zeberus1234
Üye
Bilgisayarı Kim İcat Etmiştir? Bilgisayarı Bulan Kimdir? Nerede Nezaman İcat Edildi
Tarihsel olarak en önemli eski hesaplama aleti abaküstür; 2000 yildan fazla süredir bilinmekte ve yaygin olarak kullanilmaktadir. Blaise Pascal, 1642’de dijital hesap makinesini yapmistir; yalnizca tuslar araciligiyla girilen rakamlari toplama ve çikarma islemi yapan bu aygiti, vergi toplayicisi olan babasina yardim etmek için gelistirmistir. 1671’de Gottfried Wilhelm von Leibniz bir bilgisayar tasarlamistir; 1694 yilinda yapilabilen bu araç özel disli mekanizmasi kullanmaktaydi; toplama, çikartma, çarpma ve bölme islemi yapabiliyordu. Pascal ve Leibniz tarafindan yapilan ilk bilgisayarlar yaygin olarak kullanilmamistir.
Charles Xavier Thomas dört islemi (toplama, çikartma, çarpma, bölme) yapabilen ilk ticari mekanik hesap makinasini 1820’ de gelistirmistir. Charles Babbage fark makinasi adini verdigi otomatik mekanik hesap makinesinin küçük bir modelini 1822’de gerçeklestirmistir. 1823’de buharla çalisan tam otomatik modelini yapmistir; bu araç sabit talimat programiyla kumanda ediliyordu. Herman Hollerith 1890 yilinda delikli kart sistemiyle çalisan bilgisayari gelistirdi. Bu delikli kartlar, bellek deposu olarak kullanilabiliyor, ayrica bilgisayara programlar ve veriler bu kartlarla verilebiliyordu, böylece islem hizi oldukça artmis ve hatalar da azalmistir.
Howard Hathaway Aiken’in yönettigi bir ekip 1937 yilinda Mark-1 adi verilen ilk otomatik dijital bilgisayari yapmayi basardi. Elektromekanik rölelerle çalisan bu bilgisayar dört islemin yani sira logaritma ve trigonometri fonksiyonlarini çözen özel (alt) programlari vardi. Bu bilgisayar da delikli kart sistemiyle çalisiyordu. Yavasti; bir çarpma islemi 3-5 saniyede yapilabiliyordu. Buna ragmen otomatikti ve uzun islemleri tamamlayabiliyordu. Mark-1, Aiken’in yönetiminde tasarlanan ve yapilan bilgisayar dizilerinin ilkioldu.Bubilgisayarlabugünküanlamdabilgisayardön emibaslamistir.
Ikinci Dünya Savasinda ordu için hizli bilgisayarlara ihtiyaç duyulmasiyla bu alandaki çalismalar tekrar hizlandi. J.Presper Eckert, John W.Mauchly ve çalisma arkadaslari, elektron tüplerini kullanarak ilk elektronik dijital bilgisayar olan ENIAC’i 1945 yilinda yapmayi basardilar. Bu bilgisayar yine delikli kart sistemini kullanmistir; 167 m² yer kapliyor ve yaklasik 180 kWh elektrik harciyordu; ayrica tasarlanmis oldugu belirli programlari çalistirmada verimliydi. Bunlara ragmen ENIAC ilk basarili yüksek hizli elektronik bilgisayar kabul edilir. Von Neumann’in teorik çalismalari sonucunda ilk programlanabilir elektronik bilgisayarlar kusagi 1947 yilinda ortaya çikti. Bunlarin islem hizlari çok daha büyüktü ve en önemlisi RAM bellek kullanabiliyordu. Bu bilgisayarlar makine diliyle programlaniyordu. Bu grup bilgisayarlar, ilk ticari uygunluga sahip olan EDVAC ve UNIVAC serilerini kapsar. Ticari amaçli ilk bilgisayar UNIVAC-1adiyla 1952yilinda piyasaya sürüldü.
Elektrik-elektronik alanindaki hizli gelismeler ve bilgisayarlarin ticari amaçla kullanilmaya baslanmasi, bilgisayar alanindaki çalismalari ve gelismeleri inanilmaz ölçüde artirarak günümüze kadar gelinmistir. Özellikle 1960’li yillardan sonra gerek bilgisayar yapim teknolojisinde, gerekse bilgisayar programlama dilleri açisindan büyük gelismeler yasanmistir. Bu arada bilgisayarlarda entegre devreler kullanilmis, hizlari ise hayal edilemeyecek seviyelere ulasmis, boyutlari çok küçülmüs, fiyatlari da herkesin alabilecegi kadar ucuzlamistir. 1980’li yillarda PC (Personel Computer)’lerin üretilmesiyle artik bilgisayarlar evlere dahi girmistir. Son yillarda bilgisayarlar ceplere sigacak kadar küçülmüstür.
Bilgisayar, elektrik enerjisiyle çalışan elektronik bir makinedir. Kendisine verilen bilgileri alır, saklar, üzerinde işlemler yapar. Gerektiğinde bu bilgileri yazıcı gibi birimlerle çıktı olarak verir. En basit tanımla bilgisayar, kendisine verilen bilgileri kullanarak yeni bilgiler elde eden makinedir.
Bir bilgisayar iki temel birimden oluşur.
Birincisi, Donanım: Bilgisayarın gözle görülen birimlerden olup klavye, ekran, maus, yazıcı, kablolar, kasa, elektronik devreler ve benzeri kısımlardan oluşur. Bir bilgisayarın donanım sistemini oluşturan temel birimler şunlardır: Aritmetik ve mantık birimi, kontrol birimi, bellek, giriş ve çıkış birimleridir.
İkincisi, Yazılım: Bilgisayarın donanımını kullanabilmek ve bilgisayarı çalıştırabilmek için kullanılan programlar topluluğudur.
Bilgisayarın elektronik birimleri kasanın içinde bulunur. Kasaların bazıları dik, bazıları da yatay olarak tasarlanmıştır. Kasanın, bilgisayar parçalarının yerleştirebileceği büyüklükte olması gerekir.
Bilgisayarın tarihçesine baktığımızda; dört temel işlemi gerçekleştirmek amacıyla kullanılan abaküs, basit bir alet olmasına rağmen, bilgisayarın başlangıcı olarak ifade edilir. Bilgisayara veri girişi işlemlerinde, günlük hayatta kullanılan harf ve rakam gibi sembollerden yararlanılır. Bilgisayar bunları kendi anlayacağı şekle dönüştürür, bilgisayarda kapasite depolama birimi byte olarak ifade edilir.
Fransız Pascal, 1642 senesinde vergi tahsildarı babasına, yardımcı olacağını düşündüğü bir makine geliştirdi. Küçük tekerlekler biraz çevirilince, toplama veya çıkarma işlemleri otomatik olarak yapılabiliyordu. Ancak geçimlerini saatler alan hesap işlerinden kazanan kâtipler, Pascal’ın makinesini bir rakip olarak gördüler ve ona hiç iltifat etmediler.
Bir süre sonra Alman matematikçisi Wilhelm, bu makineye çarpma ve bölme işlemlerini yapabilme yeteneğini kattı. Wilhelm’e göre değerli insanlar, tıpkı esirler gibi hesaplama işinde saatler kaybetmeye layık değillerdi.
1948 yılında transistörlerin kullanımıyla bilgisayarların ağırlıkları azaltılmaya, hacimleri küçültülmeye, bellek kapasiteleri ve hızları artırılmaya başlanmıştır.
1963 yılından sonra birden fazla transistörün birleştirilerek entegre devrelerin bulunması, bilgisayarın gelişimini daha da hızlandırmıştır. Bilgisayar alanında kısa sürede yaşanan bu önemli gelişmeler sayesinde, tonlarca ağırlıkta, yavaş işlevi yapabilen modellerden, milyonlarca işlemi çok kısa sürede yapabilen, lap-top (elde taşınabilen) ve hatta cebe girebilen modeller geliştirilmiştir. 1946 yılından sonra bilgisayarları dört kuşak olarak ele alabiliriz.
Birinci Kuşak Bilgisayarlar: 1946-56 yılları arasında vakumlu tüpler kullanılan
İkinci Kuşak Bilgisayarlar: 1957-63 yılları arasında tüplerin yerine transistörlerin kullanıldığı bilgisayarlardır.
Üçüncü Kuşak Bilgisayarlar: 1964-79 yılları arasında kullanılan entegre devrelerin kullanıldığı bilgisayarlar.
Dördüncü Kuşak Bilgisayarlar: 1980’den sonra transistörlerin yerine mikrociplerin kullanıldığı bilgisayarlardır. Bu gün kullandığımız bilgisayarlar bu kuşağa aittir. Ancak her gün yenilikler eklenmekte, bilgisayarların çalışma hızı ve kapasitesi arttırılmaktadır. Bu yıllarda Amerikan ve Japon teknolojilerinin elektronik ve küçültme alanındaki ürünü olan ev bilgisayarları ortaya çıktı.
Tarihsel olarak en önemli eski hesaplama aleti abaküstür; 2000 yildan fazla süredir bilinmekte ve yaygin olarak kullanilmaktadir. Blaise Pascal, 1642’de dijital hesap makinesini yapmistir; yalnizca tuslar araciligiyla girilen rakamlari toplama ve çikarma islemi yapan bu aygiti, vergi toplayicisi olan babasina yardim etmek için gelistirmistir. 1671’de Gottfried Wilhelm von Leibniz bir bilgisayar tasarlamistir; 1694 yilinda yapilabilen bu araç özel disli mekanizmasi kullanmaktaydi; toplama, çikartma, çarpma ve bölme islemi yapabiliyordu. Pascal ve Leibniz tarafindan yapilan ilk bilgisayarlar yaygin olarak kullanilmamistir.
Charles Xavier Thomas dört islemi (toplama, çikartma, çarpma, bölme) yapabilen ilk ticari mekanik hesap makinasini 1820’ de gelistirmistir. Charles Babbage fark makinasi adini verdigi otomatik mekanik hesap makinesinin küçük bir modelini 1822’de gerçeklestirmistir. 1823’de buharla çalisan tam otomatik modelini yapmistir; bu araç sabit talimat programiyla kumanda ediliyordu. Herman Hollerith 1890 yilinda delikli kart sistemiyle çalisan bilgisayari gelistirdi. Bu delikli kartlar, bellek deposu olarak kullanilabiliyor, ayrica bilgisayara programlar ve veriler bu kartlarla verilebiliyordu, böylece islem hizi oldukça artmis ve hatalar da azalmistir.
Howard Hathaway Aiken’in yönettigi bir ekip 1937 yilinda Mark-1 adi verilen ilk otomatik dijital bilgisayari yapmayi basardi. Elektromekanik rölelerle çalisan bu bilgisayar dört islemin yani sira logaritma ve trigonometri fonksiyonlarini çözen özel (alt) programlari vardi. Bu bilgisayar da delikli kart sistemiyle çalisiyordu. Yavasti; bir çarpma islemi 3-5 saniyede yapilabiliyordu. Buna ragmen otomatikti ve uzun islemleri tamamlayabiliyordu. Mark-1, Aiken’in yönetiminde tasarlanan ve yapilan bilgisayar dizilerinin ilkioldu.Bubilgisayarlabugünküanlamdabilgisayardön emibaslamistir.
Ikinci Dünya Savasinda ordu için hizli bilgisayarlara ihtiyaç duyulmasiyla bu alandaki çalismalar tekrar hizlandi. J.Presper Eckert, John W.Mauchly ve çalisma arkadaslari, elektron tüplerini kullanarak ilk elektronik dijital bilgisayar olan ENIAC’i 1945 yilinda yapmayi basardilar. Bu bilgisayar yine delikli kart sistemini kullanmistir; 167 m² yer kapliyor ve yaklasik 180 kWh elektrik harciyordu; ayrica tasarlanmis oldugu belirli programlari çalistirmada verimliydi. Bunlara ragmen ENIAC ilk basarili yüksek hizli elektronik bilgisayar kabul edilir. Von Neumann’in teorik çalismalari sonucunda ilk programlanabilir elektronik bilgisayarlar kusagi 1947 yilinda ortaya çikti. Bunlarin islem hizlari çok daha büyüktü ve en önemlisi RAM bellek kullanabiliyordu. Bu bilgisayarlar makine diliyle programlaniyordu. Bu grup bilgisayarlar, ilk ticari uygunluga sahip olan EDVAC ve UNIVAC serilerini kapsar. Ticari amaçli ilk bilgisayar UNIVAC-1adiyla 1952yilinda piyasaya sürüldü.
Elektrik-elektronik alanindaki hizli gelismeler ve bilgisayarlarin ticari amaçla kullanilmaya baslanmasi, bilgisayar alanindaki çalismalari ve gelismeleri inanilmaz ölçüde artirarak günümüze kadar gelinmistir. Özellikle 1960’li yillardan sonra gerek bilgisayar yapim teknolojisinde, gerekse bilgisayar programlama dilleri açisindan büyük gelismeler yasanmistir. Bu arada bilgisayarlarda entegre devreler kullanilmis, hizlari ise hayal edilemeyecek seviyelere ulasmis, boyutlari çok küçülmüs, fiyatlari da herkesin alabilecegi kadar ucuzlamistir. 1980’li yillarda PC (Personel Computer)’lerin üretilmesiyle artik bilgisayarlar evlere dahi girmistir. Son yillarda bilgisayarlar ceplere sigacak kadar küçülmüstür.
Bilgisayar, elektrik enerjisiyle çalışan elektronik bir makinedir. Kendisine verilen bilgileri alır, saklar, üzerinde işlemler yapar. Gerektiğinde bu bilgileri yazıcı gibi birimlerle çıktı olarak verir. En basit tanımla bilgisayar, kendisine verilen bilgileri kullanarak yeni bilgiler elde eden makinedir.
Bir bilgisayar iki temel birimden oluşur.
Birincisi, Donanım: Bilgisayarın gözle görülen birimlerden olup klavye, ekran, maus, yazıcı, kablolar, kasa, elektronik devreler ve benzeri kısımlardan oluşur. Bir bilgisayarın donanım sistemini oluşturan temel birimler şunlardır: Aritmetik ve mantık birimi, kontrol birimi, bellek, giriş ve çıkış birimleridir.
İkincisi, Yazılım: Bilgisayarın donanımını kullanabilmek ve bilgisayarı çalıştırabilmek için kullanılan programlar topluluğudur.
Bilgisayarın elektronik birimleri kasanın içinde bulunur. Kasaların bazıları dik, bazıları da yatay olarak tasarlanmıştır. Kasanın, bilgisayar parçalarının yerleştirebileceği büyüklükte olması gerekir.
Bilgisayarın tarihçesine baktığımızda; dört temel işlemi gerçekleştirmek amacıyla kullanılan abaküs, basit bir alet olmasına rağmen, bilgisayarın başlangıcı olarak ifade edilir. Bilgisayara veri girişi işlemlerinde, günlük hayatta kullanılan harf ve rakam gibi sembollerden yararlanılır. Bilgisayar bunları kendi anlayacağı şekle dönüştürür, bilgisayarda kapasite depolama birimi byte olarak ifade edilir.
Fransız Pascal, 1642 senesinde vergi tahsildarı babasına, yardımcı olacağını düşündüğü bir makine geliştirdi. Küçük tekerlekler biraz çevirilince, toplama veya çıkarma işlemleri otomatik olarak yapılabiliyordu. Ancak geçimlerini saatler alan hesap işlerinden kazanan kâtipler, Pascal’ın makinesini bir rakip olarak gördüler ve ona hiç iltifat etmediler.
Bir süre sonra Alman matematikçisi Wilhelm, bu makineye çarpma ve bölme işlemlerini yapabilme yeteneğini kattı. Wilhelm’e göre değerli insanlar, tıpkı esirler gibi hesaplama işinde saatler kaybetmeye layık değillerdi.
1948 yılında transistörlerin kullanımıyla bilgisayarların ağırlıkları azaltılmaya, hacimleri küçültülmeye, bellek kapasiteleri ve hızları artırılmaya başlanmıştır.
1963 yılından sonra birden fazla transistörün birleştirilerek entegre devrelerin bulunması, bilgisayarın gelişimini daha da hızlandırmıştır. Bilgisayar alanında kısa sürede yaşanan bu önemli gelişmeler sayesinde, tonlarca ağırlıkta, yavaş işlevi yapabilen modellerden, milyonlarca işlemi çok kısa sürede yapabilen, lap-top (elde taşınabilen) ve hatta cebe girebilen modeller geliştirilmiştir. 1946 yılından sonra bilgisayarları dört kuşak olarak ele alabiliriz.
Birinci Kuşak Bilgisayarlar: 1946-56 yılları arasında vakumlu tüpler kullanılan
İkinci Kuşak Bilgisayarlar: 1957-63 yılları arasında tüplerin yerine transistörlerin kullanıldığı bilgisayarlardır.
Üçüncü Kuşak Bilgisayarlar: 1964-79 yılları arasında kullanılan entegre devrelerin kullanıldığı bilgisayarlar.
Dördüncü Kuşak Bilgisayarlar: 1980’den sonra transistörlerin yerine mikrociplerin kullanıldığı bilgisayarlardır. Bu gün kullandığımız bilgisayarlar bu kuşağa aittir. Ancak her gün yenilikler eklenmekte, bilgisayarların çalışma hızı ve kapasitesi arttırılmaktadır. Bu yıllarda Amerikan ve Japon teknolojilerinin elektronik ve küçültme alanındaki ürünü olan ev bilgisayarları ortaya çıktı.