Çocuğunuza Günde Üç Öğünde Israr Etmeyin
Yemek saatlerinde bir elinizde tabak bir elinizde oyuncakla çocuğunuzun peşinden koşmanıza gerek yok. Bırakın canı ne kadar istiyorsa o kadar yesin. Israr etmek yerine ona seçme şansı tanıyın ve en önemlisi bu seçime saygı duyun.
Annelerin en büyük kabuslarından biri çocuklarının yeterince yemek yememesidir. Hatta
birçoğumuz çocukken bu kalıplaşmış inanış nedeniyle saatlerce sofrada oturmak zorunda kalmış, “yeterince” yemek yemediğimiz için de en sevdiğimiz televizyon programını izlemeden erkenden yatağa gitmişizdir.
Oysa çocuk hastalıkları uzmanları ve pedagoglar ebeveynlerin yemek konusunda sergiledikleri bu baskıcı tavrın çocuğu onlarla inatlaşmaya sürükleyip yemek yemekten soğuttuğu görüşünde.
Arkadaşınızın kızı her kaşığa iştahla saldırıyor sizinki burun kıvırıyorsa ya da okuduğunuz onlarca masala rağmen çocuğunuzun yuttuğu lokma sayısı onu geçmiyorsa endişelenmeyin. Bırakın dilediği yemeği, dilediği kadar yesin hatta aç kalma hakkını bile kullansın. İnanın bir iki gün az yemekten zarar görmeyecek, sonradan kendi isteğiyle yemeye başlayacaktır. Hem de çalakaşık...
“Aşırı zorlayıcı davranmak çocuğu yemek yemekten soğutabilir”
Dr. Ayşe Sokullu (Çocuk Hastalıkları Uzmanı / Anadolu Sağlık Merkezi)
Yemek yedirirken ailelerin yaptığı en önemli hatalardan birisi, çocuğa karşı aşırı zorlayıcı davranmaktır. Bu tutum çocuğu yemek yemekten soğutabilir.
Yapılan diğer bir yanlış ise çocuğu pürüzsüz gıdalarla beslemeye çalışmaktır. Tavsiyem annelerin blender kullanımını minimumda tutmaları ve çocuğa çiğnemeyi öğretebilmek için erken yaşta katı gıdalar da vermeleri. Çocuğun sofrada oyun oynamasına izin vermek yardımcı olacaktır ama dikkati tamamen dağıtan oyunlar oynanmamalıdır. Çünkü çocuk, açlıkla yemenin ilişkisini kavrayabilmeli, o masada neden oturduğunu unutmamalıdır.
“Yemek masasını ailenin zevkle katıldığı bir konuşma ortamına çevirin”
Şebnem Turhan (Psikolog / Medical Park Bahçelievler Hastanesi)
Çocuklar yemek yeme alışkanlıklarını da diğer davranışları gibi anne ve babalarına bakarak şekillendirirler. Bu nedenle yemek masasını ailenin zevkle katıldığı bir konuşma ortamına çevirmek gerekir. Çocuk sofrada kurallara uyduğu zamanlarda övülmeli ve aksi hallerde kesinlikle baskıcı bir tavır sergilenmemelidir. Ayrıca beslenme ihtiyacının çocuktan çocuğa değişim göstereceği de unutulmamalıdır. Çocuğunuzu kardeşleri ve arkadaşlarıyla karşılaştırmak yerine kendi yemek yeme biçimine sahip olmasını destekleyin.
“Yemeğe gelmiyorsa bırakın aç yatsın”
Sevil Gümüş (Pedagog)
Bizim kültürümüzde annelerin çocuğa gereğinden fazla yemek yedirmek gibi bir alışkanlığı var. Ayrıca çocukların kendi başlarına yemek yemelerine de izin verilmiyor. Anneler kaşıkla çocuklarını kovalıyorlar. Çocuğunuzun kendi başına yemek yemesine izin verin. Dökse de yemeğe elini sokup tabakla oynasa da ona karışmayın. Masada beraber oturun, iyi vakit geçirmesini sağlayın. Yemek masasına gelmiyor ve sonra abur cubur istiyorsa buna izin vermeyin.
Alıntı
Yemek saatlerinde bir elinizde tabak bir elinizde oyuncakla çocuğunuzun peşinden koşmanıza gerek yok. Bırakın canı ne kadar istiyorsa o kadar yesin. Israr etmek yerine ona seçme şansı tanıyın ve en önemlisi bu seçime saygı duyun.
Annelerin en büyük kabuslarından biri çocuklarının yeterince yemek yememesidir. Hatta
birçoğumuz çocukken bu kalıplaşmış inanış nedeniyle saatlerce sofrada oturmak zorunda kalmış, “yeterince” yemek yemediğimiz için de en sevdiğimiz televizyon programını izlemeden erkenden yatağa gitmişizdir.
Oysa çocuk hastalıkları uzmanları ve pedagoglar ebeveynlerin yemek konusunda sergiledikleri bu baskıcı tavrın çocuğu onlarla inatlaşmaya sürükleyip yemek yemekten soğuttuğu görüşünde.
Arkadaşınızın kızı her kaşığa iştahla saldırıyor sizinki burun kıvırıyorsa ya da okuduğunuz onlarca masala rağmen çocuğunuzun yuttuğu lokma sayısı onu geçmiyorsa endişelenmeyin. Bırakın dilediği yemeği, dilediği kadar yesin hatta aç kalma hakkını bile kullansın. İnanın bir iki gün az yemekten zarar görmeyecek, sonradan kendi isteğiyle yemeye başlayacaktır. Hem de çalakaşık...
“Aşırı zorlayıcı davranmak çocuğu yemek yemekten soğutabilir”
Dr. Ayşe Sokullu (Çocuk Hastalıkları Uzmanı / Anadolu Sağlık Merkezi)
Yemek yedirirken ailelerin yaptığı en önemli hatalardan birisi, çocuğa karşı aşırı zorlayıcı davranmaktır. Bu tutum çocuğu yemek yemekten soğutabilir.
Yapılan diğer bir yanlış ise çocuğu pürüzsüz gıdalarla beslemeye çalışmaktır. Tavsiyem annelerin blender kullanımını minimumda tutmaları ve çocuğa çiğnemeyi öğretebilmek için erken yaşta katı gıdalar da vermeleri. Çocuğun sofrada oyun oynamasına izin vermek yardımcı olacaktır ama dikkati tamamen dağıtan oyunlar oynanmamalıdır. Çünkü çocuk, açlıkla yemenin ilişkisini kavrayabilmeli, o masada neden oturduğunu unutmamalıdır.
“Yemek masasını ailenin zevkle katıldığı bir konuşma ortamına çevirin”
Şebnem Turhan (Psikolog / Medical Park Bahçelievler Hastanesi)
Çocuklar yemek yeme alışkanlıklarını da diğer davranışları gibi anne ve babalarına bakarak şekillendirirler. Bu nedenle yemek masasını ailenin zevkle katıldığı bir konuşma ortamına çevirmek gerekir. Çocuk sofrada kurallara uyduğu zamanlarda övülmeli ve aksi hallerde kesinlikle baskıcı bir tavır sergilenmemelidir. Ayrıca beslenme ihtiyacının çocuktan çocuğa değişim göstereceği de unutulmamalıdır. Çocuğunuzu kardeşleri ve arkadaşlarıyla karşılaştırmak yerine kendi yemek yeme biçimine sahip olmasını destekleyin.
“Yemeğe gelmiyorsa bırakın aç yatsın”
Sevil Gümüş (Pedagog)
Bizim kültürümüzde annelerin çocuğa gereğinden fazla yemek yedirmek gibi bir alışkanlığı var. Ayrıca çocukların kendi başlarına yemek yemelerine de izin verilmiyor. Anneler kaşıkla çocuklarını kovalıyorlar. Çocuğunuzun kendi başına yemek yemesine izin verin. Dökse de yemeğe elini sokup tabakla oynasa da ona karışmayın. Masada beraber oturun, iyi vakit geçirmesini sağlayın. Yemek masasına gelmiyor ve sonra abur cubur istiyorsa buna izin vermeyin.
Alıntı