Çanakkale Savaşında Neler Yaşandı

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
56
Yaş
36
Coin
256,936
Canakkale Savaşında Neler Yaşanmıştır

Canakkale Savaşında Yaşanan Olaylar Neler

SEYİT ALİ ONBAŞI
Canakkale Savaşları'nda Deniz Savaşları sırasında Seddu'l bahir acıklarında bulunan duşman gemileri Morto Koyu ile Seddu' l bahir tepesini surekli bombardıman altına almışlardı Turk mukavemeti gittikce azalıyordu Kendilerini Allah' ın koruyuculuğuna bırakan Turk birlikleri şehitlik mertebesine ulaşmayı arzu edercesine, kacmak yerine son gayretleriyle mucadele ediyorlardı

Bu sırada bir İngiliz gemisinden atılan buyuk bir bomba Morto Koyu sırtlarındaki bir topcu birliğimizi toptan imha etti İclerinden yalnızca Seyid Ali Cavuş kurtulmuştu Cavuş etrafındaki manzara karşısında duyduğu ızdırap ile dunyada eşine az rastlanacak bir olay gercekleştirdi

Duyduğu acı ile normalde uc kişinin zor taşıdığı 257 kiloluk bombayı yerinden tek başına kaldırdı, taşıdı, topun namlusuna surdu ve ateşledi Bu mermi gideceği yeri de biliyordu Queen Elizabeth gemisinin bacasından iceri girdi ve gemi ortadan ikiye ayrılarak battı

Burada, 257 okkalık bir mermiyi kaldırarak olağanustuluk gosteren Seyit Ali Onbaşı ile ilgili menkıbeyi Mehmet İhsan GENİŞCAN, eserinde şoyle anlatıyor:
Ne hikmetse bataryada tek top ayakta kalabilmiş, fakat onun da vinci kırılmış olduğundan mermileri namluya surulemiyordu Yuzbaşı Hilmi Bey , etrafından birilerinden yardım alabilmek duşuncesiyle bataryadan uzaklaştığı sırada Niğdeli Ali ile Koca Seyit umitsiz ve perişan ne yapacaklarını duşunuyorlardı
Ulu ve yuce Allah' tan başka hicbir guc ve kuvvet yoktur duası Seyit' in ağzından nUr tanesi gibi dokulmeye başladı
Seyit Ali, bu duayı defalarca okudu Bu yakarış şuphesiz hic kimseninkine benzemiyordu Aşk ile kendinden gecmesi ve 257 okkalık top mermisini kucaklayıp omzuna alması bir oldu Demir basamakları tam uc kez inip cıktı Yanında bulunan Niğdeli Ali, Seyit ' in goğus ve omuz kemiklerinin catırtısını duyuyor, hayret ve dehşet icinde kalıyordu Topun namlusuna surulen ucuncu mermi savaşın kaderini boylece değiştiren olayı yaratmış ve İngilizler' e ait Oceanisimli zırhlı, bu merminin isabetiyle korkunc yara almıştır
Aynı gun gec saatlerde Canakkale Boğazı Mustahkem Mevki Kumandanı Cevat Paşa, odul olarak Seyit' e onbaşılık rutbesini verdi Merminin bir defada kendi huzurunda kaldırılmasını istedi Bunun uzerine Seyit Onbaşı, Cevat Paşa' ya şu cevabı verdi:

Ben bu mermileri kaldırırken gonlum, Allah'ın feyziyle doldu Ancak bu kuvvetin sırrı o anda bana Allah' ın ihsan ettiği bir vergi idi Bu ağırlığı kaldıracak kadar bir makam varmışsam bu dua ve rıza ile olmuştur Ancak şimdi kaldırmam mumkun değildir kumandanım

Duşmanın meşhur Golyat adlı zırhlısının batırılması olayında da ortalığı bir anda kaplayan sis Osmanlı askerlerinin cok işine yaramıştı Haince saldırılar planlayan Golyat, bu şekilde teslim alınabilmişti Golyatin batırılması karşısında da General Hamilton husranla şu satırları yazmıştı: Dun geceki kesif sis sırasında, bir Turk torpidobotu, Canakkale Boğazından sızıp Golyat zırhlısını torpidoladı Duşman madalyayı hak etti Kahrolsunlar!
Sadece bulut olayları değildi meydana gelenler İngilizler yon bulmak icin kullandıkları pusulalarında bile zaman zaman akıl almaz oynamalar goruyor ve ne yapacaklarını şaşırıyorlardı Orneğin John Hargrave adlı İngiliz subayının verdiği raporda, elindeki pusulanın sık sık yon değiştirdiği ve aynı anda bircok yeri kuzey olarak gosterdiği yazılıdır Uc Anzak istihkam askerinin yemin ederek ve Anzak Sahra Birliğindeki diğer 19 arkadaşlarını da şahit gostererek anlattıkları Duşman yutan bulut hadisesi şu şekildedir: 267 kişilik Norfolk Kraliyet Taburu, Alcıtepeden bir onceki tepe olan 60 tepeye doğru rahat bir şekilde ilerler Havada soluk renkli bulutlar vardır Bu bulutlar saatte 6 veya 8 km hızla esen ruzgara rağmen sabit bir şekilde durmaktadırlar Bunlardan yaklaşık 250 m uzunluğunda 60ar metre eninde ve 60 m yuksekliğinde olan bir bulut tepeyi kaplamıştır
Norfork Kraliyet alayının subayları ve askerleri bulutun icine girmeye başlarlar Son asker de girince bulut yukunu almış bir ucak gibi havalanmaya başlar Havadaki diğer soluk renkli bulutlarla birleşerek kuzeye yani Trakya tarafıa doğru gider Savaş sonrasında bu 267 kişilik alayın bir tek ferdine bile ne oluler arasında ne de esirler arasında rastlanamamıştır

CONKBAYIRI UZERİNDEKİ BULUTLAR

Canakkale' de en cok anlatılan menkıbe şudur:
Conkbayırı' nda kara savaşları sırasında 57 tumen her gun camaşır değiştirir Kirlilerini yıkar calılara asar ve ertesi gun icin kurumuş Sebebi ise eğer şehit olurlarsa Allah'a temiz kıyafetlerle varmaktır Savaşa cıkmadan once namazlarını kılar ve ibadet ettikten sonra savaşa başlarlarmış Maneviyatı kuvvetli bu insanlar Conkbayırı' ında duşman tarafından kıstırıldıkları anda gokten beyazgri bir bulut kumesi 57 Tumenin uzerine inmiş ve bulut yok olduğunda duşman askerleri ne olup bittiğini anlayamamışlar Zira ortada tek bir Turk askeri bile yokmuş Gemiden bu olayı seyreden İngiliz Amirali Hamilton daha sonraki savaş anılarında da bu olayı anlatmaktadır

BULUTUN KORUMASI

Menkıbelerde bir başka mucizevi yardım da bir İngiliz Alayının bulutların icinde kayboluşu bicimindedir Olay şu şekilde anlatılmaktadır;
O gun Kraliyet Alayı taze kuvvetlerle bu saldırıda gorev aldı Sağ cenahta yer alan bu alay, daha az bir mukavemetle karşılaştığı icin hızla ilerlemeye başlamıştı Alay, Azmak Deresi' nin kuru yatağını gecmiş, Kayacık Ağrılı mevkiinden Damakcı Bayırı'na doğru yuruyordu Karşılarında kucuk bir tepe vardı Tepenin uzerinde garip, soluk renkte bir bulut durmaktaydıalay, sol taraftaki Ağıl Dere' ye inmeden tepeye doğru ilerledi ve bulutun icine girip kayboldular Yani alanda askerlerin Mestan Tepe' den şaşkın bakışları arasında 78 değişik bulutla daha birleşerek Trakya istikametine doğru ucup gittiler Orada bulunan 267 İngiliz askerinden hicbirinin izine bir daha rastlanamamıştır

İlahi yardım musluman askerlerimizi hicbir zaman yalnız bırakmamıştır Bedirden, Huneyne Canakkaleden Sakaryaya, oradan Koreye kadar bircok sıradışı olay yaşanmıştır

Canakkale savaşının en cok konuşulan ve Allahın (cc) bizlere yardımını acıkca ortaya koyan onemli bir olay da bulutların namaz kılan askerlerimizi ortmesidir Savaşın başlamasından bitimine kadar meydana gelen bircok olay nedeniyle yabancılar dahi bunu tasdik etmiştir 1915 yılının Temmuz ayı ile Ağustos ayları arası Ramazandır ve Mehmetcik oruclarını aksatmadan tutmuş, mucadelesine devam etmiştir Bayram yaklaşırken akıllara şu soru gelir: Acaba bayram namazı nasıl kılınacak? Toplu halde kılınan bir namaz savaş durumunda uygun olacak mı? Acaba kılamayacak mıyız? Butun bu endişeleri yaşayan bir gazimiz neticeyi şoyle anlatıyor:
Geliboluda oturmakta idim Canakkalede 9 Tumen teşekkul edince gonullu olarak kıtaya kaydoldum Savaş ilerledikce din gorevlilerinin yerleri de belirsiz olmuştu Bizim gibi gencler o zaman 28 yaşındaydım savaşın icinde gorev yaparken, yaşlılar Sargıyeri ve hastanelerde gorev ifa ediyorlardı Ben, Seddulbahir Cephesinden savaş bitinceye kadar hic ayrılmadım Miladi 1915 yılında Ramazan, 13 Temmuz Salı gunu başlamış 11 Ağustos Carşamba gunu bitiyordu Arife gunu idi cephe kumandanı Vehip Paşa beni cağırdı
Hafız, askerin bir talebi var Yarın Ramazan Bayramı, sabahleyin hep beraber bayram namazı kılmak istiyorlar Eratın toplu bir halde bulunmaları tehlikeli ve duşman icin bulunmaz bir fırsattır Tekliflerini kabul etmedim Sen de, munasip bir lisan ile anlatırsın! dedi
Paşanın yanından ayrılmıştım ki, zamanın ulularından gozu gonlu Hak adına bağlanmış arif, zarif bir zat cıktı karşıma Bilgide kimse onunla yarışamazdı Develer yuku okumuştu Sohbette onu dinleyenler yangın icinde olsalar sohbetini bırakıp ateşten kacamazlardı Bu zat o gun orada idi
Bana dedi ki: Sakın ola ki erata bir şey soyleme, gun ola, hayır ola! Allah ne derse o, olur!

12 Ağustos 1915 Perşembe gunu Ramazan Bayramının sabahı erken kalktım Musluman Turk askerleri, bayram namazını mutlaka eda edeceklerdi Aynı gole dokulen sular gibi; Allah sevgisinde birleşen yuzlerce asker de ayakta idi Hak katında birlikte secdeye varacaklardı Hep beraber başımızı goğe kaldırdık; hevenk hevenk beyaz bulutlar gorundu Biraz sonra da bu bulutlar yere coktu Herkes Allahu Ekber! deyip yuzlerini toprağa surdu Hepimizin icinde ince bir huzur ciceklenmiş ve Yuce Allah bizi bulutlar arasında gorunmez hale getirmişti Bu ulu kişi askerin karşısında baş kesti; sonra o derin, o tatlı ve yanık sesiyle, Hazreti Kurandan Fetih SUresinin 1den 9 ayetine kadar okudu Sonra iki rekat bayram namazı eda edildi Namaz bitiminde, yuzlerce asker hep birden, La ilahe İllallah Muhammedun ResUlullah sozlerini devamlı tekrarlıyorlardı Askerin betleri benizleri kul gibi olmuş, kimsenin yureğinde dur durak kalmamıştı Bu duruma taş olsa dayanamazdı Gorenler mi, soyleyenler mi dayanacak? Allah! Allah! diyen kendinden geciyor, sanki birlikte goklerde ucmak istiyorlardı Allah ile bir butun olmanın ilahi ahengi icinde varlıklarından, benliklerinden soyunmuşlar, kendilerinden gecmişlerdi
Zığınderenin susuz yatağında, bir alcalıp bir yukselen La ilahe İllallah sesleri, insanın kalbini kah varlığın sonsuz ufuklarında koşturuyor, kah yokluğun takat getirilmez guzelliğinde dinlendiriyordu Haktan başka Hak yoktu Tekrarlanan hep buydu Sonra, kısa bir sessizlik oldu ve arkasından duşman siperlerinden yukselen, Allahu Ekber, Allahu Ekber! sesleri bir uğultu şeklinde bize kadar perde perde geldi
Daha sonraki gunlerde oğrendik ki, İngiliz somurgesinin Musluman askerleri; Musluman Turk askeri karşısında savaştıklarını duyunca isyan etmişler ve derhal geriye alınıp, cepheden uzaklaştırılmışlardı
12 Ağustos 1915 tarihinden sonra, Seddulbahir cephesinde durum oldukca sakinleşirken, Anafartalar cephesinde ise; kan govdeyi goturmekteydi Evladım, bu bulutları yere indirip sis halinde bize gosterilmesi ancak Hazreti Allahın emriyle, dort buyuk melekten biri olan Mikail Aleyhisselam tarafından yerine getirilmiştir Bu olay, Ulu Allahın (cc) buyuk bir mucizesidir

SAĞ KOLUMU KAYBETTİM AMA SOL KOLUM VAR

Seddulbahir ve Conkbayır'ın buyuk kahramanlarından biride Bombacı Mehmet Cavuş 'tu Bu kahraman Anadolu cocuğu ,İngilizlerin siperlerimize fırlattığı el bombalarını korkusuzca hemen yakalar,karşı tarafa fırlatır ve zararını kendilerine dokundururdu İngilizler bunu anlamış olacaklar ki bombaları bir kac sayı saydıktan sonra fırlatarak Mehmet Cavuş 'un iadesini onlemeye calışmışlardı İşte boyle bir bomba Mehmet Cavuş 'un elinde patlayarak sağ elinin bileğinden kopmasına sebep olmuştu Bu yiğit delikanlı vazife şuuruyla hastahaneden tabur kumandanına yazdığı mektupta şoyle diyordu:
Sağ kolumu kaybettim, zarar yok,sol kolum var Onunla da pekala iş gorebilirim Beni muteessir eden ve yune kıtama iltihak edip duşmanla carpışmama mani olan şey yaramın henuz kapanmamış olmasıdır
Hastahaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim icin beni mazur gorunuz ,affedeniz muhterem kumandanım

BENİM GOZLERİM GORECEĞİNİ GORDU

O gun Boğaz tabyaları arasında en cok iş goren ve en cok hasara uğrayan Rumeli Mecidiyesi Bataryası oldu Sabahtan beri muharebenin en şiddetli anlarında dahi iki sahil arasında gidip gelmekten cekinmemiş olan Mustahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, tabyanın feci durumunu haber aldığı zaman yine motora atlayıp Cimenlik İskelesi'nden karşı sahile hareket etti Cephaneliği berhava olan tabyanın durumu hazindi İstihkam yıkıntıları arasında dolaşmakta olduğu sırada bir ağacın altına uzanmış olan bir askerin hali dikkatini cekti ve yanına gidip
Ne var evlat ?diye sordu
Nefer hemen yerinden fırlayıp esas duruş vaziyeti aldı Cunku sesi tanımıştı Ama gozleri başka tarafa bakıyordu
Gozlerine bir şey mi oldu oğlum?

O zaman nefer tok sesiyle Uzulmeyin efendimdiye cevap verdi benim gozlerim goreceğini gordu( Evet duşman gemilerine tam isabet kaydedilmiş ve Oceandestroyeri hareket edemez hale getirilmişti)
 
Üst Alt