SoruCevap
Yeni Üye
Canlılar ve Yeryuzunde Biyoceşitlilik
Biyoceşitlilik veya biyolojik ceşitlilik, genel itibariyle dunyanın herhangi bir yerinde yaşayan canlı organizmaların tur ve alt turlerinin sayıca zenginliğini ifade etmek icin kullanılmaktadır Biyolojik ceşitliliğin coğrafi dağılışının yeryuzunde gosterdiği farklılıklar, biyoceşitliliğin nasıl olculebileceği ve bu zenginliği kontrol eden faktorlerin neler olduğu uzun bir suredir biyolog, coğrafyacı ve biyocoğrafyacıların ana calışma alanlarından bazılarını oluşturmaktadır
Basit bir ornek vermek gerekirse; Alaskanın Pasifik Okyanusu kıyılarından Kanadanın Atlantik kıyılarına kadar yaklaşık 6000 kmlik bir mesafeyi icine alan Kuzey Amerikanın kuzey ormanları kuşağı, yaklaşık 10 farklı ağac, 100 farklı kuş ve 30 farklı memeli turune ev sahipliği yapmaktadır Ekvatora daha yakın bir konumda bulunan Kosta Rikanın Pasifik kıyıları ile Atlantik kıyıları arasındaki tropikal orman kuşağı ise, yalnızca 200 kmlik mesafede 200un uzerinde farklı ağac, 600 civarında farklı kuş ve yaklaşık 140 farklı memeli turunu barındırmaktadır Bu iki misal bizlere, cok daha kucuk bir alan kaplayan Kosta Rikanın dunyanın ikinci buyuk ulkesi olan Kanadaya gore cok daha yuksek nispette biyoceşitliliğe sahip olduğunu gostermektedir Bunda rol oynayan faktorleri genel itibariyle; Kosta Rikanın Kuzey ve Guney Amerika arasında turlerin geciş noktası uzerinde yer alması, ulkede tropikal bir iklimin hukum surmesi, ulkenin zengin bir coğrafi yapıya sahip olması ve biyoceşitliliğin korunması yonunde uyguladığı ekoloji politikaları olarak sıralamak mumkundur
Belli bir alandaki turlerin sayıca ne kadar zengin olduğu, biyoceşitliliği olcmenin basit bir yolu olmakla birlikte bazı durumlarda biyolojik ceşitliliği tam olarak yansıtmayabilir Bu durumda turlerin sayılarının ne olduğunun yanında, her bir ture ait fertlerin sayılarının birbirlerine yakın olup olmadığı da değerlendirmeye alınır Mesela; buyukluk acısından birbirine yakın olan iki sahada 10ar farklı memeli turunun yaşadığını duşunelim Bunlardan ilkinde 10 farklı memeli turune ait fert sayılarının birbirine aşağı yukarı eşit olduğunu, ikincisinde ise toplam fert sayıları dikkate alındığında memelilerin % 90ının bir ture, geri kalanların ise, diğer 9 ture ait olduğunu varsayalım Bu şartlar altında birinci sahada biyoceşitliliğin ikincisine gore daha fazla olduğu, cunku burada bulunan farklı habitat ve mikro habitatların butun turlerin yetişmesi ve ceşitlenmesi adına ikinci sahaya gore daha uygun şartlar gosterdiği soylenebilir
Yeryuzunde kac farklı hayvan ve bitki turunun yaşadığı konusuna gelince, bu konu uzerinde farklı goruşler ortaya atılmaktadır Ancak geniş coğrafyalarda yapılan son calışmalar yeryuzunde mikroorganizmalardan, alglere, bitkilerden mantarlara ve hayvanlara kadar bugun bilinebildiği ve isimlendirilerek ilim dunyasına tanıtılabildiği kadarıyla 1747851 canlı organizma listelere gecmiş, belli bir hiyerarşik sistem icinde kategoriler halinde tasnif edilmiştir Bunun 9280i bakteriler (Kingdom: Moneradan procaryotik canlılar), 100800u mantarlar (Kingdom: Fungi), 36122si eukaryotik birhucreliler (Kingdom: Protista), 390037si bitkiler (Kingdom: Plantae) ve 1211612si de hayvan olarak (Kingdom: Animalia) vasıflandırılanlardır Henuz sınıflandırılmamış ve ileride bulunabilecek canlı turlerinin sayısının ise, 10–30 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir Nesilleri yok olmuş turlerin sayısı ise takriben beş yuz bin kadardır
Hayvanlara ait rakamın yarıdan fazlasını (950000) bocek turleri (% 56) meydana getirmektedir Bu grubun ise yaklaşık ¼luk kısmı kın kanatlılardan (Coleoptera) oluşmaktadır Gunumuze kadar bilim cevreleri tarafından tespit edilen turlerin % 14luk bir kısmını bitkiler oluştururken, memeliler ve kuş turleri ise ancak % 2,7lik bir yuzdeyle temsil edilmektedir Bununla birlikte, bilim insanları arasında yeryuzunde şu ana kadar daha keşfedilmemiş milyonlarca canlı turunun yaşadığı ile ilgili genel bir fikir birliğinden bahsetmek mumkundur Bu zaviyeden bakıldığında, yeryuzunde yaşayan tur sayısı her gecen gun yeni keşiflerle artmaktadır Mesela; Brezilyadaki Amazon Yağmur Ormanlarındaki bir ağacın uzerinde yuzlerce yeni bocek turu tanımlanabilmektedir Yeni keşiflerle meydana gelen bu artış bitki, kuş ve memelilerden ziyade virusler, bakteriler, tek hucreli hayvan ve bitkiler ile omurgasızlarda gorulmektedir
Dunya uzerinde biyoceşitliliğin dağılışı incelendiğinde, bazı istisnai durumlar olsa bile, genel itibariyle enlem ve yukseltiye gore biyoceşitlilikte bir farklılaşma olduğu gozlenmektedir Yani, biyoceşitlilik Ekvatordan kutuplara doğru ve alcaktan yukseğe doğru bir azalma gostermektedir Buna gore bakıldığında dunyanın biyolojik ceşitlilik acısından en zengin yerini tropikal kuşak oluşturmakta, bu ceşitlilik alcak enlemlerden yuksek enlemlere doğru azalmaktadır Bununla birlikte bu azalış duzenli değildir Yarımada tesiri, col tesiri ve adalar bu durumla alakalı istisnaları oluşturmakta, boylelikle bu tur yerler cevrelerine gore farklı biyoceşitlilik seviyelerine sahip olabilmektedir Yukselti de yine genel olarak biyolojik ceşitliliği azaltan faktorler arasında yer almaktadır Bunun temel sebebi yukseldikce havanın soğuması ve iklimin sertleşmesiyle birlikte bu olumsuz coğrafi şartlara adapte olabilecek canlıların sayısının azalması olarak gosterilebilir
Netice olarak şunu soyleyebiliriz ki; yeryuzunde canlının olmadığı hicbir yer yoktur Her bir canlı Allahın (celle celaluhu) sayısız isimlerine ayna olarak uzerinde binlerce sanat eserini nakışlar halinde sergilemektedir Dunyanın farklı bolgeleri tabii ortam şartları acısından kısmen benzerlik gostermekle birlikte, bir yerdeki butun ekolojik parametrelerin teşkil ettiği şartlar diğer yerlerden farklı olduğundan, burada yaşayan bazı turler başka yerdekilerle ortak olsa bile, bunların yanında farklı turler de mevcut olabilecektir Aynı ture dahil olanlar arasında dahi alttur veya ırk olarak isimlendirilebilecek populasyonlar her zaman ortaya cıkabilir ve bu durum genetik ceşitliliğin ortam şartlarına bağlı olarak ne kadar esnek bir yapı sergileyebileceğini gosterir
Yeryuzunde biyoceşitliliğin coğrafi dağılışı uzerinde bircok faktor rol oynamaktadır Bunlardan en onemlilerinden birisi Quaterner doneminde meydana gelmiş olan onemli iklim değişiklikleridir Buna gore uzun donemler halinde gorulen iklim değişiklikleri dunyanın ozellikle orta ve yuksek enlemlerinde tesirli olmuş ve bu durum bu bolgelerde yaşayan dinozor turleri gibi ceşitli hayvan ve bitki turlerinin sayılarında azalmalara veya yok olmalara sebep olmuştur Ekvatoral bolge ise, dunyada ilgili iklim değişikliklerinden en az etkilenen alan olarak zenginliğini korumuş ve gunumuze kadar getirmiştir Buna ilave olarak bir yerde kısa mesafelerde gorulen iklim ve yer şekilleri değişikliği de oradaki biyoceşitlilik uzerinde rol oynayan onemli bir faktordur Bu durum kucuk bir alanda bile birbirinden gorece farklı bircok habitat ve mikro habitatın oluşmasına vesile olmakta ve her bir habitata adapte olmuş turlerin yaşamasının yolunu acmaktadır
Biyoceşitlilik uzerinde yapılan calışmalar, tabiatta kısa donemli bozulmalara sebep olan yangın, cığ, fırtına, sel gibi hadiselerin de cok nadir ve cok sık olmamak şartıyla ceşitliliği onemli derecede artırdığı, bu hadiseler neticesinde ortaya cıkan yeni şartların ceşitli turler icin uygun bir yayılış ve kolonileşme alanı olabileceğini ortaya koymaktadır Yine bazı bilim insanlarının iddia ettiği şekilde, turler arasında bazı noktalarda ortaya cıkabilecek olan rekabetin, guclulerin mutlak hakimiyeti ve zayıfların ortadan kalkması şeklinde zuhur etmediği, bu rekabetten kacınan bircok canlı turunun farklı ekosistemlere goc ederek buraların habitat ve tur zenginliğini artırdığı gorulmektedir
Ozellikle son yıllarda biyoceşitlilik uzerinde tesirli olan beşeri faktorler onemli bir tartışma konusunu oluşturmaktadır Sanayi devrimiyle birlikte ortaya cıkan tabii ortam bozulması, yasadışı avcılık, yabancı turlerin uygun olmayan ekosistemlere dahil edilmesi, uluslar arası ticaret, sulak alanların kurutulması ve kirlilik gibi durumlar biyoceşitliliği tehdit etmektedir
Dunya ekosistemi genel olarak değerlendirildiğinde ise, butun ceşitliliğin temelinde yatan şeyin yuce Yaratıcının sevk ve idaresiyle gercekleşen birincil uretimolduğu gorulmektedir Bu yolla nebatat ihtiyac duydukları veya kendileri ihtiyac duymasalar bile insan dahil ceşitli canlı turleri icin gerekli olan bircok elementi (krom, selenyum, vanadyum vs) bunyelerine alarak biyolojik ceşitliliğin temelini oluşturmaktadır
Buyuk resme nazar edildiğinde ise, her şeyi bir izzet, heybet ve hikmet ile yaratıp, sanat ile donatan Sanii Hakimi Zulcelalin yeryuzundeki 10 ila 30 milyon arasında olduğu tahmin edilen canlı mahlUkatından ancak 1,7 milyon civarındakini tespit etmeye insanın eli yetişmiş olup, geri kalanı ise keşfedilmeyi beklemektedir Bu canlıların her biri ekosistemde oynadıkları muthiş rol ve munasebetler butunuyle bize Basar, masnuatı gorup de, basiret Sanii gormezse cok garip ve pek cirkin duşerdusturunu hatırlatmaktadır
Biyoceşitlilik veya biyolojik ceşitlilik, genel itibariyle dunyanın herhangi bir yerinde yaşayan canlı organizmaların tur ve alt turlerinin sayıca zenginliğini ifade etmek icin kullanılmaktadır Biyolojik ceşitliliğin coğrafi dağılışının yeryuzunde gosterdiği farklılıklar, biyoceşitliliğin nasıl olculebileceği ve bu zenginliği kontrol eden faktorlerin neler olduğu uzun bir suredir biyolog, coğrafyacı ve biyocoğrafyacıların ana calışma alanlarından bazılarını oluşturmaktadır
Basit bir ornek vermek gerekirse; Alaskanın Pasifik Okyanusu kıyılarından Kanadanın Atlantik kıyılarına kadar yaklaşık 6000 kmlik bir mesafeyi icine alan Kuzey Amerikanın kuzey ormanları kuşağı, yaklaşık 10 farklı ağac, 100 farklı kuş ve 30 farklı memeli turune ev sahipliği yapmaktadır Ekvatora daha yakın bir konumda bulunan Kosta Rikanın Pasifik kıyıları ile Atlantik kıyıları arasındaki tropikal orman kuşağı ise, yalnızca 200 kmlik mesafede 200un uzerinde farklı ağac, 600 civarında farklı kuş ve yaklaşık 140 farklı memeli turunu barındırmaktadır Bu iki misal bizlere, cok daha kucuk bir alan kaplayan Kosta Rikanın dunyanın ikinci buyuk ulkesi olan Kanadaya gore cok daha yuksek nispette biyoceşitliliğe sahip olduğunu gostermektedir Bunda rol oynayan faktorleri genel itibariyle; Kosta Rikanın Kuzey ve Guney Amerika arasında turlerin geciş noktası uzerinde yer alması, ulkede tropikal bir iklimin hukum surmesi, ulkenin zengin bir coğrafi yapıya sahip olması ve biyoceşitliliğin korunması yonunde uyguladığı ekoloji politikaları olarak sıralamak mumkundur
Belli bir alandaki turlerin sayıca ne kadar zengin olduğu, biyoceşitliliği olcmenin basit bir yolu olmakla birlikte bazı durumlarda biyolojik ceşitliliği tam olarak yansıtmayabilir Bu durumda turlerin sayılarının ne olduğunun yanında, her bir ture ait fertlerin sayılarının birbirlerine yakın olup olmadığı da değerlendirmeye alınır Mesela; buyukluk acısından birbirine yakın olan iki sahada 10ar farklı memeli turunun yaşadığını duşunelim Bunlardan ilkinde 10 farklı memeli turune ait fert sayılarının birbirine aşağı yukarı eşit olduğunu, ikincisinde ise toplam fert sayıları dikkate alındığında memelilerin % 90ının bir ture, geri kalanların ise, diğer 9 ture ait olduğunu varsayalım Bu şartlar altında birinci sahada biyoceşitliliğin ikincisine gore daha fazla olduğu, cunku burada bulunan farklı habitat ve mikro habitatların butun turlerin yetişmesi ve ceşitlenmesi adına ikinci sahaya gore daha uygun şartlar gosterdiği soylenebilir
Yeryuzunde kac farklı hayvan ve bitki turunun yaşadığı konusuna gelince, bu konu uzerinde farklı goruşler ortaya atılmaktadır Ancak geniş coğrafyalarda yapılan son calışmalar yeryuzunde mikroorganizmalardan, alglere, bitkilerden mantarlara ve hayvanlara kadar bugun bilinebildiği ve isimlendirilerek ilim dunyasına tanıtılabildiği kadarıyla 1747851 canlı organizma listelere gecmiş, belli bir hiyerarşik sistem icinde kategoriler halinde tasnif edilmiştir Bunun 9280i bakteriler (Kingdom: Moneradan procaryotik canlılar), 100800u mantarlar (Kingdom: Fungi), 36122si eukaryotik birhucreliler (Kingdom: Protista), 390037si bitkiler (Kingdom: Plantae) ve 1211612si de hayvan olarak (Kingdom: Animalia) vasıflandırılanlardır Henuz sınıflandırılmamış ve ileride bulunabilecek canlı turlerinin sayısının ise, 10–30 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir Nesilleri yok olmuş turlerin sayısı ise takriben beş yuz bin kadardır
Hayvanlara ait rakamın yarıdan fazlasını (950000) bocek turleri (% 56) meydana getirmektedir Bu grubun ise yaklaşık ¼luk kısmı kın kanatlılardan (Coleoptera) oluşmaktadır Gunumuze kadar bilim cevreleri tarafından tespit edilen turlerin % 14luk bir kısmını bitkiler oluştururken, memeliler ve kuş turleri ise ancak % 2,7lik bir yuzdeyle temsil edilmektedir Bununla birlikte, bilim insanları arasında yeryuzunde şu ana kadar daha keşfedilmemiş milyonlarca canlı turunun yaşadığı ile ilgili genel bir fikir birliğinden bahsetmek mumkundur Bu zaviyeden bakıldığında, yeryuzunde yaşayan tur sayısı her gecen gun yeni keşiflerle artmaktadır Mesela; Brezilyadaki Amazon Yağmur Ormanlarındaki bir ağacın uzerinde yuzlerce yeni bocek turu tanımlanabilmektedir Yeni keşiflerle meydana gelen bu artış bitki, kuş ve memelilerden ziyade virusler, bakteriler, tek hucreli hayvan ve bitkiler ile omurgasızlarda gorulmektedir
Dunya uzerinde biyoceşitliliğin dağılışı incelendiğinde, bazı istisnai durumlar olsa bile, genel itibariyle enlem ve yukseltiye gore biyoceşitlilikte bir farklılaşma olduğu gozlenmektedir Yani, biyoceşitlilik Ekvatordan kutuplara doğru ve alcaktan yukseğe doğru bir azalma gostermektedir Buna gore bakıldığında dunyanın biyolojik ceşitlilik acısından en zengin yerini tropikal kuşak oluşturmakta, bu ceşitlilik alcak enlemlerden yuksek enlemlere doğru azalmaktadır Bununla birlikte bu azalış duzenli değildir Yarımada tesiri, col tesiri ve adalar bu durumla alakalı istisnaları oluşturmakta, boylelikle bu tur yerler cevrelerine gore farklı biyoceşitlilik seviyelerine sahip olabilmektedir Yukselti de yine genel olarak biyolojik ceşitliliği azaltan faktorler arasında yer almaktadır Bunun temel sebebi yukseldikce havanın soğuması ve iklimin sertleşmesiyle birlikte bu olumsuz coğrafi şartlara adapte olabilecek canlıların sayısının azalması olarak gosterilebilir
Netice olarak şunu soyleyebiliriz ki; yeryuzunde canlının olmadığı hicbir yer yoktur Her bir canlı Allahın (celle celaluhu) sayısız isimlerine ayna olarak uzerinde binlerce sanat eserini nakışlar halinde sergilemektedir Dunyanın farklı bolgeleri tabii ortam şartları acısından kısmen benzerlik gostermekle birlikte, bir yerdeki butun ekolojik parametrelerin teşkil ettiği şartlar diğer yerlerden farklı olduğundan, burada yaşayan bazı turler başka yerdekilerle ortak olsa bile, bunların yanında farklı turler de mevcut olabilecektir Aynı ture dahil olanlar arasında dahi alttur veya ırk olarak isimlendirilebilecek populasyonlar her zaman ortaya cıkabilir ve bu durum genetik ceşitliliğin ortam şartlarına bağlı olarak ne kadar esnek bir yapı sergileyebileceğini gosterir
Yeryuzunde biyoceşitliliğin coğrafi dağılışı uzerinde bircok faktor rol oynamaktadır Bunlardan en onemlilerinden birisi Quaterner doneminde meydana gelmiş olan onemli iklim değişiklikleridir Buna gore uzun donemler halinde gorulen iklim değişiklikleri dunyanın ozellikle orta ve yuksek enlemlerinde tesirli olmuş ve bu durum bu bolgelerde yaşayan dinozor turleri gibi ceşitli hayvan ve bitki turlerinin sayılarında azalmalara veya yok olmalara sebep olmuştur Ekvatoral bolge ise, dunyada ilgili iklim değişikliklerinden en az etkilenen alan olarak zenginliğini korumuş ve gunumuze kadar getirmiştir Buna ilave olarak bir yerde kısa mesafelerde gorulen iklim ve yer şekilleri değişikliği de oradaki biyoceşitlilik uzerinde rol oynayan onemli bir faktordur Bu durum kucuk bir alanda bile birbirinden gorece farklı bircok habitat ve mikro habitatın oluşmasına vesile olmakta ve her bir habitata adapte olmuş turlerin yaşamasının yolunu acmaktadır
Biyoceşitlilik uzerinde yapılan calışmalar, tabiatta kısa donemli bozulmalara sebep olan yangın, cığ, fırtına, sel gibi hadiselerin de cok nadir ve cok sık olmamak şartıyla ceşitliliği onemli derecede artırdığı, bu hadiseler neticesinde ortaya cıkan yeni şartların ceşitli turler icin uygun bir yayılış ve kolonileşme alanı olabileceğini ortaya koymaktadır Yine bazı bilim insanlarının iddia ettiği şekilde, turler arasında bazı noktalarda ortaya cıkabilecek olan rekabetin, guclulerin mutlak hakimiyeti ve zayıfların ortadan kalkması şeklinde zuhur etmediği, bu rekabetten kacınan bircok canlı turunun farklı ekosistemlere goc ederek buraların habitat ve tur zenginliğini artırdığı gorulmektedir
Ozellikle son yıllarda biyoceşitlilik uzerinde tesirli olan beşeri faktorler onemli bir tartışma konusunu oluşturmaktadır Sanayi devrimiyle birlikte ortaya cıkan tabii ortam bozulması, yasadışı avcılık, yabancı turlerin uygun olmayan ekosistemlere dahil edilmesi, uluslar arası ticaret, sulak alanların kurutulması ve kirlilik gibi durumlar biyoceşitliliği tehdit etmektedir
Dunya ekosistemi genel olarak değerlendirildiğinde ise, butun ceşitliliğin temelinde yatan şeyin yuce Yaratıcının sevk ve idaresiyle gercekleşen birincil uretimolduğu gorulmektedir Bu yolla nebatat ihtiyac duydukları veya kendileri ihtiyac duymasalar bile insan dahil ceşitli canlı turleri icin gerekli olan bircok elementi (krom, selenyum, vanadyum vs) bunyelerine alarak biyolojik ceşitliliğin temelini oluşturmaktadır
Buyuk resme nazar edildiğinde ise, her şeyi bir izzet, heybet ve hikmet ile yaratıp, sanat ile donatan Sanii Hakimi Zulcelalin yeryuzundeki 10 ila 30 milyon arasında olduğu tahmin edilen canlı mahlUkatından ancak 1,7 milyon civarındakini tespit etmeye insanın eli yetişmiş olup, geri kalanı ise keşfedilmeyi beklemektedir Bu canlıların her biri ekosistemde oynadıkları muthiş rol ve munasebetler butunuyle bize Basar, masnuatı gorup de, basiret Sanii gormezse cok garip ve pek cirkin duşerdusturunu hatırlatmaktadır