Çocuğunuzu televizyonla avutmayın

Konuyu Yükselt

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
1
Çözümler
1
Tepkime
41
Puanları
318
Yaş
35
Coin
256,935
Çocuğunuzu televizyonla avutmayın

Çocukların herzaman ilgi duyduğu bir araç olan televizyon zihinsel gelişimi ne kadar etkiliyor?



Televizyonun çocuklarla ilişkisi sürekli tartışılan bir konudur. Teknolojinin geliştiği günümüzde televizyon önemli bir iletişim aracıdır. Tabii ki doğru kullanıldığı sürece…

Televizyon çocukların her zaman için ilgi duyduğu bir araçtır. Özellikle sürekli değişen ve hareket halinde olan reklamlar ve müzikli programlar çocukların ilk aylarında dikkatini çeker. Çünkü birkaç aylık bebekler renkli, hareketli ve sesli şeylere ilgi duyarlar. Bu dönemde çocuğa yemek yedirmek ve ağlarken susturabilmek için anne babalar bebekleri televizyonla oyalamaya çalışırlar. Bebeklikten itibaren çocuğun televizyon izleme alışkanlığı bu yolla kazandırılır. Ayrıca çocuğun anne babayı model aldığı da düşünülecek olursa anne babanın televizyon izleme alışkanlıkları ve sınırlama yapmadıklarını düşünürsek çocuğun televizyon bağımlısı olması kaçınılmazdır. Her konuda olduğu gibi aşırı yapılan her şey kişiye zarar verebilir. Çocuğun gelişimine katkısı olabileceği gibi aşırı kullanıldığı ve sınırlama getirilmediği zaman psikososyal ve zihinsel gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Televizyon pasif olan bir etkinliktir. Çocuğun daha sosyal ve gelişiminin daha sağlıklı olmasını istiyorsak salt pasif bir öğretici olan televizyonu izletmek yerine öğreneceklerini deneyerek ve yaşayarak öğrenmesini sağlayabiliriz. Çok fazla televizyon seyrettirmek çocuğun dil gelişimini de olumsuz etkilemektedir. Sürekli televizyon karşısında vakit geçiren çocuğun konuşması gecikebilmektedir.

0-3 yaş dönemi çocuğun daha birebir ilişki kurabildiği bir yaş grubudur. Çocuğun psikomotor ve psikososyal gelişimi için bakıcı ya da annesi ile kurduğu iletişim çok önemlidir. Çevresine güvenmeyi ve nasıl iletişim kurabileceğini bu birebir olan ilişkiden öğrenir. Sevilmek, öpülmek, okşanmak ve ihtiyaçlarının karşılanmasını bekler. Bu ilişkiyi kurmak yerine çocuğu oturtup saatlerce televizyon seyrettirmek çocuğun gelişimini ve sosyalleşmesini olumsuz etkiler. Televizyon cansız bir araçtır. Sürekli onu izletmek onun duygusal ve sosyal uyaranlardan uzak kalmasına sebep olur. Çocukla göz kontağı kurmayan, gülümsemesine ve bağrışlarına cevap alamaması onun güven duygusunu zedeler. Bu yaş döneminde çocuğun bakıcısından alacağı duygusal yakınlık onda güveni destekleyecektir. Televizyon karşısında sürekli oturmaması birlikte oyun oynanması, ihtiyaçlarının karşılanması, masal okunması ve konuşulması çocuğun her türlü gelişimi açısından daha faydalıdır. Günde bir iki saati geçmemelidir.

3-6 yaş dönemi çocuğun diğer kişilerle iletişimi güçlenmeye başlar. Çocuk için yaşıtları ile iletişim kurma zamanıdır. Dil ve motor gelişimi tamamlanır. Bu dönem çocukta somut düşünce mevcuttur. Her gördüğünü ve öğrendiğini somut olarak yorumlar. Soyut düşünce gelişmediği için televizyonda ya da çizgi filmlerde gördüklerini gördüğü şekilde algılar. Gördüklerini uygulamaya çalışabilir. Hatta bu konuda medyadan bir takım olaylar yaşandığını öğreniyoruz. Kendini süperman sanan çocuklar gibi… Şiddet içeren çizgi filmler seyretmek çocuğun gergin, sinirli olmasına sebep olabilir. Aşırı kaygı çocuğun uykusunda bozukluklar yaratır. Yaşıtları ile iletişim kuramaz ve içe kapanabilir. Bu sebeple bu yaş döneminde de çocuk saatlerce televizyon önünde kalmamalıdır. Enerjisini tüketebileceği, eğlenebileceği ve gelişimine katkıda bulunabilecek aktivitelerle eğitilmelidir.

6-11 yaş grubunda olan çocuklar için artık eğitim yani okul başlangıcıdır. Soyut düşünce bu dönemde gelişmeye başlar. Bu dönemde çocuklar televizyondan yetişkinlerin etkilendiği şekilde etkilenecektir. Korku, gerilim ve şiddet içeren film ya da olaylar çocukta korkuya ve gerilime yol açar. Bu yaş çocukları için ders ve okul saatleri göz önüne alınarak televizyon izleme saatleri planlanmalıdır. Seçici ve eğitici programlar seçilmelidir. Aşırı olarak televizyon izlediğinde arkadaş ilişkileri ve okul başarısı etkilenebilir. Spor aktiviteleri de olumsuz etkilenebilir. Bu konuda nasıl ki bir takım bağımlılıklar insan üzerinde olumsuz etkiler yaratıyorsa, aynı etkiyi yaratacaktır. Bağımlılık kişinin düşünme, anlama ve algılama yeteneğinin gelişimini yetersiz kılacak ve insanı uyuşturabilecek bir şeydir.

Teknolojik gelişimin yaşandığı bu dönemde tabii ki sadece olumsuzluklarından bahsetmek televizyona haksızlık olur. Eğitici, öğretici programlar sunulmasına dikkat edilmelidir. Bu konuda çocuk psikologlarından ve pedagoglardan yardım almak doğru olandır.

Kimi zaman anne babalar çocuğun nasıl etkileneceğini göz önünde bulundurmaksızın, kendilerine zaman ayırmak, işini yapabilmek için çocuğu oyalamak amaçlı çocuğu televizyon önüne oturtuyorlar. Bu konuda ailenin eğitimi, sosyo-ekonomik yapısı da önemli bir faktördür. Değil çocuğuna kendine ya da eşiyle paylaşımlarına özen gösteremeyen pek çok yetişkin mevcut. Bu sebeple yetişkinler içinde televizyonda gösterilen programlara özen gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Anne babanın programlar konusunda seçici olması ve sınırlandırma yapması gerekir. İyi seçilmiş programlar çocuğun bilgisini ve hayal gücünü geliştirir. Çocuktan önce anne babanın bu programları gözden geçirip, seçim yapması uygun olacaktır. Çocuğun ilgisini çekecek ve birlikte vakit geçirilebilecek ortamlar sağlanmalıdır. Çocuk başta da söylediğimiz gibi gördüğü şeyi yapar yani model alır. Bu nedenle anne babalarda televizyon izleme de seçici olmalı, kimi zaman birlikte kitap okuma ve düşünce duygu paylaşımlarının olduğu ortamlar yaratmaya özen göstermeliler.

Çocuğa yeterli zaman ayırıp, onunla oyun oynamak, beraber bir şeyler yapmak, sohbet etmek onun televizyon seyretmek yerine sizinle yapacağı şeyleri tercih etmesine sebep olacaktır.

Çocuk kanallarının devamlı yayın yapmasını ele alacak olursak, burada da ailelerin çocuğun yaş grubuna uygun programları seçip, seyretmesini sağlaması uygun olacaktır. Seçici olmak, diğer zamanlarda da televizyonu kapatıp çocukla vakit geçirmek gerekir. Çocuğun duygusal, sosyal ve zihinsel gelişimin sağlıklı olabilmesi, anne babaların çocukla geçirdiği zaman ve uyaranlarla doğru orantılıdır.



Uzm.Psikolog Füsun Budak
 

Similar threads

  • Soru
Yirmi birinci yüzyılda hayatımızın her alanını kolaylaştıran teknoloji, çocukların da yaşam biçimlerini kaçınılmaz olarak etkilemektedir. Önceden sadece televizyonda çizgi film seyretme imkânı bulan çocuklar, sonra internetten çizgi film izlemeye ve oyun oynamaya başladılar. Bugünlerde ise...
Cevaplar
0
Görüntüleme
6
  • Soru
2 Yaş Çocuğunun Psikolojik Özellikleri 2 yaş, hareket edebilme ve konuşma becerilerinin kazanılmış olması ile birlikte bağımsızlaşma girişimlerinin görüldüğü bir yaş dönemidir. 2 yaş çocuğu bir taraftan anneye bağımlılığını sürdürürken bir taraftan da kendi başına hareket etmekten hoşlanır...
Cevaplar
0
Görüntüleme
13
  • Soru
Kaliteli zaman, ebeveynin ruhen ve bedenen çocuğun yanında olması bunu ona hissettirmesi ve onunla vakit geçirmesidir, kimsenin bölmediği, her şeyin kenara bırakıldığı çocuğa ayrılmış özel zamanlardır. Çocukla geçirilen zamanın niceliği değil, niteliği, sürekliliği ve beraber olması önemlidir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
7
  • Soru
TELEVİZYONUN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİLERİ 'İdeoloji görüntülerin içinden geçer'' Douglas Kellner Günümüzde gerekli gereksiz her yerde ve her biçimde tartışılan televizyonu iki körün tuttuğu fil örneğine benzetmek mümkündür. Her kesimden insanın kendi düzeyi ve beklentileri...
Cevaplar
0
Görüntüleme
10
  • Soru
Günümüzde en sık karşılaşılan problemlerden biri; çocuklarda, gençlerde ve hatta yetişkinlerde görülen ve "davranışsal bağımlılık" olarak değerlendirilen bilgisayar, tablet, telefon, televizyon bağımlılığıdır. Özellikle çocuklar, televizyonun, bilgisayarın tablet ve telefonunun karşısında adeta...
Cevaplar
0
Görüntüleme
7
Üst Alt