Bitki çayları tüketirken nelere dikkat edilmelidir?/Tıbbi ve Aromatik Bitkiler
Bitkisel çaylar sağlık üzerine olumlu etkileri bulunan, antioksidan özellik taşıyan bioaktif bileşenler içermektedir. Kateşinler, flavonoller, flavonlar ve fenolik asitler gibi polifenol maddeler içeren çaylar antikarsinojenik, antimutojenik ve kardiovasküler hastalıklara karşı koruyucu özelliklere sahiptir. Özellikle salgınların artması ile birlikte bitki çaylarına yönelim daha da artmıştır.
Bitkisel çayların hammaddesi çoğunlukla bitkilerin yaprak, çiçek, kök ve meyve gibi değerli kısımların kurutulması sonucunda elde edilmektedir. Bitkisel çayların su ile hazırlanmasında kullanılan yöntemlerden biri de haşlayarak demlemedir (infuzyon). İnfuzyonlar yöntemiyle bitkilerin, içerdikleri bioaktif maddeleri açığa çıkarmak kolay olduğu için, yapraklar, çiçekler ve saplar genelde 3-10 dakika arasında kaynar suda bekletilmektedir.
Yaygın kullanılan bitki çaylarının kullanım alanları şu şekilde sıralanabilir; zayıflama amaçlı, vücut şekillendirmek, depresyon, gastrointestinal semptomlar, immün destekleyici, eklem ağrılarını hafifletici relax çaylar gibi, ya da anne sütünü arttırmak için de kullanıldığı yerler olabiliyor.
Bitki çaylarını tüketirken mutlaka uzman görüşü alınmalıdır. Hamileler özellikle bitki çayı konusunda daha hassas davranmalıdır. Rahim kasılmalarına bağlı düşük tehlikesine kadar ciddi sorunlar doğurabilir. Böbrek hastaları bitki çaylarının diüretik etkilerinden dolayı risk altında olabilirler. Mutlaka uzmana danışmak ve günlük güvenilir doz aşımını geçmemek gerekir.
Bitki çayı alırken nelere dikkat edilmelidir?
Özellikle lisansı olmayan, kalite, etkililik ve güvenirliliği gösterilmemiş, etiketlenmesi ve standardizasyonu uygun olarak yapılmamış, denetimsiz, tezgah üstü olarak satılan ilaçların kullanımlarının artması üzerine başta A.B.D. ve Avrupa olmak üzere tüm dünyada yan etkilere dikkat çekmek için yapılan bilimsel yayınların sıklığı belirgin şekilde artmıştır.
Üzerinde bitkinin adı, toplanan kısmı, etken madde miktarı varsa yan etkileri ve çayın saflık oranı, üretim ve paketleme izni mutlaka beliritlmeildir.
İçerisinde bulunduğumuz sonbahar ve yaklaşan kış mevsiminde bitki çayları tüketimi artıyor. Ancak bitki çaylarının satıldığı bazı aktarların yeterince temiz olmadığı gözlemleniyor. Bu konuda tüketiciler mutlaka etiketlenmiş ürün almaya dikkat etsinler.
Bitki çayları tüketilirken nelere dikkat edilmelidir?
Bitkilerin yan etkileri ve ilaçlarla birlikte kullanıldığında meydana gelebilecek ilaç etkileşimleri tam olarak bilinmemektedir. Bitki ve bitki ürünlerinin tedavi ve herhangi bir hastalığın önlenmesinde kullanılırken ilaçlarla beraber kullanıldığında potansiyel ilaç etkileşiminin ve yan etkilerin meydana gelebileceğine dikkat edilmesi gerekmektedir.
Hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişiler günlük bir iki fincandan fazla yeşil çay tüketmemeye özen göstermelidirler.
Kekik bakıldığı zaman zararsız gözükse de yüksek tansiyon ilacının etkinliğini arttırdığından tansiyon düşüklüğüne neden olabilir, ilaçlardan 2-3 saat sonra kekik çayı tüketmeleri önerilmektedir.
Hamilelikte soğuk algınlığına iyi gelmesinin dışında bulantıya iyi geldiği için tüketildiğinde günlük 1 g üzerinde alınmamalıdır, düşük riskine neden olabilir.
Bitki çaylarının raf ömrü ne kadardır?
Çay yapımında kullanılan bitkisel materyaller, mikroorganizmalar ile kontamine olması, toprak, su, gübre, lağım suları, hayvan atık ve artıkları vasıtası ile hasat öncesi olabildiği gibi, hasat, kurutma, sınıflandırma, öğütme, işleme, ambalajlama, depolama gibi üretim aşamaları sırasında da gerçekleşebilmektedir.
Türk Gıda Kodeksine uygun olarak resmi gazetede yayınlanan tebliğe göre uygun olarak numune alınır, uluslararası kabul görmüş analiz metotları uygulanır ve bitkilerin raf ömürleri belirlenir.
Ülkemiz gıda mevzuatında, gıdalarda bulunabilecek mikroorganizma düzeylerine ilişkin düzenleme, Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliği’nde yer almakta olup, bitki çaylarında bulunmasına izin verilen maya küf sayısı 105 kob/g, Salmonella sayısı ise 0/25 g-mL olarak sınırlandırılmıştır
Evde nasıl saklanmalıdır?
Depolama sırasındaki kötü havalandırma koşulları, çoğunlukla nem içeriğinin artmasına yol açmakta ve bu bitkisel materyaller küflerin gelişimi ve toksin üretimine daha elverişli hale gelmektedir.
Uygun şartlarda kurutulmuş bitkilerin genellikle 1 yıl boyunca muhafaza etmesi önerilir. Güneş görmeyen, nemli olmayan, kuru yerlerde oda sıcaklığının üzerine çıkmayan yerlerde saklamak daha mümkündür.
Bitkisel çaylar sağlık üzerine olumlu etkileri bulunan, antioksidan özellik taşıyan bioaktif bileşenler içermektedir. Kateşinler, flavonoller, flavonlar ve fenolik asitler gibi polifenol maddeler içeren çaylar antikarsinojenik, antimutojenik ve kardiovasküler hastalıklara karşı koruyucu özelliklere sahiptir. Özellikle salgınların artması ile birlikte bitki çaylarına yönelim daha da artmıştır.
Bitkisel çayların hammaddesi çoğunlukla bitkilerin yaprak, çiçek, kök ve meyve gibi değerli kısımların kurutulması sonucunda elde edilmektedir. Bitkisel çayların su ile hazırlanmasında kullanılan yöntemlerden biri de haşlayarak demlemedir (infuzyon). İnfuzyonlar yöntemiyle bitkilerin, içerdikleri bioaktif maddeleri açığa çıkarmak kolay olduğu için, yapraklar, çiçekler ve saplar genelde 3-10 dakika arasında kaynar suda bekletilmektedir.
Yaygın kullanılan bitki çaylarının kullanım alanları şu şekilde sıralanabilir; zayıflama amaçlı, vücut şekillendirmek, depresyon, gastrointestinal semptomlar, immün destekleyici, eklem ağrılarını hafifletici relax çaylar gibi, ya da anne sütünü arttırmak için de kullanıldığı yerler olabiliyor.
Bitki çaylarını tüketirken mutlaka uzman görüşü alınmalıdır. Hamileler özellikle bitki çayı konusunda daha hassas davranmalıdır. Rahim kasılmalarına bağlı düşük tehlikesine kadar ciddi sorunlar doğurabilir. Böbrek hastaları bitki çaylarının diüretik etkilerinden dolayı risk altında olabilirler. Mutlaka uzmana danışmak ve günlük güvenilir doz aşımını geçmemek gerekir.
Bitki çayı alırken nelere dikkat edilmelidir?
Özellikle lisansı olmayan, kalite, etkililik ve güvenirliliği gösterilmemiş, etiketlenmesi ve standardizasyonu uygun olarak yapılmamış, denetimsiz, tezgah üstü olarak satılan ilaçların kullanımlarının artması üzerine başta A.B.D. ve Avrupa olmak üzere tüm dünyada yan etkilere dikkat çekmek için yapılan bilimsel yayınların sıklığı belirgin şekilde artmıştır.
Üzerinde bitkinin adı, toplanan kısmı, etken madde miktarı varsa yan etkileri ve çayın saflık oranı, üretim ve paketleme izni mutlaka beliritlmeildir.
İçerisinde bulunduğumuz sonbahar ve yaklaşan kış mevsiminde bitki çayları tüketimi artıyor. Ancak bitki çaylarının satıldığı bazı aktarların yeterince temiz olmadığı gözlemleniyor. Bu konuda tüketiciler mutlaka etiketlenmiş ürün almaya dikkat etsinler.
Bitki çayları tüketilirken nelere dikkat edilmelidir?
Bitkilerin yan etkileri ve ilaçlarla birlikte kullanıldığında meydana gelebilecek ilaç etkileşimleri tam olarak bilinmemektedir. Bitki ve bitki ürünlerinin tedavi ve herhangi bir hastalığın önlenmesinde kullanılırken ilaçlarla beraber kullanıldığında potansiyel ilaç etkileşiminin ve yan etkilerin meydana gelebileceğine dikkat edilmesi gerekmektedir.
Hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişiler günlük bir iki fincandan fazla yeşil çay tüketmemeye özen göstermelidirler.
Kekik bakıldığı zaman zararsız gözükse de yüksek tansiyon ilacının etkinliğini arttırdığından tansiyon düşüklüğüne neden olabilir, ilaçlardan 2-3 saat sonra kekik çayı tüketmeleri önerilmektedir.
Hamilelikte soğuk algınlığına iyi gelmesinin dışında bulantıya iyi geldiği için tüketildiğinde günlük 1 g üzerinde alınmamalıdır, düşük riskine neden olabilir.
Bitki çaylarının raf ömrü ne kadardır?
Çay yapımında kullanılan bitkisel materyaller, mikroorganizmalar ile kontamine olması, toprak, su, gübre, lağım suları, hayvan atık ve artıkları vasıtası ile hasat öncesi olabildiği gibi, hasat, kurutma, sınıflandırma, öğütme, işleme, ambalajlama, depolama gibi üretim aşamaları sırasında da gerçekleşebilmektedir.
Türk Gıda Kodeksine uygun olarak resmi gazetede yayınlanan tebliğe göre uygun olarak numune alınır, uluslararası kabul görmüş analiz metotları uygulanır ve bitkilerin raf ömürleri belirlenir.
Ülkemiz gıda mevzuatında, gıdalarda bulunabilecek mikroorganizma düzeylerine ilişkin düzenleme, Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliği’nde yer almakta olup, bitki çaylarında bulunmasına izin verilen maya küf sayısı 105 kob/g, Salmonella sayısı ise 0/25 g-mL olarak sınırlandırılmıştır
Evde nasıl saklanmalıdır?
Depolama sırasındaki kötü havalandırma koşulları, çoğunlukla nem içeriğinin artmasına yol açmakta ve bu bitkisel materyaller küflerin gelişimi ve toksin üretimine daha elverişli hale gelmektedir.
Uygun şartlarda kurutulmuş bitkilerin genellikle 1 yıl boyunca muhafaza etmesi önerilir. Güneş görmeyen, nemli olmayan, kuru yerlerde oda sıcaklığının üzerine çıkmayan yerlerde saklamak daha mümkündür.