Çocuklar İçin Hikaye, Sırmalı Pabuç Masalı Kısa
SIRMALI PABUÇ
Bir gün başımdan kavak yelleri esti Nasip, kısmet deyip düş tüm yola Az gittim, uz gittim; inişlerde ter dökerek yokuşlarda tirnak sökerek dere, tepe düz gittim; üç köy çıktı uğruma, iki viran meran; birinin de aslı var, astarı yok Aslı astarı yok köyde üç kuyu kazdım, üç kuruş kazandım Ikisi silik milik; birinin de yazısı var, turası yok Turasızı aldım, çarşıya daldım Bir de baktım, tüfekçinin birinde üç tüfek İkisi kırık mirk; birinin de kundağı var, çakmağı yok Ne ona baktım ne buna baktım, çakmaksızı dala taktim Yürüdüm babam, yürüdüm; gölgemi peşimde sürüdüm
Bir de baktım, bitmemiş bir ağacın dibinde üç tavşan ikisi daha doğmamış, birinin de adı var, sani yok Adı var, sani yok tavşanı avladım, tüfeğimi pekmezinen yağladım Yeniden düştüm yola, haydi avcılar başı uğurlar ola Az gittim, uz gittim; çayır çimen geçerek lale sümbül biçerek altı ayla bir güz gittim Bir de baktım üç ev, ikisi yıkık mikik; birinin de üstü açık, dört duvarı yok Üstü açık evden üç hatun çıktı; ikisi yalan dolan, birisi de Kaf Dağı'nda doğan Kaf Dağı'nda doğandan bir kazan istedim, üç kazan verdi cebinden; ya Hint'ten gelmiş, yahut da Çin'den ikisi yamuk yumuk, birinin de kenarı var, dibi yok Dipsiz kazanı vurdum ocağa, ne baltaya baktım ne bıçağa; yok oğlu yok tavşanı doğradım kazana; göz değmesin, şu mavalı dizip bozana
Bir varmış, bir yokmuş, Allah'ın kulu çokmuş
SIRMALI PABUÇ
Bir gün başımdan kavak yelleri esti Nasip, kısmet deyip düş tüm yola Az gittim, uz gittim; inişlerde ter dökerek yokuşlarda tirnak sökerek dere, tepe düz gittim; üç köy çıktı uğruma, iki viran meran; birinin de aslı var, astarı yok Aslı astarı yok köyde üç kuyu kazdım, üç kuruş kazandım Ikisi silik milik; birinin de yazısı var, turası yok Turasızı aldım, çarşıya daldım Bir de baktım, tüfekçinin birinde üç tüfek İkisi kırık mirk; birinin de kundağı var, çakmağı yok Ne ona baktım ne buna baktım, çakmaksızı dala taktim Yürüdüm babam, yürüdüm; gölgemi peşimde sürüdüm
Bir de baktım, bitmemiş bir ağacın dibinde üç tavşan ikisi daha doğmamış, birinin de adı var, sani yok Adı var, sani yok tavşanı avladım, tüfeğimi pekmezinen yağladım Yeniden düştüm yola, haydi avcılar başı uğurlar ola Az gittim, uz gittim; çayır çimen geçerek lale sümbül biçerek altı ayla bir güz gittim Bir de baktım üç ev, ikisi yıkık mikik; birinin de üstü açık, dört duvarı yok Üstü açık evden üç hatun çıktı; ikisi yalan dolan, birisi de Kaf Dağı'nda doğan Kaf Dağı'nda doğandan bir kazan istedim, üç kazan verdi cebinden; ya Hint'ten gelmiş, yahut da Çin'den ikisi yamuk yumuk, birinin de kenarı var, dibi yok Dipsiz kazanı vurdum ocağa, ne baltaya baktım ne bıçağa; yok oğlu yok tavşanı doğradım kazana; göz değmesin, şu mavalı dizip bozana
Bir varmış, bir yokmuş, Allah'ın kulu çokmuş