ÇOCUK GELIŞIMI

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
57
Yaş
36
Coin
256,936
FİZİKSEL GELİŞİM ÇOCUKLUK DÖNEMLERİ

Doğum öncesi Embiryo:0-8 hafta - Fetüs: 9 hafta-doğum Doğum sonrası

Yenidoğan:0-1 ay -Sütçocuğu:1-12 ay-Oyun çocuğu:1-3 yaş

Okul öncesi:4-5 yaş-Okul çocuğu:kız;6-10 yaş, erkek;6-12 yaş-Ergen: kız;10-16 yaş, erkek;12-18 yaş

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Vucut ağırlığı ve ağırlık artış hızı

İlk birkaç gün %5-10 kilo kaybı

7-10 günde doğum kilosuna ulaşma

Doğum ağırlığının 2 katı 4-5 ay

Doğum ağırlığının 3 katı 1 yaş

Doğum ağırlığının 4 katı 2 yaş

Ortalama ağırlıkoğumda 3,5 kg

1 yaşında 10 kg

5 yaşında 20 kg

10 yaşında 30 kg

Günlük ağırlık artışı: İlk 3-4 ayda 20-30 gr/gün,yılın kalanında 15-20 gr/gün

Oralama yıllık ağırlık artışı: 2 yaş ve ergenlik arasında yaklaşık 2,5 kg/yıl (sıçramalar ve değişiklik olmayan dönemler olabilir)

2. Boy uzunluğu ve boy uzama hızı

Ortalama boy: Doğumda 50 cm,1 yaşında 75 cm

3 yaşında 90 cm

4 yaşında ortalama 100 cm (doğum boyunun iki katı)

Yıllık ortalama uzunluk artışı: 4 yaş ile ergenlik arasında 4-7,5 cm

3. Baş çevresi ve baş çecresinde artış hızı

Ortalama BÇoğumda 35 cm

BÇ artışı: İlk yıl 1cm/ay (ilk 3 ay için 2 cm/ay,sonra daha yavaş), yaşamın geri kalanında 10 cm

4. Vücut bölümlerinin birbirine oranları:baş-pubis/pubis-ayak oranı;yenidoğanda 1.7,10 yaşında 1.0, ergenlikten sonra 1’in altında

GELİŞME-0LGUNLAŞMA

Dişlerin gelişimi: ilk dişler 5-10 ay(alt orta kesiciler),3 yaş civarında süt dişleri tamamlanır.

5-7 yaş (1.moler) kalıcı dişler çıkmaya başlar ve 25 yaşında tamamlanır. Dişlerin çıkması sırasında bir kısım çocuklarda birkaç gün kuru öksürük, uyku bozukluğu, huysuzluk, ateş, ishal görülebilir. Diş çıkarma yaşı bireysellik gösterir.

Genetik özellik ile tiroid hormonu diş gelişmesini etkileyen faktörlerin başında gelir. Eğer 16 aylığa kadar diş çıkımı olmamışsa gecikmiş olarak değerlendirilir, bu durum genellikle ailevi ya daidiopatiktir.

Kemik gelişimi: Kronolojik yaş hesaplanmasında, çocuğun erişkin yaşta ulaşacağı boy’un hesaplanmasında, büyüme-gelişme bozuklukluklarının değerlendirilmesinde önemlidir.

Nöromotor gelişme: Sinir-kas kontrolü belirli bir sıra izler. Bu sıra baş ve boyundan ayaklara, merkezden uçlara doğrudur.

Duyu organlarının gelişimi

Görme:Yenidoğan parlak bir cismi farkedebilir,tam görme (20/20)5-6 yaşında gelişir.

Koku,tat,dokunma: Yenidoğanda koku alma iyi değil, tat duyusu gelişmiş,3. aydan itibaren tükrük salgısı artar, dokunma duyusu, ilk 5 ayda dudaklar ve dil dışında tam gelişmiş değil.

İşitme:1/500

Dışkı-idrar:18-3 yaş

DEĞİŞİK YAŞLARDA NÖROMOTOR – PSİKOSOSYAL GELİŞME DÜZEYİ

PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM

Freud, kişilik gelişimi bakımından ilk çocukluk yıllarındaki yaşantıların önemini vurgular. Bu kurama göre normal gelişimin sağlanması için, gelişimin her döneminde bireyin temel ihtiyaçlarının doyurulması gerekmektedir. Eğer temel ihtiyaçlar karşılanmazsa kişilik gelişimi engellenir

Freud’a göre cinsel yaşam doğumu izleyen zamanda başlamaktadır. Freud’un psiko analitik kuramı ,psiko seksüel gelişimi her biri yeni bir sosyalleşme sorunuyla nitelenen beş temel döneme ayırmıştır.

1-ORAL DÖNEM

Bu dönem 0-1 yaş arasındaki bebeklik dönemini kapsar. Çocuklar emerken ve ısırırken ağız uyarısıyla doyum alırlar.

Freud’a göre anne ya da anne yerine geçen yetişkin tarafından çocuğun memeden erken kesilmesi ya da aksine çok uzun emzirilmesi onun bu döneme bağımlı olmasına neden olmaktadır.Emme ihtiyacı daha sonraki yaşamında da sürmektedir. Örneğin, öğrencilerin sinirli ve gergin olduğunda tırnak yemeleri, Freud’un oral bağımlılık olarak tanımladığı durumun bir göstergesidir.

FREUD’ a göre bebeğin bu evrede anne tarafından aşırı şekilde emzirilmesi veya memeden kesilmesi oral evreye takılmakla sonuçlanır. Dolayısıyla ağız yoluyla haz alma davranışı ilerde başka yaşantılara genellenmekte ve kişilik oral karakter kazanmaktadır. Oral karakterdeki kişiler gergin bağımlı ve karmaşık bir duygusal yapıya sahiptirler.

2-ANAL DÖNEM

İkinci gelişim dönemi olan anal dönem 1-3 yaşlarını kapsamaktadır.Çocuklar dışkılama yada dışkılarını tutma sırasında anal kas eğzersizleri ile doyum alırlar.

Çocuk bu dönemde kendini ve çevreyi kontrol etmeyi öğrenir. Sinirli,hoş görüsüz ve cezalandırma yoluyla tuvalet eğitimi veren anne baba ya da bakıcılar,çocuğun bu döneme bağımlı kalmasına neden olurlar. (Annenin bu dönemdeki tutumu ve dışkılama işlemine ilişkin kendi duyguları çocuğun ileride sahip olacağı karakter özelliklerini önemli oranda etkiler.

Daha ileriki yaşlarda bu durumun bilincine varan kimi çocuklar anormal davranışlar göstererek çeşitli cisimlerden yararlanma yolunada gidebilirler.

3-FALLİK DÖNEM

Bu dönem 3-6 yaşları arasını kapsamaktadır. Çocuklar bu dönemde genital organlarından zevk aldıklarını fark ederler. Karşı cins ebeveyne açık olarak daha fazla sevgi gösterisinde bulunurlar.

Gelişimin bu döneminde cinsel organlarının işlevlerine ilişkin cinsel ve saldırgan içerikli duygular önem kazanır.Farklı cinsten olan ebeveyne karşı cinsel duyguların aynı cinse olana karşı ise düşmanca duyguların oluşması ile belirlenir.

Psikanalistlere göre çocuğunda kendine özgü bir tür cinsel yaşamı vardır fakat bu büyüklerinkinden çok ayrıdır. Çocuk cinsiyetini de bu evrenin başında öğrenir.

3-4 yaşlarında iken çocuk nasıl doğduğunu sorar. Bu zamanda atlatmaca yanıtlar yerine doğru yanıt verme yolu tutulmalıdır. Bu yapılmazsa bu sorunlar çocukta birer karmaşa biçimine dönüşebilir ve sürer gider.

4-6 yaş ve sonrasını izleyen zamanda çocuk cinsel organlarıyla oynayarak kendi kendine bir tür doygunluk duyar.

4-GİZİL DÖNEM

6-12 yaş arası gizil dönem adını alır.Çocukların cinsel dürtüleri örtülür,enerjilerini kültürel beceriler kazanmak için harcarlar(oyun,ev dışı arkadaşlar).

Sürekli etkinlik içinde olan bu okul çağı çocuğunun çabalarına karşı çıkılırsa ,çocuk yaptıklarının değersizliğine inanır ve aşağılık duygusuna kapılır.

Tersine amaçlarının değerli olduğu hissettirilir ve desteklenirse çocuk işini mükemmel yapmayı başarır ve beceriler kazanır. 6-9 yaşlarında çocuk ergenlik dönemi çocuk ergenlik dönemi ile ilgili hazırlıklarını bilinç altında yapmaktadır.

Bu durgunluk döneminde çocuğun cinsel yaşamı büyüklerinkine hiç benzemeyen bir duygular ve eğilimler toplamıdır.

5-GENİTAL DÖNEM

12 yaştan sonra başlar. Hızlı fiziksel gelişme ve buluğa erme ile içsel,cinsel dürtüler artmaktadır.Öğretmenler ve aileler,ergenin ilgi ve ihtiyaçlarını gelişim özelliklerini tanıyıp ,ona anlayışlı ve saygılı davranarak problemlerini çözümlemede yardımcı olabilirler.

Freud,psikolojiye yeni yöntemler ve görüşler getirmişse de nesnel psikolojiye değer veren psikologlar tarafından yeterli görülmemektedir. Bununla birlikte ,ruhsal sorunların çözümünde bu görüşlerden yararlanılmaktadır.

Ergenlik döneminde ve sonraları cinsel enerji ,cinsel organlarda toplanır.Yetişkinlikte kişinin kimi cinsel sorunları ilk basamaktakilerle birlikte ortaya çıkar.Bu nedenle,çocuğun bu basamakları normal atlatmasına önem verilmelidir.

PİSİKOSOSYAL GELİŞİM

Erik Erikson, Freud’un kuramını ergenlikten sonra yaşlılığa kadar genişleterek sekiz psikososyal gelişim dönemini tanımlamıştır. Gelişimde kritik dönemler olduğuna inanmaktadır. Erikson’a göre, insanın yaşamında belli başlı sekiz kritik dönem vardır.Her dönemde de atlanması gereken bir kriz,bir çatışma bulunmaktadır.

İnsanların sağlıklı bir kişilik kazanmalarında bu dönemlerin başarılı olarak atlanması gerekmektedir. Eğer bir dönemdeki kriz tam olarak çözümlenemezse bireyin yaşamının daha sonraki dönemlerinde de bu kriz devam eder,çözümleninceye kadar problem yaratır.

1.Evre: GÜVENE KARŞI GÜVENSİZLİK

Doğumdan bir yaşına kadar sürer.Bu dönemde bebekler, çevresindeki dünyaya güvenip güvenemeyeceklerine ilişkin temel duygular edinirler.

Yaşamın ilk yılında çocuğun ihtiyaçlarının doyurulması,büyük ölçüde anne yada onun yerine geçen yetişkine bağlıdır.Bir başka deyişle,anne yada onun yerine geçen yetişkinle kurulan ilişkinin niteliği temel güven duygusunun ve toplumsallaşmanın özünü oluşturmaktadır.

Çocukta,iyimserlik ve mutlu olmanın temelleri atılır.

2.Evre:BAĞIMSIZLIĞA KARŞI UTANMA VE ŞÜPHECİLİK

1-3 yaş arasıdır.Bu dönemde çocukların çoğu yürümekte, başkalarıyla iletişim kurabilecek kadar konuşmaktadır.Çocuklar artık tümüyle başkalarına bağılı kalmak istemezler.Önceki dönemde temel güven duygusunu kazanmış çocuk, öz saygısını yitirmeksizin kendi kontrolünü kazanabilmesi için,özgürlüğü hissetmesi gerekmektedir.

Kendi kendine yemek yeme,eşyalarını toplama,giyinme ve soyunma,giysisini seçme,karşılaştığı bazı problemleri çözme çabalarında teşvik edilmelidir.Böylece çocukta bağımsızlık duygusunu temelleri atılır.Kendi kendini kontrol etme ve saygının özü bu dönemde oluşur.

3.Evre:GİRİŞKENLİĞE KARŞI SUÇLULUK DUYMA

3-6 yaş arasıdır.Çocuğun motor ve dil gelişimi,onun fiziksel ve sosyal çevresini daha fazla araştırmasına,daha atılgan olmasına imkan verir.

Gerek anne-baba gerekse okul öncesi eğitim kurumlarındaki öğretmenler çocuğun koşmasına,atlamasına,oynamasına izin verilmelidir ki çocukta girişkenlik duygusu gelişebilsin.

Doğal merakından dolayı çok sık azarlanan ve engellenen çocukta,suçluluk duygusu gelişmektedir.

4.Evre:BAŞARIYA KARŞILIK AŞAĞILIK DUYGUSU

6-12 yaş arasıdır.Erikson’a göre birey kişilik gelişim dönemlerinden ilkinde “bana ne verildiyse ben oyum” ikincisinde “ne yaparsam oyum” üçüncüsünde “hayal ettiğim şeyi olacak kişiyim” dördüncüsünde “ne öğrenirsem oyum” inancına sahiptir.

Bu dönemde çocuk okula gittiği için sosyal dünyasında büyük bir genişleme meydana gelir. Arkadaşlar ve öğretmenin çocuk üstündeki etkisi artarken ana-babanın etkisi giderek azalmıştır.

Çocuklar bu dönemde,yetişkinlerin kullandıkları aletleri kullanmaya çalışırlar;bir şey üretmeye çaba gösterirler.Çocukların çabaları desteklendiğinde,çalışma ve başarılı olma davranışları gelişir.

Aksi taktirde sürekli olarak yaptıklarında eleştirilen bir desteklenmeyen,beğenilmeyen çocuklar,yaptıklarının değersizliğine inanarak aşağılık duygusu geliştirebilirler.

5.Evre:KİMLİK KAZANMAYA KARŞI ROL KARMAŞASI

12-18 yaşları kapsar.Ergen bu dönemde kimlik arayışı içindedir.Hızlı fiziksel ve fizyolojik değişimiyle baş etmeye çalışırken bir yandan da gelecekteki eğitimi,kariyeri hakkında yeni kararlar verme durumundadır.

Ergenin üstünde akran gruplarının büyük bir etkisi vardır.Erikson’a göre ergen bu dönemde başarılı bir şekilde kimlik kazanma sorununu çözerse kendine güvenen,kendinden emin bir kişi olarak yaşamını sürdürür.Bu dönemde “Ben kimim?” sorusu çok önemli hale gelir.Ergen,bu soruyu cevaplarken, ana-babasından çok,akran gruplarından etkilenir.Ergenlik dönemi değişme zamanıdır.

Ergenin bu dönemde cevaplaması gereken birçok soru vardır.Bunlardan bazıları, “Çocuk mu yoksa yetişkin miyim?”, “Bir gün baba yada anne olacak mıyım?”, “Başarılı mı yoksa başarısız mı olacağım?”. Ergenin sağlıklı bir kimlik kazanmasında çevresinde model alabileceği yetişkinlerin bulunması önem taşımaktadır.

Erikson’a göre bu dönemde ergen,başarılı bir şekilde kimlik kazanma sorununu çözerse,kendine güvenen,kendinden emin bir kişi olarak yaşamını sürdürebilir ve başarılı olur.

6.EvreOSTLUK KAZANMAYA KARŞI YALNIZ KALMA

18-26 yaşlarını kapsar.Ergenlik döneminde kimliğini bulan kişi bu dönemde artık başkalarıyla yakınlıklar,dostluklar kurabilir.

Karşı cinsle arkadaşlıkta,sevgi ağırlık taşır.Gencin yaşamında evlilik ve iş kariyeri önemli hale gelir.Ergenlik döneminde dostluklar sağlam temeller üzerine kurulur.

Gencin yaşamında evlilik konuları ve evlenme önemli bir yer tutar.Bu dönemdeki krizi sağlıklı olarak atlatan kişi güvenli bir şekilde sevgiyi verme ve alma gücüne sahip olur.

Aksi durumda,başkalarıyla dostluk ilişkisi kurmada güçlük çeken genç,birey için istenmeyen ve salıksız olan psikolojik bir yalnızlığa itilebilir.

Genç yetişkinin bu dönemdeki krizi,öğretmenlerine ve çevresindeki tüm kişilere karşılıklı sorumluluklar düşmektedir.

İnsana sevgi ve saygıyı esas alan bir toplum yapısında,bu çatışmaların başarılı bir şekilde çözümlenebileceği gözlemlenmektedir.

7.Evre:ÜRETKENLİĞE KARŞI DURAKLAMA

Bu dönem orta yetişkinlik yıllarını kapsar.Birey için çocukları yoluyla neslini devam ettirmek önemli olduğu gibi evi dışında da gelecek nesillerin yetişmesine rehberlik ederek üretken olabilir.

Üretken olmadığında da bir işe yaramama duygusuna kapılıp durgunluk içine girebilir.Bu döneme olumlu atlatabilmesi için bireyin evini,işini paylaştığı kişilere önemli sorumluluklar düşmektedir.Yetişkin bu dönemde üretken,verimli ve yaratıcıdır.Kişi evi dışında da topluma yararlı işler yapabildiği,kendinden sonraki kuşaklara rehberlik edebildiği sürece üretkendir.

Aksi durumda bir işe yaramama duygusuna kapılabilir ve durgunluk dönemine girebilir.Etrafa karşı kayıtsız tavırlar geliştirirler.Sahte,köksüz ilişkiler kurar,kendi doyumunu ve çıkarını öncelikle gözetirler.Ayrıca hep yerinde saydığını düşünerek mutsuz olabilirler.

Bu dönemdeki krizi,bireyin olumlu bir şekilde atlatmasında;evini,işini paylaştığı kişilere yani çevresinde yoğun etkileşimde bulunduğu bireylere önemli roller düşmektedir.

8.Evre:BENLİK BÜTÜNLÜĞÜNE KARŞI UMUTSUZLUK

İleriki yetişkinlikteki yılları kapsar.Bu dönemde birey ya önceki yedi dönemin olumlu birikimi sonucu benliğini tam olarak bulmuş,mutlu, güvenli, sevilen,aranan bir kişi yada önceki dönemlerde çatışmaları sağlıklı olarak geçirmeme sonucu umutsuzluklar içinde hırçın aksi bir insan görünümündedir.

BİLİŞSEL GELİŞİM EVRELERİ

1- Sensorimotor: D0ğumdan 2 yaşına kadar, Öğrenme aktivite,araştırma ve çevrenin yönlendirmesiyle oluşur.Motor ve duygusal izlenimler daha sonraki öğrenmenin kaynağını oluşturur.

Kendini dünyadan ayırt etmeyi öğrenir

Öz kimlik duygusunun başlaması

Şemaların oluşturulması ve bütünleştirilmesi-meme emmenin süt oluşturması, çıngırağın sallanmasının ses çıkarması.

Nesnelerin kalıcılığının anlaşılması-oyuncağı görmese bile arama

Basit araç kullanımı

2- Uygulama öncesi: 2-6 yaş.Çocuk dil kullanımını, oyun ve başkasını taklit gibi dünyanın sembolik yansımalarını kullanabilir. Hala uzun süreli, sistematik düşünemez.

Sembolik oyunlar oynanır-bir şeyi başka bir şeyle temsil edebilir.

Benmerkezcilik biraz azalır-Diğerlerinin bakış açısını dikkate alır.

Deneyimi temsil etme yolları olarak dil ve çizimi geliştirir.

3- Somut uygulamalar: 6-11 yaş. Çocuk ilişkiler ve sınıflandırmalarda görebileceği gibi sınırlı mantıksal düşünce işlemlerinin üstesinden geleblir, ancak yönlendirilebilen, somut gereçler bulunmalıdır.

Görünümdeki değişikliklere karşın nesnelerin bazı yönlerinin aynı kaldığını farkeder(koruyuculuk)

Bir işlem yada olayı aklında tersine çevirebilir (tersine çevirebilirlik)

Eski ilişkilerden yenilerini çıkartabilir(geçişimcilik)

Nesneleri dizi haline sokabilir(serileştirme)

Objeleri ortak özelliklerine göre sınıflandırabilir (sınıflandırma)

4- Biçimsel uygulamalar: 12 yaş sonrası. Mantıksal ve özet olarak anlama.Formülleştirebilir ve varsayımları sınayabilir. Düşünce artık somut gerçekliğe dayanmaz. Olasılıklarla oynayabilir.

Soyut düşüncelerle ilgilenebilir.

Değişkenleri bilimsel bir ortamda yönlendirebilir.

Benzerlik ve mecazlarla ilgilenebilir.

Kendi düşüncesinin yanlışlığını görebilir.

Şifrelerle ve dizi içindeki değişimlerle başa çıkabilir.

Kohlberg ahlaksal düşünmenin gelişmesini, Piaget’nin kuramına dayandırmış ve ahlaksal düşüncenin gelişmesini gösteren 7 aşamalı bir tablo oluşturmuştur.

1. Aşama. Cezave İtaat Yönelimi : Davranış bütünüyle dışarıdan denetlenir.Cezalandırılan davranış kötü, ödüllendirilen davranış iyidir.

2. Aşama. Bireysellik, Amaca Yönelik Değiş-Tokuş : Bireyin gereksinmelerini gideren her şey doğrudur.

3. Aşama. İyi Çocuk Yönelimi : Diğerlerini, özellikle kişinin aile üyeleri gibi yakını olan kimseleri memnun etmek için yapılan hareketler doğrudur.

4. Aşama. Yasa ve Düzen Yönelimi : Çocuğun algılaması aile içi sorunları aşmış ve tüm toplumu kapsamaya yönelmiştir.

5. Aşama. Toplumla Sözleşme Yönelimi : Yasalar önemlidir, ancak bu aşamada yasalar, istendiğinde değiştirilebilen sözleşmeler olarak görülür.

6. Aşama. Evrensel Ahlak İlkeleri : Bu aşamada bireyin düşünüşünü temel ahlak ilkeleri belirler.

7. Aşama. Kutsallıktan Kaynaklanan Ahlak Anlayışı : Bu aşamada birey kendini, içinde yaşadığı toplumu, insan ırkını aşan evrensel bir düzen kurmaya çabalar ve bu kutsal düzenin bir parçası olarak her şey ile uyum içinde yaşamaya yönelir. Bu tip düşünüşün temelinde Mevlana’nın, yaratıcıya duyulan sınırsız sevgi ve bağlılığın yattığı, “gel ne olursan gel,evimiz gönül evidir, kapısı herkese açıktır” anlayışı yatar.

Sonuç olarak,insanın kişiliğinin şekillenmesinde ve gelişiminde başlangıçta anne ya da onun yerine geçen yetişkinden başlayarak daha sonra aile,okul,şehir ve dünyadaki diğer insanlar önemli rol oynamaktadır.O halde mutlu insanlardan oluşan mutlu bir toplum meydana getirmek istiyorsak,bireyin her dönemdeki temel ihtiyaçlarını en iyi şekilde doyurmasını sağlamak çatışmalarını çözümlemesine yardım etmek üzere çaba harcamamız gerekmektedir.

ERGENLİK

Çocukların erişkinliğe geçiş sürecidir.Hormanal etki ile vücut gelişimi hızlanır.

Bu dönem biyolojik varyasyonun bireysel farklılıkların en belirgin olduğu dönemdir. İlk olarak kızlarda başlar (kız:8-13 yaş arası başlar, erkekte:9-14 yaşında başlar,2-6 yıl sürer.

Puberte başlangıcına kadarçocuklar nihai boylarının %80’ine ulaşırlar.

Büyüme hızı kızlarda 7-8 cm/yıl, erkeklerde 8-9 cm/yıl.

Menarş’da kızlar boylarının %97,5’ini amamlamıştır.Sonrasında kızların boyu 5-7,5 cm (1-11 cm) uzar.

Ergenliğin sonunda boy uzaması %99 tamamlanmıştır.

Ergenlik döneminde kızlar 20-25, erkekler 25-28 cm uzar.Uzama kızlarda 16, erkeklerde18 yaşında durur.

Puberte döneminde ağırlık kızlarda yaklaşık 16 kg, erkeklerde 20 kg artar.

Ergenlik döneminde sorunlar

Erken veya geç puberte.

Şişmanlık

Anoreksia nervosa:16-18 yaş kız 1/100.

Kronik hastalıklarda ağırlaşma(DM,Tbc)

Besi elemanlarının eksikliği

İskelet bozuklukları(skolyoz,epifiz kayması,Osgood-Schlatter)

Akne

Jinekomasti(%30-65,14-16 yaş arası,6ay-3yıl sürer)

Hirsutismus:ergenlikte kızlarda vücut kıllanması olur.

Guatr

Meme asimetrisi ve kitleleri:%25

Adet düzensizlikleri ve fizyolojik lökore.

Psikosomatik(işlevsel): Baş, karın ağrıları,kronik yorgunluk.

Pisikolojik problemler:Bu dönemde okulda başarısızlık,okul fobisi, cinsel davranış bozuklukları, suç işleme, evden kaçma, şiddet,depresyon,madde kullanımı gibi ağır sonuçlara sebep olabilecek uyum güçlükleri sıktır.İntehar olayları hız kazanmıştır.

Psikoz,şizofreni,manik-depressif hastalık gibi ciddi pisikotik hastalıklar ilk defa ergenlikte ortaya çıkar.
 
Üst Alt