zeberus1234
Yeni Üye
SubhanALLAH, Bu Cennet Kokusudur !!!!!!
Eski zamanların birinde saf mı saf temiz mi temiz, her şeye ve herkese kanan bir adam yaşarmış Tum muradı insanlara hizmet edip Rabbinin rızasını kazanmakmış Fakat bazı kendini bilmez insanlar, onun bu saflığından yararlanıp, ona kotu şakalar yaparlar, uzerlermiş Gel zaman git zaman, bu saf adamın koyunden bir grup insan umre ziyareti yapmaya karar verirler Giderlerken bu adamcağızı da yanlarında goturmeye karar verirler Yolda biraz takılırız, zaman geciririzdiye
Nihayet uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra yuce ALLAH'ın evi Beytullah tum heybetiyle gorunmuş Muslumanlar ve bizim iyilik timsali saf adamımız, heyecan ve sevincle ona koşmuş ve umre vazifelerini yerine getirmişler Yaklaşık on gun burada ibadet ve taatla meşgul olan kafile artık toparlanıyormuş şimdi ResUlullah'a varma zamanı gelmişti Nur şehir Medine'ye gitmek icin yola koyulmuşlardı Mekke'den bir mil mesafe ayrılmışlardı ki, iclerinden biri cantasından birtakım kağıtlar cıkarmış, acele ile arkadaşlarına dağıtmaya başlamış Bu nedir?diyenlere:
Susun, sessiz olun Bizim saf adam duymasın, ona muthiş bir oyun hazırladımdemiş
Kafilede olan herkese dağıtmış O kağıtlardan sadece saf adama vermemiş Arkadaşları dayanamamış, cabuk anlat, oyunun nedir?demişler Adam:
Bakın, birazdan saf adam gelecek Bizlere ellerimizdeki kağıtların ne olduğunu soracak
Eee, biz ne diyeceğiz?diye atılmış arkadaşları
Diyeceğiz ki, bu kağıtlar bize cennetten gelmiştir Umre ziyaretimizi kabul eden ALLAH, bizlere beraatlarımızı gonderdidiyeceğiz
Arkadaşlarından bazıları:
Fakat bu cok ağır bir şakadedilerse de bu işi yapmaya karar verdiler
Biraz sonra saf adam yanlarına gelmişti Birde ne gorsun, herkesin elinde birtakım kağıtlar, onu opup kokluyorlar Dayanamadı:
Ey benim arkadaşlarım! Nedir o elinizdeki opup kokladığınız kağıtlar?diye sordu
Hepsi birbirlerine kaş goz edip guluşmuşlerdi Bu oyunu hazırlayan zat ona:
Aaa, senin bu kağıtlardan haberin yok mu?
Hayır, yok
Ama nasıl olur, bak, hepimize gonderildi bundan
Fakat anlamıyorum, nedir onlar? Kim gonderdi?
Kim olacak, umremizi ve ibadetlerimizi beğenip kabul eden ALLAH gonderdi
Saf adam adeta beyninden vurulmuştu Son baharda yaprakları dokulup en ufak bir ruzgarda titreyen bir gul ağacı yaprağı gibiydi Dudakları: Rabbim! Rabbim! diye kıpırdıyordu
Aniden yonunu Mekke'ye cevirdi Kabe karşısındaydı; birden olanca kuvvetiyle koşmaya başladı Arkadaşlarının Dur, gitme! şaka yaptıksozlerini duymuyordu bile Onun gonlu yanmıştı, hem de nasıl bir yangın? Belki Nil nehri oraya aksa, sonduremeyecekti Duşuyor, kalkıyor, ağlıyordu Sonunda kavuşmuştu Beytullah'a Ona oyle bir sarıldı ki, gozyaşlarını, Kabe'nin ortusu icine cekiyordu Kalbini alemlerin Rabbi olan ALLAH'a bağlamış haykırıyordu:
Ey yuceler yucesi ALLAH'ım! Ey benim Rabbim! Niye benim beraatımı vermedin, ne kusur ettim? ALLAH'ım! Arkadaşlarım oyle mutlu ve sevincli, ben boyle boynu bukuk yetim kaldım Rabbim! Sana yalvarıyorum! Benim de beratımı ver Ne olur ALLAH'ım, beratımı ver!
O, boyle yalvarırken, kafasına bir şeyin değip yere duştuğunu hissetti Bir de ne gorsun, arkadaşlarının ellerindeki kağıtlardan cok daha guzel bir kağıt Hemen aldı, sevincten ne yapacağını şaşırmıştı Hemen kalktı kafilesine doğru koşmaya başladı Bir yandan da bağırıyordu:
Aldım! Aldım! Ben de beratımı aldım!?
Arkadaşlarının hepsi şaşırmıştı Adam yanlarına gelince, hemen elindeki kağıdı aldılar O da neydi? Bu kağıt nasıl da guzel kokuyordu! Hayatlarında hic bu kadar guzel bir koku koklamamışlardı ustelik cok garip harika desenli bir kağıttı şimdi hepsi telaşlanmışlardı, işin icinde bir iş vardı Hic vakit kaybetmeden hemen Mekke'ye donduler ve o devrin buyuk alimi bir buyuk zata gittiler Kağıdı ona verdiler O alim zat kağıdı eline alır almaz, ayağa kalktı
SubhanALLAH! Bu cennet kokusudurdedi Kağıdı acınca hayret ve dehşeti arttı:
Bu,dedi, bu bir berattır Falan adama yazılmıştır Hem de nur murekkeple yazılmıştır
Hepsi donmuşlardı Kimileri hungur hungur ağlıyordu Alim o saf adamı kucaklamış sakallarından, yuzunden, ellerinden opuyordu
Ne olur bana dua et!diye rica ediyordu
ALLAH, bu saf kuluna rahmet etmiş, ona nazar edip mukafatlandırmış ve arkadaşlarına da bir ders vermişti
Eski zamanların birinde saf mı saf temiz mi temiz, her şeye ve herkese kanan bir adam yaşarmış Tum muradı insanlara hizmet edip Rabbinin rızasını kazanmakmış Fakat bazı kendini bilmez insanlar, onun bu saflığından yararlanıp, ona kotu şakalar yaparlar, uzerlermiş Gel zaman git zaman, bu saf adamın koyunden bir grup insan umre ziyareti yapmaya karar verirler Giderlerken bu adamcağızı da yanlarında goturmeye karar verirler Yolda biraz takılırız, zaman geciririzdiye
Nihayet uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra yuce ALLAH'ın evi Beytullah tum heybetiyle gorunmuş Muslumanlar ve bizim iyilik timsali saf adamımız, heyecan ve sevincle ona koşmuş ve umre vazifelerini yerine getirmişler Yaklaşık on gun burada ibadet ve taatla meşgul olan kafile artık toparlanıyormuş şimdi ResUlullah'a varma zamanı gelmişti Nur şehir Medine'ye gitmek icin yola koyulmuşlardı Mekke'den bir mil mesafe ayrılmışlardı ki, iclerinden biri cantasından birtakım kağıtlar cıkarmış, acele ile arkadaşlarına dağıtmaya başlamış Bu nedir?diyenlere:
Susun, sessiz olun Bizim saf adam duymasın, ona muthiş bir oyun hazırladımdemiş
Kafilede olan herkese dağıtmış O kağıtlardan sadece saf adama vermemiş Arkadaşları dayanamamış, cabuk anlat, oyunun nedir?demişler Adam:
Bakın, birazdan saf adam gelecek Bizlere ellerimizdeki kağıtların ne olduğunu soracak
Eee, biz ne diyeceğiz?diye atılmış arkadaşları
Diyeceğiz ki, bu kağıtlar bize cennetten gelmiştir Umre ziyaretimizi kabul eden ALLAH, bizlere beraatlarımızı gonderdidiyeceğiz
Arkadaşlarından bazıları:
Fakat bu cok ağır bir şakadedilerse de bu işi yapmaya karar verdiler
Biraz sonra saf adam yanlarına gelmişti Birde ne gorsun, herkesin elinde birtakım kağıtlar, onu opup kokluyorlar Dayanamadı:
Ey benim arkadaşlarım! Nedir o elinizdeki opup kokladığınız kağıtlar?diye sordu
Hepsi birbirlerine kaş goz edip guluşmuşlerdi Bu oyunu hazırlayan zat ona:
Aaa, senin bu kağıtlardan haberin yok mu?
Hayır, yok
Ama nasıl olur, bak, hepimize gonderildi bundan
Fakat anlamıyorum, nedir onlar? Kim gonderdi?
Kim olacak, umremizi ve ibadetlerimizi beğenip kabul eden ALLAH gonderdi
Saf adam adeta beyninden vurulmuştu Son baharda yaprakları dokulup en ufak bir ruzgarda titreyen bir gul ağacı yaprağı gibiydi Dudakları: Rabbim! Rabbim! diye kıpırdıyordu
Aniden yonunu Mekke'ye cevirdi Kabe karşısındaydı; birden olanca kuvvetiyle koşmaya başladı Arkadaşlarının Dur, gitme! şaka yaptıksozlerini duymuyordu bile Onun gonlu yanmıştı, hem de nasıl bir yangın? Belki Nil nehri oraya aksa, sonduremeyecekti Duşuyor, kalkıyor, ağlıyordu Sonunda kavuşmuştu Beytullah'a Ona oyle bir sarıldı ki, gozyaşlarını, Kabe'nin ortusu icine cekiyordu Kalbini alemlerin Rabbi olan ALLAH'a bağlamış haykırıyordu:
Ey yuceler yucesi ALLAH'ım! Ey benim Rabbim! Niye benim beraatımı vermedin, ne kusur ettim? ALLAH'ım! Arkadaşlarım oyle mutlu ve sevincli, ben boyle boynu bukuk yetim kaldım Rabbim! Sana yalvarıyorum! Benim de beratımı ver Ne olur ALLAH'ım, beratımı ver!
O, boyle yalvarırken, kafasına bir şeyin değip yere duştuğunu hissetti Bir de ne gorsun, arkadaşlarının ellerindeki kağıtlardan cok daha guzel bir kağıt Hemen aldı, sevincten ne yapacağını şaşırmıştı Hemen kalktı kafilesine doğru koşmaya başladı Bir yandan da bağırıyordu:
Aldım! Aldım! Ben de beratımı aldım!?
Arkadaşlarının hepsi şaşırmıştı Adam yanlarına gelince, hemen elindeki kağıdı aldılar O da neydi? Bu kağıt nasıl da guzel kokuyordu! Hayatlarında hic bu kadar guzel bir koku koklamamışlardı ustelik cok garip harika desenli bir kağıttı şimdi hepsi telaşlanmışlardı, işin icinde bir iş vardı Hic vakit kaybetmeden hemen Mekke'ye donduler ve o devrin buyuk alimi bir buyuk zata gittiler Kağıdı ona verdiler O alim zat kağıdı eline alır almaz, ayağa kalktı
SubhanALLAH! Bu cennet kokusudurdedi Kağıdı acınca hayret ve dehşeti arttı:
Bu,dedi, bu bir berattır Falan adama yazılmıştır Hem de nur murekkeple yazılmıştır
Hepsi donmuşlardı Kimileri hungur hungur ağlıyordu Alim o saf adamı kucaklamış sakallarından, yuzunden, ellerinden opuyordu
Ne olur bana dua et!diye rica ediyordu
ALLAH, bu saf kuluna rahmet etmiş, ona nazar edip mukafatlandırmış ve arkadaşlarına da bir ders vermişti