Ayşe Sıdıka Hanım Kimdir - Ayşe Sıdıka Hanım Resimleri - Ayşe Sıdıka Hanım Biyografisi - Ayşe Sıdıka Hanım Hakkında
Ayşe Sıdıka Hanım (1872-1903). Eğitimci, Türkiye’deki ilk modern eğitim bilimi kitabının yazarı.
Babası, Enderûn mektebinden Mustafa Numan Efendi'dir. 1820’lerde günümüzde Bulgaristan sınırlarında kalan Cuma-ı Bala kasabasında doğan Mustafa Numan Efendi, İstanbul’a gelerek Arapça, Farsça dillerinde ve dini konularda uzmanlaşmış, bir Osmanlıca sözlük hazırlamış, 1893’te Sultan 2. Abdülhamit’ten bir ilmiye rütbesi olan Haremeyn-i Muhteremeyn payesini almıştı. Ayşe Sıdıka Hanım, İslam terbiyesiyle batı kültürünü birleştiren bir yaşam felsefesine sahip babasının etkisi altında yetişmiş ve onun izinde yürümüştür.
Ayşe Sıdıka Hanım, kız kardeşi Emine Behice Hanım ile birlikte Zapyon Rum Kız Lisesi’nde okumuştur. Küçük yaşta annelerini kaybetmeleri üzerine, dil öğrenmelerini ve batı kültürünü tanımalarını istediği için kızlarını çevrenin tepkisine rağmen bir Rum okuluna yatılı olarak gönderen babaları, evde de dini eğitim vermeye devam etmiştir. Zapyon Lisesi’nde Rumca ve Fransızca öğrenen Ayşe Sıdıka, babasının isteği üzerine evde özel ders alarak Bulgarca da öğrenmişti.
Kendi işlediği ve saraya hediye ettiği bir örtü ile II. Abdülhamit’in takdirini kazanan Ayşe Sıdıka, padişahın iradesiyle Dârülmuallimât’a coğrafya, ahlâk, elişi öğretmeni olarak atandı. Padişah, iradesinde onun için, “öğrendiğini ölünceye kadar vatandaşlarına öğretsin” demiştir.
1890’da Dârülmuallimât’a Müdür Muavini ve Güzel Sanatlar Başöğretmeni olarak, genç yaşında büyük başarı elde eden Ayşe Sıdıka, bu yıllarda uzaktan akrabası olan Rıza Tevfik Bey (Bölükbaşı) ile tanışır. Kısa süre sonra evlenir ve üç çocuk sahibi olur (Suat, Selma, Munise). Doğu ve batıyı iyi anlayıp dengeli sentez oluşturma yanlısı eşinin de Ayşe Sıdıka Hanım üzerinde babası kadar büyük etkisi olmuştur.
Ayşe Sıdıka Hanım, öğretmen yetiştiren Dârülmuallimât’ta pedagoji dersinin olmayışını büyük eksiklik olarak görmüş ve eğitim bakanlığına bu dersin konması için öneride bulunmuştur. Önerinin dikkate alınması üzerine programa Usûl-i Tedris (Öğretim Yöntemi) dersi konmuş ve öğretmenliği de Ayşe Sıdıka Hanım’a verilmiştir. Ayşe Sıdıka Hanım, bu dersi beş yıl okuttuktan sonra Usûl-i Talim ve Terbiye Dersleri (Eğitim ve Öğretim Yöntemi Dersleri) adında bir kitap yazdı. Derslerde okuttuğu bilgileri ve Batılı kitaplardan yaptığı alıntıları biraraya getiren bu kitap, II. Abdülhamit’in desteği ile basılmış ve kendisine padişah tarafından ikinci rütbeden şefkat nişanı verilmişti. Ayşe Sıdıka Hanım, kitabının ilk cümlesinde “bir ülkenin uygarlığının ölçüsünün en doğru kıstası kadınların eğitimlerinin düzeyidir” der. Kitapta, kadınların eğitimini, eğitimin ezberden çok teorik ve pratiğin bileşiminden oluşması gerektiğini, beden eğitiminin gerekliliğini savunmuştur.
Ayşe Sıdıka Hanım, 1903 yılında henüz 31 yaşında tüberkülozdan ölmüştür.
Ayşe Sıdıka Hanım (1872-1903). Eğitimci, Türkiye’deki ilk modern eğitim bilimi kitabının yazarı.
Babası, Enderûn mektebinden Mustafa Numan Efendi'dir. 1820’lerde günümüzde Bulgaristan sınırlarında kalan Cuma-ı Bala kasabasında doğan Mustafa Numan Efendi, İstanbul’a gelerek Arapça, Farsça dillerinde ve dini konularda uzmanlaşmış, bir Osmanlıca sözlük hazırlamış, 1893’te Sultan 2. Abdülhamit’ten bir ilmiye rütbesi olan Haremeyn-i Muhteremeyn payesini almıştı. Ayşe Sıdıka Hanım, İslam terbiyesiyle batı kültürünü birleştiren bir yaşam felsefesine sahip babasının etkisi altında yetişmiş ve onun izinde yürümüştür.
Ayşe Sıdıka Hanım, kız kardeşi Emine Behice Hanım ile birlikte Zapyon Rum Kız Lisesi’nde okumuştur. Küçük yaşta annelerini kaybetmeleri üzerine, dil öğrenmelerini ve batı kültürünü tanımalarını istediği için kızlarını çevrenin tepkisine rağmen bir Rum okuluna yatılı olarak gönderen babaları, evde de dini eğitim vermeye devam etmiştir. Zapyon Lisesi’nde Rumca ve Fransızca öğrenen Ayşe Sıdıka, babasının isteği üzerine evde özel ders alarak Bulgarca da öğrenmişti.
Kendi işlediği ve saraya hediye ettiği bir örtü ile II. Abdülhamit’in takdirini kazanan Ayşe Sıdıka, padişahın iradesiyle Dârülmuallimât’a coğrafya, ahlâk, elişi öğretmeni olarak atandı. Padişah, iradesinde onun için, “öğrendiğini ölünceye kadar vatandaşlarına öğretsin” demiştir.
1890’da Dârülmuallimât’a Müdür Muavini ve Güzel Sanatlar Başöğretmeni olarak, genç yaşında büyük başarı elde eden Ayşe Sıdıka, bu yıllarda uzaktan akrabası olan Rıza Tevfik Bey (Bölükbaşı) ile tanışır. Kısa süre sonra evlenir ve üç çocuk sahibi olur (Suat, Selma, Munise). Doğu ve batıyı iyi anlayıp dengeli sentez oluşturma yanlısı eşinin de Ayşe Sıdıka Hanım üzerinde babası kadar büyük etkisi olmuştur.
Ayşe Sıdıka Hanım, öğretmen yetiştiren Dârülmuallimât’ta pedagoji dersinin olmayışını büyük eksiklik olarak görmüş ve eğitim bakanlığına bu dersin konması için öneride bulunmuştur. Önerinin dikkate alınması üzerine programa Usûl-i Tedris (Öğretim Yöntemi) dersi konmuş ve öğretmenliği de Ayşe Sıdıka Hanım’a verilmiştir. Ayşe Sıdıka Hanım, bu dersi beş yıl okuttuktan sonra Usûl-i Talim ve Terbiye Dersleri (Eğitim ve Öğretim Yöntemi Dersleri) adında bir kitap yazdı. Derslerde okuttuğu bilgileri ve Batılı kitaplardan yaptığı alıntıları biraraya getiren bu kitap, II. Abdülhamit’in desteği ile basılmış ve kendisine padişah tarafından ikinci rütbeden şefkat nişanı verilmişti. Ayşe Sıdıka Hanım, kitabının ilk cümlesinde “bir ülkenin uygarlığının ölçüsünün en doğru kıstası kadınların eğitimlerinin düzeyidir” der. Kitapta, kadınların eğitimini, eğitimin ezberden çok teorik ve pratiğin bileşiminden oluşması gerektiğini, beden eğitiminin gerekliliğini savunmuştur.
Ayşe Sıdıka Hanım, 1903 yılında henüz 31 yaşında tüberkülozdan ölmüştür.