BOYUN AĞRILARI
Boyun ağrıları son yıllarda modern toplumun başlıca sorunlarından biri olma yolundadır. Boynumuz, beyni ve 5 duyu organlarını içinde bulunduran kafamızı taşıyan bir dokudur. Boyun bölgesi hem yaşamsal merkezlerin bağlandığı geçiş bölgesi hem de omurganın uzantısı olarak statik görevler üslenmesi nedeniyle her türlü dış etkenden kolayca etkilenebilir. Boyun ağrılarında hastalığın nedenini bulmak için birkaç basamakta değerlendirilen tanı yöntemleri uygulanır.
BOYUN AĞRILARINDA TANIYA VARMA YÖNTEMLERİ
Boyun ağrıları ile başvuranlara alttaki sorgulamalar yapılır.
1- Ağrı gerçekten var mıdır?
2- Ağrıyı başlatan sebep nedir?
3- Ağrı nerde kendini gösteriyor?
4- Ağrının yayılıyor mu ve nereye?
5- Ağrı ne zamandan beri var?
6- Ağrının şiddet derecesi nedir?
7- Ağrı nasıl bir ağrı
8- Ağrının istirahat veya hareketle ilgisi var mı?
9- Hava şartları ile bağlantısı nedir?
10- Ağrıyı artıran ve azaltan sebepler nelerdir?
11-Ağrının gece-gündüz-mevsimlerle ilişkisi var mı?
12-Ağrıya eşlik eden bulgular var mıdır?
13-Ağrı günlük yaşamı kısıtlıyor mu?
Ayrıca hastaların geçmişinde travma (düşme-çarpma-kaza) olup olmadığı mutlaka sorulmalıdır. Varsa yaralanma ya da kazanın oluş şekli ve etkilediği yeri de (trafik, iş, ev kazası vb) öğrenmek gerekir.
HASTANIN MUAYENESİ
Hastanın gözlenmesi: Boynun ön kısmında guatr denilen tiroid bezi hastalığına bağlı büyümeler görülebilir. Ağrılı bölgelere elle bastırılır ve boyun civarındaki eklemler tek tek kontrol edilir. Daha sonra boyuna ait 3 önemli kas grubunda hassasiyet olup olmadığı değerlendirilir. Bunlar; paraspinal kaslar, sterno-kleido-mastoideus kası ve trapez adalesidir.
Boyun hareketlerinin ölçülmesi: Bu işlemler açı ölçer yardımıyla yapılır. Boyun fıtığı, adale sorunları gibi birçok neden boyun hareketlerinin ağrılı ve kısıtlı olmasına yol açtığı için bu ölçümün önemi vardır.
Öne doğru (fleksiyon),
Geriye doğru (ekstansiyon ),
Yanlara doğru (lateral fleksiyonlar)
Çevresi etrafında döndürülmesi (rotasyonlar)
Nörolojik muayene: Hareket sistemi hastalıklarında hemen her vakada yapılması gereken ve hekimi tanıya götüren bir muayene yöntemidir. Refleks çekiciyle hastanın bütün reflekslerine bakılır. Kola yayılan his duyusu iğne ucuyla kontrol edilir. Güç kaybını anlamak için boyun ve kola ait adalelerin tek tek güçleri kontrol edilir. Ellerin sıkma gücü ayrı ayrı değerlendirilir. Burada en basitinden bir tansiyon aleti manşonunu sıkarak bu güçler objektif olarak tespit edilebilir. Kol çevreleri ölçülerek adalelerde herhangi bir erime olup olmadığı kaydedilmelidir.
Laboratuvar ve Radyolojik Tetkikler: Gerekli görülen hastalara daha ileri tetkikler istenir. Bunlar; boyun omurgalarının direkt grafisi ya da tomografi ve emar tetkiki olabilir. Ayırıcı tanıya varabilmek için çeşitli analizlere gerek duyulabilir. Bu çerçevede Biyokimya, Romatizma tahlilleri yapılmalıdır.
Elektrofizyolojik incelemeler: Boyun fıtıklarının adale ve sinirlerde meydana getirdiği harabiyeti ortaya koyan bu yönteme EMG denir. Halk arasında adale ve sinirlerin elektrosu olarak bilinir.
Boyun ağrıları son yıllarda modern toplumun başlıca sorunlarından biri olma yolundadır. Boynumuz, beyni ve 5 duyu organlarını içinde bulunduran kafamızı taşıyan bir dokudur. Boyun bölgesi hem yaşamsal merkezlerin bağlandığı geçiş bölgesi hem de omurganın uzantısı olarak statik görevler üslenmesi nedeniyle her türlü dış etkenden kolayca etkilenebilir. Boyun ağrılarında hastalığın nedenini bulmak için birkaç basamakta değerlendirilen tanı yöntemleri uygulanır.
BOYUN AĞRILARINDA TANIYA VARMA YÖNTEMLERİ
Boyun ağrıları ile başvuranlara alttaki sorgulamalar yapılır.
1- Ağrı gerçekten var mıdır?
2- Ağrıyı başlatan sebep nedir?
3- Ağrı nerde kendini gösteriyor?
4- Ağrının yayılıyor mu ve nereye?
5- Ağrı ne zamandan beri var?
6- Ağrının şiddet derecesi nedir?
7- Ağrı nasıl bir ağrı
8- Ağrının istirahat veya hareketle ilgisi var mı?
9- Hava şartları ile bağlantısı nedir?
10- Ağrıyı artıran ve azaltan sebepler nelerdir?
11-Ağrının gece-gündüz-mevsimlerle ilişkisi var mı?
12-Ağrıya eşlik eden bulgular var mıdır?
13-Ağrı günlük yaşamı kısıtlıyor mu?
Ayrıca hastaların geçmişinde travma (düşme-çarpma-kaza) olup olmadığı mutlaka sorulmalıdır. Varsa yaralanma ya da kazanın oluş şekli ve etkilediği yeri de (trafik, iş, ev kazası vb) öğrenmek gerekir.
HASTANIN MUAYENESİ
Hastanın gözlenmesi: Boynun ön kısmında guatr denilen tiroid bezi hastalığına bağlı büyümeler görülebilir. Ağrılı bölgelere elle bastırılır ve boyun civarındaki eklemler tek tek kontrol edilir. Daha sonra boyuna ait 3 önemli kas grubunda hassasiyet olup olmadığı değerlendirilir. Bunlar; paraspinal kaslar, sterno-kleido-mastoideus kası ve trapez adalesidir.
Boyun hareketlerinin ölçülmesi: Bu işlemler açı ölçer yardımıyla yapılır. Boyun fıtığı, adale sorunları gibi birçok neden boyun hareketlerinin ağrılı ve kısıtlı olmasına yol açtığı için bu ölçümün önemi vardır.
Öne doğru (fleksiyon),
Geriye doğru (ekstansiyon ),
Yanlara doğru (lateral fleksiyonlar)
Çevresi etrafında döndürülmesi (rotasyonlar)
Nörolojik muayene: Hareket sistemi hastalıklarında hemen her vakada yapılması gereken ve hekimi tanıya götüren bir muayene yöntemidir. Refleks çekiciyle hastanın bütün reflekslerine bakılır. Kola yayılan his duyusu iğne ucuyla kontrol edilir. Güç kaybını anlamak için boyun ve kola ait adalelerin tek tek güçleri kontrol edilir. Ellerin sıkma gücü ayrı ayrı değerlendirilir. Burada en basitinden bir tansiyon aleti manşonunu sıkarak bu güçler objektif olarak tespit edilebilir. Kol çevreleri ölçülerek adalelerde herhangi bir erime olup olmadığı kaydedilmelidir.
Laboratuvar ve Radyolojik Tetkikler: Gerekli görülen hastalara daha ileri tetkikler istenir. Bunlar; boyun omurgalarının direkt grafisi ya da tomografi ve emar tetkiki olabilir. Ayırıcı tanıya varabilmek için çeşitli analizlere gerek duyulabilir. Bu çerçevede Biyokimya, Romatizma tahlilleri yapılmalıdır.
Elektrofizyolojik incelemeler: Boyun fıtıklarının adale ve sinirlerde meydana getirdiği harabiyeti ortaya koyan bu yönteme EMG denir. Halk arasında adale ve sinirlerin elektrosu olarak bilinir.