Son konular

Claude Debussy

zeberus1234

Yeni Üye
Tepkime
10
Yaş
36
Coin
2
Claude Debussy


Claude Debussy'nin (1862-1918) müziği, Fransız geleneğinin bir yansıması olmasına karşın ulusal sınırları aştı. Debussy çoğunlukla "Empresyonist" yani izlenimci olarak anıldı; oysa bu Debussy'nin sevmediği bir terimdi. Müziği, özellikle atmosferi-çevreyi tarif etmekte (bu, hayali bir durum ya da ortam olsa bile) çok başarılıydı. Bütün bunların dışında onun müziği klasikleşmiş müzik ölçütleri içinde bestelemeye-dinlemeye alışkın kişilerin müziği ile karşılaştırıldığında farklı ve arayışçı, önerici bir müzikti.
Debussy, Alman besteciler gibi büyük, geniş çaplı orkestralara yazmasına karşın asıl amacı, yoğun etkiler yerine yeni ve farklı sesler yaratmaktı. Çoğunlukla, o güne kadar alışıla gelmiş olanın dışında çalgılar kullandı. Alışılmışın dışında alaşımlar-uygulamalar yaptı, bir çalgıyı diğerlerinden farklı ve klasik müzikte alışıldığı türden bir etki ile tınlamasını getiren (orkestra içindeki yerleşim vb.) uygulamalara yenilerini ekledi. Melodilerini kısa ve dar bir aralıkta tuttu ancak müziğinin tınısı klasik müziğe ağırlığını veren Alman repertuarında görülenlerden farklı ve zengindi. Onun dönemindeki ressamların Uzak Doğu ve özellikle Japon sanatından esinlendiği gibi, Debussy de kilise tarzına ve Çin müziğine yöneldi.
Debussy'nin en iyi bilinen orkestra çalışması Pr
lude à L'apr
s-midi d'Un Faune [ Bir Pan'ın (Orman Perisi'nin) Öğleden Sonrası İçin Prelüd (1894) ], mitolojiyle ilgili bir şiirden esinlenilerek yazılmıştır. Bu çalışmanın açılışı, yumuşak bir flüt sesiyle başlar. Sonradan harp ve korno sesleri flüt sesine eşlik yapmak üzere eklenir ve flütten obuaya geçiş yapılır. Sesin rengi bir anda değişir. Daha sonra tekrar solo flüte dönülür. Diğer geleneksel orkestra çalışmalarının çoğundan farklı olarak, Pr
lude bir yere odaklanmamıştır ve belirgin bir yön görülmez. Ritim düzensizdir, armoni karmaşıktır. Bu Pr
lude sonsuzluktan esinlenir. Yansımayı ve hayali uyandırır. Bir düş kurmaya çağırır.

Bu eser, ruh olarak ressam Gaugin'in çalışmalarına yakındır. Hatta diğer bazı özellikleriyle - ses renklerinin zenginliği, formun açık dağılımı ile empresyonist ressamların resimlerini andırır. Monet ve diğer empresyonistler ve post-empresyonist ressamlar resme yeni bir içerik getirmiş ama Batı gerçekçiliğinin sınırlarının dışına çıkmamışlardır. Debussy ise müziğe yeni renkler ve uyumlar getirdi. Onun getirdikleri 20. yüzyıl Batı klasik müziğini ciddi ölçüde etkilemiştir.
Maurice Ravel de (1875-1937) Debussy gibi bir empresyonist Fransız bestecisidir. Onun Daphnis ve Chloe (1912) isimli bale müziği de en az Debussy'de sözünü ettiğimiz Pr
lude kadar zengindir. Ama Ravel'in melodileri, ritimleri ve tonlaması Pr
lude'den daha açık ve kolay anlaşılır durumdadır.
Besteci başka tarzlarda da eserler yazmıştır. Bu eserlerde empresyonist etkiler sınırlıdır. Maurice Ravel başka kültürlerin ve başka zamanların müziğini taklit etmeyi severdi: Viyana'nın vals müziğini La Valse'de (1920); İspanyol halk müziğini Bol
ro'da (1925); ve Amerikan cazını Concerto for Left Hand'de (1930) kullandığı görülür.
Eric Satie (1866-1925), alışılagelmişin oldukça dışında ve zıpır bir besteciydi. Anti-empresyonist ve anti-romantik olarak adlandırılır. İlk besteleri, Debussy'nin sakin ve soğuk melodilerini ve klasikleşmiş tarzının dışındaki etkiyi çağrıştırır. Ama, Eric Satie'nin stili daha çok bir kuruluk içermektedir. 20. Yüzyılın başlarında yazdığı sonraki besteleri o dönemin yerleşmiş inançlarına, adetlerine ve geleneklerine uygundu. Bestelerinin genellikle yerici-aykırı ve birbirine zıt başlıkları vardı. Örneğin Three Pieces in the form of a Pear (Armut Şeklinde Üç Parça) ve Dehydrated Embryos (Kurutulmuş Embriyonlar) gibi. Bu başlıklar genellikle Empresyonist resimlerin başlıklarıyla alay eden taklitlerdi, ayrıca bu başlıklarda Sentetik Kübizm, Dada ve Surrealism akımlarına eğilimler de görülür.
 

Similar threads

  • Soru
Claude Debussy (d. 22 Ağustos 1862- 25 Mart 1918) 20. yüzyılın en önemli Fransız bestecilerinden birisidir. Frederic Chopin’den bu yana piyano müziğinin en önemli bestecisi sayılır. Paris yakınlarında doğan Claude Debussy’nin anne ve babası porselen eşya satan bir dükkan işletmekteydi. Müzikal...
Cevaplar
0
Görüntüleme
11
  • Soru
Joseph-Maurice Ravel, (7 Mart 1875, Fransa – 28 Aralık 1937, Fransa), Fransız besteci ve piyanist. 20. yüzyılın önemli bestecilerindendir. Özellikle orkestrasyon konusunda çok başarılı olan Ravel’in en tanınmış eseri "Bolero"dur. "Bolero" kadar ünlü bir diğer çalışması, 1922’de Rus besteci...
Cevaplar
0
Görüntüleme
27
  • Soru
Paul Abraham Dukas (1 Ekim 1865, Paris - 17 Mayıs 1893, Paris), Fransız besteci, müzisyen ve müzik eğitimcisi. Yaşamı Paul Dukas, Paris'te doğdu ve müzik eğitimini o şehirde Paris Konservatıvarı'nda tamaladı. Konservatuvarda iken Fransız bestecileri ile, örneğin Georges Bizet, Claude Debussy...
Cevaplar
0
Görüntüleme
16
  • Soru
Manuel de Falla, İspanyol besteci ve piyanist. (23 Kasım 1876 – 14 Kasım 1946 ) İspanya’nın en tanınmış ve sevilen bestecilerindendir. Kendi vatanının geleneksel müziğinden etkilenmiş, onu diğer Avrupa stilleri ile birleştirerek kendine özgü bir müzik dili yaratmıştır. Baleler, şarkılar, piyano...
Cevaplar
0
Görüntüleme
15
  • Soru
Sevdiklerinle paylaşmayı unutma ! Claude Debussy’nin en ünlü eseri Clair de Lune, romantik bir piyano parçasıdır. Debussy, 1890’larda yazdığı bu eserinde, ay ışığının romantik ve mistik atmosferini yansıtmayı hedeflemiştir. Impressionist tarzda bestelenen bu parça, Debussy’nin en tanınmış ve...
Cevaplar
0
Görüntüleme
12
Üst Alt