Yaklaşık altmış yıldır uygulanmakta olan klasik bel fıtığı ameliyatları sonucu hastaların tam olarak iyileşememeleri, uzun mühlet ağrı çekmeleri, işlerine geç dönmeleri cerrahları bu mevzuda arayışlara yöneltmiştir ve yirmi iki yıl evvel Caspar ve Yaşargil tarafından Mikrodiskektomi metodu bulunmuştur.
Yaklaşık 12 yıldır Lomber Mikrocerrahi usulünü hastalarıma uygulamaktayım. Son 7 yıldır da .Endomikrodiskektomi prosedürünü endikasyonlu hastalarımıza uygulamaktayız.
Mikrocerrahi sistemi ile hastaların ayağa kalkış ve işlerine dönüş süreçlerini kısaltmış,halk arasında bel fıtığı ameliyatından sonra sakat kalırım, olağana dönemem korkusu artık inanç hissine bırakmıştır.
Bel fıtığında uygulanan mikrocerrahi metoduyla hastalar ameliyat olduktan altı-yedi saat sonra ayağa kalkıp yürümekte ve bir gece hastanede yattıktan sonra hanelerine gidebilmektedir. Bu metot sayesinde yalnızca bir buçuk-iki santimlik bir kesi yapılmakta ve ameliyat sonrası cilt yüzeyine dikiş konmamaktadır.
Ameliyatın gelişmiş mikroskoplar altında yapılması ameliyat yerindeki sonların 25 yahut 40 büyütmeyle görülmesini, böylelikle hudutlara hasar verme riskini sıfıra indirmeyi sağlamaktadır.
Bu metotla bel fıtığı ameliyatları kaygılı düş olmaktan çıkmış, bel fıtığı olan hastaların marazları nedeniyle üzüntüye kapılmalarını önlenmiştir. Hastalar ameliyat oldukları gün yahut sonraki gün taburcu olabilmekte, bir hafta içinde de alışılagelmiş yaşantılarına dönebilmektedirler.
Birtakım hastalarımızda ise ameliyattan değil narkoz almaktan korkmaktadırlar. Birçoğunda uyuyup bir daha uyanamama korkusu vardır. Epidural anestezinin bel fıtığı ameliyatlarında da kullanılması ile bu kaygı ortadan kaldırılmış, artık bel fıtığı ameliyatları kolay yapılır hale gelmiştir. Hastalar ameliyat sırasında rahatlıkla sohbet eder durumdadır. Biz esasen kullanılan son sağlıklı anestezik unsurlar neticesi umumi anestezi riskinide sıfıra yakın buluyoruz.
Yaklaşık 12 yıldır Lomber Mikrocerrahi usulünü hastalarıma uygulamaktayım. Son 7 yıldır da .Endomikrodiskektomi prosedürünü endikasyonlu hastalarımıza uygulamaktayız.
Mikrocerrahi sistemi ile hastaların ayağa kalkış ve işlerine dönüş süreçlerini kısaltmış,halk arasında bel fıtığı ameliyatından sonra sakat kalırım, olağana dönemem korkusu artık inanç hissine bırakmıştır.
Bel fıtığında uygulanan mikrocerrahi metoduyla hastalar ameliyat olduktan altı-yedi saat sonra ayağa kalkıp yürümekte ve bir gece hastanede yattıktan sonra hanelerine gidebilmektedir. Bu metot sayesinde yalnızca bir buçuk-iki santimlik bir kesi yapılmakta ve ameliyat sonrası cilt yüzeyine dikiş konmamaktadır.
Ameliyatın gelişmiş mikroskoplar altında yapılması ameliyat yerindeki sonların 25 yahut 40 büyütmeyle görülmesini, böylelikle hudutlara hasar verme riskini sıfıra indirmeyi sağlamaktadır.
Bu metotla bel fıtığı ameliyatları kaygılı düş olmaktan çıkmış, bel fıtığı olan hastaların marazları nedeniyle üzüntüye kapılmalarını önlenmiştir. Hastalar ameliyat oldukları gün yahut sonraki gün taburcu olabilmekte, bir hafta içinde de alışılagelmiş yaşantılarına dönebilmektedirler.
Birtakım hastalarımızda ise ameliyattan değil narkoz almaktan korkmaktadırlar. Birçoğunda uyuyup bir daha uyanamama korkusu vardır. Epidural anestezinin bel fıtığı ameliyatlarında da kullanılması ile bu kaygı ortadan kaldırılmış, artık bel fıtığı ameliyatları kolay yapılır hale gelmiştir. Hastalar ameliyat sırasında rahatlıkla sohbet eder durumdadır. Biz esasen kullanılan son sağlıklı anestezik unsurlar neticesi umumi anestezi riskinide sıfıra yakın buluyoruz.