ÇOCUKLARDA ÖFKE KONTROLÜ

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
57
Yaş
36
Coin
256,936
ÇOCUKLARDA ÖFKE KONTROLÜ
Öfke Nedir, Normal midir?

Her insanın sahip olduğu ve olması gereken tabii bir duygudur. Kişi, engellendiği, isteklerinin karşılanmadığı, hayal kırıklığına uğradığı ve karşısındaki ile çatışma yaşadığı anlarda öfke duygusuna kapılır. Zararlı ve saldırganlık belirten bir durum değil aksine her insanda bulunması gereken, asıl olmazsa sıkıntıların meydana geleceği bir duygu halidir.
Çocuklarda Öfke Krizleri Neden Olur ve Kaç Türe Sahiptir?

Öfkenin kaynağını anlamak için öncelikle beynimizi biraz tanımakta yarar var. Beynimiz, alt ve üst kısımlar olmak üzere iki katlı bir ev gibidir. Alt katında nefes almak, gözümüzü refleks olarak kırpmak, herhangi bir tehlike ile karşılaşıldığında savaşmak ve kaçmak, korku ve öfke duymak gibi hislere bilinçsizce kapılmamıza sebep olan faaliyetler gerçekleşir. Kontrol haricinde ortaya çıkan öfke hali beynimizin tam da bu kısmından kaynaklıdır.

Üst kata çıkacak olursak, burada işler biraz daha sistemli ilerler. Burası geniş bir kütüphane gibidir. Düşünme, hayal kurma, plan yapma, organize etme gibi eylemlerin kaynağı tam olarak beynin üst katıdır. Çocuklarda görmek istenilen erdemli davranışların yeri de burasıdır.
Fakat çocuklar şaşırtıcı düzeyde ince zekaları ile beyinlerinin bu kısımlarını da ulaşmak istedikleri hedef uğruna çok güzel kullanabilirler. Anne babanın elini kolunu bağlayan stratejik öfke krizlerinden söz ediyorum. Alışveriş merkezinde istediği alınmadığı anda yaygarayı kopartan ortalığı birbirine katan ve sonunda ebeveynini mağlup eden şu çocuklar, tanıdık geldi değil mi?
Öfke Kriziyle Baş Etmek İçin Ne Yapmalı?
Öncelikle çocuğun öfkesinin alt beyinden mi yoksa üst beyinden mi kaynaklandığını iyi anlamak gerekiyor. Çünkü ikisinin hisleri bambaşkadır ve yaklaşım da buna göre olmalıdır.
Alt beyinden kaynaklı bir öfke halinde çocuk kendi davranışlarını kontrol edemez, o an ona oturup doğruyu yanlışı anlatmanın hiçbir faydası olmaz çünkü kapatmıştır kendini. Duygusu çok yoğundur ve sakinleştirilmeye ihtiyacı vardır. Bunu kendiniz üzerinden de düşünebilirsiniz, çok öfkelendiğiniz bir durum karşısında birinin size nasihat etmesini nasıl karşılarsınız? Onu dinleyecek durumda mısınızdır? Yoksa sadece biraz anlayış ve sakinleştirilmeye mi ihtiyacınız vardır? İşte çocuklara da bunu düşünerek yaklaşmak gerekiyor.
Çok sevdiği oyuncağının kardeşi tarafından kırıldığını gören bir çocuğun dünyası başına yıkılabilir ve o an doğruyu yanlışı düşünmeksizin kardeşine vurma eğilimi gösterebilir. Böyle bir durumda yapılması gereken, çocuğun öncelikle duygusunu anlamak olmalı. Sarılın, şefkatle yaklaşın, yumuşak bir ses tonuyla gözlerine bakarak şuan çok kızgınsın biliyorum deyin ve onu ortamdan uzaklaştırarak sakinleştirmeye çalışın. Dikkatini başka yöne çekmek de alt beyinden kaynaklı bir öfke nöbeti için güzel bir yöntemdir.

Öfke krizi üst beyinden kaynaklıysa ne yapacağız peki? Bunun stratejik bir öfke hali olduğunu bilip ona göre boyun eğmemeyi öğrenecek anne baba. İlk etapta bu zor gelebilir. Çünkü gerçekten sakinleşmesi için sadece, o an isteğinin yerine getirilmesini bekleyen bir çocuk vardır karşımızda. İki keskin seçenek karşısında kalır anne baba, çocuğun istediğini yap veya yapma. Yapmazsa olacağı ortada bununla nasıl baş edecek? Cevap basit; sınır koyarak. Bu sınır koyma işlemiyle karşılaşan çocuklar başta afallayabilir çünkü daha önce görmemişlerdir ve hiç de hoşlarına gitmez ama ebeveynlerin istikrarlı duşu karşısında kabul etmekten başka çareleri olmadığını görürler. Yapılacak olan şey, ilk önce çocuğun duygusunu anlamak. Alışveriş merkezinde satılık olmayan bir eşyayı istediğini düşünelim. Alamayacağımızı söyledik ve yaygara koptu. “Çocuğa eğilip şuan bunu almayı çok istediğini biliyorum ama bu satılık değil bu yüzden alamayız. Evet üzgün ve sinirlisin bunu görüyorum.” Duygusunun anlaşılmasıyla yatışmadığı takdirde sınır giriyor devreye “bu şekilde ağlamaya devam etmeyi seçersen, bugün aldığımız diğer oyuncağını da geri vermeyi seçmiş olursun” veya yine çok sevdiği bir şeyden vazgeçmeyi seçmekle alternatifler üretebilirsiniz. Kabul etmese de o sevdiği şeyden mahrum kaldığını gördüğü zaman bu sınır koymanın ne kadar işlevsel olduğuna şahit olacaksınız. Her şeyden önemlisi bu sınıra çocukların da ihtiyacı var. Zira hayat sınırsız bir yaşam alanı sunmuyor kimseye. Bunu erken yaşta uygun bir seçim yöntemiyle öğrenen çocuk için ilerisi çok daha kolay olacaktır. Kısacası; beynin üst katını çalıştırın ve çocuklara kendi seçimlerinin sorumluluğunu almaya olanak tanıyın.

Uzman Klinik Psikolog
Zeynep Görenoğlu
 
Üst Alt