Vücut sıcaklığının normalin 1 ila 4 °C üzerine çıkması ateş olarak tanımlanır. Vücut sıcaklığı yaşa, cinsiyete, günün hangi saatinde ölçüm yapıldığına, mevsime, fiziksel aktiviteye ve çevre ısısına göre değişkenlik gösterir. Çocuklarda ateş yetişkinlere göre daha yüksektir.
Koltuk altından 37.4°C, ağızdan 37.5°C, makattan 38°C, kulaktan ölçümlerde 37.8°C üzerindeki değerler ateş olarak kabul edilir.
Ateşi en güvenilir olarak hangi cihazla nereden ölçebiliriz?
Ateş kulaktan, makattan, alından, koltuk altından, ciltten ve ağızdan ölçülür. Yapılan çalışmalarda en sağlıklı ateş ölçümünün hangi cihazla ya da nereden yapılması gerektiği konusunda ne yazık ki kesin veriler yoktur.
Civalı termometreler ve makattan ölçüm çocuklarda önerilmemektedir. O yüzden en sık kullanılan üç yöntem hakkında bilgi vereceğim.
Kulaktan Ölçüm: Hızlı bir ölçüm sağlar. Ancak çocukların dış kulak yapısı kavisli olduğu için uygun şekilde ölçülmez ise sağlıklı sonuç vermeyebilir. O yüzden ölçüm yapılırken çocuğun kulak kepçesi üst kısmından tutulup nazikçe üste yukarı kaldırılıp termometrenin ucu hafifçe kulak içine doğru itilir. Dış kulak yolunda buşon varlığı ve enfeksiyon, ölçüm öncesi çok soğuk veya sıcak suyla yapılmış banyo ölçüm sonucunu etkileyebilir. Kulaktan ölçümlerde 37.8 C üzerindeki ölçümleri ateş kabul etmek gerekir.
Koltuk Altından Ölçüm; Güvenilirdir ve kolay uygulanır . Ancak koltuk altı kurulandıktan sonra ölçüm yapılmalıdır. Koltuk altı ıslak olduğunda, (koltuk altı terli ya da banyo sonrası ölçümlerde) hatalı sonuç verebileceği akılda tutulmalıdır.
Alından/Ciltten Ölçüm: Çok hızlı ölçüm yapılabilir ancak güvenirliği düşüktür. O yüzden boynun iki yanı ve alın gibi en az üç farklı bölgeden ateş ölçülmeli ve ortalaması alınmalıdır. Yüksek ateş çıkarsa koltuk altından ya da kulaktan ölçümün tekrarı gerekir.
Ateş bir hastalık mıdır?
Hayır. Ateş bir hastalık değil, vücudun hastalıklara karşı verdiği normal bir reaksiyondur. Yapılan çalışmaklarda ateşin vücudumuzun savunma mekanizmasını güçlendirdiği, virüs ve bakterilerle mücadele edecek olan akyuvarları ve diğer kimyasal ileticilerin (nörotransmitter, sitokin gibi) salgılanmasını arttırdığı gösterilmiştir.Ateş beyin hasarına neden olur mu?
Aileleri ateş konusunda endişenlendiren en önemli iki faktör, ateşli havale geçirme riski ve ateşin beyin hasarına neden olabileceği kaygısıdır. Ateşin beyne hasar vermesi için ise 41,5°C üzerine çıkması gerekir. Bu da genelde enfeksiyonlarda çok nadir olarak görülmektedir. Daha çok güneş çarpması gibi ender durumlarda görülmektedir. Onun dışında yapılan çalışmalarda ateşin kendisinin beyinde hasar oluşturduğu gösterilmemiştir.
Ateşli havale ise yaşa bağımlı, genelde tekrarlayıcı olmayan ve ailesel yatkınlığı olan çocuklarda görülen havale türüdür. Her yüz çocuğun 2 ila 4 ünde görülebilir. Ateşli havalenin bir epilepsi (sara) olmadığını vurgulamak önemlidir. Yaşla birlikte görülme sıklığı azalır. Beyinde kalıcı hasara neden olmaz. Yapılan çalışmalarda ateş düzeyinin ne kadar yüksek oluşu ile ateşli havale geçirme olasılığı arasında bir ilişki saptanmamıştır. Ateş düşürücü kullanmanın havale gelişimini engellediğine dair bilimsel kanıt yoktur.
Ateşin nedeni nedir?
Ateş, çocuklarda genellikle kısa sürede kendiliğinden iyileşen soğuk algınlığı, nezle gibi gribal enfeksiyonlardan kaynaklanır. Ve kısa süre içinde kendi kendine düşer. Yanı sıra üst solunum yolu enfeksiyonu, ishal, orta kulak iltihabı idrar yolu enfeksiyonu ateşin sık görülebilen nedenleridir. Ateşli çocukların çok az bir kısmında ise yaşamı tehdit eden veya ileride yaşam kalitesini etkileyebilecek olan ciddi bakteriyel enfeksiyonlar söz konusudur.
Ateşin yüksekliği hastalığın ciddi olduğunu gösterir mi?
Ateşin ne kadar yüksek olduğu, hastalığın ağırlığını göstermediği gibi, bakteriyel ya da viral bir enfeksiyona bağlı olduğunu da göstermez. Burada önemli olan çocuğun genel durumunun nasıl olduğudur. Ateşi 38 derece olup çok bitkin, halsiz, düşkün olan çocuk, ateşi 39 derece olan neşesi yerinde, hareketli çocuktan daha ağır bir tablodadır. O yüzden ateşin yüksekliğinden ziyade çocuğumuzun genel durumunu dikkate almalıyız.
Buradaki püf nokta her ne nedenle olursa olsun özellikle 3 ayın altındaki bir bebekte ateş varsa mutlaka bir çocuk hekimi tarafından değerlendirilmesi gerektiğidir. Zira ilk 3 aydaki bir bebekte sadece ateş bile başlı başına ciddi bir enfeksiyonun habercisi olabilir.
Ateşte hemen antibiyotik verelim mi?
Hayır. Ateş yukarıda da bahsettiğim gibi bir hastalık değil bir belirtidir. Çoğu kez virüsler tarafından oluşturulan gribal enfeksiyonlar sonucu görülür. Oysa antibiyotikler bakterilere karşı etkilidir; virüslere karşı değil. O yüzden en az 48 saat geçtikten sonra hala ateş düşmemişse mutlaka bir çocuk hekimine danışılmalı ve gerekli muayene ve gerekli görülürse yapılacak tetkikle sonucu ateşin kaynağı tespit edilmelidir.
Antibiyotikler ateşi düşürür mü?
Çok yanlış ve yaygın uygulamalardan biri de antibiyotiklerin ateş düşürücü olarak kullanılmasıdır. Antibiyotikler ateş düşürücü değildir. Bakterileri yok etmek için tasarlanmış ilaçlardır. Uygun doz ve süre boyunca kullanılmaları gerekir. Bakteriyel enfeksiyon tespit edildiğinde kullanılan uygun bir antibiyotiğin etkisi en erken 48 saat sonra ortaya çıkar. Hekiminiz reçete etmedikçe antibiyotik kullanmayınız. Antibiyotiklerin uygunsuz ve aşırı kullanımı hastanın iyileşmesine katkıda bulunmayacağı gibi, gereksiz kullanımı bakterilere karşı direnç gelişmesine neden olur. Bu direnç sonucu, ne yazık ki çocuğumuz daha sonra gerçekten bu ilaca ihtiyaç duyduğunda tedavide etkisiz kalacak ve daha güçlü bir ilac kullanmak zorunda kalınabilecektir.
Ebeveynlere Öneriler:
1- Ateşi olan çocuklar az giydirilmeli, battaniye ya da yorganla örtülmemelidir. Uyuturken giysiler daha da azaltılmalıdır. Oda ısısı 20-22°C olacak şekilde tutulmalıdır.
2- Ateş vücudun sıvı kaybına neden olduğu için çocuğumuza su ve sıvı gıdalar verilmelidir.
3- Çocuğunuza ılık suyla duş aldırılabilirsiniz. Tek başına çocuğunuzu duşa sokmak çocuğunuzu korkutabileceği ve onu huzursuz edebileceği için annesi ya da babasının kucağında duş yaptırılarak bu sancılı süreç hafifletilebilir.
4- Soğuk su ile duş ya da kompres uygulama ateşi düşürmekten ziyade yükselmesine neden olabilir. O yüzden soğuk değil ılık su ile duş aldırılmalı ya da kompres uygulanmalıdır.
5- 38° C den daha düşük ateşlerin çoğunda eğer çocuğun genel durumu iyi ise, ilaç ihtiyacı olmayabilir. 38,5°C üzerinde ateşli ise parasetamol veya ibuprofen içeren ateş düşürücüler, çocuğunuzun yaşı ve kilosuna göre verilebilir. Çocuğunuzun yaş ve kilosuna göre önerilen dozu bilmiyor iseniz, doktorunuza danışmalısınız.
Ne zaman doktora başvurulmalı?
Çocuğunuzda ateş ile birlikte aşağıdaki bulgular olduğunda mutlaka bir çocuk hekimi tarafından değerlendirilmesi gerekir.
1- Çocuğunuz üç aydan küçük ise,
2- Çocuğunuzun ateşi 40°C ve üstünde ise,
3- Çocuğunuz bir şey içmek istemiyor, durmadan ağlıyor veya çok halsiz görünüyorsa,
4- Ateşle birlikte çocukta kasılma, şuurda bir değişiklik, dalgınlık varsa, çocuk her yediğini kusuyorsa,
5- Solunum sıkıntısı varsa, yani sık nefes alıyorsa ya da nefes almada zorluk çekiyorsa,
6- Karın ağrısı, baş ağrısı ya da eklemlerde ağrı ve yürüme güçlüğü varsa,
7- Vücudunda döküntü varsa,
8- Ateşi 48 saatten daha uzun sürüyorsa ve ateş düşürücü ilaçlarla düşmüyorsa mutlaka çocuk hekimine başvurabilirsiniz.
Koltuk altından 37.4°C, ağızdan 37.5°C, makattan 38°C, kulaktan ölçümlerde 37.8°C üzerindeki değerler ateş olarak kabul edilir.
Ateşi en güvenilir olarak hangi cihazla nereden ölçebiliriz?
Ateş kulaktan, makattan, alından, koltuk altından, ciltten ve ağızdan ölçülür. Yapılan çalışmalarda en sağlıklı ateş ölçümünün hangi cihazla ya da nereden yapılması gerektiği konusunda ne yazık ki kesin veriler yoktur.
Civalı termometreler ve makattan ölçüm çocuklarda önerilmemektedir. O yüzden en sık kullanılan üç yöntem hakkında bilgi vereceğim.
Kulaktan Ölçüm: Hızlı bir ölçüm sağlar. Ancak çocukların dış kulak yapısı kavisli olduğu için uygun şekilde ölçülmez ise sağlıklı sonuç vermeyebilir. O yüzden ölçüm yapılırken çocuğun kulak kepçesi üst kısmından tutulup nazikçe üste yukarı kaldırılıp termometrenin ucu hafifçe kulak içine doğru itilir. Dış kulak yolunda buşon varlığı ve enfeksiyon, ölçüm öncesi çok soğuk veya sıcak suyla yapılmış banyo ölçüm sonucunu etkileyebilir. Kulaktan ölçümlerde 37.8 C üzerindeki ölçümleri ateş kabul etmek gerekir.
Koltuk Altından Ölçüm; Güvenilirdir ve kolay uygulanır . Ancak koltuk altı kurulandıktan sonra ölçüm yapılmalıdır. Koltuk altı ıslak olduğunda, (koltuk altı terli ya da banyo sonrası ölçümlerde) hatalı sonuç verebileceği akılda tutulmalıdır.
Alından/Ciltten Ölçüm: Çok hızlı ölçüm yapılabilir ancak güvenirliği düşüktür. O yüzden boynun iki yanı ve alın gibi en az üç farklı bölgeden ateş ölçülmeli ve ortalaması alınmalıdır. Yüksek ateş çıkarsa koltuk altından ya da kulaktan ölçümün tekrarı gerekir.
Ateş bir hastalık mıdır?
Hayır. Ateş bir hastalık değil, vücudun hastalıklara karşı verdiği normal bir reaksiyondur. Yapılan çalışmaklarda ateşin vücudumuzun savunma mekanizmasını güçlendirdiği, virüs ve bakterilerle mücadele edecek olan akyuvarları ve diğer kimyasal ileticilerin (nörotransmitter, sitokin gibi) salgılanmasını arttırdığı gösterilmiştir.Ateş beyin hasarına neden olur mu?
Aileleri ateş konusunda endişenlendiren en önemli iki faktör, ateşli havale geçirme riski ve ateşin beyin hasarına neden olabileceği kaygısıdır. Ateşin beyne hasar vermesi için ise 41,5°C üzerine çıkması gerekir. Bu da genelde enfeksiyonlarda çok nadir olarak görülmektedir. Daha çok güneş çarpması gibi ender durumlarda görülmektedir. Onun dışında yapılan çalışmalarda ateşin kendisinin beyinde hasar oluşturduğu gösterilmemiştir.
Ateşli havale ise yaşa bağımlı, genelde tekrarlayıcı olmayan ve ailesel yatkınlığı olan çocuklarda görülen havale türüdür. Her yüz çocuğun 2 ila 4 ünde görülebilir. Ateşli havalenin bir epilepsi (sara) olmadığını vurgulamak önemlidir. Yaşla birlikte görülme sıklığı azalır. Beyinde kalıcı hasara neden olmaz. Yapılan çalışmalarda ateş düzeyinin ne kadar yüksek oluşu ile ateşli havale geçirme olasılığı arasında bir ilişki saptanmamıştır. Ateş düşürücü kullanmanın havale gelişimini engellediğine dair bilimsel kanıt yoktur.
Ateşin nedeni nedir?
Ateş, çocuklarda genellikle kısa sürede kendiliğinden iyileşen soğuk algınlığı, nezle gibi gribal enfeksiyonlardan kaynaklanır. Ve kısa süre içinde kendi kendine düşer. Yanı sıra üst solunum yolu enfeksiyonu, ishal, orta kulak iltihabı idrar yolu enfeksiyonu ateşin sık görülebilen nedenleridir. Ateşli çocukların çok az bir kısmında ise yaşamı tehdit eden veya ileride yaşam kalitesini etkileyebilecek olan ciddi bakteriyel enfeksiyonlar söz konusudur.
Ateşin yüksekliği hastalığın ciddi olduğunu gösterir mi?
Ateşin ne kadar yüksek olduğu, hastalığın ağırlığını göstermediği gibi, bakteriyel ya da viral bir enfeksiyona bağlı olduğunu da göstermez. Burada önemli olan çocuğun genel durumunun nasıl olduğudur. Ateşi 38 derece olup çok bitkin, halsiz, düşkün olan çocuk, ateşi 39 derece olan neşesi yerinde, hareketli çocuktan daha ağır bir tablodadır. O yüzden ateşin yüksekliğinden ziyade çocuğumuzun genel durumunu dikkate almalıyız.
Buradaki püf nokta her ne nedenle olursa olsun özellikle 3 ayın altındaki bir bebekte ateş varsa mutlaka bir çocuk hekimi tarafından değerlendirilmesi gerektiğidir. Zira ilk 3 aydaki bir bebekte sadece ateş bile başlı başına ciddi bir enfeksiyonun habercisi olabilir.
Ateşte hemen antibiyotik verelim mi?
Hayır. Ateş yukarıda da bahsettiğim gibi bir hastalık değil bir belirtidir. Çoğu kez virüsler tarafından oluşturulan gribal enfeksiyonlar sonucu görülür. Oysa antibiyotikler bakterilere karşı etkilidir; virüslere karşı değil. O yüzden en az 48 saat geçtikten sonra hala ateş düşmemişse mutlaka bir çocuk hekimine danışılmalı ve gerekli muayene ve gerekli görülürse yapılacak tetkikle sonucu ateşin kaynağı tespit edilmelidir.
Antibiyotikler ateşi düşürür mü?
Çok yanlış ve yaygın uygulamalardan biri de antibiyotiklerin ateş düşürücü olarak kullanılmasıdır. Antibiyotikler ateş düşürücü değildir. Bakterileri yok etmek için tasarlanmış ilaçlardır. Uygun doz ve süre boyunca kullanılmaları gerekir. Bakteriyel enfeksiyon tespit edildiğinde kullanılan uygun bir antibiyotiğin etkisi en erken 48 saat sonra ortaya çıkar. Hekiminiz reçete etmedikçe antibiyotik kullanmayınız. Antibiyotiklerin uygunsuz ve aşırı kullanımı hastanın iyileşmesine katkıda bulunmayacağı gibi, gereksiz kullanımı bakterilere karşı direnç gelişmesine neden olur. Bu direnç sonucu, ne yazık ki çocuğumuz daha sonra gerçekten bu ilaca ihtiyaç duyduğunda tedavide etkisiz kalacak ve daha güçlü bir ilac kullanmak zorunda kalınabilecektir.
Ebeveynlere Öneriler:
1- Ateşi olan çocuklar az giydirilmeli, battaniye ya da yorganla örtülmemelidir. Uyuturken giysiler daha da azaltılmalıdır. Oda ısısı 20-22°C olacak şekilde tutulmalıdır.
2- Ateş vücudun sıvı kaybına neden olduğu için çocuğumuza su ve sıvı gıdalar verilmelidir.
3- Çocuğunuza ılık suyla duş aldırılabilirsiniz. Tek başına çocuğunuzu duşa sokmak çocuğunuzu korkutabileceği ve onu huzursuz edebileceği için annesi ya da babasının kucağında duş yaptırılarak bu sancılı süreç hafifletilebilir.
4- Soğuk su ile duş ya da kompres uygulama ateşi düşürmekten ziyade yükselmesine neden olabilir. O yüzden soğuk değil ılık su ile duş aldırılmalı ya da kompres uygulanmalıdır.
5- 38° C den daha düşük ateşlerin çoğunda eğer çocuğun genel durumu iyi ise, ilaç ihtiyacı olmayabilir. 38,5°C üzerinde ateşli ise parasetamol veya ibuprofen içeren ateş düşürücüler, çocuğunuzun yaşı ve kilosuna göre verilebilir. Çocuğunuzun yaş ve kilosuna göre önerilen dozu bilmiyor iseniz, doktorunuza danışmalısınız.
Ne zaman doktora başvurulmalı?
Çocuğunuzda ateş ile birlikte aşağıdaki bulgular olduğunda mutlaka bir çocuk hekimi tarafından değerlendirilmesi gerekir.
1- Çocuğunuz üç aydan küçük ise,
2- Çocuğunuzun ateşi 40°C ve üstünde ise,
3- Çocuğunuz bir şey içmek istemiyor, durmadan ağlıyor veya çok halsiz görünüyorsa,
4- Ateşle birlikte çocukta kasılma, şuurda bir değişiklik, dalgınlık varsa, çocuk her yediğini kusuyorsa,
5- Solunum sıkıntısı varsa, yani sık nefes alıyorsa ya da nefes almada zorluk çekiyorsa,
6- Karın ağrısı, baş ağrısı ya da eklemlerde ağrı ve yürüme güçlüğü varsa,
7- Vücudunda döküntü varsa,
8- Ateşi 48 saatten daha uzun sürüyorsa ve ateş düşürücü ilaçlarla düşmüyorsa mutlaka çocuk hekimine başvurabilirsiniz.