Proloterapi ; 1920 yılından günümüze, uygulanan bir tedavi usulüdür. Eklemler, kıkırdak, ligamentler ve tendonlar için harika bir tedavi sistemi olduğu gösterilmiştir. Tedavi tekniğinde esas hasarlı ortama verilecek proliferatif solüsyonlarla iritasyon oluşturmak. Bu formda hasarlı-zayıf yerde kan akımını arttırmak suretiyle vücudun tamirci hücrelerini ilgili kesime çağırarak vücudun kendi kendine tedavi etmesini sağlamaktır.
Örneğin ; omurgaya bakalım. Omurga tendon, ligament , diskler ve kıkırdaklardan oluşmaktadır. Diskler ve kıkırdak amortisör olarak hizmet veren ve kemiklerin birbirine sürtünmesini engelleyen yapılardır. Ligamentler ise eklemi 1. noktada sabitleyen stabilizatörler olarak işlev görürler. Kemiklerin hareket aralığını sınırladıkları üzere kemikleri birbirine bağlarlar. Tendonlar, kemiklerin hareketini sağlamak için kasları kemiklere bağlarlar. Akut yaralanmalarda, bağlar ve tendonlar yırtılır hasebiyle eklemin hareket kabiliyeti bozulur. Akabinde diskler ve/veya kıkırdak yapılar artan gerilim, basınç ve sürtünmeyle yıpranmaya başlarlar. Aşınan disk, kıkırdak bir müddet sonra mütemadi ağrı, daha az hareketlilik, daha az dayanıklılık ve kireçlenmeye başlar.
Omurganın destek dokularını ( rastgele bir eklem de olabilir ) uyararak tesir gösteren PROLOTERAPİ hasarlı dokuları uyararak aşınmayı azaltır, hareketlilik artar, kireçlenme vakası azalır ve hasarlı ortamlar tamir edilir. Her tedavi seansı, tedavi sahalarında daha çokça doku onarımı uyarılması ile sonuçlanır. Böylelikle, vücudun doğal fonksiyonları harekete makbul. Çabucak acilen tüm durumlarda, ağrı değerli ölçüde azalır yahut büsbütün ortadan kalkar. Proloterapi ligament, tendon, kıkırdak ve / yahut diskleri yırtık ve yıpranmış bölgelere de uygulanabilir. Tüm eklem ağrıları için tesirli değildir. Örneğin; romatoid artrit için proloterapi faal olmayabilir ancak onun tedavisi için de NÖRALTERAPİ pratiklerimiz mevcuttur. Ama OSTEOARTRİT VE DEJENERATİF ARTRİT(GONARTROZ-DİZ KİREÇLENMESİ)’DE hastaların proloterapiye karşılıkları hayli yüz güldürücüdür.
Hastalarımız telefonla bizlere ulaşıp elverişli randevu gününü aldıktan sonra kendilerini PROLOTERAPİ VE AĞRI KLİNİĞİMİZDE ön muayeneye tabi tutarız. Bunun içinde hastamızın ayrıntılı bir hikayesi, fiziki muayenesi ve laboratuar tetkikleri ( rayoloji, kan tetkikleri vs… ) vardır. Akabinde hastamızın durumuna nazaran NÖROPROLOTERAPİ YAHUT PROLOTERAPİ YA DA HER İKİSİNİ BİRDEN UYGULAMAK ÜZERE tedavi seanslarımıza alırız. Öncelikle hastadan aldığımız yanıtlar bizim tedavi seans sayımızı belirler bu da yaklaşık insandan insana değişmekle birlikte 4-6 seanstır.
Günümüzde kronik eklem rahatsızlığı ve ağrısı olan hastalar için mevcut tedaviler ; anti- inflamatuar ilaçlar(NSAIDs) , kortizon, ağrı kesici ilaçlar, egzersiz, cerrahi vs… dir. NSAIDs (aspirin,ibuprofen,celebrex) yahut kortizon proloterapi tedavisinin aktifliğini azaltır yahut yok eder. Bu nedenle tedavi öncesi ve tedavi sürecinde bu ilaçları kullanmamak tedavinin aktifliği için kıymetlidir. Buna ek olarak,bu cins ilaçların uzun mühlet tasarrufu organ sistemlerine ve bunun yanı sıra kas-iskelet sistemi üzerine anormal tesirleri klinik olarak kanıtlanmıştır . Kortizonlu ilaçların ise pek çok önemli mahallî ve sistemik yan tesirleri mevcuttur. Onların kronik tasarrufu ya da ağrı tedavisi gayesiyle tasarrufu doğal savunma mekanizmalarını ortadan kaldırdığı üzere enjekte edilen eklemlerin daha çokça kötüleşmesine, ileride bir kalça ya da diz, eklem protezi ameliyatına neden olabilir. Kortizon ayrıyeten avasküler nekroz olarak isimlendirilen femur başı kan beslenmesi azlığına neden olabildiği üzere şeker hastası olma riskini arttırır ve psikyatrik taraftan de kıymetli yan tesirlere sahiptirler. Tedavi esnasında kısa periyodik vücuda rastgele bir zararı dokunmayan ağrı kesiciler reçete edebiliriz, gerçi hastalarımız ekseriyetle 2-3. Seanstan sonra kullanmaya gerek duymuyorlar. Tedavimizin 1. Seansından itibaren kasları güçlendirmek, kan akımını arttırmak, hareketliliği korumak hedefiyle makul germe eksersizleri veriyoruz.
Cerrahi operasyon olarak uygulanan PROTEZ TEDAVİSİ YAHUT EKLEM İÇİNDEKİ HASARLI YERLERIN ÇIKARILMASI vücudun kendi dışında müdahalesiyle olduğu için sonuçları da pek yüz güldürücü olmaz. PROLOTERAPİ ile vücut , tamamıyla doğal olarak kendi kendini tedavi eder. Bu biçimde KALICI VE KRONİK AĞRIDAN KURTARAN bir tedavi yapar.
PROLOTERAPİ VE AĞRI KLİNİĞİMİZDE PROLOTERAPİ ENJEKSİYONLARI SEDO-ANALJEZİ ( NARKOZ OLMADAN DAMARDAN VERİLEN İLAÇLARLA AĞRI DUYMADAN SAKİNLEŞTİRİCİ ALTINDA YAPILAN SÜREÇ )İLE YAPILMAKTADIR. Enjeksiyon aralıkları duruma nazaran 3-4 haftada bir olmaktadır. Birinci birkaç gün enjeksiyon sahalarında kızarıklık-şişlik olabilir bunlar muvakkattir. 7 -10 GÜN SÜRECİNDE KİŞİNİN AĞRILARI GITGIDE AZALIR.
Yukarıda bahsettiğimiz üzere PROLOTERAPİ vücudun kendi doğal güzelleşme yeteneğini desteklemektedir. Vücudun doğal fonksiyonlarını kullanarak sizi tedavi eden enjeksiyon yoludur. Tedavide kişi ameliyat edilmez ya da kendisine ilaç niteliğinde bir solüsyon enjekte edilmez. Ağrı ile birlikte kişi rahatlamaya başlar. Yapılan çalışmalar ileriki yıllarda bile aktifliğini kaybetmeden kişinin AĞRISIZ- HAREKETLİ bir biçimde ömür kalitesi yüksek olarak hayatına devam ettiğini göstermiştir.
Örneğin ; omurgaya bakalım. Omurga tendon, ligament , diskler ve kıkırdaklardan oluşmaktadır. Diskler ve kıkırdak amortisör olarak hizmet veren ve kemiklerin birbirine sürtünmesini engelleyen yapılardır. Ligamentler ise eklemi 1. noktada sabitleyen stabilizatörler olarak işlev görürler. Kemiklerin hareket aralığını sınırladıkları üzere kemikleri birbirine bağlarlar. Tendonlar, kemiklerin hareketini sağlamak için kasları kemiklere bağlarlar. Akut yaralanmalarda, bağlar ve tendonlar yırtılır hasebiyle eklemin hareket kabiliyeti bozulur. Akabinde diskler ve/veya kıkırdak yapılar artan gerilim, basınç ve sürtünmeyle yıpranmaya başlarlar. Aşınan disk, kıkırdak bir müddet sonra mütemadi ağrı, daha az hareketlilik, daha az dayanıklılık ve kireçlenmeye başlar.
Omurganın destek dokularını ( rastgele bir eklem de olabilir ) uyararak tesir gösteren PROLOTERAPİ hasarlı dokuları uyararak aşınmayı azaltır, hareketlilik artar, kireçlenme vakası azalır ve hasarlı ortamlar tamir edilir. Her tedavi seansı, tedavi sahalarında daha çokça doku onarımı uyarılması ile sonuçlanır. Böylelikle, vücudun doğal fonksiyonları harekete makbul. Çabucak acilen tüm durumlarda, ağrı değerli ölçüde azalır yahut büsbütün ortadan kalkar. Proloterapi ligament, tendon, kıkırdak ve / yahut diskleri yırtık ve yıpranmış bölgelere de uygulanabilir. Tüm eklem ağrıları için tesirli değildir. Örneğin; romatoid artrit için proloterapi faal olmayabilir ancak onun tedavisi için de NÖRALTERAPİ pratiklerimiz mevcuttur. Ama OSTEOARTRİT VE DEJENERATİF ARTRİT(GONARTROZ-DİZ KİREÇLENMESİ)’DE hastaların proloterapiye karşılıkları hayli yüz güldürücüdür.
Hastalarımız telefonla bizlere ulaşıp elverişli randevu gününü aldıktan sonra kendilerini PROLOTERAPİ VE AĞRI KLİNİĞİMİZDE ön muayeneye tabi tutarız. Bunun içinde hastamızın ayrıntılı bir hikayesi, fiziki muayenesi ve laboratuar tetkikleri ( rayoloji, kan tetkikleri vs… ) vardır. Akabinde hastamızın durumuna nazaran NÖROPROLOTERAPİ YAHUT PROLOTERAPİ YA DA HER İKİSİNİ BİRDEN UYGULAMAK ÜZERE tedavi seanslarımıza alırız. Öncelikle hastadan aldığımız yanıtlar bizim tedavi seans sayımızı belirler bu da yaklaşık insandan insana değişmekle birlikte 4-6 seanstır.
Günümüzde kronik eklem rahatsızlığı ve ağrısı olan hastalar için mevcut tedaviler ; anti- inflamatuar ilaçlar(NSAIDs) , kortizon, ağrı kesici ilaçlar, egzersiz, cerrahi vs… dir. NSAIDs (aspirin,ibuprofen,celebrex) yahut kortizon proloterapi tedavisinin aktifliğini azaltır yahut yok eder. Bu nedenle tedavi öncesi ve tedavi sürecinde bu ilaçları kullanmamak tedavinin aktifliği için kıymetlidir. Buna ek olarak,bu cins ilaçların uzun mühlet tasarrufu organ sistemlerine ve bunun yanı sıra kas-iskelet sistemi üzerine anormal tesirleri klinik olarak kanıtlanmıştır . Kortizonlu ilaçların ise pek çok önemli mahallî ve sistemik yan tesirleri mevcuttur. Onların kronik tasarrufu ya da ağrı tedavisi gayesiyle tasarrufu doğal savunma mekanizmalarını ortadan kaldırdığı üzere enjekte edilen eklemlerin daha çokça kötüleşmesine, ileride bir kalça ya da diz, eklem protezi ameliyatına neden olabilir. Kortizon ayrıyeten avasküler nekroz olarak isimlendirilen femur başı kan beslenmesi azlığına neden olabildiği üzere şeker hastası olma riskini arttırır ve psikyatrik taraftan de kıymetli yan tesirlere sahiptirler. Tedavi esnasında kısa periyodik vücuda rastgele bir zararı dokunmayan ağrı kesiciler reçete edebiliriz, gerçi hastalarımız ekseriyetle 2-3. Seanstan sonra kullanmaya gerek duymuyorlar. Tedavimizin 1. Seansından itibaren kasları güçlendirmek, kan akımını arttırmak, hareketliliği korumak hedefiyle makul germe eksersizleri veriyoruz.
Cerrahi operasyon olarak uygulanan PROTEZ TEDAVİSİ YAHUT EKLEM İÇİNDEKİ HASARLI YERLERIN ÇIKARILMASI vücudun kendi dışında müdahalesiyle olduğu için sonuçları da pek yüz güldürücü olmaz. PROLOTERAPİ ile vücut , tamamıyla doğal olarak kendi kendini tedavi eder. Bu biçimde KALICI VE KRONİK AĞRIDAN KURTARAN bir tedavi yapar.
PROLOTERAPİ VE AĞRI KLİNİĞİMİZDE PROLOTERAPİ ENJEKSİYONLARI SEDO-ANALJEZİ ( NARKOZ OLMADAN DAMARDAN VERİLEN İLAÇLARLA AĞRI DUYMADAN SAKİNLEŞTİRİCİ ALTINDA YAPILAN SÜREÇ )İLE YAPILMAKTADIR. Enjeksiyon aralıkları duruma nazaran 3-4 haftada bir olmaktadır. Birinci birkaç gün enjeksiyon sahalarında kızarıklık-şişlik olabilir bunlar muvakkattir. 7 -10 GÜN SÜRECİNDE KİŞİNİN AĞRILARI GITGIDE AZALIR.
Yukarıda bahsettiğimiz üzere PROLOTERAPİ vücudun kendi doğal güzelleşme yeteneğini desteklemektedir. Vücudun doğal fonksiyonlarını kullanarak sizi tedavi eden enjeksiyon yoludur. Tedavide kişi ameliyat edilmez ya da kendisine ilaç niteliğinde bir solüsyon enjekte edilmez. Ağrı ile birlikte kişi rahatlamaya başlar. Yapılan çalışmalar ileriki yıllarda bile aktifliğini kaybetmeden kişinin AĞRISIZ- HAREKETLİ bir biçimde ömür kalitesi yüksek olarak hayatına devam ettiğini göstermiştir.
