Son konular

Cesedi, Bulunamayan Ölülerin Kabir Azabı?

Konuyu Yükselt

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
1
Çözümler
1
Tepkime
41
Puanları
318
Yaş
35
Coin
256,935
Cesedi, Bulunamayan Ölülerin Kabir Azabı?

Her insan ister ölerek toprağa gömülsün, ister boğularak denizin dibinde kalsın veya yırtıcı bir hayvan karnında bulunsun veya yanarak külü havaya karışsın, mutlaka kabir hayatı geçirecektir.

Kabir azabı ve sorgu sual ruha yapılacağı için kişinin cesedi kabirde olmasa bile kabir azabı ve sorgu suale tabi olacaktır. Zaten cesetler toprağa gömülse bile, belli bir zaman sonra çürüyebilmektedir. Bu açıdan kabir hayatını, sorgu suali, mükafat veya cezayı toprağa konulan cesede bağlamamak gerekir.

İnsan öldükten sonra, insan ruhu alem-i berzaha gider. Berzah aleminde kişi sorgu meleklerinin sorularıyla gözünü açar. Yani kabirde sorgu ve sual insan öldüğü anda başlar. İnsan öldüğünde cesedi her ne kadar kabre defnedilmekte geciktirilmiş olsa da, insan ruhu alem-i berzaha girmiş olur ve cesediyle ilişkisiz olarak sorguyla muhatap olur.

Nitekim bazı faklılıklar olsa da mana yönünden aynı olan rivayetlerde mü'minin ruhunun ölüm meleği tarafından alınır alınmaz hemen yanında bekleyen rahmet meleklerine verileceği ve onlar tarafından yükseltileceği; kafir ve kötü kimselerin ruhlarının ise bekleyen azap meleklerine teslim edileceği ve kendisine gök kapılarının açılmayacağı haber verilmiştir.

Bu esnada ruh müdrik olarak baki kaldığından dünya hayatının sona erdiğini ve bedenden ayrıldığım bilir. (bk. İmam Gazzli , Dürretü'l-Fahire. v. 311 b; Abdullah Siracuddin., el-İman bi Avalimi'l-Ahire, s. 47, Halep, 1977)

Ölüm ruhun bedenden ayrılma olayıdır. Ölen ruh değil, bedendir. İnsan ise asıl olarak ruh demektir. Beden onun hanesi yahut elbisesi hükmündedir. Elbisenin değişmesiyle, yahut parçalanması, yok almasıyla kişinin varlığına bir zarar gelmez. Bu dünya hayatında bize bu bedeni giydiren ve kainatla olan münasebetimizi böylece kuran Rabbimiz, bizi bu alemden göç ettirdiğinde ruhumuzu bu elbiseden ayırmakta, bu binadan çıkarmaktadır.

Ölüm yokluk değildir. Daha güzel bir alemin kapısıdır. Nasıl ki, toprak altına giren bir çekirdek, görünüşte ölüyor, çürüyor ve yok oluyor. Fakat gerçekte daha güzel bir hayata geçiş yapıyor. Çekirdek hayatından ağaçlık hayatına geçiyor.

Aynen bunun gibi, ölen bir insan da görünüşte toprağa giriyor, çürüyor ama geçekte berzah ve kabir aleminde daha mükemmel bir hayata kavuşuyor.

Beden ile ruh, ampul ile elektrik gibidir. Ampul kırılınca elektrik yok olmuyor ve var olmaya devam ediyor. Biz onu görmesek te inanıyoruz ki, elektrik hala mevcuttur. Aynen bunun gibi, insan ölmekle ruh vücuttan çıkıyor. Fakat var olmaya devam ediyor. Cenab-ı Allah Ruh’a münasip daha güzel bir elbise giydirerek, kabir aleminde yaşamını devam ettiriyor.

İnsan öldükten sonra kabre konulunca, Münker ve Nekir adında iki melek, kendisine gelerek; "Rabbin kimdir? Peygamberin kimdir: Dinin nedir?" diye sorarlar. İman ve güzel amel sahipleri bu gibi sorulara doğru cevap verirler. Bu gibi ölülere cennet kapıları açılır ve Cennet kendilerine gösterilir.

Kafir veya münafık olanlar ise bu sorulara doğru cevap veremezler. Onlara da Cehennem kapıları açılır, oradaki azap kendilerine gösterilir. Müminler nimet içerisinde, sıkıntısız ve huzurlu yaşarken, kafir ve münafıklar ise kabirde azap göreceklerdir (bk. ez-Zebidi, Tecridi Sarih, terc. Kamil Miras, Ankara 1985, IV 496 vd.).

Kabirde azap ve nimetin varlığını gösteren birtakım ayet ve hadisler vardır. Bir ayet-i kerimede; "Firavun ve adamları sabah-akşam ateşe atılırlar. Kıyametin kopacağı gün de denilir ki; Firavun hanedanını ateşin en şiddetlisine sokun" (el-Mümin, 40/46) buyurulur. Buna göre kıyamet kopmadan önce de yani kabirde de azap vardır. Peygamber efendimiz; "Allah, iman edenlere bu dünya hayatında ve ahirette, o sabit sözlerinde daima sebat ihsan eder" (İbrahim, 14/17) ayetinin kabir nimeti hakkında indiğini açıklamıştır (Buhari, Tefsir, sure: 14).

Kabir azabı ile ilgili hadis kitaplarında pek çok hadis-i şerif zikredilmektedir.

Bunlardan bir kaçı şöyledir: Hz. Peygamber (s.a.s) bir mezarlıktan geçerken, iki mezardaki ölünün bazı küçük şeylerden dolayı azap çekmekte olduklarını gördü. Bu iki mezardaki ölülerden biri hayatında koğuculuk yapıyor, diğeri ise idrardan sakınmıyordu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s) yaş bir dal almış, ortadan ikiye bölmüş ve her bir parçayı iki kabre de birer birer dikmiştir. Bunu gören ashap, niye böyle yaptığını sorduklarında: "Bu iki dal kurumadığı sürece, o ikisinin çekmekte olduğu azabın hafifletilmesi umulur" (Buhari Cenaiz, 82; Müslim, İman, 34; Ebu Davud, Taharet, 26) buyurmuşlardır.

Hz. Peygamber diğer bir hadislerinde şöyle buyururlar: "Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçedir veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur" (Tirmizi, kıyamet, 26).

Başka bir hadiste de şöyle buyurur: "Ölü mezara konulunca, birine Münker, diğerine Nekir adı verilen siyah mavi iki melek gelir; ölüye derler ki: "Şu Muhammed (s.a.s) denilen zat hakkında ne dersin?" O da şöyle cevap verir. "O, Allah'ın kulu ve Resuludur. Ben şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed de O'nun kulu ve elçisidir. Bunun üzerine melekler; Biz senin böyle diyeceğini zaten bilmekte idik", derler. Sonra onun mezarını yetmiş arşın genişletirler. Daha sonra bu ölünün mezarı ışıklandırılır ve aydınlatılır. Daha sonra melekler ölüye:

" Yat ve uyu " derler. O da; "Aileme gidin de durumu haber verin" der. Melekler ona; "Zifafa giren ve sadece en çok sevdiği kişi tarafından uyandırılan şahıs gibi mahşer gününe kadar sen uyumana devam et" derler. Eğer ölü münafık olursa, melekler şöyle der:

"Şu Muhammed (s.a.s) denilen zat hakkında ne dersin?" Münafık da şöyle cevap verir: "Halkın Muhammed hakkında bir şeyler söylediklerini işitmiş, ben de onlar gibi konuşmuştum. Başka bir şey bilmiyorum. Melekler ona; "Böyle diyeceğini zaten biliyorduk" derler. Daha sonra yere "Bu adamı alabildiğine sıkıştır" diye seslenilir. Yer de sıkıştırmaya başlar. Öyle ki o kimse kemiklerini birbirine geçmiş gibi hisseder. Mahşer gününe kadar bu sıkıntı devam eder" (Tirmizi Cenaiz 70).

Kur'an'da şehitlerin kabir hayatıyla ilgili olarak şöyle buyurulur: "Allah yolunda öldürenleri, sakın ölüler sanmayın. Bilakis onlar diridirler. Rableri katından rızıklandırılmaktadırlar" (Alu İmran, 3/169), "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Bilakis onlar dirildirler. Fakat siz farkında değilsiniz." (el-Bakara, 2/154).

Kabir azabının hem ruha, hem de bedene yapılacağı görüşü tercihe şayandır. Ancak bu azabın toprağa konulan bedene değil, bedenden ayırlan ruhun kabir alemine uygun olarak yeni giydiği latif bedenine azap edilmektedir. Ehl-i Sünnete mensup bir topluluk, gülsuyunun güle sirayet ettiği gibi, ruhun da bedene sirayet eden bir cevher olduğunu söylemişlerdir (Aliyyu'l-Kari, Fıkh-ı Ekber Şerhi, terc. Y. Vehbi Yavuz, İstanbul 1979, s. 259). Ayette şöyle buyurulur: "De ki ruh, Rabbimin bildiği bir iştir. Size bu konuda pek az bilgi verilmiştir" (İsra, 17/85).
 

Similar threads

  • Soru
Kabir azabı nedir Kabir azabı var mı Her insan ister olerek toprağa gomulsun, ister boğularak denizin dibinde kalsın veya yırtıcı bir hayvan karnında bulunsun veya yanarak kulu havaya karışsın, mutlaka kabir hayatı gecirecektir İnsan oldukten sonra kabre konulunca, Munker ve Nekir adında iki...
Cevaplar
0
Görüntüleme
17
  • Soru
Kabir azabı ne demek Kabir azabı anlamı Kabir azabı nasıl olur Her insan ister olerek toprağa gomulsun, ister boğularak denizin dibinde kalsın veya yırtıcı bir hayvan karnında bulunsun veya yanarak kulu havaya karışsın, mutlaka kabir hayatı gecirecektir İnsan oldukten sonra kabre konulunca...
Cevaplar
0
Görüntüleme
26
  • Soru
Kimler Kabir Azabı Çekmeyecekler? Kabir azabının ya da nimetlerinin sebepleri nelerdir? Kabir azabı çekmeyecek olanlar kimlerdir? Her günahın, her haramın kabir azabına neden olacağını düşünerek terk etmek; her iyiliğin, her ibadetin de kabir nimetine vesile olacağını hesab ederek yerine...
Cevaplar
0
Görüntüleme
25
  • Soru
Kabir azabı var mıdır? Olumle başlayıp yeniden dirilmeye kadar devam edecek hayata kabir hayatı denilir İslam inancına gore kabir azabı vardır Buna delalet eden ayetler (En’am, 693; Tevbe, 9101; Mu’min, 4046) ve hadisi şerifler (Buhari, Cenaiz, 86) bulunmaktadır Nitekim bir hadisi şerifte...
Cevaplar
0
Görüntüleme
25
  • Soru
Kabirde sorgu sual nasıl olacak ? Kabir hayatı nasıl olucak? Soru Kabirde bize sorgu sual cevaplarını bilmiyorumda beni bir aydınlatırmısınız Cevap Değerli kardeşimiz; Ehli Sunnet'e gore, Munker ve Nekir, olen kişiye Rabbini, dinini ve peygamberini sorarlar Mu'min kişi bu sorulara cevap...
Cevaplar
0
Görüntüleme
21
Üst Alt