Bu yıl en iyi film oscarını alan spotlight filmin de kilisede yıllar boyu gerçekleşen çocuk istismarı ,bu
durumun üstünün kapatılması ve gazetecilerin olayın ortaya çıkması mücadelesini izledik. İstismar
yıllarca gizlenmiş, istismarcılarla ilgili cezalandırmaya yönelik bir girişim olmamış ve en önemlisi de
istismar olağan bir hale getirilmeye çalışılmıştı. Hatta kendisi de çocukluk çağında istismara uğrayan
istismarcının durumu olağan algılanması dikkat çekiciydi.
Ülkemizde de patlak veren benzer bir skandaldan sonra çocukluk çağı istismarları gündeme oturdu.
Ülke gündemindeki şiddet olaylarıyla birlikte istismar olayları da toplumda güvensizlik ve tedirginlik
yarattı. Çocukluk çağında yaşanan bir çok olayı istismar olarak görmeyen, üstünü kapatmayı tercih
eden, konuşmaktan ve tartışmak tan kaçınan bir toplumda yaşamaktayız. Bunun anlamı yıllarca
çocukluk yaşında evlendirilmenin olağan sayıldığı, ensest olaylarının kapatıldığı aile içi sır olarak
saklandığı, tecavüzlerin korku ve yanlış anlaşılma korkusuyla gizlendiği, aile içi şiddetin, çocuğa
uygulanan duygusal yoksunlukların önemsenmediğidir.
Çocukluk yaşı istismarlarından bahsettiğimizde sadece cinsel değil, fiziksel, duygusal istismarları da
unutmamalıyız.
Pek çok çalışma istismara maruz kalan çocuk ,ergen ve yetişkinlerin psikolojik sorunlarının daha
yüksek olduğunu göstermiştir. Bu çocuklarda depresyon, kaygı ve kişilik bozuklukları daha çok
görülmektedir. İstismar yaşantısı ile ilgili olarak istismarın şiddeti ve süresi ve istismarcının kimliği ve
çocuğa yakınlık derecesi gibi özelliklerin de risk faktörleri olarak gelişimsel sonuçlarla ilişkili olduğu
bilinmektedir. İstismarcı ,çocuğun yakınıysa ve özellikle de anne-babasıysa ,istismar uzun süre
yaşanmışsa ve çocuğa şiddetli istismar uygulanmışsa çocuk üzerindeki yıkıcı etkileri daha ağır
olmaktadır.
Aynı zamanda dikkat edilmesi gereken durum istismara uğrayan kişilerin kendilerinin de istismarcı ya
dönüşebileceğidir.
Toplumsal duyarlılık, gereken önlemlerin alınması , sağlıklı aile yapısı, çocuğu koruyan yasal
düzenlenmelerin alınması, suçların cezasız kalmaması önemlidir.
Tecavüze uğrayan kişilerin arandığı düşüncesi, kızını dövmeyen dizini döver anlayışının benimsendiği,
çocuğun duygusal ihtiyaçlarının yok sayıldığı bir anlayışın değişmesi önceliğimiz olmalıdır.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Hayriye Pervin Karakaş
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.
durumun üstünün kapatılması ve gazetecilerin olayın ortaya çıkması mücadelesini izledik. İstismar
yıllarca gizlenmiş, istismarcılarla ilgili cezalandırmaya yönelik bir girişim olmamış ve en önemlisi de
istismar olağan bir hale getirilmeye çalışılmıştı. Hatta kendisi de çocukluk çağında istismara uğrayan
istismarcının durumu olağan algılanması dikkat çekiciydi.
Ülkemizde de patlak veren benzer bir skandaldan sonra çocukluk çağı istismarları gündeme oturdu.
Ülke gündemindeki şiddet olaylarıyla birlikte istismar olayları da toplumda güvensizlik ve tedirginlik
yarattı. Çocukluk çağında yaşanan bir çok olayı istismar olarak görmeyen, üstünü kapatmayı tercih
eden, konuşmaktan ve tartışmak tan kaçınan bir toplumda yaşamaktayız. Bunun anlamı yıllarca
çocukluk yaşında evlendirilmenin olağan sayıldığı, ensest olaylarının kapatıldığı aile içi sır olarak
saklandığı, tecavüzlerin korku ve yanlış anlaşılma korkusuyla gizlendiği, aile içi şiddetin, çocuğa
uygulanan duygusal yoksunlukların önemsenmediğidir.
Çocukluk yaşı istismarlarından bahsettiğimizde sadece cinsel değil, fiziksel, duygusal istismarları da
unutmamalıyız.
Pek çok çalışma istismara maruz kalan çocuk ,ergen ve yetişkinlerin psikolojik sorunlarının daha
yüksek olduğunu göstermiştir. Bu çocuklarda depresyon, kaygı ve kişilik bozuklukları daha çok
görülmektedir. İstismar yaşantısı ile ilgili olarak istismarın şiddeti ve süresi ve istismarcının kimliği ve
çocuğa yakınlık derecesi gibi özelliklerin de risk faktörleri olarak gelişimsel sonuçlarla ilişkili olduğu
bilinmektedir. İstismarcı ,çocuğun yakınıysa ve özellikle de anne-babasıysa ,istismar uzun süre
yaşanmışsa ve çocuğa şiddetli istismar uygulanmışsa çocuk üzerindeki yıkıcı etkileri daha ağır
olmaktadır.
Aynı zamanda dikkat edilmesi gereken durum istismara uğrayan kişilerin kendilerinin de istismarcı ya
dönüşebileceğidir.
Toplumsal duyarlılık, gereken önlemlerin alınması , sağlıklı aile yapısı, çocuğu koruyan yasal
düzenlenmelerin alınması, suçların cezasız kalmaması önemlidir.
Tecavüze uğrayan kişilerin arandığı düşüncesi, kızını dövmeyen dizini döver anlayışının benimsendiği,
çocuğun duygusal ihtiyaçlarının yok sayıldığı bir anlayışın değişmesi önceliğimiz olmalıdır.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Hayriye Pervin Karakaş
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.