Son konular

Aydın müzeleri

Konuyu Yükselt

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
1
Çözümler
1
Tepkime
41
Puanları
318
Yaş
35
Coin
256,935
AYDIN MÜZELERİ

AYDIN MÜZESİ (MERKEZ)

Aydın Müzesi 1959 yılında Zafer İlkokulu’nun bir odasında kurulmuş ve uzun süre müzecilik hizmetleri burada yürütülmüştür. 1973 yılından sonra ise bu hizmet
yeni müze binasında verilmeye başlanmıştır. Aydın arkeoloji ve etnografya müzesi zaman içerisinde Aydın merkez ve ilçelerinden gelen eserlerle zengin koleksiyonlara sahip olmuştur.

Müze binası geniş bir bahçe içerisinde yer almaktadır. Bahçede Aydın İl sınırları içerisinde yer alan Tralleis, Magnesia, Alinda, Alabanda, Nysa, Amyzon, Piginda, Harpasa, Myus, Pygela, Orthosia,
Mastaura vb. antik kentlerden gelen çeşitli dönemlere ait taş eserler sergilenmektedir. Bu eserler, heykeller, lahitler, sütun ve sütun başlıkları, altarlar, mezar stelleri, İslâmi mezar taşları, mil taşları,
yazıtlı ve kabartmalı stellerle çeşitli mimari parçalardan oluşmaktadır.

Müze Arkeoloji, Nümizmatik (Sikke) ve Etnoğrafya bölümlerinden oluşturulmuştur.



ARKEOLOJİK ESERLER BÖLÜMÜ=
Arkeoloji seksiyonunda eserler kronolojik bir sıraya göre sergilenmektedir. Müzede prehistorik dönem eserlerinin yanı sıra, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminin en güzel örneklerini görmek mümkündür.
Bunlar, el baltaları, kesici ve delici aletler, idoller, ağırşaklar, pişmiş toprak seramik örnekleri, kandiller, mask ve heykelcikler, cam objeler, altın, gümüş ve bronzdan yapılmış takılar, tıp aletleri, makyaj malzemeleri ve silahlardır.
Ayrıca Hellenistik Dönem Tralleis heykeltraşçılığının en güzel örneklerinden bazıları: Athena büstü, Nike heykeli, Satyr heykeli, çeşitli heykel ve kabartmalar arkeoloji salonlarını süslemektedir. Tralleis nekropolünde yapılan kurtarma
kazılarında elde edilen çok sayıda terrakota, kandil, unguentarium ve oyuncak figürinler özel bir koleksiyon oluşturmaktadır.


NÜMİZMATİK (SİKKE) ESERLER BÖLÜMÜ=
Bu seksiyonda Grek, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi çeşitli dönemlere ait altın, gümüş, bakır ve bronz sikkeler sergilenmektedir.


ETNOGRAFİK ESERLER BÖLÜMÜ=
Etnografya seksiyonu bölgenin zengin halk sanat ürünlerinin sergilendiği bölümdür. Halı, kilim, cicim, sumak gibi dokuma örnekleri, efe kıyafetleri, sırmalı simli kadın kıyafetleri, oyalı yazmalar,tepelik,kemer,kolye,bilezik,
küpe ve yüzük gibi gümüş takılar, hamam takımları, el yazması Kuran ve kitaplar,sigara ağızlıkları,kalyenler,tas,lenger,sahan,ibrik,sefer tası, kazan ve sini gibi bakır mutfak kapları,dibek,kahve değirmeni,kahve soğutacağı,
takunya gibi ahşap eserler, kılıç, kama, çakmaklı tüfek, tabanca gibi silahlar sergilenmektedir.



MİLET MÜZESİ (SÖKE)

Aydın İli’nin Söke İlçesi’ne 40 km. uzaklıkta Miletos antik kenti içinde yer alan "Milet Müzesi" 1973 yılında açılmıştır.
Milet’de bulunmuş olan arkeolojik eserlerin teşhirine yönelik hazırlanmıştır. Havuzlu bir hol ile bu hole açılan biri asıl salon, diğeri de daha küçük olan ikinci bir salondan oluşur. Burada M.Ö. XV. yüzyıla tarihlenen Miken seramikleriyle,
Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı çağlarına ait eserler sergilenmektedir.



AFRODİSİAS MÜZESİ (KARACASU)

Karacasu İlçesi, Aphrodisias Antik Kenti içinde bulunmaktadır. 1979 yılında ziyarete açılan Müzede, sadece Aphrodisias kazılarında elde edilen eserler sergilenmektedir. Eserlerin çoğunluğunu heykeller oluşturmaktadır. Aphrodisias’ta M.Ö. I.yüzyıl
ile M.S. V. yüzyıllar arasında çok nitelikli eser veren bir heykeltıraşlık okulunun varlığı bilinmektedir. Müzede, M.Ö. 5000’den beri Aphrodisias’ta iskan olduğunu belgeleyen Pekmez Tepe ve Akropol Tepe buluntuları olan Prehistorik eserler, sikkeler ve heykeller sergilenmektedir.
Ünlü filozof ve devlet adamlarına ait büstlerin bulunduğu koridorda imparator heykelleri, portre heykeller, portre büstler ve dört mevsimi simgeleyen ünik bir lahtin bulunduğu salona ulaşılır. Ara koridorda ise kentin kurucusu Zoilos’un ana mezarına ait Augustus dönemi kabartmalar
görülür. Molpomene salonunda, devlet adamları tragedya peresi Molpomene ve Apollon heykelleri bulunmaktadır. Boksör heykelleri, oturur durumda betimlenmiş sanatçılara ait heykellerin bulunduğu salon ise Odeon salonudur. Köşede ise bitmemiş heykeller bulunmaktadır.
Cam vitrinlerde çeşitli dönemlere ait küçük buluntuların sergilendiği koridorda Akhilleus ve Pentasilia heykellerinin ismini verdiği, Diskoforos Genç Herakles ve Çocuk Dionisos’u taşıyan Satir heykellerinin bulunduğu salona geçilir. Ortada kentin ana tanrıçası Aphrodithe’nin kült heykelinin
bulunduğu salonda Aphrodithe salonudur. Bu salonda Aphrodithe baş rahibi Diogenes ve karısı Clodia Antonya Tatiana’nın heykelleri, Demos heykeli ve rahip heykelleri yer almaktadır.
Ayrıca, Müze çevresinde Tiberius Portikosundan getirilmiş kabartmalarla bezenmiş frizler ve lahitler sergilenmektedir.
Müzede sergilenen eserlerin büyük çoğunluğu Prof.Dr.kenan Erim’in Aphrodisias’ta yaptığı kazılarda ortaya çıkarılmıştır.

Aphrodisias Örenyeri
Aphrodisias özellikle Roma çağında, Aphrodithe’ye gösterilen saygı ve ibadet ile ünlenmiş, oldukça gelişmiş olan antik kent, günümüze çok iyi bir durumda gelmiştir. Aphrodisias Ören yeri anıtları, yapıları ile Türkiye’nin en önemli arkeolojik yerlerinden biridir.
Sonraki devirlerde üzerine tiyatro yapılan höyük, M.Ö. 5000’lere kadar giden Prehistorik bir yerleşmedir. M.Ö.VI. yüzyılda Aphrodisias küçük bir köydür. İlk Aphrodithe tapınağı da bu devirde yapılmıştır. Bu görünüm M.Ö.II. yüzyılda ızgara planlı kentin kuruluşu ile değişmiştir.
Bu devirde kentte, yaklaşık bir kilometrelik bir alana yayılmış 15000 civarında insan yaşıyordu.
M.Ö.I. yüzyılda Roma İmparatoru Augustus Aphrodisiası kişisel koruması altına aldı. Bugün ayakta kalan anıtlar ondan sonraki 2 yüzyıl içinde yapıldı. Tiyatro ve Tapınak arasında etrafı sütunlarla çevrili iki meydan planlandı (Tiberius Portikosu ve Agora). Antik dünyanın en iyi korunmuş
Stadyumu ise kentin kuzey ucunda yer alıyordu. M.S. III. yüzyılın sonlarında Aphrodisias Roma İmparatorluğunun Karia Eyaletinin başkenti oldu. M.S.IV. yüzyılın ortalarında da kentin etrafı surla çevrildi. M.S. VI. yüzyıldan itibaren bayındır halini ve önemini kaybetmeye başladı.
Aphrodithe Tapınağı kiliseye dönüştürüldü. Küçük bir kasabaya dönen kent XII. yüzyılda tamamen terk edilmiştir.
1961 yılında Newyork Üniversitesi tarafından başlatılan kazılar günümüzde de sürdürülmektedir.
 
Üst Alt