Bağırsakta Hazımsızlığa Son – Düşük FODMAP Diyeti
Son yıllarda üzerine en çok çalışma yapılan, hakkında en çok konuşulan ve beyin ile yarıştırılan bir organımız var: Bağırsak! Bağırsaklarımızla bu kadar uğraşılmasının en büyük sebebi vücudumuzda hem fiziksel hem ruhsal olaylarda büyük payı olmasından kaynaklanıyor.
Bazı besinleri tükettiğinizde sindirim sorunları yaşadığınızı gözlemlemiş olabilirsiniz. Yediğimiz her besin hem sağlığımızı hem hislerimizi etkiler. Sindirimde sıkıntı oluşturan besinler ruh halimizi de olumsuz etkiler ve tüketmekten çekinebiliriz. Bağırsak sisteminde gözlemlediğiniz hazımsızlık, şişkinlik gibi sorunlar beslenme şeklinize bağlı olarak oluşmasının yanı sıra İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS) sebebiyle de oluşabilmektedir.
Bu sendrom kalın bağırsağı etkileyen ve yaygın görülen kronik bir hastalıktır. Kabızlık, kramp, hazımsızlık, gaz gibi birçok belirtisi bulunabilir ve bu belirtiler doğru beslenmeyle giderilebilmektedir. İBS ve diğer hazımsızlık problemlerinde uygulanabilecek en etkili diyetlerden biri düşük FODMAP diyetidir. Sık sık sindirim bozukluğu yaşayan insanlar için oldukça faydalı olan bu diyete gelin yakından bir bakalım…
Öncelikle FODMAP birçok kelimenin baş harflerinden esinlenerek oluşturulmuş bir kelimedir. Fermente edilebilir Oligosakkaritler, Disakkaritler, Monosakaritler ve Polioller’in kısaltması olarak kullanılmaktadır. Bu kelimelere daha önce rastlamamış olabilirsiniz, bağırsakta sindirime dirençli olan karbonhidrat türlerinin isimleridir. Bu kısa zincirli karbonhidratlar uzun süre sindirilmeden bağırsak boyunca ilerlerler. Bağırsak hareketliliğini sağlarlar ve bakteriler tarafından yakıt olarak kullanılırlar. Bu kullanım sonrasında ise bağırsakta gaz açığa çıkar. Her birey bu gaza hassasiyet göstermeyebilir. İBS’ye sahip bireylerde bu karbonhidratlara karşı aşırı duyarlılık oluşur ve ishal, şişkinlik, kabızlık, kramp gibi sorunlar meydana gelir. Bu sebeple düşük FODMAP diyeti bu kişilerde hassasiyet ve bulguları en aza indirmektedir.
Yapılan birçok çalışma İBS’de düşük FODMAP diyetinin olumlu sonuçlar verdiğini göstermiştir. Düşük FODMAP diyeti uygulamak için İBS’ye sahip olmak zorunda değilsiniz. Ülseratif kolon, Chron gibi diğer sindirim sistemi bozuklarının bulgu ve belirtilerini azaltmaya da yardımcı olmaktadır. Fakat besinleri kısıtlayıcı bir diyet olduğu için 6-8 haftadan uzun süre uygulanmaması vitamin ve minerallerin yeterli alımı için önem taşımaktadır.
FODMAP’lerin besinlerde bulunan bazı kabronhidrat türleri olduğunu söylemiştik. Bulundukları besinler is şu şekildedir;
Oligosakkaritler: Baklagiller, tahıllar, soğan-sarımsak gibi birçok sebze türleri.
Disakkaritler: Laktoz içeren süt ve süt ürünleri.
Monosakkaritler: Birçok meyve, sebze ve şeker türleri.
Polioller: Tatlandırıcılar ve bazı meyve-sebzeler.
Bu diyetin uygulanması FODMAP içeren besinleri belirli bir süre beslenmenizden çıkararak bağırsakları rahatlatmak ve semptomları azaltma prensibine dayanmaktadır. Daha sonra kademeli olarak bu besinler tekrar beslenmenize dahil edilir ve her besine tüketebilir hale gelindikten sonra diyet sonlandırılır. Çok kısıtlı olması sebebiyle uzun süreli uygulanması önerilmemektedir. Bağırsak florasında hasara neden olmamak için mutlaka bir diyetisyen danışmanlığında uygulanmalıdır.
Son yıllarda üzerine en çok çalışma yapılan, hakkında en çok konuşulan ve beyin ile yarıştırılan bir organımız var: Bağırsak! Bağırsaklarımızla bu kadar uğraşılmasının en büyük sebebi vücudumuzda hem fiziksel hem ruhsal olaylarda büyük payı olmasından kaynaklanıyor.
Bazı besinleri tükettiğinizde sindirim sorunları yaşadığınızı gözlemlemiş olabilirsiniz. Yediğimiz her besin hem sağlığımızı hem hislerimizi etkiler. Sindirimde sıkıntı oluşturan besinler ruh halimizi de olumsuz etkiler ve tüketmekten çekinebiliriz. Bağırsak sisteminde gözlemlediğiniz hazımsızlık, şişkinlik gibi sorunlar beslenme şeklinize bağlı olarak oluşmasının yanı sıra İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS) sebebiyle de oluşabilmektedir.
Bu sendrom kalın bağırsağı etkileyen ve yaygın görülen kronik bir hastalıktır. Kabızlık, kramp, hazımsızlık, gaz gibi birçok belirtisi bulunabilir ve bu belirtiler doğru beslenmeyle giderilebilmektedir. İBS ve diğer hazımsızlık problemlerinde uygulanabilecek en etkili diyetlerden biri düşük FODMAP diyetidir. Sık sık sindirim bozukluğu yaşayan insanlar için oldukça faydalı olan bu diyete gelin yakından bir bakalım…
Öncelikle FODMAP birçok kelimenin baş harflerinden esinlenerek oluşturulmuş bir kelimedir. Fermente edilebilir Oligosakkaritler, Disakkaritler, Monosakaritler ve Polioller’in kısaltması olarak kullanılmaktadır. Bu kelimelere daha önce rastlamamış olabilirsiniz, bağırsakta sindirime dirençli olan karbonhidrat türlerinin isimleridir. Bu kısa zincirli karbonhidratlar uzun süre sindirilmeden bağırsak boyunca ilerlerler. Bağırsak hareketliliğini sağlarlar ve bakteriler tarafından yakıt olarak kullanılırlar. Bu kullanım sonrasında ise bağırsakta gaz açığa çıkar. Her birey bu gaza hassasiyet göstermeyebilir. İBS’ye sahip bireylerde bu karbonhidratlara karşı aşırı duyarlılık oluşur ve ishal, şişkinlik, kabızlık, kramp gibi sorunlar meydana gelir. Bu sebeple düşük FODMAP diyeti bu kişilerde hassasiyet ve bulguları en aza indirmektedir.
Yapılan birçok çalışma İBS’de düşük FODMAP diyetinin olumlu sonuçlar verdiğini göstermiştir. Düşük FODMAP diyeti uygulamak için İBS’ye sahip olmak zorunda değilsiniz. Ülseratif kolon, Chron gibi diğer sindirim sistemi bozuklarının bulgu ve belirtilerini azaltmaya da yardımcı olmaktadır. Fakat besinleri kısıtlayıcı bir diyet olduğu için 6-8 haftadan uzun süre uygulanmaması vitamin ve minerallerin yeterli alımı için önem taşımaktadır.
FODMAP’lerin besinlerde bulunan bazı kabronhidrat türleri olduğunu söylemiştik. Bulundukları besinler is şu şekildedir;
Oligosakkaritler: Baklagiller, tahıllar, soğan-sarımsak gibi birçok sebze türleri.
Disakkaritler: Laktoz içeren süt ve süt ürünleri.
Monosakkaritler: Birçok meyve, sebze ve şeker türleri.
Polioller: Tatlandırıcılar ve bazı meyve-sebzeler.
Bu diyetin uygulanması FODMAP içeren besinleri belirli bir süre beslenmenizden çıkararak bağırsakları rahatlatmak ve semptomları azaltma prensibine dayanmaktadır. Daha sonra kademeli olarak bu besinler tekrar beslenmenize dahil edilir ve her besine tüketebilir hale gelindikten sonra diyet sonlandırılır. Çok kısıtlı olması sebebiyle uzun süreli uygulanması önerilmemektedir. Bağırsak florasında hasara neden olmamak için mutlaka bir diyetisyen danışmanlığında uygulanmalıdır.