Son konular

Atatürkün Özel Hayatı

Konuyu Yükselt

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
1
Çözümler
1
Tepkime
41
Puanları
318
Yaş
35
Coin
256,935
atatürk'ün özel hayatı,Mustafa Kemal Atatürk'ün Özel Hayatı,Atatürk'ün Özel Yaşamı,Atatürk'ün Günlük Yaşantısı


Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi, uçuş seyretmeyi ve yüzmeyi severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan keyif alırdı. Sakarya adlı atına ve köpeği Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Devlet adamlarının, sanatçıların, bilim adamlarının, dostların davet edildiği, ülke sorunlarının da konuşulduğu akşam yemekleri Çankaya Köşkü'nde sık rastlanan bir durumdu. Gerek Çankaya köşkünde gerek İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda ve kaldığı diğer mekanlarda sık sık müziğe karşı hayranlığının bir yansıması olan, Musıki geceleri düzenlerdi. Tabi mensubu olduğu İslamiyet dinine bağlılığıda günlük hayatında yansımaları olmuştur. Ramazan aylarında, diğer gün ve gecelerde düzenlenen musiki gecelerinin düzenlenmesini istemez ve genellikle hatim ve duaların edilmesi için hafızlar ve hocalar kaldığı mekanlara davet edilirdi. Küçüklüğünden beri düzenli bir kişiydi Mustafa Kemal Atatürk. Temiz giyinmeyi ve hoş kokmayı hayatının bir parçası haline getirmiştir. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, modern tarıma geçiş yolunda yürütülen çalışmalara bizzat katılırdı. İleri derecede Fransızca ve az Almanca biliyordu.


Aşkları, Aşık Olduğu Kadınlar

Makbule Atadan ve Salih Bozok'a göre, küçük Mustafa 12 yaşındayken Binbaşı Rüknettin'in 8 yaşındaki kızı Müjgan'a aşık olmuştur. Makbule Atadan'a göre ikinci aşkı Hatice olmuş ve Hatice'nin annesi müdahale ederek ilişkisini kesmiştir. Ardından Selanik Askeri komutanı Şevki Paşa'nın 12 yaşındaki kızı Emine (Emine Arık)'ye matematik dersini verirken aşık olmuştur.

Mustafa Kemal ve Hatice

Can Dündar'ın Milliyet Gazetesi'nde 14 Şubat 2007 tarihinde yer alan köşe yazısında Mustafa Kemal Atatürk'ün gençlik yıllarında, komuşu kızı Hatice ile yaşadıklarını kaleme alan yazısı :
Selanik'te öğrenci iken, Nadire diye bir komşu kızı varmış. Ciğerlerinden hasta olan bu kız Mustafa'ya pek hayranmış. Her geçişinde pencereye koşar, ona bakarken yüzünü al basarmış. Bir gün komşu kızı Hatice'ye açılmış: "Mustafa Bey, öteki arkadaşlarına hiç benzemiyor" demiş. Bu gizli sevdayı Mustafa'ya hissettirmeye karar vermişler. Hatice, Zübeyde hanımların evine girer çıkarmış. Bir cuma, ailece oturmaya gitmişler. Mustafa evde yokmuş. Hatice, üst kattan bir şey getirmesi istendiğinde aklındaki planı uygulamaya koymuş. Sofadan geçerken, saksı içindeki kırmızı karanfillerden birini gizlice koparmış. Mustafa'nın üst katta soldaki yatak odasına dalmış. Karyolasının başucundaki masanın üzerinde açık duran tarih kitabının üzerine karanfili bırakmış. Korkudan titreyerek koşar adım aşağı inmiş. Çiçeğin Nadire'den geldiğinin anlaşılacağına eminmiş. Az sonra Mustafa eve gelmiş. Zübeyde Hanım'ın ve Hatice'nin annesinin ellerini öpmüş. Hatice'nin de elini sıkmış. O dönem Türkler arasında el sıkma adeti olmadığından Hatice şaşırmış biraz. Zaten gizlice bıraktığı çiçekten dolayı pek heyecanlıymış. Mustafa bu heyecanı hissetmiş; gözlerini Hatice'nin gözlerine dikmiş. Küçük kız ne yapacağını bilememiş. Mustafa "Ders çalışmam lazım" deyip yukarı çıkmış. Çıkar çıkmaz da tekrar aşağı indiği ayak seslerinden anlaşılmış. Hatice kalbinin duracağını hissetmiş. Çünkü, geldiğinde Mustafa'nın elinde o kırmızı karanfil varmış. "Bu çiçeği benim kitabımın arasına kim koydu?" diye bağıracak diye çok korkmuş Hatice. "Ben ettim, sen etme" der gibi bakmış ona. Mustafa, Hatice'yi müstehzi gözlerle süzdükten sonra dışarı çıkmış. Hatice hemen gidip olanları Nadire ablasına anlatmış. "Ölüyordum korkudan. Bir daha beni böyle işlere sokmayın" diye yalvarmış. Nadire, çiçeğinin adresine ulaşmasının keyfiyle beklemeye başlamış.
Aradan epey bir zaman geçmiş. Bir gün Hatice, Zübeyde Teyze'sinin kendisini oğlu Mustafa'ya istediğini öğrenmiş. Ama Hatice'nin annesi, Mustafa asker olup uzaklara gidecek diye bu izdivaca yanaşmamış. Konu kapanmış.

Mustafa, Harbiye'de okumak için İstanbul'a gitmiş. Lakin annesine gönderdiği her mektubun altına "Hemşiremiz Hatice Hanım'a da mahsus selamlar ederim" cümlesini eklemeyi hiç ihmal etmemiş. Harbiye'den erkanıharp yüzbaşısı olarak çıktığında Hatice'yi yeniden istetmiş. Bu kez Hatice'nin ailesi razı olmak üzereyken sarayda çalışan bir ahbapları onları uyarmış: "Ben, onun hakkında saraya gelen jurnalleri okudum. İstikbali çok karanlık. Aman uzak durun" demiş. Hatice'nin annesi, kızını alelacele bir başkasıyla evlendirmiş.
Yıllar geçmiş. Mustafa Kemal, "Atatürk" olmuş, Evlenip çoluk çocuğa karışan Hatice, yaşadıklarını 1920'lerde bir kış günü, Kocaeli'nde Maarif Müdürü olan apartman komşusu Münir Hayri Bey'e anlatmış. Münir Hayri, daha sonra sinema tahsili için yurtdışına gitmiş. Döndüğünde Atatürk kendisinden hayatını perdeye yansıtacak bir senaryo yazmasını istemiş. Senaryonun esaslarını da bizzat dikte ettirmiş.
- Münir Hayri : Filme başka neler koymalıyız?
birazda çekinerek;
- Munir Hayri : er filmde kadın ve aşk unsuru aranır, bilmem nasıl emredersiniz
emiş ve yıllar önce Hatice'den dinlediği hikayeyi Atatürk'e nakletmiş.
Hatırlamış Atatürk; gülmüş:
- M.K. Atatürk : Ben, Hatice'nin o karanfili kendi hesabına koyduğunu sanmıştım. Hatice zekası, güzelliği ve terbiyesiyle örnek bir kadındı. Her vakit hayatımın en değerli hatıraları arasında kalacaktır.
Sonra Nadire'yi de hatırlamış;
- M.K. Atatürk : O kızcağızı da bir katiple evlendirdiler. Sonra öldü.
Birkaç gün düşündükten sonra Münir Hayri'yi yeniden çağırmış Atatürk. "Tamam" demiş Atatürk...
- M.K. Atatürk : Bizim çocukluk hikayesini filme koyalım. Yalnız Hatice'nin ismini koymayalım. Bu, çok masum ve hiç de şerefsiz olmayan bir hikayedir, ama belki Hatice'nin torunları filan istemezler.
Münir Hayri'nin senaryosu "Ben Bir İnkılap Çocuğuyum" adını taşıyordu; Atatürk rahatsızlandığı için çekilemedi.
Zübeyde Hanım'ın ikinci eşi ve Mustafa Kemal Atatürk'ün üvey babası olan Ragıp Bey'in kardeşi Memduh Hayrettin Bey ile Vasfiye Hanım'ın kızı Fikriye Hanım ve Atatürk arasında bir ilişki olduğu söylense de Milli Mücadele döneminde Ankara İstasyon Binasında ve eski Çankaya köşkünde Fikriye Hanım ile birlikte yaşamalarına rağmen ortadaki akrabalık ilişkisinden öteye geçilmediği aşikar. Fikriye hanım Almanya'nın Münih şehrine gönderdikten sonra 29 Ocak 1923'te İzmir'in sayılı zenginlerinden Uşakizade Muammer Bey'in kızı Latife Hanım'la evlendi. 1924'de yapılan Sonbahar Seyahati sırasında çift kavga etti ve Mustafa Kemal Paşa Erzurum'dan İsmet Paşa'ya telgraf çekerek boşanacağını bildirdi. Ancak az sonra yaverleri Salih Bey (Bozok) ve Kılıç Ali Bey'in aracılığıyla boşanmasından vazgeçti. Fakat bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihinde son buldu.Kaynakwh webhatti.com: Mustafa Kemal Atatürk'ün Özel Hayatı


Aldığı Kıdem, Nişan ve Ünvanlar

Mustafa Kemal Atatürk, yaşamı boyunca eğitmen ve öğretmenleri, üstleri ve amirleri nezdinde herzaman övgüye ve takdire mazhar olmuş, beğenilmiş takdir görmüştür. Aynı zamanda elde edilen başarıların ardından alınan övgülerin yanı sırada pek çok madalya, şilt, ödül, kıdem ve ünvanda kendisine layık görülmüştür. Alınan ödüllerin kronolojik sıralamasına [Linkleri görmek için üye olun] tıklayarak ulaşabilirsiniz.Kaynakwh webhatti.com: Mustafa Kemal Atatürk'ün Özel Hayatı


Yaşamını geçirdiği yapılar

* Pembe Ev - Selanik
* İnkılap Müzesi - İstanbul (Beşiktaş/Akaretler - Şişli)
* Dolma Bahçe Sarayı - İstanbul (Beşiktaş)
* Ordu Köşkü - Ankara (Çankaya)
* Gazi Çiftliği - Ankara
* Çankaya Köşkü - Ankara (Çankaya)
* Atatürk Köşkü - Yalova
* Atatürk Orman Çiftliği - Ankara
* Florya Deniz Köşkü - İstanbul (Florya)
* Mektupçu Köşkü - İzmir
 

Similar threads

  • Soru
ataturk'un ozel hayatı,Mustafa Kemal Ataturk'un Ozel Hayatı,Ataturk'un Ozel Yaşamı,Ataturk'un Gunluk Yaşantısı itap okumayı, muzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi, ucuş seyretmeyi ve yuzmeyi severdi Zeybek oyunlarına, gureşe, Rumeli turkulerine ilgisi vardı Tavla ve bilardo oynamaktan...
Cevaplar
0
Görüntüleme
21
  • Soru
Atatürk'ün manevi kızı kimdir, Atatürk'ün manevi kızının hayatı, Atatürk manevi kızı Atatürk'ün manevi kızı Ülkü ADATEPE Atatürk’ün en küçük manevi kızı. Ülkü Adatepe, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın evlatlık kızı Vasfiye Hanım ile Fransızca öğretmeni ve gar şefi Mehmet Tahsin...
Cevaplar
0
Görüntüleme
23
  • Soru
Atatürkün Çocukluk Anıları Atatürk'ün kızkardeşi Makbule Atadan'ın "Ağabeyim Mustafa Kemal" isimli anıları Selis Kitaplar'dan çıktı Merhum Makbule Atadan'ın vefatından önce gazeteci Şemsi Belli'ye anlattığı anıları ilk kez 1959'da yayınlanmıştı 1885'te Selanik'te doğan ve 1930'da Ağabeyinin...
Cevaplar
0
Görüntüleme
34
  • Soru
Atatürkün ailesi, Atatürkün arkadaşları, Atatürkün geniş resimli albümü, Atatürkün hayatı albümü Mustafa Kemal'in Selanik'teki doğduğu ev The house where Atatürk was born in Salonika Mustafa Kemal'in Babası Ali Riza Efendi Atatürk's father Atatürk'ün Ailesi Annesi Zübeyde Hanım ve kız...
Cevaplar
0
Görüntüleme
30
  • Soru
Atatürk'ün müze evleri Prof.Dr.Afet İnan, araştırmacı, yazar Mehmet Önder’in 1970 yılında yayınlanan “Atatürk Evleri- Atatürk Müzeleri” adlı eserine yazdığı önsözünde bir anısını şöyle aktarmaktadır: “Atatürk’ün Çankaya’da oturduğu köşkte bir anahtar koleksiyonu vardı. Bunlar memleketin...
Cevaplar
0
Görüntüleme
34
Üst Alt