DİL GELİŞİMİNDE AİLENİN KATKILARI NELER OLABİLİR?
İfade Edici Dilin Ortaya Çıkması
Çoğu anne-baba, bebeklerinin ilk sözcüklerini duymanın heyecanını hatırlayabilir. Fakat bu önemli başarı bir gecede ortaya çıkmaz. Aslında, bebekler bir sabah tüm cümleleri kazanmış olarak uyanmazlar. Gerçekte, hastanede duyulan ilk çığlıktan "da-da" ya da "ma-ma" gibi kontrollü ifadelere gelişme yavaş, sistematik ve bir çok çocuk açısından önceden tahmin edilebilir. Stark (1979), beş aşamalı dönemden oluşan dil-öncesi dönemi tanımlayan bir çerçeve oluşturmuştur. Dil gelişiminin bu ilk dönemleriyle ilgili olarak, yol gösterici olması açısından Stark'ın modeli kullanılacaktır. Ancak önce bir uyarıda bulunmak gereklidir: Dil gelişimi bireyseldir. Gelişimle ilgili genellemeler yapılması mümkün olsa da, bu genellemeler her çocuk için doğru değildir. Çocuklar arasında dil gelişimi açısından büyük farklılıklar vardır. Bu nedenle, bir çocuğu dil bozukluğu hakkında konuşulurken çok dikkatli olunmalıdır. Çünkü, çocuk aşağıda tanımlanan dönemlere harfiyen uymaz. Bu dönemlerin ötesinde gelişim gösteren bir çocukla ilgili olarak aşırı heyecanlanmak da bir hata olabilir. Bununla birlikte, çocuğun normal gelişim dizisinden bir sapma gösterdiği durumlar dikkate alınmalıdır.
I. Dönem (0-8 Hafta)
Bu dönemde; yeni doğanlar, refleksif ağlama ve hayati solunum yaparlar. Yani, ağızlarını açarlar ve ne geliyorsa çıkarırlar. Bu gelen tepkiler, genellikle anne-babanın ilgisini isteyen çığlık biçiminde yüksek sesli ağlamalardır. Bu ağlamayı göz ardı etmek güçtür, hatta acı vericidir. Bireysel farklılıklar olsa da, bu ağlamalar tipik olarak kısa, hızlı ve patlama şeklindedir. Kimi bebekler göreceli olarak daha sessizdir; diğerleriyse sürekli ağlıyor gibi görünürler. Kimileri çığlık şeklinde, yüksek sesli ağlamalara sahiptir, diğerleriyse sessiz ağlarlar. Bebekler ayrıca, anne-babalarına sanki bebek iletişim başlatmak istiyormuş gibi tepki verebilecekleri geğirme, öksürme ve hapşırık gibi sesleri çıkarırlar.
II. Dönem (8-20 Hafta)
Bu dönem, bebeklerin kendi ses çıkarma organları üzerinde, gittikçe artan oranda kontrol kazandıkları bir dönemdir. Ağlama ayırt edici hale gelir ve böylece anne-babalar, açlık, rahatsızlık, istek gibi farklı tür ağlamaları , birbirinden ayırt etmeye başlar. Ağlama patlamaları, giderek daha katlanılır ve genellikle daha az sıklıkla oluşmaya başlar. Bu dönemin sonundan itibaren, bebeklerin çoğu gığıldama sesleri çıkarmaya başlar. Bunlar anne-babalar tarafından sıklıkla keyif sesleri olarak yorumlanan, ünlü-benzeri (aaa, ooo) ifadelerdir. Bu aşamada birçok bebek kahkaha atmaya da başlar.
III. Dönem (16-30 Hafta)
Bu dönem sesli oyunlarla karakterize edilir ve ses mekanizması üzerinde sürekli kontrol bulunan bir dönemdir. Ünlü sesler bebeğin ses dağarcığına girmeye başlar. Bunlar daha önce gözlenen gığıldama seslerine eklenebilir. Bu dönemin sonundan itibaren, bebek babıldama olarak adlandırdığımız ünlü ve ünsüz seslerin birleşiminden oluşan heceleri çıkarmaya başlar.
IV. Dönem (25-50 Hafta)
Bu dönem, gerçek hece tekrarı aşamasıdır. Bebek ba ya da ma gibi ünlü ve ünsüz bileşimlerini çıkarır. Bu dönemin sonundan itibaren bu ünlü-ünsüz bileşimleri, perde ve tonlaması sık sık değişen uzun diziler (ba ba ba) halinde tekrarlanır.
V. Dönem (9-18 Ay)
Çocuğun hece tekrarı gittikçe karmaşık hale gelir. Ünsüz seslerin sınırları genişler. Birçok çocukta jargon ortaya çıkar. Bu, dile çok benzeyen bir ses çıkarma tipidir. Çünkü, buradaki ses ve tonlama, dile oldukça benzer. Başka bir odadan dinlenirken bebeğin gerçekten konuştuğu düşünülebilir. Çünkü, bu ses dizileri cümlenin ses özelliklerini taşır.
V. Dönem gerçek diş üretimine geçişi işaret eder. Bu yaş, anne-babaların, ilk sözcüklerin çıkarıldığını saptadıkları yaştır. Bunlar bazen jargon konuşması içerisinde duyulur. Sözcükler bazen net olarak çıkarılır; fakat daha sonra günlerce ya da haftalarca duyulmaz. Bazı çocuklar, tutarlı bir anlama gelen ve ünlü-ünsüz bileşimleri olan kalıp sözcükler kullanabilir. Örneğin, çocuklardan birisi, isteğini anlatmak için, sözcük yerine geçen na bileşimini kullanabilmektedir
Çocuğun Konuşmayı Öğrenmesine Yardımcı Olacak İpuçları
Çocukların konuşmayı öğrenmesi çok karmaşık bir süreçtir. Bu aşamada sizin katkınız da çok önemlidir. Bu konuda bazı öneriler verilebilir:
* Çocuğunuza konuşmak için zaman ayırın. Onun yaptıkları ya da kendi yaptıklarınız hakkında sohbet edin.
* Onunla konuşurken sıranızı bekleyin; bir şey söyleyin ve size yanıt vermesine fırsat tanıyın.
* Günde en az bir saat, onunla yüz-yüze konuşmak için zaman ayırın.
* Odadaki TV, radyo, video, müzik ve bilgisayar oyunları gibi gereksiz seslerin olmadığı ortamda iletişimi deneyin.
* Az konuşmanın çocuğunuzun sizinle konuşmasını zorlaştıracağını unutmayın.
* Konuşurken çocuğunuza bakın ve size dikkat ettiğinden ve dinlediğinden emin olun.
* Çocuğun ifadesinde kullandığı yanlış sözcükleri, "yanlış kullandın" gibi uyarmalar yerine, doğru model olarak, kısa cümle içinde tekrar etmeniz uygun olacaktır.
* Dilin, iletişim için gerekli olduğunu ona hissettirin. İşaretle ya da nesnenin ismini söylemeye çalışarak, bir şey istediği zaman; örneğin "Süt mü istiyorsun?" gibi yönergelerle, ona hem uygun konuşma modeli olun hem de istediği nesneyi vererek kendisini ödüllendirin.
* Çocuğunuzun her sözcüğü söyleme çabasını övgü ile pekiştirin.
Dil ve Konuşma Problemleri
Ne Tipte Olabilir?
Dil gelişiminde neyin normal olabileceği konusunda, çocuktan çocuğa çok farklılıklar olabilir ve çok az çocuk şemamızdaki aşamaları gösterir.
Dil ve konuşma problemleri pek çok değişik biçimde ortaya çıkar ve çocuklar, bir ya da birkaç problemi eşzamanlı yaşayabilirler. Örneğin; hangi nedenle olursa olsun, gecikmiş problemi olan bir çocukta, aynı zamanda artikülasyon sorunu da kendini gösterecektir. Aşağıda çocuklarda en sık görülen dil ve konuşma problemleri belirtilmiştir:
* Dili anlamaya ilişkin problemler
* Dili ifade etmeye ilişkin problemler
* Uygun iletişim kurabilme yeteneğinde ilişkin problemler (edimbilim)
* Nörojenik kökenli problemler (yapısal)
* Artikülasyon / Fonolojik problem
* Akıcılık problemi
* Ses bozukluğu.
Ne Zaman Yardım İstemeliyim?
Ne zaman yardım isteyeceğiniz konusunda belirgin bir kural yoktur. Eğer endişeleniyorsanız doktorunuzla konuşmanız gerekecektir.
Endişenizin nedeni şunlar olabilir:
* Çocuğunuz seslere tepki vermiyorsa.
* Siz ve ailenin diğer üyeleri, çocuğunuzun ne söylediğini anlamıyorsanız.
* Ailenin öyküsünde, bir dil ve konuşma gecikmesi varsa.
* Çocuğunuzun dil gelişiminin ve konuşmasının, aynı yaştaki çocuklara göre belirgin olarak geride olduğunu düşünüyorsanız.
Gecikmiş Konuşmanın Nedenleri
Gecikmiş konuşmaya; disartri, serebral palsy ve diğer nörojenik bozukluklar gibi nörolojik Down sendromu gibi genetik bir problem neden olabilir. Bilinen bir nedene bağlı olmayan gecikmiş konuşma, artikülasyon ya da akıcılık problemleri de olabilmektedir. Bunların yanında, işitme problemleri de gecikmiş konuşmaya neden olabilmektedir. Birçok çocuk, orta kulak iltihabına ilişkin sorunlar yaşayabilir. Ayrıca, çocuğunuz sürekli orta kulak enfeksiyonu çekiyorsa, duymasında ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Bu da, konuşma çabasını olumsuz yönde etkileyecektir.
Bu türden belirtilerin olması durumunda, öncelikle bir pediatristin çocuğunuzu görmesi ve gerekirse KBB ve odyoloji muayenesi yapılmalıdır. Doktorunuz, çocuğunuza yardım edilmesi gerektiğini düşünüyorsa, genel gelişimiyle spesifik dil ve konuşma özelliklerinin değerlendirilebileceği, varsa üniversitelerin dil ve konuşma bozuklukları birimlerine, yoksa çocuk gelişimi, çocuk ruh sağlığı ya da özel eğitim gibi birimlerine ve özel merkezlere ulaşabilirsiniz. Çok gereksinim duyulmasına karşın, ülkemizde konuşma tedavisiyle ilgilenen kişi sayısı sınırlıdır. Bu kişilere ulaştıktan sonraki aşama, çocuğunuz ve danışmanlık aldığınız kişi ya da birim arasında, düzenli bir terapi programı yapmak olacaktır. Terapinin süresi ve başarısı, problemin tipine ve yanında eşlik eden diğer gelişimsel-yapısal sorunlara göre değişiklik gösterecektir.
Alıntı
İfade Edici Dilin Ortaya Çıkması
Çoğu anne-baba, bebeklerinin ilk sözcüklerini duymanın heyecanını hatırlayabilir. Fakat bu önemli başarı bir gecede ortaya çıkmaz. Aslında, bebekler bir sabah tüm cümleleri kazanmış olarak uyanmazlar. Gerçekte, hastanede duyulan ilk çığlıktan "da-da" ya da "ma-ma" gibi kontrollü ifadelere gelişme yavaş, sistematik ve bir çok çocuk açısından önceden tahmin edilebilir. Stark (1979), beş aşamalı dönemden oluşan dil-öncesi dönemi tanımlayan bir çerçeve oluşturmuştur. Dil gelişiminin bu ilk dönemleriyle ilgili olarak, yol gösterici olması açısından Stark'ın modeli kullanılacaktır. Ancak önce bir uyarıda bulunmak gereklidir: Dil gelişimi bireyseldir. Gelişimle ilgili genellemeler yapılması mümkün olsa da, bu genellemeler her çocuk için doğru değildir. Çocuklar arasında dil gelişimi açısından büyük farklılıklar vardır. Bu nedenle, bir çocuğu dil bozukluğu hakkında konuşulurken çok dikkatli olunmalıdır. Çünkü, çocuk aşağıda tanımlanan dönemlere harfiyen uymaz. Bu dönemlerin ötesinde gelişim gösteren bir çocukla ilgili olarak aşırı heyecanlanmak da bir hata olabilir. Bununla birlikte, çocuğun normal gelişim dizisinden bir sapma gösterdiği durumlar dikkate alınmalıdır.
I. Dönem (0-8 Hafta)
Bu dönemde; yeni doğanlar, refleksif ağlama ve hayati solunum yaparlar. Yani, ağızlarını açarlar ve ne geliyorsa çıkarırlar. Bu gelen tepkiler, genellikle anne-babanın ilgisini isteyen çığlık biçiminde yüksek sesli ağlamalardır. Bu ağlamayı göz ardı etmek güçtür, hatta acı vericidir. Bireysel farklılıklar olsa da, bu ağlamalar tipik olarak kısa, hızlı ve patlama şeklindedir. Kimi bebekler göreceli olarak daha sessizdir; diğerleriyse sürekli ağlıyor gibi görünürler. Kimileri çığlık şeklinde, yüksek sesli ağlamalara sahiptir, diğerleriyse sessiz ağlarlar. Bebekler ayrıca, anne-babalarına sanki bebek iletişim başlatmak istiyormuş gibi tepki verebilecekleri geğirme, öksürme ve hapşırık gibi sesleri çıkarırlar.
II. Dönem (8-20 Hafta)
Bu dönem, bebeklerin kendi ses çıkarma organları üzerinde, gittikçe artan oranda kontrol kazandıkları bir dönemdir. Ağlama ayırt edici hale gelir ve böylece anne-babalar, açlık, rahatsızlık, istek gibi farklı tür ağlamaları , birbirinden ayırt etmeye başlar. Ağlama patlamaları, giderek daha katlanılır ve genellikle daha az sıklıkla oluşmaya başlar. Bu dönemin sonundan itibaren, bebeklerin çoğu gığıldama sesleri çıkarmaya başlar. Bunlar anne-babalar tarafından sıklıkla keyif sesleri olarak yorumlanan, ünlü-benzeri (aaa, ooo) ifadelerdir. Bu aşamada birçok bebek kahkaha atmaya da başlar.
III. Dönem (16-30 Hafta)
Bu dönem sesli oyunlarla karakterize edilir ve ses mekanizması üzerinde sürekli kontrol bulunan bir dönemdir. Ünlü sesler bebeğin ses dağarcığına girmeye başlar. Bunlar daha önce gözlenen gığıldama seslerine eklenebilir. Bu dönemin sonundan itibaren, bebek babıldama olarak adlandırdığımız ünlü ve ünsüz seslerin birleşiminden oluşan heceleri çıkarmaya başlar.
IV. Dönem (25-50 Hafta)
Bu dönem, gerçek hece tekrarı aşamasıdır. Bebek ba ya da ma gibi ünlü ve ünsüz bileşimlerini çıkarır. Bu dönemin sonundan itibaren bu ünlü-ünsüz bileşimleri, perde ve tonlaması sık sık değişen uzun diziler (ba ba ba) halinde tekrarlanır.
V. Dönem (9-18 Ay)
Çocuğun hece tekrarı gittikçe karmaşık hale gelir. Ünsüz seslerin sınırları genişler. Birçok çocukta jargon ortaya çıkar. Bu, dile çok benzeyen bir ses çıkarma tipidir. Çünkü, buradaki ses ve tonlama, dile oldukça benzer. Başka bir odadan dinlenirken bebeğin gerçekten konuştuğu düşünülebilir. Çünkü, bu ses dizileri cümlenin ses özelliklerini taşır.
V. Dönem gerçek diş üretimine geçişi işaret eder. Bu yaş, anne-babaların, ilk sözcüklerin çıkarıldığını saptadıkları yaştır. Bunlar bazen jargon konuşması içerisinde duyulur. Sözcükler bazen net olarak çıkarılır; fakat daha sonra günlerce ya da haftalarca duyulmaz. Bazı çocuklar, tutarlı bir anlama gelen ve ünlü-ünsüz bileşimleri olan kalıp sözcükler kullanabilir. Örneğin, çocuklardan birisi, isteğini anlatmak için, sözcük yerine geçen na bileşimini kullanabilmektedir
Çocuğun Konuşmayı Öğrenmesine Yardımcı Olacak İpuçları
Çocukların konuşmayı öğrenmesi çok karmaşık bir süreçtir. Bu aşamada sizin katkınız da çok önemlidir. Bu konuda bazı öneriler verilebilir:
* Çocuğunuza konuşmak için zaman ayırın. Onun yaptıkları ya da kendi yaptıklarınız hakkında sohbet edin.
* Onunla konuşurken sıranızı bekleyin; bir şey söyleyin ve size yanıt vermesine fırsat tanıyın.
* Günde en az bir saat, onunla yüz-yüze konuşmak için zaman ayırın.
* Odadaki TV, radyo, video, müzik ve bilgisayar oyunları gibi gereksiz seslerin olmadığı ortamda iletişimi deneyin.
* Az konuşmanın çocuğunuzun sizinle konuşmasını zorlaştıracağını unutmayın.
* Konuşurken çocuğunuza bakın ve size dikkat ettiğinden ve dinlediğinden emin olun.
* Çocuğun ifadesinde kullandığı yanlış sözcükleri, "yanlış kullandın" gibi uyarmalar yerine, doğru model olarak, kısa cümle içinde tekrar etmeniz uygun olacaktır.
* Dilin, iletişim için gerekli olduğunu ona hissettirin. İşaretle ya da nesnenin ismini söylemeye çalışarak, bir şey istediği zaman; örneğin "Süt mü istiyorsun?" gibi yönergelerle, ona hem uygun konuşma modeli olun hem de istediği nesneyi vererek kendisini ödüllendirin.
* Çocuğunuzun her sözcüğü söyleme çabasını övgü ile pekiştirin.
Dil ve Konuşma Problemleri
Ne Tipte Olabilir?
Dil gelişiminde neyin normal olabileceği konusunda, çocuktan çocuğa çok farklılıklar olabilir ve çok az çocuk şemamızdaki aşamaları gösterir.
Dil ve konuşma problemleri pek çok değişik biçimde ortaya çıkar ve çocuklar, bir ya da birkaç problemi eşzamanlı yaşayabilirler. Örneğin; hangi nedenle olursa olsun, gecikmiş problemi olan bir çocukta, aynı zamanda artikülasyon sorunu da kendini gösterecektir. Aşağıda çocuklarda en sık görülen dil ve konuşma problemleri belirtilmiştir:
* Dili anlamaya ilişkin problemler
* Dili ifade etmeye ilişkin problemler
* Uygun iletişim kurabilme yeteneğinde ilişkin problemler (edimbilim)
* Nörojenik kökenli problemler (yapısal)
* Artikülasyon / Fonolojik problem
* Akıcılık problemi
* Ses bozukluğu.
Ne Zaman Yardım İstemeliyim?
Ne zaman yardım isteyeceğiniz konusunda belirgin bir kural yoktur. Eğer endişeleniyorsanız doktorunuzla konuşmanız gerekecektir.
Endişenizin nedeni şunlar olabilir:
* Çocuğunuz seslere tepki vermiyorsa.
* Siz ve ailenin diğer üyeleri, çocuğunuzun ne söylediğini anlamıyorsanız.
* Ailenin öyküsünde, bir dil ve konuşma gecikmesi varsa.
* Çocuğunuzun dil gelişiminin ve konuşmasının, aynı yaştaki çocuklara göre belirgin olarak geride olduğunu düşünüyorsanız.
Gecikmiş Konuşmanın Nedenleri
Gecikmiş konuşmaya; disartri, serebral palsy ve diğer nörojenik bozukluklar gibi nörolojik Down sendromu gibi genetik bir problem neden olabilir. Bilinen bir nedene bağlı olmayan gecikmiş konuşma, artikülasyon ya da akıcılık problemleri de olabilmektedir. Bunların yanında, işitme problemleri de gecikmiş konuşmaya neden olabilmektedir. Birçok çocuk, orta kulak iltihabına ilişkin sorunlar yaşayabilir. Ayrıca, çocuğunuz sürekli orta kulak enfeksiyonu çekiyorsa, duymasında ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Bu da, konuşma çabasını olumsuz yönde etkileyecektir.
Bu türden belirtilerin olması durumunda, öncelikle bir pediatristin çocuğunuzu görmesi ve gerekirse KBB ve odyoloji muayenesi yapılmalıdır. Doktorunuz, çocuğunuza yardım edilmesi gerektiğini düşünüyorsa, genel gelişimiyle spesifik dil ve konuşma özelliklerinin değerlendirilebileceği, varsa üniversitelerin dil ve konuşma bozuklukları birimlerine, yoksa çocuk gelişimi, çocuk ruh sağlığı ya da özel eğitim gibi birimlerine ve özel merkezlere ulaşabilirsiniz. Çok gereksinim duyulmasına karşın, ülkemizde konuşma tedavisiyle ilgilenen kişi sayısı sınırlıdır. Bu kişilere ulaştıktan sonraki aşama, çocuğunuz ve danışmanlık aldığınız kişi ya da birim arasında, düzenli bir terapi programı yapmak olacaktır. Terapinin süresi ve başarısı, problemin tipine ve yanında eşlik eden diğer gelişimsel-yapısal sorunlara göre değişiklik gösterecektir.
Alıntı