Çocuklarda dikkat eksikliğinin sıklıkla okul çağının başlamasıyla belirginleştiğini gözlemekteyiz. Okula başlamadan önce genellikle her şeyden çok çabuk sıkılan ve bıkan çocuklar bir takım agresif hareketlerle de dikkat çekerler. Sevdikleri oyuncaklarla bir süre oynayıp daha sonra onlardan bile sıkılıp oyuncaklarını kırdıkları yada parçaladıkları gözlenir. Okul çağının başlamasıyla birlikte bu çocukların öğrenmeye, ders çalışmaya karşı son derece ilgisiz oldukları, düzenli bir şekilde oturup ders çalışmadıkları, hatta zaman zaman masa başında kısa bir süre bile oturmakta zorlandıkları, ödev yapmaktan hoşlanmadıkları, genelde anne yada babalarının zorlamasıyla derslerin zar zor yaptıkları gözlenir.
Bunlara ek olarak dikkat eksikliği olan çocukların, başladıkları bir iş bitirmekte çok zorlandıkları, başladıkları bir işi bitirmeden bir diğerine geçtikleri, kendisine söylenenleri yerine getirmekte ciddi sorunlar yaşadıkları gözlenir.
Okulda genelde okuma ve yazma becerilerinde yaşıtlarından daha kötü seviyede olurlar. Tuttukları defterler düzensiz ve yazıları bozuk olabilir. Sabırsızlıkları nedeniyle okurken sık sık hata yapabilirler, tam okumama, hızlı okuma, yanlış okumalar çok sık görünür. Özellikle dikkatsizliğe bağlı hataları belirgin düzeyde tekrarladıkları görünür.
Okul öncesi dönemde dikkat eksikliği çok sık olarak fark edilemese de, özellikle çabuk sıklıma, sabırsız tutumlar, bir konuya yada bir işe konsantre olamama şikayetleriyle anne ve babalar okul öncesi dönemde de dikkat eksikliği sorunun fark edebilirler.
Dikkat eksikliği olan çocukların bazıları özellikle ilkokul 3 yada 4. sınıfa kadar belirgin bir sorun yaşamayabilirler. Ancak özellikle derslerin ağırlaşması ve konsantrasyon gerekliliğinin artmasıyla dikkat eksikliği sorunu belirgin hale gelir.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu önceleri minimal beyin disfonksiyonu (MBD) olarak bilinirdi. Bu rahatsızlığın en belirgin üç özelliği şunlardır;
dikkat eksikliği
aşırı hareketlilik
atak olma durumu
Hiperaktif çocukların hareketleri amaca yönelik değildir, durmak yorulmak bilmezler. Motor hareketlerindeki koordinasyon bozukluğu ve beceri yetersizliği çok sık görülür. Bazen düğmelerini bile ilikleyemedikleri görülebilir. Özellikle bilişsel işlevlerdeki bozukluklar çok çarpıcıdır. Dikkat süresi son derece kısa ve yoğunlaşma yeteneği çok düşüktür. Hafıza yerindedir ancak yargılamada bozulmalara rastlanabilir.
Bu çocukların kişiler arası ilişkileri incelendiğinde, çok kısa sürede ilişki kurabildikleri ancak arkadaş olamadıkları, herhangi bir nedenle arkadaşına tükürüp onu dövdüğü, saçını çektiği, rahatsız ettiği gözlemlenir.
Çok çabuk uyarılırlar, tehlikeli durumları algılamakta ve kavramakta zorluk çekerler. Başlarına bir kaza gelmemesi için anne baba öğretmen yada başka bir büyüğünün sürekli kontrolü gereklidir.
Ergenlik öncesi dönemde çocukların ortalama %5 ila %10u bu belirtileri göstermektedirler. Özellikle erkeklerde kızlara oranla belirgin olarak fazla görülmektedir.
Başlangıç yaşı 4-5 olarak belirtilse de daha küçük yaşlarda da bu olgulara rastlanabilmektedir. Dikkat bozukluğu olan hiperaktif çocuklar bebeklik dönemlerinde de anne babaları tarafından huzursuz, uykusuz, huysuz, zor bir bebeklik dönemi geçirdikleri ifade edilir. Özellikle yürümeye başladıkları dönemden itibaren aileleri için çok yorucu bir çocuk oldukları gözlenir.
Anne babalar zaman zaman okul öncesinde bu belirtileri çocukların zekasına verir ve olağan kabul ederler ve genellikle okul dönemi başlar başlamaz öğretmenlerinin uyarıları sonucunda aileler psikologlara başvurur. Klinik bulguların dışında psikologlar tarafından yapılan bazı testler aracılığıyla (Wisc-R, Bender-Gestalt gibi) dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye ait önemli ipuçlarına rastlamak mümkündür.
Özellikle son dönemde yapılan araştırmaların ışığında dikkat eksikliği ve hiperaktivite tedavisinde oldukça önemli bir yol alınmıştır. Özellikle bilinçli anne babaların başvurdukları psikolog, uzman hekim, ve okuldaki öğretmenleri ile işbirliği içinde kordine bir şekilde hareket etmeleriyle hiperaktivite ve dikkat eksikliğinin tedavisinde önemli bir yol kat edilir.
Bunlara ek olarak dikkat eksikliği olan çocukların, başladıkları bir iş bitirmekte çok zorlandıkları, başladıkları bir işi bitirmeden bir diğerine geçtikleri, kendisine söylenenleri yerine getirmekte ciddi sorunlar yaşadıkları gözlenir.
Okulda genelde okuma ve yazma becerilerinde yaşıtlarından daha kötü seviyede olurlar. Tuttukları defterler düzensiz ve yazıları bozuk olabilir. Sabırsızlıkları nedeniyle okurken sık sık hata yapabilirler, tam okumama, hızlı okuma, yanlış okumalar çok sık görünür. Özellikle dikkatsizliğe bağlı hataları belirgin düzeyde tekrarladıkları görünür.
Okul öncesi dönemde dikkat eksikliği çok sık olarak fark edilemese de, özellikle çabuk sıklıma, sabırsız tutumlar, bir konuya yada bir işe konsantre olamama şikayetleriyle anne ve babalar okul öncesi dönemde de dikkat eksikliği sorunun fark edebilirler.
Dikkat eksikliği olan çocukların bazıları özellikle ilkokul 3 yada 4. sınıfa kadar belirgin bir sorun yaşamayabilirler. Ancak özellikle derslerin ağırlaşması ve konsantrasyon gerekliliğinin artmasıyla dikkat eksikliği sorunu belirgin hale gelir.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu önceleri minimal beyin disfonksiyonu (MBD) olarak bilinirdi. Bu rahatsızlığın en belirgin üç özelliği şunlardır;
dikkat eksikliği
aşırı hareketlilik
atak olma durumu
Hiperaktif çocukların hareketleri amaca yönelik değildir, durmak yorulmak bilmezler. Motor hareketlerindeki koordinasyon bozukluğu ve beceri yetersizliği çok sık görülür. Bazen düğmelerini bile ilikleyemedikleri görülebilir. Özellikle bilişsel işlevlerdeki bozukluklar çok çarpıcıdır. Dikkat süresi son derece kısa ve yoğunlaşma yeteneği çok düşüktür. Hafıza yerindedir ancak yargılamada bozulmalara rastlanabilir.
Bu çocukların kişiler arası ilişkileri incelendiğinde, çok kısa sürede ilişki kurabildikleri ancak arkadaş olamadıkları, herhangi bir nedenle arkadaşına tükürüp onu dövdüğü, saçını çektiği, rahatsız ettiği gözlemlenir.
Çok çabuk uyarılırlar, tehlikeli durumları algılamakta ve kavramakta zorluk çekerler. Başlarına bir kaza gelmemesi için anne baba öğretmen yada başka bir büyüğünün sürekli kontrolü gereklidir.
Ergenlik öncesi dönemde çocukların ortalama %5 ila %10u bu belirtileri göstermektedirler. Özellikle erkeklerde kızlara oranla belirgin olarak fazla görülmektedir.
Başlangıç yaşı 4-5 olarak belirtilse de daha küçük yaşlarda da bu olgulara rastlanabilmektedir. Dikkat bozukluğu olan hiperaktif çocuklar bebeklik dönemlerinde de anne babaları tarafından huzursuz, uykusuz, huysuz, zor bir bebeklik dönemi geçirdikleri ifade edilir. Özellikle yürümeye başladıkları dönemden itibaren aileleri için çok yorucu bir çocuk oldukları gözlenir.
Anne babalar zaman zaman okul öncesinde bu belirtileri çocukların zekasına verir ve olağan kabul ederler ve genellikle okul dönemi başlar başlamaz öğretmenlerinin uyarıları sonucunda aileler psikologlara başvurur. Klinik bulguların dışında psikologlar tarafından yapılan bazı testler aracılığıyla (Wisc-R, Bender-Gestalt gibi) dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye ait önemli ipuçlarına rastlamak mümkündür.
Özellikle son dönemde yapılan araştırmaların ışığında dikkat eksikliği ve hiperaktivite tedavisinde oldukça önemli bir yol alınmıştır. Özellikle bilinçli anne babaların başvurdukları psikolog, uzman hekim, ve okuldaki öğretmenleri ile işbirliği içinde kordine bir şekilde hareket etmeleriyle hiperaktivite ve dikkat eksikliğinin tedavisinde önemli bir yol kat edilir.