Varikosel; testisin içinde bulunduğu ve skrotum adı verilen torbalardaki toplar damarları genişlemesi demektir. Erkeklerde kısırlık ve ağrıya yol açabilmesi nedeni ile önemlidir. Genel olarak görülme oranı ’dir. 10 yaşın altındaki çocuklarda nadiren görülen bu durum ergenliğe doğru giderek sıklaşır. Varikosel sıklıkla solda görülürken tek başına sağ tarafta görülmesi oldukça nadirdir.
Varikosel büyümenin hızlandığı dönemde gelişirken bu durumun mekanizması halen açıklanamamıştır. Varikoselin bulunduğu testiste üç mekanizmaya bağlı hasar oluşur: ısı artışı, androjen yoksunluğu ve toksik metabolitlerin birikimi. Varikoseli olan ergenlerin %70’inde testis hacminde azalma görülebilir.
Adölesan dönemde çoğunlukla asemptomatik olduğu için, varikosel sıklıkla aileler tarafından saptanır. Aileler testis kıvamında yumuşama, testis gelişiminde gerileme, hacim kaybı ve kozmetik görünümün bozulması gibi bulgularla doktora başvurur. Etkilenen çocuklarda nadiren ağrı görülebileceği bildirilmiştir.
Varikosel tanısında en iyi yöntem tecrübeli bir doktorun muayenesidir. Fizik muayene sıcak bir ortamda hasta ayakta ve yatarak pozisyonda iken yapılmalıdır.
Muayene sırasına testis volümlerine özellikle dikkat edilmelidir ve etkilenen testis boyutu karşı taraf testis ile karşılaştırılmalıdır.
Tanı koyma amacıyla her olguda rutin olarak renkli Doppler ultrasonografi kullanımının yeri yoktur. İleri derecede varikoseli olan hastalarda testis hacmini değerlendirmek amacıyla ultrasonografiden faydalanılabilir. Testis hacminin 2 ml’nin altında olması ve testis hacminde karşı taraf testise göre %20’den fazla azalma saptanması hipotrofi olarak tanımlanır ki çok önemli bir müdahale (ameliyat) kriteridir.
Varikoselin sperm parametrelerini bozduğu bilinmesine rağmen ergenlik yaş grubunda spermiogram bakmak mümkün olmadığı için uygun yaşın beklenmesi gerekmektedir ve bu nedenle spermiogram hastaların değerlendirilmesinde yaygın kullanılamamakta, müdahale kriteri olarak TESTİSİN KÜÇÜLMESİ ve/veya AĞRI olması kabul edilmektedir.
TEDAVİ
Tedavi gereken hastalarda günümüzde en çok kullanılan ameliyat tekniği, mikroskop ile ya da büyütücü gözlükler ile yapılan MİKRO CERRAHİ onarım yöntemidir.
Varikosel büyümenin hızlandığı dönemde gelişirken bu durumun mekanizması halen açıklanamamıştır. Varikoselin bulunduğu testiste üç mekanizmaya bağlı hasar oluşur: ısı artışı, androjen yoksunluğu ve toksik metabolitlerin birikimi. Varikoseli olan ergenlerin %70’inde testis hacminde azalma görülebilir.
Adölesan dönemde çoğunlukla asemptomatik olduğu için, varikosel sıklıkla aileler tarafından saptanır. Aileler testis kıvamında yumuşama, testis gelişiminde gerileme, hacim kaybı ve kozmetik görünümün bozulması gibi bulgularla doktora başvurur. Etkilenen çocuklarda nadiren ağrı görülebileceği bildirilmiştir.
Varikosel tanısında en iyi yöntem tecrübeli bir doktorun muayenesidir. Fizik muayene sıcak bir ortamda hasta ayakta ve yatarak pozisyonda iken yapılmalıdır.
Muayene sırasına testis volümlerine özellikle dikkat edilmelidir ve etkilenen testis boyutu karşı taraf testis ile karşılaştırılmalıdır.
Tanı koyma amacıyla her olguda rutin olarak renkli Doppler ultrasonografi kullanımının yeri yoktur. İleri derecede varikoseli olan hastalarda testis hacmini değerlendirmek amacıyla ultrasonografiden faydalanılabilir. Testis hacminin 2 ml’nin altında olması ve testis hacminde karşı taraf testise göre %20’den fazla azalma saptanması hipotrofi olarak tanımlanır ki çok önemli bir müdahale (ameliyat) kriteridir.
Varikoselin sperm parametrelerini bozduğu bilinmesine rağmen ergenlik yaş grubunda spermiogram bakmak mümkün olmadığı için uygun yaşın beklenmesi gerekmektedir ve bu nedenle spermiogram hastaların değerlendirilmesinde yaygın kullanılamamakta, müdahale kriteri olarak TESTİSİN KÜÇÜLMESİ ve/veya AĞRI olması kabul edilmektedir.
TEDAVİ
Tedavi gereken hastalarda günümüzde en çok kullanılan ameliyat tekniği, mikroskop ile ya da büyütücü gözlükler ile yapılan MİKRO CERRAHİ onarım yöntemidir.