Obsesyon ve kompulsiyon tanımları nelerdir?
Çeşitli Türkçe kaynaklarda obsesyona “takıntı” kompulsiyona ise “zorlantı” tanımlaması getirilse de artık çoğu kaynak obsesyon ve kompulsiyon terimleri kullanılmaktadır. Tanımlayacak olursak obsesyon kişinin kontrolü dışında ortaya çıkan tekrarlayıcı düşüncelerdir. Ortaya çıktıklarında kişilerde rahatsızlık hissi meydana getirirler. Bu rahatsızlık hissinin kaybolması için kompulsiyon denilen bir takım davranışlar sergilenmektedir. Hastalar bu türden düşünce ve eşlik eden davranışların mantıksız olduğunu çoğu defa bilirler ve bunlardan kurtulamadıklarından şikayet ederler.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) tanımı nedir?
OKB çeşitli obsesyonlar ve kompulsiyonlarla birlikte seyreden ve kişinin bu düşünce davranış ikilisi nedeni ile günlük hayatını olumsuz etkileyen kronik seyirli ciddi bir psikiyatrik hastalıktır. Kişiler genellikle bu düşüncelerin doğurduğu sıkıntı hissini bastırmak için sergiledikleri davranışlar, ve düşüncelerin tekrarlamaması amacıyla kaçındıkları belirli durumlar nedeniyle bir çok günlük aktivite sırasında çeşitli sınırları aşmazlar ki buna ritüel (adet) denilmektedir. Örneğin kirlilik takıntıları nedeniyle sürekli ellerini yıkayan bir hasta, elleri kirlenmesin düşüncesiyle belirli nesnelere dokunmak istemeyebilir. Bu da gün içerisinde sürekli belirli aktivitelerden kaçınmayı, planlanan işlerin hep benzer yollar izlenerek yapılması durumuna yol açar. Hastalık çoğunlukla 15-40 yaşları arasında başlayarak dalgalı bir seyir izler.
Çocuk ve Ergenlerde OKB görülür mü?
Evet görülür. Günümüzde OKB'nin çocuklukta ve erişkinlikte benzer belirtilerle ortaya çıktıkları ve olguların yarısına yakınında çocuk-ergen döneminde başladığı anlaşılmıştır.
OKB Çocuk ve Ergenlerde sık gözlenen bir hastalık mıdır?
Kısmen sık olarak görülmektedir. Yapılan çalışmalar %1-3 oranında olduğunu söylemektedir. Türkiye’de yapılan bir örneklemde 200 çocukta birinde görülmekte olduğunu söylemektedir. Çocukluk döneminde erkeklerde daha fazla görülürken ergenlikle birlikte kızlar ve erkeklerde eşit oranda görülür.
Gelişimin bir parçası sayılan normal olarak görülen takıntılar ve ritüel davranışlar var mıdır?
Evet gelişimin bir parçası olarak bir takım ritüel haline gelen davranışlar görülebilir. Bunlar hastalık belirtisi değildir. Normal olarak görülen törensi davranışları ve görülme yaşlarını aşağıda ki tabloda özetlemeye çalıştım. Bu ritüeller genellikle günlük hayatın bir parçasıdır ve çocuğun yaşam kalitesini etkilemezler. Yaşamlarının süre olarak önemsiz bir parçasını oluştururlar. Genellikle sıkıntı vermezler. Aksine endişe ve kaygı ile baş etme becerilerini artırırlar.
Normal olarak görülen takıntı ve ritüeller ne zaman hastalık olmaya başlar?
Öncelikle şunu belirtmem gerekir. Bu davranışlar çoğu zaman bir hastalık belirtisi değildir. Ancak obsesyonlar ve kompulsiyonlar çocuğun günlük hayatını zora sokacak duruma gelirse, 2 haftadan uzun sürerse, çocuk bunların saçma düşünce olduğunu kabul etse bile bu durumdan sıkıntı duyarsa bu durum OKB’yi düşündürebilir ve bir çocuk ve ergen psikiyatrisine başvurulması gerekir.
OKB nedenleri nelerdir?
Günümüzde yapılan çalışmalar OKB’nin artık bir beyin hastalığı olduğunu göstermektedir. Özellikle orbitofrontal korteks, singulat korteks ve nuc. Kaudatus gibi beyin bölgelerindeki bozulmaların bu hastalığın gelişmesinde önemli yer tutar. Ayrıca serotonin adı verilen bir beyin kimyasalında ki bozukluk yapılan çalışmalarda gözlemlenmiştir. Bir kısım OKB hastalarında ise hastalığın başlangıcından hemen önce streptekok adı verilen bir mikrobun enfeksiyonunun gözlemlenmesi bu mikrobun hastalığın gelişmesinde etkili olabileceği akla getirmektedir. Ancak bu tür enfeksiyonların sonrasında başlayan hastalık genellikle çok nadirdir.
OKB ebeveyn tutumları sonucu gelişir mi?
Hayır, yapılan çalışmalar aile tutum ve davranışlarının, okul sorunlarının ve çevresel faktörlerin hastalığın gelişiminde etken olmadığı belirtilmektedir.
OKB hangi psikiyatrik hastalıklarla birliktelik gösterir?
Özellikle çocuk ve ergenlerde OKB bir takım psikiyatrik durumlarla birlikte gözlenir. En sık birlikteliği Tik Bozukluğudur. Tikler ani ortaya çıkan sıçrayıcı kas hareketleridir. Bazı vakalarda garip sesler şeklinde de meydana gelebilir. Yapılan beyin görüntüleme çalışmaları tiklerin ve obsesyonların aynı beyin bölgelerinden kaynaklandığını göstermektedir. Ayrıca yukarıda belirtiğim enfeksiyöz olaylar neticesinde gelişen OKB’ye genellikler tiklerde eşlik eder. İkinci eşlik eden durum ise Dikkat eksikliğidir. Dikkat sorunları obsesyonların bir neticesi olabileceği gibi ayrı bir antite olarak da görülebilir. Özellikle ergenlerde OKB ile birlikte Depresyon sıklıkla görülür.
OKB nasıl tedavi edilir?
OKB hastalığı tedavisinde 2 temel yöntem vardır. İlaç tedavisi ve Bilişsel Davranışçı Terapi. En uygun olan her iki yöntemin bir arada kullanılmasıdır. Bazı hafif vakalarda tek başına terapi yeterli iken çoğu vakada ilaç tedavisi mutlak gereklidir. İlaç tedavilerinde başlıca silahlar antidepresanlardır. Ancak depresyondaki dozlarından daha yüksek dozlarda ve daha uzun müddette kullanılmalıdır. Genellikle ilk atakta iki yıl tedaviye devam etmek gerekir. İlaç tedavisine yanıt genel olarak 8-12 haftada yanıt alınır. Çocuk ve ergenlerde onay almış ve güvenle kullanabileceğimiz bir çok OKB ilacı mevcuttur. Bu ilaçlar kesinlikle bağımlılık yapmaz. Yan etkileri genelde ılımlıdır. Tedavi sırasında beklenmedik bir etki gördüğünüzde mutlaka hekiminize başvurunuz.
OKB olan çocuk ve ergenlerin aileleri çocuklarına nasıl davranmalılar?
Öncelikle ailelerimiz bu hastalıkla alakalı bilgilenmeleri çok önemli. Şunu akıldan çıkarmamak lazım sürekli el yıkayan ya da garip sorular soran çocuğunuz aslında bu davranışları kesinlikle yapmak istemiyor ve bu durumdan en müzdarip olan da yine çocuğumuz. O yüzden kesinlikle suçlayıcı tavırlara girilmemelidir. Obsesyonlara karşı uzun ikna edici konuşmalar aksine çocuğun kafasını karıştırmak ve hastalık yüzünden kendisini kötü hissetmesine neden olmaktan öteye gitmez. Kızmak, bağırmak, cezalandırıcı tutumlar sergilemek hastalığın gidişatını daha kötüye götürdüğü gibi depresyon gibi pek çok hastalığa zemin hazırlayacaktır. Aile içi iletişimini artırmak, sosyal ya da sportif faaliyetlere yönlendirmek ve hastalığın belirtilerini gündemde tutmamak en önemli yapılacak tavırlardır. OKB’ye sanki grip nezle yada kronik bir bedensel hastalıkmış gibi tepki göstermek ve çocuğumuza hep birlikte bu hastalığın üstesinden geleceğimiz güvencesini vermek onu rahatlatacak ve tedaviye karşı motivasyon sağlayacaktır.
Çeşitli Türkçe kaynaklarda obsesyona “takıntı” kompulsiyona ise “zorlantı” tanımlaması getirilse de artık çoğu kaynak obsesyon ve kompulsiyon terimleri kullanılmaktadır. Tanımlayacak olursak obsesyon kişinin kontrolü dışında ortaya çıkan tekrarlayıcı düşüncelerdir. Ortaya çıktıklarında kişilerde rahatsızlık hissi meydana getirirler. Bu rahatsızlık hissinin kaybolması için kompulsiyon denilen bir takım davranışlar sergilenmektedir. Hastalar bu türden düşünce ve eşlik eden davranışların mantıksız olduğunu çoğu defa bilirler ve bunlardan kurtulamadıklarından şikayet ederler.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) tanımı nedir?
OKB çeşitli obsesyonlar ve kompulsiyonlarla birlikte seyreden ve kişinin bu düşünce davranış ikilisi nedeni ile günlük hayatını olumsuz etkileyen kronik seyirli ciddi bir psikiyatrik hastalıktır. Kişiler genellikle bu düşüncelerin doğurduğu sıkıntı hissini bastırmak için sergiledikleri davranışlar, ve düşüncelerin tekrarlamaması amacıyla kaçındıkları belirli durumlar nedeniyle bir çok günlük aktivite sırasında çeşitli sınırları aşmazlar ki buna ritüel (adet) denilmektedir. Örneğin kirlilik takıntıları nedeniyle sürekli ellerini yıkayan bir hasta, elleri kirlenmesin düşüncesiyle belirli nesnelere dokunmak istemeyebilir. Bu da gün içerisinde sürekli belirli aktivitelerden kaçınmayı, planlanan işlerin hep benzer yollar izlenerek yapılması durumuna yol açar. Hastalık çoğunlukla 15-40 yaşları arasında başlayarak dalgalı bir seyir izler.
Çocuk ve Ergenlerde OKB görülür mü?
Evet görülür. Günümüzde OKB'nin çocuklukta ve erişkinlikte benzer belirtilerle ortaya çıktıkları ve olguların yarısına yakınında çocuk-ergen döneminde başladığı anlaşılmıştır.
OKB Çocuk ve Ergenlerde sık gözlenen bir hastalık mıdır?
Kısmen sık olarak görülmektedir. Yapılan çalışmalar %1-3 oranında olduğunu söylemektedir. Türkiye’de yapılan bir örneklemde 200 çocukta birinde görülmekte olduğunu söylemektedir. Çocukluk döneminde erkeklerde daha fazla görülürken ergenlikle birlikte kızlar ve erkeklerde eşit oranda görülür.
Gelişimin bir parçası sayılan normal olarak görülen takıntılar ve ritüel davranışlar var mıdır?
Evet gelişimin bir parçası olarak bir takım ritüel haline gelen davranışlar görülebilir. Bunlar hastalık belirtisi değildir. Normal olarak görülen törensi davranışları ve görülme yaşlarını aşağıda ki tabloda özetlemeye çalıştım. Bu ritüeller genellikle günlük hayatın bir parçasıdır ve çocuğun yaşam kalitesini etkilemezler. Yaşamlarının süre olarak önemsiz bir parçasını oluştururlar. Genellikle sıkıntı vermezler. Aksine endişe ve kaygı ile baş etme becerilerini artırırlar.
Normal olarak görülen takıntı ve ritüeller ne zaman hastalık olmaya başlar?
Öncelikle şunu belirtmem gerekir. Bu davranışlar çoğu zaman bir hastalık belirtisi değildir. Ancak obsesyonlar ve kompulsiyonlar çocuğun günlük hayatını zora sokacak duruma gelirse, 2 haftadan uzun sürerse, çocuk bunların saçma düşünce olduğunu kabul etse bile bu durumdan sıkıntı duyarsa bu durum OKB’yi düşündürebilir ve bir çocuk ve ergen psikiyatrisine başvurulması gerekir.
OKB nedenleri nelerdir?
Günümüzde yapılan çalışmalar OKB’nin artık bir beyin hastalığı olduğunu göstermektedir. Özellikle orbitofrontal korteks, singulat korteks ve nuc. Kaudatus gibi beyin bölgelerindeki bozulmaların bu hastalığın gelişmesinde önemli yer tutar. Ayrıca serotonin adı verilen bir beyin kimyasalında ki bozukluk yapılan çalışmalarda gözlemlenmiştir. Bir kısım OKB hastalarında ise hastalığın başlangıcından hemen önce streptekok adı verilen bir mikrobun enfeksiyonunun gözlemlenmesi bu mikrobun hastalığın gelişmesinde etkili olabileceği akla getirmektedir. Ancak bu tür enfeksiyonların sonrasında başlayan hastalık genellikle çok nadirdir.
OKB ebeveyn tutumları sonucu gelişir mi?
Hayır, yapılan çalışmalar aile tutum ve davranışlarının, okul sorunlarının ve çevresel faktörlerin hastalığın gelişiminde etken olmadığı belirtilmektedir.
OKB hangi psikiyatrik hastalıklarla birliktelik gösterir?
Özellikle çocuk ve ergenlerde OKB bir takım psikiyatrik durumlarla birlikte gözlenir. En sık birlikteliği Tik Bozukluğudur. Tikler ani ortaya çıkan sıçrayıcı kas hareketleridir. Bazı vakalarda garip sesler şeklinde de meydana gelebilir. Yapılan beyin görüntüleme çalışmaları tiklerin ve obsesyonların aynı beyin bölgelerinden kaynaklandığını göstermektedir. Ayrıca yukarıda belirtiğim enfeksiyöz olaylar neticesinde gelişen OKB’ye genellikler tiklerde eşlik eder. İkinci eşlik eden durum ise Dikkat eksikliğidir. Dikkat sorunları obsesyonların bir neticesi olabileceği gibi ayrı bir antite olarak da görülebilir. Özellikle ergenlerde OKB ile birlikte Depresyon sıklıkla görülür.
OKB nasıl tedavi edilir?
OKB hastalığı tedavisinde 2 temel yöntem vardır. İlaç tedavisi ve Bilişsel Davranışçı Terapi. En uygun olan her iki yöntemin bir arada kullanılmasıdır. Bazı hafif vakalarda tek başına terapi yeterli iken çoğu vakada ilaç tedavisi mutlak gereklidir. İlaç tedavilerinde başlıca silahlar antidepresanlardır. Ancak depresyondaki dozlarından daha yüksek dozlarda ve daha uzun müddette kullanılmalıdır. Genellikle ilk atakta iki yıl tedaviye devam etmek gerekir. İlaç tedavisine yanıt genel olarak 8-12 haftada yanıt alınır. Çocuk ve ergenlerde onay almış ve güvenle kullanabileceğimiz bir çok OKB ilacı mevcuttur. Bu ilaçlar kesinlikle bağımlılık yapmaz. Yan etkileri genelde ılımlıdır. Tedavi sırasında beklenmedik bir etki gördüğünüzde mutlaka hekiminize başvurunuz.
OKB olan çocuk ve ergenlerin aileleri çocuklarına nasıl davranmalılar?
Öncelikle ailelerimiz bu hastalıkla alakalı bilgilenmeleri çok önemli. Şunu akıldan çıkarmamak lazım sürekli el yıkayan ya da garip sorular soran çocuğunuz aslında bu davranışları kesinlikle yapmak istemiyor ve bu durumdan en müzdarip olan da yine çocuğumuz. O yüzden kesinlikle suçlayıcı tavırlara girilmemelidir. Obsesyonlara karşı uzun ikna edici konuşmalar aksine çocuğun kafasını karıştırmak ve hastalık yüzünden kendisini kötü hissetmesine neden olmaktan öteye gitmez. Kızmak, bağırmak, cezalandırıcı tutumlar sergilemek hastalığın gidişatını daha kötüye götürdüğü gibi depresyon gibi pek çok hastalığa zemin hazırlayacaktır. Aile içi iletişimini artırmak, sosyal ya da sportif faaliyetlere yönlendirmek ve hastalığın belirtilerini gündemde tutmamak en önemli yapılacak tavırlardır. OKB’ye sanki grip nezle yada kronik bir bedensel hastalıkmış gibi tepki göstermek ve çocuğumuza hep birlikte bu hastalığın üstesinden geleceğimiz güvencesini vermek onu rahatlatacak ve tedaviye karşı motivasyon sağlayacaktır.