Canlıların Yapısını Oluşturan Organik Moleküller Nelerdir
Karbonhidratlar,proteinler,yaglar ve vitaminlerdir.Cansız ortamda bulunmayıp ancak canlıların vucudunda üretilirler(günümüzde teknolojinin gelişmesi ile bazı vitaminler fabrikalarda sentetik olarak üretile bilmektedir.)bütün organik besinlerin temel yapısını karbon atomları oluşturur.cogunda karbonun yanında oksijen ve hidrojen de bulunur.karbonhidrat,yag ve proteinler enerji elde edmek için kullanılabilir.hücre zorunlu kalmadıkca,proteinleri enerji kaynagı olarak kullanmaz çünkü proteinlerin esas görevi hücre dolasıyla canlı yapısına katılmak ve enzim olarak görev yapmaktır.bu 3 temel besinin enerji verimliligi farklıdır.1 gr karbonhidrat yakılınca 4,2 k.cal,1 gr protein yakılınca 4,3 k.cal ve 1 gr yag yakılınca 9,5 k.cal nerji acıga cıkarırlar.hücrelerde bu enerjinin bi kısmı ATP`nin baglarına aktarılırken bir kısmıda ısı olarak ortama verilir..böylecehem vucud ısısı oluştururlur hemde kimyasal reaksiyonlar için enerji saglanır.
1. KARBONHİDRATLAR
Bütün hücrelerin en önemli enerji kaynagıdır.Genel formülleri(CH2O)n ile gösterilir.Bu formülde glikoz için "n" yerine 6 yazarsak.C6,H12,O6,,olur.solunum ürünleri H2O ve CO2 dir. karbonhidratlar,bitkilerin hüçre çeperinin yapısını oluşturarak,bütün canlı hüçrelerden zarın yapısına katılarak,DNA ve RNA da bulunarak yapısal fonksiyon da görürler.Yapısındaki şeker molekülünün sayısına göre üç çeşit karbonhidrat vardır. A. Monosakkaritler ( tek şekerler):Basit şekerler de denir.İçerdikleri karbon atomu sayısına göre,6 karbonlu olanlar(heksozlar);Glikoz,fruktoz ve galaktoz`dur.
5 karbonlu olanlar ise(pentozlar) Riboz ve deoksiribozdur.monosakkaritler,disakkarit ve polisakkalitlerin yapı taşı(monomeri)dırlar.
Glikoz : serbest olarak bal,üzüm ve incirde bol bulunur.Bütün polisakkaritlerin yapısını oluşturur. Fruktoz:Bal ve olgun meyvelerde bol bulunur.Bunun için meyve şekeri denir. Galaktoz:süt ve süt ürünlerinden bol bulunur .süt şekeri denir .Bunun için hayvansal bir besin maddesidir. Riboz:RNA nın,ATP nin ve bazı enzimlerin yapısında bulunur.Deoksiriboz ise DNA nın yapısında bulunur. B.Disakkaritlerçift şekerler):iki monosakkaritin birleşerek meydana getirdigi şekerlerdir.Bu birleşme sırasında su açıga çıkar.Bu tip reaksiyonlara dehidrasyon sentezi denir. Dehidrasyonun tersi olan su ile parçalanma reaksiyonlarına ise hidroliz denir.Disakkaritler ancak sindirildikten sonra hücre zarından geçebilirler. C.PolisakkaritlerÇok şekerler):Çok sayıda glikozun glikozid bağlanması sonucu oluşurlar.yani glikozun dehidrasyon senteziyle oluşmuş polımerlerdir. Glikoz+Glikoz+.......+Glikoz___ polisakkarit+(n_1)H2O Hepsi ayı yapı maddesinden oluştuğu halde fiziksel ve kimyasal özellikleri farklıdır.Çünkü, glikoz moleküllerinin birbirine bağlanma biçimleri farklıdır. Nişasta Bitki hücrekerinde karbonhidratların depo şeklidir.Çok sayıda glikozdan meydana gelir.Hayvan hücrelerinde bulunmaz . Suda çok az erir. Bağırsak epitelinden doğrudan doğruya kana geçemezler.Hayvanların çoğu sindirerek enerji hammaddesi olarak kullanır . Selüloz: Bitki hücrelerinde hücre çeperinin yapısını oluşturur. selülozu oluşturan glikozlar birbirlerine ters bağlandıkları için memeli canlıların sindirim sistemlerinden salgılanan enzimlerle yapıtaşlarına ayrılmazlar . suda erimez. Bağırsak epitelinden doğrudan kana geçemez.Geviş getiren memelilerde ,bazı kuşlarda ve termitlerde (beyaz karıncalar)sindirilerek kullanılır.Ağaçların yapısının yaklaşık %50 si selülozdur. Glikojen:Hayvan, insan, mantar ve bakteri hücrelerinde bulunur ve hayvansal nişasta da denir .En fazla karaciğer ve kaslarda bulunur.Hayvanların en hızlı kullandığı yedek enerji deposudur.Suda çözünür.
2.YAĞLAR (Lipidler) Lipidler C,H,O atomlarından meydana gelir.Bazılarında fosfor ve azot gibi elementler de yer alabilir. Yapısındaki oksijen oranı şekerlerden azdır.Yapılarında yağ asitleri , gliserol ve başka bazı maddeler bulunur.Yağlar suda ya hiç çözünmez ya da çok az çözünürler.Aseton, eter, kloroform,benzen ve alkol gibi organik çözücülerde çözünürler. Hücrede enerji yapı maddesi olarak (hücrezarı)kullanılır.ayrıca deri altında ısı kaybının önlenmesinde ve hayvanlarda çeşitli organların dış kısmının korunmasında görevlidir.solunumla yakılmaları(oksidasyonları)sonucunda fazla miktarda metapolik su acıga cıkarırlar bunun için özellikle kış uykusuna yatan uzun süre göç eden ve suyun az oldugu ortamlarda yaşayan hayvanlarda iy ibir depo ve enerji ham maddesidirler.Aynı zamanda hafif oldugundan uçmada havyana avantaj saglarlar.
Yagların yakımı ve kullanımı uzun sürdügünden hücrelerde enerji kaynagı olarak karbonhidratlardan sonra tercih edilirler.En önemli lipidler yağ asitleri, yağlar (nötr yağlar) fosfolipidler ve steroidlerdir.
Yağ asitleri:en basit lipidler olup,uzun karbon zincirlerinden oluşurlar. Karbonlar arasındaki bütün bağlar tekli ise doymuş,çift bağ varsa doymamış yağ asitleri diye adlandırılırlar. Genellikle sıvı yağlar bitkisel kaynaklı olup.doymamiş yağ asitleri içerirler .katı yağlar ise genellikle hayvansal kaynaklı olup, doymuş yağ asitleri içerirler.Doymamış yağların yüksek sıcaklık ve basınçta hidrojenle doyurulmasından margarinler elde edilir. Steroidler: zarların yapısına katıldığı gibi vitamin ve hormon olarak da görev alırlar. Fosforlipitler: hücre zarının yapısına katılan ve fosfor içeren yağlardır. Nötral yağlar:yağların en önemli depo şeklidir.Bir gliserol molekülünün üç yağ asidine bağlanması sonucu oluşurlar. 3 Yağ asidi+1 Gliserol____Yağ+3H2O Yağ asitleri gliserol ile ester bağlarıyla bağlanır ve su açığa çıkarırlar (dehidrasyon sentezi) Bir gliserole bağlanan yağ asitleri aynı olabileceği gibi farklı da olabilir. Bundan dolayı yağların birçok türevi meydana gelmiştir.
3.PROTEİNLER: Proteinler hücrede ribozomlarda sentezlenir.Hücrenin en önemli organik bileşiklerindendir. yapısında karbon (C), Hidrojen ,oksijen(O),azot ve bazılarında bulunanek olarak kükürt (S) ve fofor (P) da bulunabilir.Protein moleküllerinin yapısına 20 çeşit amino asit bulunur. Herbir amino asitte amino grubuyla (HN2) karboksil (COOH) grubu aynıdır.Amino asitlerde radikal grubu (R)farklıdır.Dolayısıyla 20 çeşit amino asitte 20 farklı R grubu bulunur. İnsanlar bu amino asitlerden bir kısmını sentezlerken, bir kısmınıda hazır olarak alırlar.Diş ortamdan alınan amino asitlere temel amino asitler denir.Bir organizmanın kuru ağırlığının yaklaşık %50 sini proteinler meydana getirir. Diğer besin maddelerinden farklı bir özelliği sahip olup, hücrede DNA tarafından sentezlettirilen tek moleküldür.Protein molekülleri her canlı türüne hatta bireye özgü olup antijen özelliği gösterirler.Yani farklı özelliğe sahip bir canlıya aktarıldıklarında antikor oluşumuna neden olurlar.Günümüzde doku ve organ nakillerinin başarısızlıkta sonuçlanmasının nedeni proteinlerin bu özelliklerinden doleyıdır.Doku aktarımlarının başarıyla sonuçlanabilmesi için daha çok protein yapıları benzer kişiler seçilmektedir.Solunumla ancak zor durumlarda yakılırlar. solunum ürünü olarak H2O, üre,ürik asit,H2S, CO2 ve NH3 gibi artıklar oluştururlar. Bütün amino asitlerde karboksil ve amino grubu bulunduğu için proreinler ve amino asitler hem asit hem baz özelliği gösterirler.Proteinler n sayıda amino asitin peptit bağları ile birleşmesinden oluşurlar. A.asit+........+A.asit_____ protein (polipeptit) + (n_1) H2O Proteinlerdeki amino asitler birbirine bağlayan bağa peptid bağı denir . peptit bağı 1.amino asitin karboksil grubu ile 2.amino asitin amin grubu arasında meydana gelir ve bu sırada bir su açiğa çıkar. peptit bağlarının tümü aynıdır.Proteinlerin birbirinin farklı özellikte olması içerdikleri amino asitlerin sayısına , çeşidine, dizilişine ve amino asittin kullanılma miktarına bağlı olarak değişir.
H H O H H O
' ' '' ' ' ''
H---N----C---C-----(OH+H)----------N----C----C---OH------Dipeptid+H2O
' '
R1 R2
Proteinler yapıcı ve onarıcı moleküllerdir.Az miktarda da enerji verici olarak kullanılırlar.Organizmalar ancak uzun süen bir açlıkta, proteinlerini solunumda fazlaca yıkmaya başlarlar.Bu durumda hücrelerin protein sentezi protein yıkımından sentezlemek zorundadır.Çünkü proteinlerdeki amino asit sırasını DNA belirler. Hücrede oluşan proteinlerin bir kısmı enzim,bir kısmı hormon. bir kısmı antikor,bir kısmı iseyapısal görevler yapmak üzere özelleşmişlerdir. yapısal proteinler hücreninçeşitli organellerinin yapısında da bulunur. Hücre zarının yapısında lipoprotein glikoprotein gibi farklı protein bileşikleri vardır.
4. VİTAMİNLER:
Vücutta düzenleştirici fonksiyon görürler.Bazıları enzimlerin yapısına katılır. Sindirime uğramazlar.sindirim sisteminden doğrudan kana emilirler.Vücutta enerji verici olarak kullanılmazlar.Yeşil bitkiler ihtiyaç duyduklraı vitaminleri kendileri sentezlerler.İnsanlar ve hayvanlarda vitamin senteziçok azdır. Sadece bazı provitaminleri gerçek vitaminlere çevirebilirler.Örneğin deride D vitamini, kracigerde A vitaminin sentezlenmesı.Çoğu vitaminleri dışardan hazır almamız gerek.
Vitaminlerin çok az miktarda bile etkili olurlar,eksikliklerinden çeşitli aksaklık ve hastalıklar ortaya çıkar.çogu zaman vitamin alınınca ilgili aksaklık geçer.Ancak gelişme dönemindeki aksamalar kalıcı sonuçlar dogurabilir.
Vitamin adı Önledigi aksaklık
A vitamini ----------> Gece körlügü
D vitamini ----------> Raşitizm(kemiklerde bozukluk)
E vitamini ----------> Kısırlık ve üreme bozuklugu
K vitamini ----------> Kanın pıhtılaşmaması
B vitamini ----------> Beri beri kansızlık
C vitamini ----------> Skorbit(diş etlerinde kanama)
Vitaminler suda ve yagda olmak üzere 2 ye ayrılır. A,D,E,K vitaminleri yagda çözülürler.Biraz daha uzun süre bozulmadan kalabilirler.Bunun için Karacigerde depolanırlar.
B grubu vitaminleri ve C vitamini suda çözülür.uzun süre bozulmadan kalamazlar.Özellikle C vitamini taze alınmalıdır.Isıtmakla,bekletmekle,metallere temasla degerlerinden kaybederler.Depolanmazlar,fazlası atılır.
Karbonhidratlar,proteinler,yaglar ve vitaminlerdir.Cansız ortamda bulunmayıp ancak canlıların vucudunda üretilirler(günümüzde teknolojinin gelişmesi ile bazı vitaminler fabrikalarda sentetik olarak üretile bilmektedir.)bütün organik besinlerin temel yapısını karbon atomları oluşturur.cogunda karbonun yanında oksijen ve hidrojen de bulunur.karbonhidrat,yag ve proteinler enerji elde edmek için kullanılabilir.hücre zorunlu kalmadıkca,proteinleri enerji kaynagı olarak kullanmaz çünkü proteinlerin esas görevi hücre dolasıyla canlı yapısına katılmak ve enzim olarak görev yapmaktır.bu 3 temel besinin enerji verimliligi farklıdır.1 gr karbonhidrat yakılınca 4,2 k.cal,1 gr protein yakılınca 4,3 k.cal ve 1 gr yag yakılınca 9,5 k.cal nerji acıga cıkarırlar.hücrelerde bu enerjinin bi kısmı ATP`nin baglarına aktarılırken bir kısmıda ısı olarak ortama verilir..böylecehem vucud ısısı oluştururlur hemde kimyasal reaksiyonlar için enerji saglanır.
1. KARBONHİDRATLAR
Bütün hücrelerin en önemli enerji kaynagıdır.Genel formülleri(CH2O)n ile gösterilir.Bu formülde glikoz için "n" yerine 6 yazarsak.C6,H12,O6,,olur.solunum ürünleri H2O ve CO2 dir. karbonhidratlar,bitkilerin hüçre çeperinin yapısını oluşturarak,bütün canlı hüçrelerden zarın yapısına katılarak,DNA ve RNA da bulunarak yapısal fonksiyon da görürler.Yapısındaki şeker molekülünün sayısına göre üç çeşit karbonhidrat vardır. A. Monosakkaritler ( tek şekerler):Basit şekerler de denir.İçerdikleri karbon atomu sayısına göre,6 karbonlu olanlar(heksozlar);Glikoz,fruktoz ve galaktoz`dur.
5 karbonlu olanlar ise(pentozlar) Riboz ve deoksiribozdur.monosakkaritler,disakkarit ve polisakkalitlerin yapı taşı(monomeri)dırlar.
Glikoz : serbest olarak bal,üzüm ve incirde bol bulunur.Bütün polisakkaritlerin yapısını oluşturur. Fruktoz:Bal ve olgun meyvelerde bol bulunur.Bunun için meyve şekeri denir. Galaktoz:süt ve süt ürünlerinden bol bulunur .süt şekeri denir .Bunun için hayvansal bir besin maddesidir. Riboz:RNA nın,ATP nin ve bazı enzimlerin yapısında bulunur.Deoksiriboz ise DNA nın yapısında bulunur. B.Disakkaritlerçift şekerler):iki monosakkaritin birleşerek meydana getirdigi şekerlerdir.Bu birleşme sırasında su açıga çıkar.Bu tip reaksiyonlara dehidrasyon sentezi denir. Dehidrasyonun tersi olan su ile parçalanma reaksiyonlarına ise hidroliz denir.Disakkaritler ancak sindirildikten sonra hücre zarından geçebilirler. C.PolisakkaritlerÇok şekerler):Çok sayıda glikozun glikozid bağlanması sonucu oluşurlar.yani glikozun dehidrasyon senteziyle oluşmuş polımerlerdir. Glikoz+Glikoz+.......+Glikoz___ polisakkarit+(n_1)H2O Hepsi ayı yapı maddesinden oluştuğu halde fiziksel ve kimyasal özellikleri farklıdır.Çünkü, glikoz moleküllerinin birbirine bağlanma biçimleri farklıdır. Nişasta Bitki hücrekerinde karbonhidratların depo şeklidir.Çok sayıda glikozdan meydana gelir.Hayvan hücrelerinde bulunmaz . Suda çok az erir. Bağırsak epitelinden doğrudan doğruya kana geçemezler.Hayvanların çoğu sindirerek enerji hammaddesi olarak kullanır . Selüloz: Bitki hücrelerinde hücre çeperinin yapısını oluşturur. selülozu oluşturan glikozlar birbirlerine ters bağlandıkları için memeli canlıların sindirim sistemlerinden salgılanan enzimlerle yapıtaşlarına ayrılmazlar . suda erimez. Bağırsak epitelinden doğrudan kana geçemez.Geviş getiren memelilerde ,bazı kuşlarda ve termitlerde (beyaz karıncalar)sindirilerek kullanılır.Ağaçların yapısının yaklaşık %50 si selülozdur. Glikojen:Hayvan, insan, mantar ve bakteri hücrelerinde bulunur ve hayvansal nişasta da denir .En fazla karaciğer ve kaslarda bulunur.Hayvanların en hızlı kullandığı yedek enerji deposudur.Suda çözünür.
2.YAĞLAR (Lipidler) Lipidler C,H,O atomlarından meydana gelir.Bazılarında fosfor ve azot gibi elementler de yer alabilir. Yapısındaki oksijen oranı şekerlerden azdır.Yapılarında yağ asitleri , gliserol ve başka bazı maddeler bulunur.Yağlar suda ya hiç çözünmez ya da çok az çözünürler.Aseton, eter, kloroform,benzen ve alkol gibi organik çözücülerde çözünürler. Hücrede enerji yapı maddesi olarak (hücrezarı)kullanılır.ayrıca deri altında ısı kaybının önlenmesinde ve hayvanlarda çeşitli organların dış kısmının korunmasında görevlidir.solunumla yakılmaları(oksidasyonları)sonucunda fazla miktarda metapolik su acıga cıkarırlar bunun için özellikle kış uykusuna yatan uzun süre göç eden ve suyun az oldugu ortamlarda yaşayan hayvanlarda iy ibir depo ve enerji ham maddesidirler.Aynı zamanda hafif oldugundan uçmada havyana avantaj saglarlar.
Yagların yakımı ve kullanımı uzun sürdügünden hücrelerde enerji kaynagı olarak karbonhidratlardan sonra tercih edilirler.En önemli lipidler yağ asitleri, yağlar (nötr yağlar) fosfolipidler ve steroidlerdir.
Yağ asitleri:en basit lipidler olup,uzun karbon zincirlerinden oluşurlar. Karbonlar arasındaki bütün bağlar tekli ise doymuş,çift bağ varsa doymamış yağ asitleri diye adlandırılırlar. Genellikle sıvı yağlar bitkisel kaynaklı olup.doymamiş yağ asitleri içerirler .katı yağlar ise genellikle hayvansal kaynaklı olup, doymuş yağ asitleri içerirler.Doymamış yağların yüksek sıcaklık ve basınçta hidrojenle doyurulmasından margarinler elde edilir. Steroidler: zarların yapısına katıldığı gibi vitamin ve hormon olarak da görev alırlar. Fosforlipitler: hücre zarının yapısına katılan ve fosfor içeren yağlardır. Nötral yağlar:yağların en önemli depo şeklidir.Bir gliserol molekülünün üç yağ asidine bağlanması sonucu oluşurlar. 3 Yağ asidi+1 Gliserol____Yağ+3H2O Yağ asitleri gliserol ile ester bağlarıyla bağlanır ve su açığa çıkarırlar (dehidrasyon sentezi) Bir gliserole bağlanan yağ asitleri aynı olabileceği gibi farklı da olabilir. Bundan dolayı yağların birçok türevi meydana gelmiştir.
3.PROTEİNLER: Proteinler hücrede ribozomlarda sentezlenir.Hücrenin en önemli organik bileşiklerindendir. yapısında karbon (C), Hidrojen ,oksijen(O),azot ve bazılarında bulunanek olarak kükürt (S) ve fofor (P) da bulunabilir.Protein moleküllerinin yapısına 20 çeşit amino asit bulunur. Herbir amino asitte amino grubuyla (HN2) karboksil (COOH) grubu aynıdır.Amino asitlerde radikal grubu (R)farklıdır.Dolayısıyla 20 çeşit amino asitte 20 farklı R grubu bulunur. İnsanlar bu amino asitlerden bir kısmını sentezlerken, bir kısmınıda hazır olarak alırlar.Diş ortamdan alınan amino asitlere temel amino asitler denir.Bir organizmanın kuru ağırlığının yaklaşık %50 sini proteinler meydana getirir. Diğer besin maddelerinden farklı bir özelliği sahip olup, hücrede DNA tarafından sentezlettirilen tek moleküldür.Protein molekülleri her canlı türüne hatta bireye özgü olup antijen özelliği gösterirler.Yani farklı özelliğe sahip bir canlıya aktarıldıklarında antikor oluşumuna neden olurlar.Günümüzde doku ve organ nakillerinin başarısızlıkta sonuçlanmasının nedeni proteinlerin bu özelliklerinden doleyıdır.Doku aktarımlarının başarıyla sonuçlanabilmesi için daha çok protein yapıları benzer kişiler seçilmektedir.Solunumla ancak zor durumlarda yakılırlar. solunum ürünü olarak H2O, üre,ürik asit,H2S, CO2 ve NH3 gibi artıklar oluştururlar. Bütün amino asitlerde karboksil ve amino grubu bulunduğu için proreinler ve amino asitler hem asit hem baz özelliği gösterirler.Proteinler n sayıda amino asitin peptit bağları ile birleşmesinden oluşurlar. A.asit+........+A.asit_____ protein (polipeptit) + (n_1) H2O Proteinlerdeki amino asitler birbirine bağlayan bağa peptid bağı denir . peptit bağı 1.amino asitin karboksil grubu ile 2.amino asitin amin grubu arasında meydana gelir ve bu sırada bir su açiğa çıkar. peptit bağlarının tümü aynıdır.Proteinlerin birbirinin farklı özellikte olması içerdikleri amino asitlerin sayısına , çeşidine, dizilişine ve amino asittin kullanılma miktarına bağlı olarak değişir.
H H O H H O
' ' '' ' ' ''
H---N----C---C-----(OH+H)----------N----C----C---OH------Dipeptid+H2O
' '
R1 R2
Proteinler yapıcı ve onarıcı moleküllerdir.Az miktarda da enerji verici olarak kullanılırlar.Organizmalar ancak uzun süen bir açlıkta, proteinlerini solunumda fazlaca yıkmaya başlarlar.Bu durumda hücrelerin protein sentezi protein yıkımından sentezlemek zorundadır.Çünkü proteinlerdeki amino asit sırasını DNA belirler. Hücrede oluşan proteinlerin bir kısmı enzim,bir kısmı hormon. bir kısmı antikor,bir kısmı iseyapısal görevler yapmak üzere özelleşmişlerdir. yapısal proteinler hücreninçeşitli organellerinin yapısında da bulunur. Hücre zarının yapısında lipoprotein glikoprotein gibi farklı protein bileşikleri vardır.
4. VİTAMİNLER:
Vücutta düzenleştirici fonksiyon görürler.Bazıları enzimlerin yapısına katılır. Sindirime uğramazlar.sindirim sisteminden doğrudan kana emilirler.Vücutta enerji verici olarak kullanılmazlar.Yeşil bitkiler ihtiyaç duyduklraı vitaminleri kendileri sentezlerler.İnsanlar ve hayvanlarda vitamin senteziçok azdır. Sadece bazı provitaminleri gerçek vitaminlere çevirebilirler.Örneğin deride D vitamini, kracigerde A vitaminin sentezlenmesı.Çoğu vitaminleri dışardan hazır almamız gerek.
Vitaminlerin çok az miktarda bile etkili olurlar,eksikliklerinden çeşitli aksaklık ve hastalıklar ortaya çıkar.çogu zaman vitamin alınınca ilgili aksaklık geçer.Ancak gelişme dönemindeki aksamalar kalıcı sonuçlar dogurabilir.
Vitamin adı Önledigi aksaklık
A vitamini ----------> Gece körlügü
D vitamini ----------> Raşitizm(kemiklerde bozukluk)
E vitamini ----------> Kısırlık ve üreme bozuklugu
K vitamini ----------> Kanın pıhtılaşmaması
B vitamini ----------> Beri beri kansızlık
C vitamini ----------> Skorbit(diş etlerinde kanama)
Vitaminler suda ve yagda olmak üzere 2 ye ayrılır. A,D,E,K vitaminleri yagda çözülürler.Biraz daha uzun süre bozulmadan kalabilirler.Bunun için Karacigerde depolanırlar.
B grubu vitaminleri ve C vitamini suda çözülür.uzun süre bozulmadan kalamazlar.Özellikle C vitamini taze alınmalıdır.Isıtmakla,bekletmekle,metallere temasla degerlerinden kaybederler.Depolanmazlar,fazlası atılır.