Mezenter Kisti - Omental Kist
Çocuk Cerrahisi uygulamaları içinde çok sık görülmeyen bir durumdur. Çocuk hastanelerinde her 20.000-25.000 çocukta bir görüldüğü bildirilmiştir. Erişkinlerde de görülebilir, ancak olguların neredeyse üçte biri 15 yaş altında görülür. Kız çocuklarında daha sık görüldüğünden bahsedilmektedir.
Mezenter adı verilen barsakların kan ve lenf damarlarını barındıran yağlı bir dokunun içinde bulundukları için mezenter kisti adı verilmektedir. Bu bölgede olup karın içi organların üzerini kaplayan omentum adı verilen yağ dokusunda da kistik oluşumlar olabilir. Bir de lenfatik dokudan köken alan lenf damarlarının kistik genişlemesi olarak bilinen lenfanjiomlar da bu bölgede bulunur. Zaman zaman bu üçü birbirine karıştırlabilir. Ayırıcı tanıda da her zman bu üçü akılda tutulmalıdır.
Genellikle bu kistler rastlantısal olarak saptanır. Hasta, çocuk cerrahına tanısı konmuş olarak gelir. Bazı olgularda kistin aşırı büyümesi söz konusu olabilir. Bu aşırı büyüme dışarıdan farkedilebilecek kadar fazla olabilir. Bu büyümeye bağlı barsak tıkanıklıkları, ve kitlenin etkisiyle volvulus adı verilen barsakların kendi damarları etrafında dönmesi ile ortaya çıkan acil bir tablo ile kendini belli edebilir. Bu durumda ani başlayan karın ağrısı, safralı kusma, kanlı dışkılama görülebilir.
Nedeni belli değildir. Nasıl geliştikleri konusunda pek çok embriyolojik teori ortaya atılmıştır. Mezenterik kistler onik parmak barsağından rektum denilen sindirim sisteminin anüse en yakın kısmına kadar her yerde gözlenebilirler.
Bu kistler genellikle gerilemezler, büyüme gösterebilirler. Yukarıda değindiğim üzere barsak tıkanıklıklarına da neden olabilir. %3 oranında, embriyolojik kökenli olan bu kistlerin huy değiştiriğ kötü huylu tümörlere de dönüşebildiği bildirilmiştir.
Tanı konulduktan sonra cerrahi olarak çıkartılması önerilmektedir. Çıkarılmadıkları takdirde yukarıda bahsettiğim sorunlarla karşılaşılabilir. Cerrahi tedavinin hedefi bu kistin tamamen çıkarılmasıdır. Bazı durumlarda kist bağırsaklara o kadar yapışık olur ki, bağırsakların bir kısmını da beraber çıkarmak gerekebilir. Çocuk cerrahisi uygulamaları içinde laparoskopik cerrahi yöntemlerle gerçekleştirilebilecek bir ameliyattır. Laparoskopik cerrahinin bu hastalıktaki belirgin avantajları; kozmetik olarak çok üstün olması, ameliyat sonrası ağrının daha az olması, ameliyat sonrası iyileşme süresinin daha hızlı olmasıdır. Ülkemizde maalesef her yerde laparoskopik cerrahi uygulamaları, çocuk cerrahisi alanında yaygınlaşmamıştır.
Ameliyat sonrası yetersiz çıkartılma mevcutsa tekrarlama olabilir. Tekrarlama ihtimali değişik serilerde değişik oranlarda bildirilmektedir. Ancak ortalama %5 civarında bir riskten bahsetmek mümkündür.
Çocuk Cerrahisi uygulamaları içinde çok sık görülmeyen bir durumdur. Çocuk hastanelerinde her 20.000-25.000 çocukta bir görüldüğü bildirilmiştir. Erişkinlerde de görülebilir, ancak olguların neredeyse üçte biri 15 yaş altında görülür. Kız çocuklarında daha sık görüldüğünden bahsedilmektedir.
Mezenter adı verilen barsakların kan ve lenf damarlarını barındıran yağlı bir dokunun içinde bulundukları için mezenter kisti adı verilmektedir. Bu bölgede olup karın içi organların üzerini kaplayan omentum adı verilen yağ dokusunda da kistik oluşumlar olabilir. Bir de lenfatik dokudan köken alan lenf damarlarının kistik genişlemesi olarak bilinen lenfanjiomlar da bu bölgede bulunur. Zaman zaman bu üçü birbirine karıştırlabilir. Ayırıcı tanıda da her zman bu üçü akılda tutulmalıdır.
Genellikle bu kistler rastlantısal olarak saptanır. Hasta, çocuk cerrahına tanısı konmuş olarak gelir. Bazı olgularda kistin aşırı büyümesi söz konusu olabilir. Bu aşırı büyüme dışarıdan farkedilebilecek kadar fazla olabilir. Bu büyümeye bağlı barsak tıkanıklıkları, ve kitlenin etkisiyle volvulus adı verilen barsakların kendi damarları etrafında dönmesi ile ortaya çıkan acil bir tablo ile kendini belli edebilir. Bu durumda ani başlayan karın ağrısı, safralı kusma, kanlı dışkılama görülebilir.
Nedeni belli değildir. Nasıl geliştikleri konusunda pek çok embriyolojik teori ortaya atılmıştır. Mezenterik kistler onik parmak barsağından rektum denilen sindirim sisteminin anüse en yakın kısmına kadar her yerde gözlenebilirler.
Bu kistler genellikle gerilemezler, büyüme gösterebilirler. Yukarıda değindiğim üzere barsak tıkanıklıklarına da neden olabilir. %3 oranında, embriyolojik kökenli olan bu kistlerin huy değiştiriğ kötü huylu tümörlere de dönüşebildiği bildirilmiştir.
Tanı konulduktan sonra cerrahi olarak çıkartılması önerilmektedir. Çıkarılmadıkları takdirde yukarıda bahsettiğim sorunlarla karşılaşılabilir. Cerrahi tedavinin hedefi bu kistin tamamen çıkarılmasıdır. Bazı durumlarda kist bağırsaklara o kadar yapışık olur ki, bağırsakların bir kısmını da beraber çıkarmak gerekebilir. Çocuk cerrahisi uygulamaları içinde laparoskopik cerrahi yöntemlerle gerçekleştirilebilecek bir ameliyattır. Laparoskopik cerrahinin bu hastalıktaki belirgin avantajları; kozmetik olarak çok üstün olması, ameliyat sonrası ağrının daha az olması, ameliyat sonrası iyileşme süresinin daha hızlı olmasıdır. Ülkemizde maalesef her yerde laparoskopik cerrahi uygulamaları, çocuk cerrahisi alanında yaygınlaşmamıştır.
Ameliyat sonrası yetersiz çıkartılma mevcutsa tekrarlama olabilir. Tekrarlama ihtimali değişik serilerde değişik oranlarda bildirilmektedir. Ancak ortalama %5 civarında bir riskten bahsetmek mümkündür.