Bulutlardan sana dair bir şeyler çıkarmaya çalışıyorum
Ve hep de çıkarıyorum ressam ben
Su seslerinden şarkı yapmaya çalışıyorum
Ve her defasında sana beste yazıyorum bestekar ben
Kuşlardan aile kurmayı öğreniyorum
Şaşırma öğreniyorum öğrenci ben
Çiçeklerden güneşe gözümü açmayı öğreniyorum
Sana bir zamanlar açtığım gibi bir orman ben
Taşlardan sabrı görüyorum ayrı yıllarımıza benzetiyorum
Ama biliyor musun onlar çatlıyor taştan sağlam ben
Yastıktan kabullenmeyi öğreniyorum başını kim koyarsa koysun
O kimine sert kimine yumuşak sensizliği kabullenmiş ben
Demirin ateşte dağlanmasını görüyorum
Aşkımız gibi yanıyor ama yok olmuyor kavrulmuş ben
Sokaktan geçen amcayı yıllanmış şarap gibi görüyorum
O bir derya olmuş biz kaybolmuşuz yaşlanmış ben
Pencereden bakarken yansımamı görüyorum
Ama sende varsın yanımda olmasan bile düşler kuran ben
Yoldan geçen otobüsleri ve yolcuları görüyorum
Tıpkı biz gibi rüyalarla yolculuk ediyorlar bir yolcu ben
Gözlerinde şişe dip gözlüklü bir memur görüyorum
O uzağı sen ise yanındaki beni göremiyorsun hayalet ben
Ağacın dibinde filizlenmiş tek bir çiçeği alıp kokluyorum
Senin kokuna benzetiyorum bir ağaç ben
Nice zengini fakiri ağlarken seyrediyorum
İnsan meğer aşk için hep ağlıyormuş gözü yaşlı ben
Saçına yüzüne boyalarla renk veren kızları görüyorum
Sen hiç dokunmazdın o doğal güzelliğine şanslıymışım ben
Köyümün kokusunu içime çekerken hayallerimizi düşlüyorum
Ve her defasında aile mezarlığım gözümün önüne geliyor sensiz ben
Diyorum ya yarim hayattan sana dair hep bir şeyler görüyorum
Sana kavuşamayacağımı da biliyorum ama ne yaparsın bir umut ben..[/
Ve hep de çıkarıyorum ressam ben
Su seslerinden şarkı yapmaya çalışıyorum
Ve her defasında sana beste yazıyorum bestekar ben
Kuşlardan aile kurmayı öğreniyorum
Şaşırma öğreniyorum öğrenci ben
Çiçeklerden güneşe gözümü açmayı öğreniyorum
Sana bir zamanlar açtığım gibi bir orman ben
Taşlardan sabrı görüyorum ayrı yıllarımıza benzetiyorum
Ama biliyor musun onlar çatlıyor taştan sağlam ben
Yastıktan kabullenmeyi öğreniyorum başını kim koyarsa koysun
O kimine sert kimine yumuşak sensizliği kabullenmiş ben
Demirin ateşte dağlanmasını görüyorum
Aşkımız gibi yanıyor ama yok olmuyor kavrulmuş ben
Sokaktan geçen amcayı yıllanmış şarap gibi görüyorum
O bir derya olmuş biz kaybolmuşuz yaşlanmış ben
Pencereden bakarken yansımamı görüyorum
Ama sende varsın yanımda olmasan bile düşler kuran ben
Yoldan geçen otobüsleri ve yolcuları görüyorum
Tıpkı biz gibi rüyalarla yolculuk ediyorlar bir yolcu ben
Gözlerinde şişe dip gözlüklü bir memur görüyorum
O uzağı sen ise yanındaki beni göremiyorsun hayalet ben
Ağacın dibinde filizlenmiş tek bir çiçeği alıp kokluyorum
Senin kokuna benzetiyorum bir ağaç ben
Nice zengini fakiri ağlarken seyrediyorum
İnsan meğer aşk için hep ağlıyormuş gözü yaşlı ben
Saçına yüzüne boyalarla renk veren kızları görüyorum
Sen hiç dokunmazdın o doğal güzelliğine şanslıymışım ben
Köyümün kokusunu içime çekerken hayallerimizi düşlüyorum
Ve her defasında aile mezarlığım gözümün önüne geliyor sensiz ben
Diyorum ya yarim hayattan sana dair hep bir şeyler görüyorum
Sana kavuşamayacağımı da biliyorum ama ne yaparsın bir umut ben..[/