerle daha iyi uğraşmak icin bir arkadaş adına bir apartman tuttuk Ara sıra orada toplanıyorduk Bu hareketlerimizin hepsi izleniyordu ve biliniyordu
Bu sırada Fethi Bey adına eski arkadaşlardan subay iken askerlikten uzaklaştırılmış bir kişi karşımıza cıktı Kendisinin yoksulluğundan, yardıma ihtiyacı olduğundan, yatacak yeri bulunmadığından soz ederek bize sığındı Biz de bu kişiyi sahip olduğumuz apartmanda yatırmaya ve kendisine yardım etmeye karar verdik
İki gun sonra kendisinin isteği uzerine bir yerde goruşecektik Gittiğim zaman yanında Saraya mensub bir de yaver gordum Apartmanda yatan İsmail Hakkı Bey adında bir kişi vardı, anında goturmuşler Bir gun sonra da bizi tutukladılar Fethi Bey oysa ki İsmail Paşanın gizli polisi imiş Bir sure hucre hapsinde kaldım Sonra Saraya goturduler Sorgulandım İsmail Paşa, Başkatip, bir de sakallı bir adam hazır bulunuyordu Sorgudan anladık ki gazete cıkardığımızdan, teşkilat kurduğumuzdan, apartmanda calıştığımızdan ozet olarak, butun bu işlerden dolayı zan altında olmak, şuphelenilmek Daha onceki arkadaşlar yaptıklarını kabul etmişler, birkac ay boyle tutuklu kaldıktan sonra bıraktılar
Gunumuz Turkcesine uyarlanmış olarak Ataturk'un butun eğitim hayatına dair kendisinin anlatmış olduğu anıları
Cocukluğuma ilişkin ilk hatırladığım şey, okula gitmek meselesiyle ilgilidir Bundan dolayı annemle babam arasında aşırı bir mucadele vardı Annem ilahilerle okula başlamamı ve mahalle okuluna gitmemi istiyordu Gumruk Dairesinde memur olan babam o zaman yeni acılan Şemsi Efendi Okuluna devam etmem ve yeni yontem uzerine okumamdan yanaydı
Sonunda babam işi ustaca bir bicimde cozumledi Oncelikle alışılmış torenle mahalle okuluna başladım
Boylece annemin gonlu yapılmış oldu Birkac gun sonra da mahalle okulundan cıktım Şemsi Efendi Okuluna yazıldım
Az zaman sonra babam oldu Annemle birlikte dayımın yanına yerleştik Dayım koy hayatı yaşıyordu Ben de bu hayata karıştım Bana gorevler veriyor, ben de bunları yapıyordum Başlıca gorev tarla bekciliği idi Kardeşimle birlikte bakla tarlasının ortasındaki bir kulubede oturduğumuz ve kargaları kovmakla uğraştığımızı unutamam Ciftlik hayatının oteki işlerine de karışıyordum
Boylece biraz vakit gecince annem, okulsuz kaldığım icin kaygılanmaya başladı Sonunda Selanikte bulunan teyzemin evine gitmeme ve okula devam etmeme karar verildi: Selanikte liseye yazıldım Okulda Kaymak Hafız isminde bir oğretmen vardı
Bir gun sınıfımızda ders verirken başka bir cocukla kavga ettim Cok gurultu oldu Oğretmen beni yakaladı Cok dovdu Butun bedenim kan icinde kaldı Buyukannem zaten okulda okumama karşıydı, hemen okuldan cıkardı
Yakınımızda Binbaşı Kadri Bey isminde bir kişi oturuyordu Oğlu Ahmet Bey askeri ortaokula devam ediyor ve okul giysisi giyiyordu Onu gordukce ben de boyle giysi giymeye hevesleniyordum Sonra sokaklarda subaylar goruyordum Bu aşamaya ulaşmak icin izlenmesi gereken yolun askeri ortaokula girmek olduğunu anlıyordum
O sırada annem Selanike gelmişti Askeri ortaokula girmek istediğimi soyledim Annem askerlikten cekiniyordu Asker olmama zorla engel olmaya calışıyordu
Kabul sınavı zamanı ona sezdirmeden kendi kendime askeri ortaokula giderek sınav verdim Boylece anneme karşı oldu bitti olmuş oldu
Ortaokulda en cok matematiğe ilgi duydum
Az zamanda bize bu dersi veren oğretmen kadar, belki de daha cok bilgi sahibi oldum Derslerin ustunde işlerle ilgileniyordum Yazılı sorular yazıyordum, matematik oğretmeni de yazılı olarak cevap veriyordu
Oğretmenimin ismi Mustafa idi Bir gun bana dedi ki; Oğlum, senin de ismin Mustafa benim de Bu boyle olmayacak Arada bir fark bulunmalı, bundan sonra adın Mustafa Kemal olsun!
O zamandan beri adım gercekten Mustafa Kemal kaldı Oğretmen sert bir adamdı Sınıfta birinci, ikinci tanımıyordu Bir gun bize:
Aranızda kimler kendine guveniyorsa kalksınlar onları calıştırma danışmanı yapacağım dedi, oncelikle duraksadım Ayağa oyleleri kalktı ki ben kalkmamayı yeğledim Bunlardan birinin danışmanlığı altına girdim Goruşmenin sonunda dayanma gucum son noktaya geldi Ayağa kalkarak;
Ben bundan iyi yaparım dedim Bunun uzerine oğretmen beni calıştırma danışmanı yaptı, eski danışmanı benim danışmanlığım altına verdi
Askeri ortaokulu bitirdiğim zaman merakım oldukca ileri gitmişti Manastır Askeri Lisesinde matematik pek kolay geldi Bununla uğraşmayı surdurdum Ancak Fransızcada geri idim Oğretmen benimle cok uğraşmıyor, acı uyarılarda bulunuyordu Bu uyarılar benim cok gucume gitti İlk ev izni zamanında cozum aradım İki, uc ay gizlice Frerler Okulunun ozel sınıfına devam ettim Boylece okul derslerine oranla fazla derecede Fransızca oğrendim
O zamana kadar edebiyatla cok ilişkim yoktu, Merhum Omer Naci, Bursa Lisesinden kovulmuş, bizim sınıfa gelmişti Daha o zaman şairdi Benden okuyacak kitap istedi Butun kitaplarımı gosterdim Hicbirini beğenmedi Bir arkadaşın kitaplarımdan hicbirini beğenmemesi gucume gitti Şiir ve edebiyat diye bir şey olduğunu o zaman oğrendim Ona calışmaya başladım Şiir bana cazip gorundu Ancak yazı (kompozisyon) oğretmeni diye yeni gelen bir kişi, bana şiirle uğraşmayı yasakladı
Bu meşgale bicimi seni askerlikten uzaklaştırır dedi Bununla birlikte guzel yazı yazma isteği bende kalıcı oldu
Lisede iken direncle calışıyorduk Sınıfta birinci, ikinci olmak icin hepimizde guclu bir gayret vardı Sonunda liseyi bitirdim Harp Okuluna gectim Burada da matematiğe ilgim devam ediyordu Birinci sınıfta temiz genclik duşlerine tutuldum Dersleri aksattım Yılın nasıl gectiğinin hic farkında olmadım Ancak dersler kesilince kitaplara sarıldım
İkinci sınıfa gectikten sonra askerlik derslerine ilgi duydum Şiir yazmaya ilişkin lise oğretmeninin koyduğu yasağı unutmuyordum Ancak guzel soylemek ve yazmak isteği kalıcı idi Ders aralarında kompozisyon alıştırmaları yapıyorduk Saati elimize alıyor Bu kadar dakika sen, bu kadar dakika ben soyleyeceğim diye yarışma ve tartışmalar duzenliyorduk
Harp Okulu yıllarında siyaset duşunceleri baş gosterdi Duruma ilişkin henuz etkili bir duşunce oluşturamıyorduk Sultan Hamit Donemi idi Namık Kemal Beyin kitaplarını okuyorduk Kovuşturma sıkı idi Coğunlukla ancak koğuşta yattıktan sonra okuma imkanı buluyorduk Bu gibi yurtsevercesine eserleri okuyanlara karşı kovuşturma yapılması, işlerin icinde bir kotuluk bulunduğunu sezdiriyordu, Ancak bunun ic yuzu gozlerimiz onunde butunuyle netleşmiyordu
Kurmay sınıflarına gectik Alışılmış derslere cok iyi calışıyordum Bunların ustunde olarak bende ve bazı arkadaşlarda yeni duşunceler acığa cıktı Ulkenin yonetiminde ve siyasetinde bozukluklar olduğunu keşfetmeye başladık
Binlerce kişiden oluşan Harp Okulu oğrencisine bu keşfimizi anlatmak isteğine kapıldık Okulun oğrencileri arasında okunmak uzere okulda el yazısıyla gazete kurduk
Sınıf icinde kucuk teşkilatımız vardı Ben Yonetim Kurulunda idim Gazetenin yazılarını coğunlukla ben yazıyordum
O zaman okullar mufettişi İsmail Paşa vardı Bu işlerimizi keşfetmiş, izlettiriyormuş Okulun muduru Rıza Paşa isminde bir kişiydi Bu kişinin, padişah katında İsmail Paşa tarafından yanlışı ortaya cıkarılmış;
Okulda boyle oğrenci var Ya farkında olmuyor ya gormezden geliyor denilmiş Rıza Paşa konumunu korumak icin inkar etmiş
Bir gun, gazetenin gereken yazılarından birini yazmakla uğraşıyorduk Veteriner dersliklerinden birine girmiş, kapıyı kapamıştık, kapı arkasında birkac nobetci duruyordu Rıza Paşaya haber vermişler, sınıfı bastı Yazılar masa uzerinde ve on tarafta duruyordu Gormemezlikten geldi Ancak dersten başka şeylerle uğraşmak nedeniyle tutuklanmamızı buyurdu Cıkarken:
Yalnız izinsizlikle yetinebilir dedi Sonra hicbir ceza uygulamasına gerek olmadığını soylemiş Boyle davranmasında kendine yuklenen eksikliği ortaya cıkarmak cabasının etkisi olmakla beraber iyi niyet de inkar edilemezdi
Kurmay Subaylar Grubu sınıflarının sonuna kadar bu işlere devam ettik Yuzbaşı olarak okuldan cıktıktan sonra İstanbulda gecireceğimiz sure icinde bu işlerle daha iyi uğraşmak icin bir arkadaş adına bir apartman tuttuk Ara sıra orada toplanıyorduk Bu hareketlerimizin hepsi izleniyordu ve biliniyordu
Bu sırada Fethi Bey adına eski arkadaşlardan subay iken askerlikten uzaklaştırılmış bir kişi karşımıza cıktı Kendisinin yoksulluğundan, yardıma ihtiyacı olduğundan, yatacak yeri bulunmadığından soz ederek bize sığındı Biz de bu kişiyi sahip olduğumuz apartmanda yatırmaya ve kendisine yardım etmeye karar verdik
İki gun sonra kendisinin isteği uzerine bir yerde goruşecektik Gittiğim zaman yanında Saraya mensub bir de yaver gordum Apartmanda yatan İsmail Hakkı Bey adında bir kişi vardı, anında goturmuşler Bir gun sonra da bizi tutukladılar Fethi Bey oysa ki İsmail Paşanın gizli polisi imiş Bir sure hucre hapsinde kaldım Sonra Saraya goturduler Sorgulandım İsmail Paşa, Başkatip, bir de sakallı bir adam hazır bulunuyordu Sorgudan anladık ki gazete cıkardığımızdan, teşkilat kurduğumuzdan, apartmanda calıştığımızdan ozet olarak, butun bu işlerden dolayı zan altında olmak, şuphelenilmek Daha onceki arkadaşlar yaptıklarını kabul etmişler, birkac ay boyle tutuklu kaldıktan sonra bıraktılar