Bir insan neden bağımlı olur? Bağımlılık sadece uyuşturucu maddeler için geçerli bir durum mudur? Bağımlılık neden sıkıntılı bir süreçtir?
İnsanlık tarihi boyunca zihinsel süreçleri etkileyen bir çok bitki ve yapay madde keşfedilmiştir. Eski dönemlerde insanlar deneyerek bazı bitkilerin zihinsel süreçleri etkilediğini bulmuştur. Kimi zaman bulan kişiler bu maddelere bağımlı hale gelmişlerdir. Tarihsel süreç boyunca bu maddeler hep var olmuştur ve var olmaya da devam edeceklerdir. Peki bizler için bu maddelerin sıkıntılı yönleri nelerdir? Bir uyuşturucu madde veya bağımlılığa neden olabilecek her türlü etken kullanan kişi için keyif verici bir etki yaratıyor mu? Evet yaratıyor. Peki neden hepimiz kullanmıyoruz? Nedenini şöyle açıklayayım; Size verilen öyle bir ödül düşünün ki, bu ödül hayatınızda en çok keyif aldığınız etkinlikten, en çok sevdiğiniz kişiden, hayatınızın en güzel anılarından onlarca, yüzlerce, binlerce kat fazla zevk ve tatmin duygusu veriyor. Peki bu ödülü tekrar alamadığınızda ne yaparsınız? Onu yeniden elde edebilmek adına her şeyi...Peki bu ödülü sürekli aldığınızda ve bu duruma bağışıklık kazandığınızda artık size eskisi kadar keyif vermediğinde ne yaparsınız? Artık size keyif verebilecek ne bir madde, ne bir insan, ne bir yaşam şekli kalacaktır. Hiç bir arkadaşınız, dostunuz, aileniz, sevdikleriniz, değer verdikleriniz bu kadar kuvvetli bir zevk mekanizmasının yerini tutamadığında ne yapacaksınız? Onları hayatınızdan çıkaracaksınız. Ve artık tüm hayatınız giderek dozunu artırmak zorunda kalacağınız bu ödül yani madde olacaktır.
Bağımlılık yapan maddeler beyinde bir tür ödül sistemi olan ‘Dopamin’ kimyasalı üzerinden etki etmektedir. İnsan hayatında keyif veren her tür durum (hediye almak, sevilmek, ilgi görmek, aşık olmak vb.) ‘Dopamin’ nörotransmitterinin beyinde artışına neden olmaktadır. Böylece ödül sistemi aktive olarak keyif, zevk ve haz sistemleri çalışmaktadır. Doğal veya kimyasal her tür uyuşturucu madde beyinde bu ‘Dopamin’ miktarını normal düzeylerin çok üstünde bir düzeye yükseltmektedir. Yaşamımızdaki hiç bir güzel olay bu kadar ‘Dopamin’ artışı sağlayamayacağından bağımlı kişi artık hiçbir yaşam olayından eskisi kadar zevk alamayacaktır ve hayatını sadece uyuşturucu madde odağında yaşayacaktır. Peki hayatında her şey yolunda olan, hiçbir sorunu sıkıntısı olmayan insan böyle bir maddeye yönelir mi? Bu sorunun cevabı; hayatta sorunsuz insan yoktur fakat yaşamın bazı temel yapıtaşları eksik olan insanlar bu tür maddelere yönelebilirler. Madem bir uyuşturucu madde beyindeki ödül ve haz sistemini harekete geçiriyor o halde buna ihtiyaç duyacak kişinin yaşamında bu tür hazları verecek durumlar eksik olmalıdır ki madde kullanımına yönelsin. İyi bir çocukluk yaşamı olmayan, sevgi ve merhamet duyguları öğretilmemiş, yeterince tatmin duygusu yaşayamamış, ihtiyacı olan ilginin çok altında duygulara sahip olmuş, sahip olduğu EGO çemberinin içini yeterince dolduramamış kişiler bu tür maddelere kolaylıkla yönelebileceklerdir.
Bağımlılık psikolojisi sadece alkol, sigara veya uyuşturucu maddeler için geçerli değildir. Bağımlılık başka bir insana veya nesneye karşı da gelişebilir. Bu tür durumlar uyuşturucu maddeye benzer etkiler yaratır ve o kişinin veya nesnenin yokluğunda tıpkı madde yoksunluğundaki gibi belirtiler ortaya çıkar. Örneğin uzun süreli aşk acısı çekmek bu tür bir duruma örnek olabilir. Arada sevginin ve saygının olmadığı fiziksel veya psikolojik şiddet içeren ilişkiler bu duruma başka bir örnek olabilir.
Peki bağımlılığın tedavisinde neler yapılmalıdır? Bu tedavinin ilk ve en önemli basamağını bağımlılık yapan durumun ve bu durumu hatırlatan tüm etkenlerin hayatımızdan tamamen çıkarılması oluşturmaktadır. Bağımlılık tedavisi bir ömür boyu sürmektedir. Bir ömür boyu ilaç kullanmaktan bahsetmiyorum. Bir ömür boyu psikolojik olarak mücadele etmekten bahsediyorum. Bu mücadelede gereken her türlü desteği ve yardımı alabilmekten bahsediyorum. Evet bu zorlu bir süreçtir fakat hiç bir bırakma mücadelesi maddeyi kullanmak ve etkileri ile mücadele etmekten daha zor değildir. Uyuşturucu madde kullanımının tedavisinden daha kolay ve daha etkili bir mücadele yolu vardır. O da uyuşturucu madde kullanımını engelleme yöntemlerinin geliştirilmesidir. Engellemekten kastettiğim yasaklamak değil, toplumu, her bir bireyi bilinçlendirmek, eğitim düzeylerini geliştirmek, sevgi ve saygı temelli bir toplum yaratmak, sağlıklı bir toplumsal psikoloji seviyesine erişmektir.
Uyuşturucu maddeler ile mücadele de bireysel mücadeleden ziyade toplumsal bir mücadele daha önemli yer tutmaktadır. Daha güzel ve sağlıklı bir gelecek için birlikte, el ele, sevgi ve saygı ile yol almalıyız. Varoluşumuzun geleceğine giden yol öncelikle kişisel mutluluğumuzdan daha sonra toplumsal mutluluğumuzdan geçmektedir.
İnsanlık tarihi boyunca zihinsel süreçleri etkileyen bir çok bitki ve yapay madde keşfedilmiştir. Eski dönemlerde insanlar deneyerek bazı bitkilerin zihinsel süreçleri etkilediğini bulmuştur. Kimi zaman bulan kişiler bu maddelere bağımlı hale gelmişlerdir. Tarihsel süreç boyunca bu maddeler hep var olmuştur ve var olmaya da devam edeceklerdir. Peki bizler için bu maddelerin sıkıntılı yönleri nelerdir? Bir uyuşturucu madde veya bağımlılığa neden olabilecek her türlü etken kullanan kişi için keyif verici bir etki yaratıyor mu? Evet yaratıyor. Peki neden hepimiz kullanmıyoruz? Nedenini şöyle açıklayayım; Size verilen öyle bir ödül düşünün ki, bu ödül hayatınızda en çok keyif aldığınız etkinlikten, en çok sevdiğiniz kişiden, hayatınızın en güzel anılarından onlarca, yüzlerce, binlerce kat fazla zevk ve tatmin duygusu veriyor. Peki bu ödülü tekrar alamadığınızda ne yaparsınız? Onu yeniden elde edebilmek adına her şeyi...Peki bu ödülü sürekli aldığınızda ve bu duruma bağışıklık kazandığınızda artık size eskisi kadar keyif vermediğinde ne yaparsınız? Artık size keyif verebilecek ne bir madde, ne bir insan, ne bir yaşam şekli kalacaktır. Hiç bir arkadaşınız, dostunuz, aileniz, sevdikleriniz, değer verdikleriniz bu kadar kuvvetli bir zevk mekanizmasının yerini tutamadığında ne yapacaksınız? Onları hayatınızdan çıkaracaksınız. Ve artık tüm hayatınız giderek dozunu artırmak zorunda kalacağınız bu ödül yani madde olacaktır.
Bağımlılık yapan maddeler beyinde bir tür ödül sistemi olan ‘Dopamin’ kimyasalı üzerinden etki etmektedir. İnsan hayatında keyif veren her tür durum (hediye almak, sevilmek, ilgi görmek, aşık olmak vb.) ‘Dopamin’ nörotransmitterinin beyinde artışına neden olmaktadır. Böylece ödül sistemi aktive olarak keyif, zevk ve haz sistemleri çalışmaktadır. Doğal veya kimyasal her tür uyuşturucu madde beyinde bu ‘Dopamin’ miktarını normal düzeylerin çok üstünde bir düzeye yükseltmektedir. Yaşamımızdaki hiç bir güzel olay bu kadar ‘Dopamin’ artışı sağlayamayacağından bağımlı kişi artık hiçbir yaşam olayından eskisi kadar zevk alamayacaktır ve hayatını sadece uyuşturucu madde odağında yaşayacaktır. Peki hayatında her şey yolunda olan, hiçbir sorunu sıkıntısı olmayan insan böyle bir maddeye yönelir mi? Bu sorunun cevabı; hayatta sorunsuz insan yoktur fakat yaşamın bazı temel yapıtaşları eksik olan insanlar bu tür maddelere yönelebilirler. Madem bir uyuşturucu madde beyindeki ödül ve haz sistemini harekete geçiriyor o halde buna ihtiyaç duyacak kişinin yaşamında bu tür hazları verecek durumlar eksik olmalıdır ki madde kullanımına yönelsin. İyi bir çocukluk yaşamı olmayan, sevgi ve merhamet duyguları öğretilmemiş, yeterince tatmin duygusu yaşayamamış, ihtiyacı olan ilginin çok altında duygulara sahip olmuş, sahip olduğu EGO çemberinin içini yeterince dolduramamış kişiler bu tür maddelere kolaylıkla yönelebileceklerdir.
Bağımlılık psikolojisi sadece alkol, sigara veya uyuşturucu maddeler için geçerli değildir. Bağımlılık başka bir insana veya nesneye karşı da gelişebilir. Bu tür durumlar uyuşturucu maddeye benzer etkiler yaratır ve o kişinin veya nesnenin yokluğunda tıpkı madde yoksunluğundaki gibi belirtiler ortaya çıkar. Örneğin uzun süreli aşk acısı çekmek bu tür bir duruma örnek olabilir. Arada sevginin ve saygının olmadığı fiziksel veya psikolojik şiddet içeren ilişkiler bu duruma başka bir örnek olabilir.
Peki bağımlılığın tedavisinde neler yapılmalıdır? Bu tedavinin ilk ve en önemli basamağını bağımlılık yapan durumun ve bu durumu hatırlatan tüm etkenlerin hayatımızdan tamamen çıkarılması oluşturmaktadır. Bağımlılık tedavisi bir ömür boyu sürmektedir. Bir ömür boyu ilaç kullanmaktan bahsetmiyorum. Bir ömür boyu psikolojik olarak mücadele etmekten bahsediyorum. Bu mücadelede gereken her türlü desteği ve yardımı alabilmekten bahsediyorum. Evet bu zorlu bir süreçtir fakat hiç bir bırakma mücadelesi maddeyi kullanmak ve etkileri ile mücadele etmekten daha zor değildir. Uyuşturucu madde kullanımının tedavisinden daha kolay ve daha etkili bir mücadele yolu vardır. O da uyuşturucu madde kullanımını engelleme yöntemlerinin geliştirilmesidir. Engellemekten kastettiğim yasaklamak değil, toplumu, her bir bireyi bilinçlendirmek, eğitim düzeylerini geliştirmek, sevgi ve saygı temelli bir toplum yaratmak, sağlıklı bir toplumsal psikoloji seviyesine erişmektir.
Uyuşturucu maddeler ile mücadele de bireysel mücadeleden ziyade toplumsal bir mücadele daha önemli yer tutmaktadır. Daha güzel ve sağlıklı bir gelecek için birlikte, el ele, sevgi ve saygı ile yol almalıyız. Varoluşumuzun geleceğine giden yol öncelikle kişisel mutluluğumuzdan daha sonra toplumsal mutluluğumuzdan geçmektedir.