zeberus1234
Yeni Üye
Charles Aznavour(Varenagh) (1924 ) Ermeni asıllı Fransız ses sanatçısı. Paris’te doğdu. Ermenistan’ın UNESCO nezdindeki daimi temsilcisidir. Birçok şarkının sözlerini yazdı, besteledi. (Les co medrens), (Les Aventures). Ayrıca, sinemada birçok filmde rol aldı. Piyaniste Ateş (1960), Tobruk’a Bir Taksi (1961), Postacı Savaşa Gidiyor (1966) ve Şapkacının Hayaletleri (1982).
1950 ve 60’lı yıllarda sık sık Türkiye’ye gelerek Türkiye ve Türkleri çok sevdiğini, yabancı ülkelerde Türkiye’ye verdiği desteği her fırsatta açıklayan Aznavour, ilerleyen yaşlarında bu sözlerinden çarkederek soykırım iddialarına başladı. Ermeni terör örgütlerini de destekleyince mesleğine gölge düşürdü. Şubat 1999’da Belçika'ya film çevirmek için gittiğinde, Brüksel'de bulunan sözde ermeni soykırım anıtını ziyaret etti. Lxells belediye başkanı Yves De Jonghe D'ardoye ile anıtın bulunduğu alana gelen Aznavour, Türklerin bir buçuk milyon ermeniyi öldürdüğü yolundaki yazıların bulunduğu anıtın altında bir konuşma yaptı. Aznavour'u, Belçika basını yakından izlerken, olay Belçika'da yaşayan Türkler'in tepkisini çekti. Ermeni anıtı, 1997'de Lxells belediyesinin izni ile dikilmişti. Hürriyet gazetesi yazarlarından Tufan Türenç, bir yazısında, eskiden çok sevdiği iki sanatçıdan birinin Aznavour olduğunu, o yıllarda bu adamın ermeni kökenli olduğunu aklına dahi getirmediğini ifade ederek, Aznavour'un müziği bırakıp barışı dinamitleyenlerin arkasında yer almasını anlayamadığını söylüyor. Tufan Türenç, bu konuda şöyle diyor; "1970'lere geldiğimizde Charles Aznavour ile bütünleşen dünyamızda depremler başlıyordu. Ermeni saldırıları başlayınca bizim ilahımız olan bu adam, sağduyunun yanında yer alacağına barışı dinamitleyenlerin safına katılıyordu. Bu davranışı bizi can evimizden vuruyordu. Sonra da giderek hızlanan ermeni terörünün hamileri arasına katılarak bizden iyice kopup gidiyordu. Katillerle aynı safları paylaşmak, zamanla onun müzik yaşamını da etkiliyordu. O dev Aznavour, bu pis politikaya bulaştıkça sanat açısından eriyordu. UNESCO'nun büyükelçilik payesine sahip olmasına rağmen, ideali barış olan bu örgütün ilkelerine de ihanet ediyordu. Barışı değil savaşı, kanı, tarihten husumet çıkarmayı amaçlayan ermeni teröristlerin eylemlerini destekliyordu. Son olarak da Fransa'daki ermeni soykırımı yasa tasarısının çıkışını büyük bir mutlulukla karşılıyordu. Ve bizim için tamamen ölüyordu." ( )
Aznavour'un gençlik yıllarında Türkler hakkında yazdığı bir şiiri, Ermeni yazarlardan Yervant Gobelyan tarafından Türkçe’ye tercüme edilmişti.
Bir Türk dosta mektup
Senin ayağında bir diken var,
Kardeşim,
Benim yüreğimde bir tane senin için,
benim için de her şeyi güç kılıyor rahatsız.
Gülün dikenleri var el atılınca korur
bir kan damlası oluşabilir parmağın ucunda,
ama eğer dikkat edilirse
o kendi güzelliğini bağışlar
renk ve koku verir günlerimize
hatta damaklarımızı okşar
doyumsuz lezzetiyle.
Ben gülleri severim
dikenleri hep olacak
bundan kaçınılmaz
kardeşim...
Eğer sen karar verseydin
yüreğimdeki dikeni çekmeye
ayağındaki dikende beraber
çıkıp kaybolacaktı kendiliğinden
ve biz ikimiz senle ben
özgür olacaktık
ve kardeş...
Charles Aznavour
Kaynak:Ermeni Portreleri Hüdavendigar Onur Burak Yayınları İstanbul 2000
1950 ve 60’lı yıllarda sık sık Türkiye’ye gelerek Türkiye ve Türkleri çok sevdiğini, yabancı ülkelerde Türkiye’ye verdiği desteği her fırsatta açıklayan Aznavour, ilerleyen yaşlarında bu sözlerinden çarkederek soykırım iddialarına başladı. Ermeni terör örgütlerini de destekleyince mesleğine gölge düşürdü. Şubat 1999’da Belçika'ya film çevirmek için gittiğinde, Brüksel'de bulunan sözde ermeni soykırım anıtını ziyaret etti. Lxells belediye başkanı Yves De Jonghe D'ardoye ile anıtın bulunduğu alana gelen Aznavour, Türklerin bir buçuk milyon ermeniyi öldürdüğü yolundaki yazıların bulunduğu anıtın altında bir konuşma yaptı. Aznavour'u, Belçika basını yakından izlerken, olay Belçika'da yaşayan Türkler'in tepkisini çekti. Ermeni anıtı, 1997'de Lxells belediyesinin izni ile dikilmişti. Hürriyet gazetesi yazarlarından Tufan Türenç, bir yazısında, eskiden çok sevdiği iki sanatçıdan birinin Aznavour olduğunu, o yıllarda bu adamın ermeni kökenli olduğunu aklına dahi getirmediğini ifade ederek, Aznavour'un müziği bırakıp barışı dinamitleyenlerin arkasında yer almasını anlayamadığını söylüyor. Tufan Türenç, bu konuda şöyle diyor; "1970'lere geldiğimizde Charles Aznavour ile bütünleşen dünyamızda depremler başlıyordu. Ermeni saldırıları başlayınca bizim ilahımız olan bu adam, sağduyunun yanında yer alacağına barışı dinamitleyenlerin safına katılıyordu. Bu davranışı bizi can evimizden vuruyordu. Sonra da giderek hızlanan ermeni terörünün hamileri arasına katılarak bizden iyice kopup gidiyordu. Katillerle aynı safları paylaşmak, zamanla onun müzik yaşamını da etkiliyordu. O dev Aznavour, bu pis politikaya bulaştıkça sanat açısından eriyordu. UNESCO'nun büyükelçilik payesine sahip olmasına rağmen, ideali barış olan bu örgütün ilkelerine de ihanet ediyordu. Barışı değil savaşı, kanı, tarihten husumet çıkarmayı amaçlayan ermeni teröristlerin eylemlerini destekliyordu. Son olarak da Fransa'daki ermeni soykırımı yasa tasarısının çıkışını büyük bir mutlulukla karşılıyordu. Ve bizim için tamamen ölüyordu." ( )
Aznavour'un gençlik yıllarında Türkler hakkında yazdığı bir şiiri, Ermeni yazarlardan Yervant Gobelyan tarafından Türkçe’ye tercüme edilmişti.
Bir Türk dosta mektup
Senin ayağında bir diken var,
Kardeşim,
Benim yüreğimde bir tane senin için,
benim için de her şeyi güç kılıyor rahatsız.
Gülün dikenleri var el atılınca korur
bir kan damlası oluşabilir parmağın ucunda,
ama eğer dikkat edilirse
o kendi güzelliğini bağışlar
renk ve koku verir günlerimize
hatta damaklarımızı okşar
doyumsuz lezzetiyle.
Ben gülleri severim
dikenleri hep olacak
bundan kaçınılmaz
kardeşim...
Eğer sen karar verseydin
yüreğimdeki dikeni çekmeye
ayağındaki dikende beraber
çıkıp kaybolacaktı kendiliğinden
ve biz ikimiz senle ben
özgür olacaktık
ve kardeş...
Charles Aznavour
Kaynak:Ermeni Portreleri Hüdavendigar Onur Burak Yayınları İstanbul 2000